Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1139 E. 2020/400 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1139 Esas
KARAR NO : 2020/400 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı dava dilekçesinde özetle; 08/06/2009 tarihinde … Bankası … Şubesi tarafından çağrıldığını ve bankaya gittiğinde 08/06/2009 tarihli ve 20.000,00 TL’lik Genel Kredi Sözleşmesi’nin 29. ve 30. sayfalarını faiz ve masraflar ile birlikte toplam 25.527,90 TL olan ödeme planını kefil sıfatıyla okumadan imzaladığını, kredi sözleşmesine kendisi tarafından “okudum ve bir suretini aldım” şeklinde herhangi bir yazı yazılmadığını, …’ün eşi … adına çekilen kredinin 14 taksitinin ödendiğini ve daha sonra vefat ettiğini öğrendiğini, mirasçılarının krediyi ödememesi nedeniyle kendisi aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası 30.636,82 TL asıl alacak ve 1.092,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.729,27 TL üzerinden takip başlatıldığını, banka hesabından 4.000,00 TL alındığını, 24 taksit tutarının 18’inin ödendiğini, kefilliğinden dolayı 20.000,00 TL’den sorumlu olması gerekirken daha fazla borç miktarından sorumlu gösterildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 1. sayfasında imzası bulunmadığı için 20.000,00 TL yazan sayfanın yerine kredi miktarının 100.000,00 TL yazılarak sayfanın değiştirildiğini, 08/06/2009 tarihinden sonra imzasının taklit edilerek krediler çekildiğini ancak bu imzaların kendisine ait olmadığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, GKS’den doğan 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, 08/06/2009 tarihli GKS’ye ait faiz ve masrafları ile birlikte borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 08/06/2020 tarihli GKS’de kefil olarak beyanı ve imzası bulunduğunu, davacının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ve GKS’deki şartları kabul ederek azami miktar olarak …’ün ödemediği taksit tutarlarından sorumlu olacağını belirttiğini, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzeriden davacı aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davanın 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ancak davacının iş bu davayı 9 yıl sonra açtığını, bu nedenle zamanaaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, kefilin kefaleti bulunan sözleşme uyarınca kefalet limiti kadar kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğunu, davacının borcu ödemekten kaçınmak amacıyla ileri sürdüğü iddiaların hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle davanını kabulüne, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK m.582 kapsamında geçersiz Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan borçtan dolayı kefil sıfatıyla borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Davacı, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden kefil sıfatıyla imzasının olduğu GKS’ye dayanılarak takip başlatıldığını, oysa takibe dayanak kılınan Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki imzanın kredi sözleşmesinde taraf görünen …’e ait olmadığını ve sahte olduğunu, bu nedenle kendisinin de bu borçtan sorumlu tutulamayacağı nedeniyle menfi tespit davası açmıştır.
İhtilaf, davacı borçlunun imzalamış olduğu takip dayanağı GKS’deki imzanın asıl borçlu …’e ait olup olmadığı ve imzanın borçlu …’e ait olmadığının tespiti halinde davacının kefil sıfatıyla sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulup tutulamayacağı konularından kaynaklanmakta olup imzanın borçlu …’e ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıda bulunmaktadır. Ancak imza incelemesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkeme, tarafların talebi yahut kendiliğinden bilirkişi incelemesi yaptırabilir
Bu kapsamda Adli Tıp Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’ten alınan 10/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; Genel Kredi Sözleşmesi’nde … adına atılan imzaların davacı …’a ait olmadığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamıyla esasen GKS’ye dercedilen ve … adına atılan imzaların bu kişiye ait olup olmadığının tespiti gerektiğinden bu doğrultuda yine Adli Tıp Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’ten alınan 06/04/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; GKS’ye … adına atılan imzaların borçlu …’e ait olmadığı tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK m.582 gereği kefalet ancak mevcut ve geçerli bir borç için söz konusu olabilir. Aynı hüküm gereği yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi yükümlülük altına girdiği takdirde güvenceyi veren kişi ancak yükümlülük altına girdiği sırada sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyor ise kefaletten dolayı sorumlu tutulabilir . Ayrıca TBK m.591 gereği kefil asıl borçluya ve mirasçılarına ait olan ve asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğü dışında kalan bütün def’ileri alacaklıya karşı ileri sürme hakkına sahip olduğu gibi aynı zamanda bu def’ileri zorunlu olarak da ileri sürmesi gerekir. Ancak yanılma veya sözleşme yapma ehliyetsizliği ya da zamanaşımına uğramış bir borç nedeniyle borçlunun yükümlü olmadığı bir borca bilerek kefalet hali bu hükmün kapsamı dışındadır.
Bu çerçevede somut olay itibariyle GKS’deki imzaların kredi sözleşmesi borçlusu …’e ait olmadığı bilirkişi incelemesi ile sabit hale geldiğine göre bu sözleşmede kefil sıfatıyla imzası bulunan …’ın sözleşmeden kaynaklanan borçtan kefil sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi için 6098 sayılı TBK m.582 ve 591 hükmü gereği davalı alacaklının, davacı kefil …’nı GKS’deki imzanın borçlu …’e ait olmadığını bile bile bu kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını ispatlaması gerekir. Aksi halde kredi sözleşmesi borçlusu …’ün imzasının sahte olması halinde davacı kefili kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutma imkanı bulunmamaktadır. Bu kapsamda dosya itibariyle davalı alacaklı davacı …’ın kredi sözleşmesinde … adına atılan imzanın bu kişi tarafından atılmadığını bildiği halde kefil sıfatıyla iş bu sözleşmeye imza attığı ispat edilememiş olduğundan davanın kabulü ile davacı …’ın … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borç bakımından borçlu olmadığının tespitine, takibin … bakımından iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
Davacı …’ın … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borç bakımından borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Takibin … bakımından İPTALİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.167,43 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 541,86 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 1.625,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.759,39 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.717,20 TL yargılama gideri ile 541,86 TL peşin harç ve 31,40 TL başvuru harcı toplamı 2.290,46 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 541,86 TL
Karar Harcı : 2.167,43 TL
Bakiye Harç : 1.625,57 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.870,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.600,00 TL
Posta Giderleri : 117,20 TL