Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1100 E. 2020/20 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1100
KARAR NO : 2020/20

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında davacı tarafından yapılacak olan yapıların iç mimari tasarımlarının ve renderların yapılması hakkında ”… Konutları (… 3 Parsel) Konut-Ticaret Karma Projesi İç Mimariye Ait Proje Hizmetleri Sözleşmesi”nin 15/05/2017 tarihinde imzalandığını, davacı tarafından sözleşme hükümlerine uygun davranılarak 16/06/2017 tarihinde 21.000,00 TL avans ödemesinin davalıya eft yoluyla gönderildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği sözleşmenin onayı ile yani imza tarihi itibariyle projeye ait ön çalışmalara davalı tarafça başlanması gerekir iken 2017 Haziran ayının son haftalarında ancak çalışmaya başlanıp bazı ön çalışmaların e-posta yoluyla davacıya gönderildiğini, gönderilen ön çalışmaların üzerinde davacı tarafından düzelttirme çalışmaları yapılması talep edildiğini ancak davalı tarafın talep edilen değişiklikleri uygulamadığını, sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenen müellif işin yapımında veya genel görev ve sorumluluklarında başarısız olduğunda işi gereğince hazırlayamayacağı veya tamamlayamayacağı görüşü edinildiğinde işveren işi kısmen veya tamamen iptal edebilir.” hükmü gereği müvekkilinin davalı tarafa 11/09/2017 tarihinde ihtar göndererek davalı taraf ile aralarındaki sözleşmeyi haklı nedenlerle feshedip avans olarak gönderilen 21.000,00 TL ödemenin iadesini talep ettiğini, davalı tarafça cevabi ihtarnamede avansın fesih tarihine kadarki çalışmalarının ve harcanan mesainin bedeli olduğunun ve avans ödemesinin iade edilmeyeceğinin kendilerine bildirildiğini, davalı taraf ile aralarında imzalanan sözleşmede ön çalışmalar için bir ödeme yapılacağı yönünde bir belirleme yapılmadığını, davacı şirket nezdinde davalının işin yapımı aşamasında başarısız olması sebebiyle işi gereğince hazırlayamayacağı ve tamamlayamayacağı görüşü oluştuğundan sözleşmenin davacı tarafından hukuka ve sözleşmeye uygun ve haklı olarak feshedildiğini ve fesih tarihi itibariyle davalı tarafın haksız olarak uhdesinde bulunan 21.000,00 TL avans bedelinin davacı şirkete iadesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı öncelikle haklı davalarının kabulünü, … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe yapılan itirazın iptalini, takibe kaldığı yerden ticari faiz ile devam edilmesini, %20’den aşağı olmamak kaydıyla asıl alacak üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline lkarar verilmesini fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalması kaydıyla talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile aralarında imzalanan sözleşme gereğince davalının müellif sıfatıyla sözleşme konusu yapım işini üstlenmiş olduğunu, kendisi tarafından sözleşmeye uygun olarak hizmetin yerine getirildiğini, davacı dava dilekçesinde her ne kadar sözleşme gereği 15/05/2017 tarihi itibariyle davalı tarafından projeye ait ön çalışmaların başlanması gerektiğini dile getirmişse de 26/05/2017 tarihine kadar sözleşme maddeleri üzerinde revizeler gerçekleştirildiğini, sözleşmenin imzalı ve nihai halinin taraflara e-posta yoluyla 26/05/2017 tarihinde gönderildiğini, taraflar arasında gerçekleşen toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda çizimler yapıldığını, davacı tarafın taleplerinin sürekli farklılaşmasından kaynaklı revizeler istendiğini, bunların davalı tarafından harfiyen yerine getirildiğini, davaya konu 21.000,00 TL değerindeki avans ödemesinin şu zamana kadar gereği gibi yapılmış olan çalışmaların ve harcanan mesainin bedeli olduğunu, sözleşmenin 13. maddesinde ”…işin iptal edildiği zamana kadar tamamlanmış ancak henüz teslim edilmemiş işler taraflar arasında değerlendirilerek müellife ödenecektir..” açıklamasına yer verildiğini, sözleşmede işbu avans ödemesinin ileride tahakkuk edecek ve ödenecek alacak için önceden yapılan ödeme niteliğinde olduğuna ilişkin de herhangi bir düzenleme yer almadığını, davacı tarafından talep edilen %20 icra inkar tazminatının yerinde olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddi ile … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayısı ile başlatılan takibin iptalini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, eser sözleşmesine istinaden davalıya ödenen avansın iadesine yönelik alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
… 20. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası dosya içerisine alınmış, … 26.Noterliği, … yevmiye nolu, … tarihli ihtarname sureti, ödeme dekontu, 15.05.2017 tarihli taraflar arasında akdedilen sözleşme, … 20.Noterliği, … yevmiye nolu, … tarihli ihtarname sureti, e-mail çıktıları incelenmiş, dosya kapsamı itibari ile alınan bilirkişi raporları ve ek rapor dosyaya sunulmuştur.
İcra dairesine davalı tarafından yapılan itirazın süresinde olduğu ve de davanın İİK 67. madde kapsamında bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İç Mimar … tarafından düzenlenen 01/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mahkemece hukuki yönden davaya konu teşkil eden taraflar arasında 15/05/2017 tarihinde imza altına alındığı iddia edilen sözleşmenin 13. maddesinin 13.1 fıkrasının 4. paragrafında yer alan ifadenin mevcut hali ile fesih için bağlayıcılık arz ettiği, yeterlilik kabiliyetinin olduğu, davacı lehine kullanılabileceği yönünde görüş ve kanaat oluştuğu takdirde sözleşmenin feshinin haklı olup madde 13’ün 13.1 fıkrasının 4. paragrafında belirtilen ifade çerçevesinde değerlendirilebileceği, mahkemece aksi yönde bir görüş ve kanaat oluştuğu taktirde ise sözleşmenin feshinin madde 13’ün 13.1 fıkrasının 4. paragrafında belirtilen ifade çerçevesinde değerlendirmenin haklılık göstermeyeceği görüş ve kanaatinde olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine ve de dosya kapsamında davalı tarafça bitirilen işin olup olmadığı ile bitirilen iş varsa karşılığı hakedişin belirlenebilmesi için aynı bilirkişiden alınan 01/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; taraflar arasında yapıldığı iddia edilen 15/05/2017 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde müellif tarafından gerçekleştirilecek hizmetler ile genel nitelikli sorumluluk ve yükümlülükleri ana başlığının altındaki 4.1 fıkrasında müellif tarafından gerçekleştirilecek hizmetler alt başlığı altınada söz konusu hizmetlerin detaylandırılıp yazıldığı, sözleşmenin 10. maddesinde işin bedeli ve ödeme şekli ana başlığının altında yapılacak hizmetlerin kalem kalem belirtildiği, ödeme dağılımları incelendiğinde; %10 kısmının avans ödemesi, %5 kısmının iş bitiminde, %85 kısmının ise yapılacak teknik çalışmaların karşılığında hak ediş ödemesi olarak yapılacağının anlaşıldığı, davacı ve davalı tarafın kabul ve onayını gösteren herhangi bir paraf, imza, kaşe vb.’nin mevcut olmadığı davalı tarafça taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden yapılıp e-ortamda davacı yana gönderildiği iddia edilen dava dosyası içeriğinde yer alan proje, üç boyutlu çizimler, görseller incelendiğinde; yapılan çalışmaların belirli bir emeğin mesainin karşılığı olduğu görülse de söz konusu çalışmaların sözleşmenin 10. maddesindeki hak ediş ödemesi olarak belirtilen ödemenin %85’ni oluşturan teknik çalışmalara karşılık gelmediği, başka bir deyişle hak kazanmadığı görüş ve kanaati oluştuğu, ayrıca davalı yan gerek 15/09/2017 tarihli ihtarnamesinde gerekse 06/02/2017 tarihli dilekçesinde davaya konu 21.000,00 TL değerindeki avans ödemesinin yapılmış olan çalışmaların ve harcanan mesainin bedeli olduğu yönünde iddialarına yer vermişse de hak edişler üzerinde bir talep/iddia öne sürmediğinin görüldüğü, 01/10/2018 tarihli kök raporundaki görüş ve kanaatlerini korumakla birlikte hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Dosyada mevcut rapor ve ek rapor yeterli görülmediğinden dosya, taraflar arasında akdedilen proje hizmetleri sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, sözleşmeye göre işin gecikip gecikmediği, sözleşme kapsamında yapılan iş ve yapılması muhtemel iş hususları ayrı ayrı belirlenebilmesi amacıyla yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve mimar Bilirkişisi Mimar … ve Sözleşme Uzmanı … tarafından düzenlenen 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 15/05/2017 tarihinde imzalanan İç Mimari Proje Hizmet Sözleşmesi gereği davacı tarafından yapılacak olan ”… Konutları (… 3 Parsel) Konut-Ticaret Karma Projesi”nin iç mimarı tasarımları ve rendırların yapılması işinde; davalı tarafın davacıya e-mail yoluyla göndermiş olduğu projelerde kusur ve hatanın olmadığının tespit edildiği, sözleşmenin 13.1 maddesine göre; ”İşin müellifin kusur ve hatası olmaksızın işveren tarafından iptal edilmesi durumunda iptal bildiriminin müellife ulaştığı tarih itibariyle ve sözleşme şartlarına göre kesin olarak teslim edilen ve onaylanan işin bedeli ile işin iptal edildiği zaman kadar tamamlanmış ancak henüz teslim edilmemiş işler taraflar arasında değerlendirilerek kesin hesap sisteminde müellife ödenecektir.”, davalıya avans ödemesi olarak ”tamamlanmış ancak henüz teslim edilmemiş e-mail yoluyla davacıya gönderilen çizilen projeler” için ödenen bedelin makul olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan … Proje hizmetleri sözleşmesinin feshi nedeniyle, davacının davalıya avans olarak ödediği 21.000,00 TL’nin iadesi talebinde haklı olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Bu noktada sözleşmenin haklı sebeple fesih edilip edilmediği önem taşımaktadır.
Tarafların sözleşmeye, ödemeye, mail içeriklerine karşı itirazlarının olmadığı anlaşılmış olup, bu hususlarda uyuşmazlık yoktur.
Sözleşmenin 10.maddesinde işin bedeli ve ödenme şekli belirtilmiştir.Buna göre toplam bedel 210.000TL + KDV’ dir.
Sözleşmenin 13.maddesinde işverenin beş gün önceden yapacağı yazılı bildirim ile sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği, işin müellifin kusur ve hatası olmaksızın işveren tarafından iptal edilmesi durumunda iptal bildiriminin müellife ulaştığı tarih itibariyle ve sözleşme şartlarına göre kesin olarak teslim edilen ve onaylanan işin bedeli ile işin iptal edildiği zaman kadar tamamlanmış ancak henüz teslim edilmemiş işler taraflar arasında değerlendirilerek kesin hesap sisteminde müellife ödenecektir düzenlemesi yer almaktadır.
Bu bakımdan davacı ancak haklı sebeple sözleşmeyi feshettiğini ispat etmesi halinde ödediği paranın iadesini talep edebilecektir.Sözleşmenin haklı sebeple fesih edilmemesi halinde ise müellif fesih tarihi itibari ile yaptığı iş karşılığı bedeli almaya hak kazanacaktır.
Aslında kök ve ek raporda da sözleşmede ön çalışmaların teknik yönden detaylandırılmadığı, neleri içerdiğinin belirtilmediği, yorumlara açık bir durum bulunduğu, hizmetlere ilişkin tek tek zaman çizelgesinin bulunmadığı, müellifin işe geç başladığı hususunun ispata muhtaç olduğu, davacı iddiasına dayanak başarısızlığın, işi hazırlayamayacağı ve tamamlayamayacağı hususlarında nelerin baz alındığının, hangi kriterler çerçevesinde ve hangi aşamada, hangi tarihe karar verildiğinin ispata muhtaç olduğu belirtilmiş ise de, raporun çelişkiler içerdiği ve hükme esas almaya yeterli olmadığı değerlendirilmekle itibar edilememiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu, denetime açık ve gerekçeli olarak düzenlenen 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede sözleşmenin, projeye ilişkin yapılacak işlerin gereği gibi tamamlanıp bitirilemeyeceği fikri oluştuğundan bahisle sözleşmenin 13.maddesi uyarınca fesih edildiği belirtilmekle, davalıya herhangi bir süre de verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde haklı fesih sebebini açık olarak ortaya koymamış, cevaba cevap dilekçesinde özellikle sözleşmenin 6.1 maddesine riayet edilmediği iddia olunmuş ancak davacı taraf feshin haklı sebeple olduğunu ispat edemediği gibi, maildeki çizimlerin yerinde olduğu son rapordan anlaşılmış ve de davacı tarafça gönderilen 11.09.2017 tarihli ihtarnamede de bu sebep belirtilmemiş, sözleşmede de buna ilişkin sunumun yapılacağı tarihin açık olarak öngörülmediği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda ücretin yapılan iş karşılığında makul olduğu değerlendirilmiş ve ayrıca davanın niteliği gereği itirazın iptali olup ispat yükü davacıda olmakla, sözleşmede ayrıntı belirtilmediğinden net ücretin belirlenemeyeceği değerlendirilmekle raporun bu bakımdan da yeterli olduğu değerlendirilmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; tarafların tacir oldukları, davacının sözleşmeyi feshettiği, ancak haklı sebeple fesih edildiğinin veya müellifin kusur ve hatasının davacı yanca ispat edilemediği ve de yapılan avans ödemesinin “tamamlanmış ancak henüz teslim edilmemiş e-mail yolu ile davacıya gönderilen çizim projeler” için ödenen bedelin makul olduğu, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı tarafın, davacı yana e-mail yolu ile göndermiş olduğu projelerde kusur ve hatanın olmadığının belirtilmesi karşısında, davacının davalı hakkında başlatmış olduğu icra takibinde, itiraz üzerine açmış olduğu itirazın iptaline yönelik davanın ve davacının kötüniyetli olduğunu gösterir delil ve belge bulunmaması, diğer bir deyimli davacının kötüniyetli olarak davalı hakkında icra takibi başlattığı da ispatlanamamakla şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatının da reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 256,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 201,61 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 256,01 TL
Karar Harcı : 54,40 TL
Bakiye Harç : 201,61 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.180,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 20,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.400,00 TL
Posta Giderleri : 217,50 TL