Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1166 E. 2020/101 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1166
KARAR NO : 2020/101

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/10/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … çekici ve arkasında takılı … plakalı yarı römork ile seyir halinde iken … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ ön çamurluk kısımlarına çarpması neticesi yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre bu kazanın oluşumuna … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı kanunda belirtilen 52/1-a kuralını ihlal ettiği ve … plakalı araç sürücüsü …’ın ise aynı kanunda belirtilen 57/1-b kuralını ihlal ettiği kanaatine varıldığını, müvekkili …’ın meydana gelen trafik kazasında kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin kusura katılmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin trafik kazası sonucu tedavi gördüğünü ve tedavi sonunda sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine 07/12/2017 tarihli dilekçeyle başvuru yapıldığını, 11/12/2017 tarihinde geri dönüş yapıldığını ve özürlü sağlık kurulu raporu gönderilmesinin gerektiğini beyan ettiklerini ve taleplerini karşılamadıklarını, tüm bu nedenlerden dolayı haklı davalarının kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkilinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 200,00 TL maddi tazminatın (iş gücü kaybı) kaza tarihi olan 02/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davadan önce şirketlerine başvuru yaptığını, ancak hasar raporu için istenen heyet raporu ve maaş bordrosu nun taraflarına iletilmediğini, bu nedenle yapılan başvurunun usule uygun sayılamayacağını, müvekkili şirket tarafından Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın 02/10/2017 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacı tarafın yaralandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, ayrıca davacının kaza geçirdiği aracın ticari bir araç olmadığı gibi yapılan taşımanın da hatır taşıması olduğunu, davacının sürekli iş görmezlik ve geçici iş görmezlik taleplerinin davacının asli kusurlu olması sebebiyle reddinin gerektiğini ya da müvekkili şirket sigortalısının kusuru olması halinde müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranında tazminat belirlenmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete tazminat için herhangi bir başvurusu bulunmadığı için davacıların tazminatı dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu nedenle davacıya tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde ödenecek tazminatın dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davacının ticari avans faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davacının 02.10.2017 tarihinde geçirdiğini beyan ettiği kaza neticesinde 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararın tazmini davasıdır.Dava açıldığı tarihte dava yazılı yargılama usulüne tabidir.
Ancak 6102 sayılı TTK’nun 4/2 maddesi “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklinde düzenlenmişken 28/02/2018 tarihli 7101 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonucu madde “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş ve bu değişiklik 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
HMK’nın 320/4’ncü maddesinde, basit yargılama usulüne tabi davalarda aşağıdaki düzenlemelere yer verilmiştir; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.”
Kural olarak usul hükümlerinin derhal uygulanması gerekir. Öte yandan yeni usul hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği kanunda açıkça düzenlenmişse, bu düzenleme dikkate alınacaktır. Buna ilişkin hüküm yoksa, usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığına bakılması gerekir. Eğer bir usul işlemi tamamlandıktan sonra yeni kural yürürlüğe girerse o işlem geçerli olarak kalır. Buna karşılık bir usul işlemi henüz tamamlanmamış veya başlamamış ise, yeni kanun, kural olarak hemen yürürlüğe girecektir. Çünkü genel olarak kanunlar hemen etkili olur ve uygulanırlar.
Dosyamızda da, dava ticari dava niteliğinde olup, dava tarihi itibariyle yazılı yargılama usulüne tabi iken, yukarıda belirtilen yasa değişikliği sonucu basit yargılama usulüne tabi bir davaya dönüşmüştür.
Dosyada ilk işlemden kaldırılma tarihi 16/04/2019 olup, işlemden kaldırılan dosyanın 16/05/2019 tarihinde yenilendiği anlaşılmıştır.Ardından 18/02/2020 tarihli celsede gelen olmadığı, herhangi bir mazeret sunulmadığı, davacı vekilinin istifa dilekçesinin de Uyap sisteminden yapılan sorgulamada 10/02/2020 tarihinde bizzat muhattap davacı asil …’ a tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edilen kanuni düzenlemeler çerçevesinde, ilk işlemden kaldırılma tarihinin 16/04/2019 tarihi olduğu ve işlemden kaldırılan dosyanın 16/05/2019 tarihinde davacı vekilince yenileme dilekçesi verildiği, 7101 sayılı yasa ile 6102 sayılı TTK ‘nın 4/2. fıkrasında yapılan değişiklik ile 15/03/2018 tarihinden itibaren basit yargılama usulüne tabi hale geldiği ve HMK 320/4 maddesinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki gibi hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. (Benzer yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/06/2018 tarihli 2015/21-480 E.,2018/1195 K. ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi’ nin 2019/43 esas, 2019/180 karar sayılı kararları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
HMK 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılamayacağından DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 ve 13/2 maddeleri gereğince hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye kalan gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/02/2020

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)