Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1178 E. 2018/1097 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/760 Esas
KARAR NO : 2018/1099

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maktul …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigortaca sigorta edilmiş … plakalı aracın müvekkili …’un sevk ve idaresindeki 34 ET 6902 plakalı araca çarpması sonucu müvekkillerinin ağır bir şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda maktul …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin uzun süre komada kaldıklarını ve akabinde de yatarak tedavi gördüklerini, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin trafik kazası sonucunda uğramış oldukları bedensel maddi zararlarının tazmini için şimdilik ayrı ayrı 500,00 TL toplam 1.000,00 TL’nin davalı … şirketinden alınarak müvekkillerine verilmesine, belirlenecek tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu tazminata esas trafik kazasının 10/08/2008 tarihinde meydana geldiğini, işbu davaya konu tazminat alacağı bakımından ceza zaman aşımı süresi dolduktan sonra davanın 27/08/2018 tarihinde açıldığını, öncelikle zaman aşımı definin kabulü ile davanın reddine, aksi halde SGK’dan rücuya tabii ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasından Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden veya Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasından, ATK 3. İhtisas Dairesinden maluliyet raporu alınmasından sonra Hazine Müsteşarlığı Aktüer siciline kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alındıktan sonra davalı olarak sorumluluklarının tespitini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacılar, 10/08/2008 tarihinde sürücüsü davacı … olan … plaka sayılı araç ile sürücüsü … olan … plakalı aracın çarpışması neticesinde, davacılar … ve …’un yaralandığını, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise öldüğünü, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı … AŞ tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle HMK m.107 anlamında bedensel zarar miktarının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, davaya konu tazminata esas trafik kazasının 10/08/2008 tarihinde meydana geldiğini, işbu davaya konu tazminat alacağı bakımından ceza zaman aşımı süresi dolduktan sonra davanın 27/08/2018 tarihinde açıldığını, öncelikle zaman aşımı definin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının süresinde olarak zaman aşımı definde bulunması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 137.maddesi kapsamında ilk itiraz niteliğindeki zaman aşımı definin değerlendirilerek davaya konu hakkın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının hükme bağlanması gerekmektedir.
Dosya kapsamıyla davaya konu tazminata esas trafik kazasının 10/08/2008 tarihinde meydana geldiği ve işbu davanın 10 yıl 17 gün sonra ve 27/08/2018 tarihinde açıldığı görülmektedir.
Haksız fiilden kaynaklı tazminatlarda zaman aşımı mevzu 6098 sayılı TBK’nın md.72’de düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre zarar görenin zarara ve tazminat yükümlüsüne öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle hakkın zaman aşımına uğrayacağı ve ancak tazminata sebep haksız fiil bakımından ceza kanunlarınca daha uzun bir zaman aşımının öngörüldüğü hallerde ceza zaman aşımının uygulanacağı öngörülmüştür.
2918 sayılı yasanın 109.maddesinde de motorlu araç kazalarında doğan maddi zararları tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı zarara sebep fiil bakımından ceza kanunlarınca daha uzun bir zaman aşımı süresinin öngörülmüş olması halinde ceza zaman aşımının uygulanacağı öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 1482.madde düzenlemesi ile de sorumluluk sigortalarında sigortacıya yöneltilecek tazminat istemlerinin sigorta konusu olaydan itibaren 10 yılda zaman aşımına uğrayacağı öngörülmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 72.maddesi, 6102 sayılı TTK’nun 1482.maddesi ve 2918 sayılı yasanın 109.maddesi birlikte değerlendirildiğinde davaya konu tazminatın trafik kazasından kaynaklanmış olması ve motorlu bir aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun 2918 sayılı yasanın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olması ve bu kanunun TBK ve TTK’ya göre daha özel bir kanun olması karşısında davamıza konu olay bakımından uygulanması gereken zaman aşımının 2918 sayılı yasının 109.maddesine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
2918 sayılı yasanın 109.maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı, zarara sebep fiilin 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 66.maddesi ile ölümlü trafik kazalarında zaman aşımının 15 yıl, yaralamalı trafik kazalarında ise zaman aşımının 8 yıl olarak öngörüldüğü görülmektedir.
Bu çerçevede somut olaya bakıldığında 10/08/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların yaralandığı bu nedenle zaman aşımının 2918 sayılı yasanın 109.maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı ve 5237 sayılı TCK’nın 66.maddesinde yaralanmaya sebep haksız fiil nedeniyle öngörülmüş olan 8 yıl zaman aşımına tabii olduğu görülmektedir.
Her ne kadar 10/08/2008 tarihinde meydana gelen sürücüsü davacı … olan … plaka sayılı araç ile sürücüsü … olan … plakalı aracın çarpışması neticesinde, davacılar … ve …’un yaralanmış ve … plakalı araç sürücüsü … ölmüş ise de davacılar kazada ölmüş bulunan …’ın mirasçıları veya destek alanları statüsünde olmadıklarında fiilin karşı tarafı olan kişinin ölümü zaman aşımı hakkında yararlanmaları söz konusu olmayacaktır. Başka bir deyişle ceza zaman aşımının uygulanması gereken hallerde kişi (mağdur) ancak ve ancak kendisine yönelen suç için öngörülmüş ceza zaman aşımından yararlanabilecektir. Somut olayımız itibariyle davacılara yönelen ve ceza kanunlarınca da suç kabul edilen fiil 5237 sayılı yasanın 86 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve taksirle işlenen yaralama suçudur. Bu nedenle davacıların istifade etmeleri mümkün ceza zaman aşımı da kendilerine yönelmiş olan ve yaralanma suçu bakımından öngörülmüş olan 8 yıllık zaman aşımıdır. Kaldı ki … plakalı araç sürücüsü …’a yönelen suç ise 5237 sayılı yasanın 81.maddesinde düzenlenen taksirle öldürme suçu olup öngörülen ceza miktarı itibariyle bu suç bakımından da öngörülen ceza zaman aşımı 8 yıldır. Ancak birden fazla kişinin ölmesi halinde 15 yıllık zaman aşımının uygulanması söz konusu olabilecektir.
Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/05/2012 tarih 2012/2164 Esas – 2012/5538 Karar sayılı kararında “…5237 sayılı yeni TCK’nun 66.maddesine göre bir ölü veya bir yaralı varsa zaman aşımı süresi 8 yıl, birden fazla ölü ve bir veya birden fazla yaralı olması halinde zaman aşımı süresi 15 yıldır…” şeklinde belirtilen içtihattan da anlaşılacağı üzere somut olayımızda bir an için karşı taraf araç sürücüsünün ölmüş olması nedeniyle ölüm bakımından uygulanması gereken zaman aşımının uygulanması kabul edilecek olsa bile toplamda bir ölü ve birden fazla yaralı olduğu için uygulanması gereken zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğu görülmektedir. Bu nedenle hiçbir koşulda 15 yıllık zaman aşımının somut olayımızda uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında davacıların 10/08/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlarının 2918 sayılı yasanın 109.maddesinde öngörülen ve herhalde kaza tarihinden itibaren işleyecek olan 10 yıllık zaman aşımına tabii olması ve yaralanma suçu bakımından 5237 sayılı yasanın 66.maddesinde öngörülen ceza zaman aşımının 8 yıl olarak daha kısa olması karşısında davacıların davalarını 10 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra açmış oldukları anlaşıldığından davalı tarafın süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı definin kabulü ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Trafik kazası 10/08/2008 tarihinde meydana gelmiş olmasına rağmen davanın 2918 sayılı 109md öngörülen ve kaza tarihinden itibaren işleyen 10 yıllık sürenin dolmasından 17 gün sonra ve 27/08/2018 tarihinde açılmış olması ve davacıların vaki kazada yaralanmış olmaları nedeniyle 5237 TCK’nun 66 md kapsamında öngörülen ceza zamanaşımınında 8 yıl olması nedeniyle davalı tarafın zamanaşımı definin kabulü ile DAVANIN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınmasa gereken 35,90 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/11/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 595,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 85,25 TL