Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1092 E. 2020/368 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1092
KARAR NO : 2020/368

DAVA : TAZMİNAT (Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/02/2013
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun üzerine düşen özeni göstermeden davacıya ait sahte olarak düzenlenmiş nüfus cüzdanına itibar ederek meçhul şahsa hesap açıp kredi verdiğini ve yine sahte kimlik ile açmış olduğu şirket adına çek karnesi verdiğini, bu durumun banka yetkililerine söylendiğini ancak davalı bankanın davacı adına işlem yapmaya devam ettiğini, davacının çekten kaynaklı olarak 9 gün cezaevinde kaldığını, davalı tarafından başlatılan … 34. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası halen davalı kurumca davacının manevi olarak rahatsızlığının devamına sebep olduğunu ayrıca davalının davacıyı kara listeye aldığından hiçbir bankadan hiçbir şekilde kredi çekememekte olup kredi kartı bile alamadığını, davacının uğradığı manevi zararının ölçüsünün para ile ölçülemediğini, mağduriyetine karşılık olmak üzere 30.000,00.TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi ve manevi tazminat şartlarının açıkça yasada düzenlendiğini, bu davada maddi – manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, davacının kişilik haklarına ağır bir saldırının varlığını ispatlaması gerektiğini, ilgili şahıstan hesap açılırken kendine ait kimlik belgesinin aslı görülerek sureti, vergi levhası, imza sirküleri ve ikametgah senedinin alındığını, bu belgelerde herhangi bir sahtelik olup olmadığının müvekkili banka tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığını, noterin ve muhtarın dahi sahte olduğunu anlayamadığı bir belgenin iğfal kabililiyeti son derece yüksek olduğundan haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
İş bu dava … 20.Asliye Hukuk Mahkemesi… esas sayılı dosyasında kayıt edilerek açılmış, … 20.Asliye Hukuk Mahkemesi … esas, … karar sayılı 27.12.2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/335 Esas – 2017-328 Karar sayılı 15/06/2017 tarihli kararı ile dava konusu iddiaların bankacılık işlemlerinden kaynaklanmakta olduğu ve 6102 Sayılı TTK’nın 4/1-f maddesine göre bankacılık işlemi sayıldığı ve ticari dava olarak görülmesi gerektiğinden asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı ve 27/12/2016 tarihli kararının kaldırılmasına karar verildiği ve dosya mahkememize tevdi edilmekle iş bu esasa kaydedildiği anlaşılmış, yargılamaya devam olunmuştur.
… 34. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası, banka kayıt ve karşılıksız çek suretleri, … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas – … karar sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı …Sr. Sayılı dosyası, … 44. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, … 31. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, sosyal ve ekonomik durum araştırması yaptırılmış, konusunda uzman bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmış deliller toplanmıştır.
… 20. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30/12/2015 tarihli raporda; inceleme konusu …ank çek takip föyü, imza ve çek takip föyündeki imzaların …’ in el ürünü olmadığı, … adına atılı sahte imzalara havi …bank çek takip föyü, imza ve çek takip föyünün ve de sahte olduğu ve aslı temin edilemeyen … seri nolu nüfus cüzdanının sahteliği sabit görülmesi halinde ifa kabiyetlerinin bulunup bulunmadığı hususunun olayın oluş biçimi ve gelişimi, belgelere mevcut durumu, ibraz ve kabul koşulları, ilgili mevzuat ve adli dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek mahkemece yorumlanması uygun olacağı belirtildiği görülmüştür.
Dosyada mevcut bulunan ve uzman bilirkişi … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 28/09/2018 tarihli raporda özetle; yapılan incelemelerde davalı bankanın çek karnesi vermeden önce bankacılık teammüllerine göre yapması gerekli istihbaratı yeterli seviyede yapmadığı, kamu kurumları tarafından verilen kimliklerin istihbaratını sağlama yöntemleri bulunurken bankanın bu yöntemlerden birini kullanmadan ibraz edilen kimliğe itibar ettiği, hesap sahibinin nüfus cüzdan aslının bankalarda mevcut bulunan mor ışığa tutulması halinde sahte olup olmadığını belirlenmesinin mümkün bulunduğu, bu yönüyle bakıldığında davalı bankanın kusurlu görüldüğü, bilirkişiler uzmanlık alanları konusunda teknik açıdan dava konusu olayla ilgili kusurların tespit edildiği, tarafların kusur oranlarının tespit edilmesinin Mahkemeni uhdesinde olduğu, davacının manevi tazminat talebiyle ilgili olarak dosya içerisinde 190 gün hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiği, davacı hakkında verilen mahkumiyet dava konusu bankacılık işlemleri neticesinde gerçekleştirildiği, taraflarından bankacılık tekniği açısından yapılan kusur incelemesi neticesinde manevi tazminat hususunun Mahkemenin uhdesinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı vekili itirazı üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan 07/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda bir değişikliğe gerek olmadığının belirtildiği görülmüştür.
… 31. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; … 6. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas – … Karar sayılı 13/05/2009 tarihli kararı ile sanık …’in karşılıksız çek (…bank … Şubesine açtırdığı çek hesabı) keşide etme suçundan 8.370,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, ardından …’in Cezaevi Müdürlüğü aracılığı ile 20.07.2010 tarihinde yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunduğu ve 23.07.2010 tarihli tensip zaptı ile infazın durdurulmasına karar verildiği, ardından aynı mahkemenin 2008/957 Esas – 2009/527 Karar sayılı ve 23/12/2011 tarihli kararı ile adli para cezasına dair kararın iptaline ve sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği ve bu ek kararın da 13/03/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 34. İcra Dairesi … esas sayılı dosyası incelendiğinde …bank T.A.Ş tarafından 21.03.2012 tarihinde …’ e karşı icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
… 44.Asliye Ceza Mahkemesi… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; sanık … hakkında (…bank … Şubesine açtırdığı çek hesabı) karşılıksız çek keşide etme suçundan 19.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, ardından sanık …’in yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu ve mahkemelerinin 2008/777 Esas – 2009/508 Karar nolu ve 08/07/2009 günlü hükmün iptali ile sanığın beraatine karar verildiği, ek kararın da 27/12/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; müştekinin …bank T.A.Ş olduğu, şüphelinin ise meçhul olduğu ve yargılama sırasında halen şüpheli şahsa ulaşılamadığı anlaşılmakla kesinleşen ceza mahkemesi kararları, gerek ceza dosyasında gerek mahkememizde yaptırılan imza incelemeleri nazara alınarak soruşturma sonucunun beklenmesinin yargılamaya yenilik getirmeyeceği değerlendirilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalı bankanın bankacılık mevzuatından doğan özen yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkmış olan manevi zararın tazmini istemiyle açılmış, haksız fiilden doğan bir manevi tazminat davasıdır.
Davalı banka 28/09/2018 tarihli raporda da belirtildiği üzere; çek karnesi vermeden önce bankacılık teammüllerine göre yapması gerekli istihbaratı yeterli seviyede yapmadığı, kamu kurumları tarafından verilen kimliklerin istihbaratını sağlama yöntemleri bulunurken bankanın bu yöntemlerden birini kullanmadan ibraz edilen kimliğe itibar ettiği, hesap sahibinin nüfus cüzdan aslının bankalarda mevcut bulunan mor ışığa tutulması halinde sahte olup olmadığını belirlenmesinin mümkün bulunduğu, bu yönüyle bakıldığında davalı bankanın kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı bankanın bu kusurlu eylemleri nedeni ile davacı hakkında ceza davaları açıldığı, yargılama süreçlerine maruz kaldığı, hüküm giydiği ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere 15.07.2010 tarihinde cezaevine girdiği ve 23.07.2010 tarihinde infazın durdurulmasına karar verildiği ve cezaevine aynı gün faks çekildiği anlaşılmış, ayrıca icra takibine de maruz kaldığı anlaşılmıştır.Yaşanan süreçte davacının manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir.Oluşan manevi zarardan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi gereğince davalı bankanın kusuru olduğu dosya kapsamı ile sabit görülmüştür.Davacının ise atfı kabil bir kusuru belirlenememiştir.
Bu kapsamda; davacının davasının kısmen kabulü ile manevi zarara uğrayan davacıda, bir huzur duygusunun oluşabilmesi için, davacının, yaşı, maruz kaldığı acı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, manevi zararın karşılığı olarak takdiren 15.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1815 esas, 2020/120 karar sayılı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/5218 esas, 2018/2915 karar sayılı kararları)
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 22/02/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.024,65 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 512,35 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 512,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.580,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 790,00 TL yargılama gideri ile 512,35 TL peşin harç ve 24,30 TL başvuru harcı toplamı 1.326,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 865,20 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 432,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 512,35 TL
Karar Harcı : 1.024,65 TL
Noksan Harç : 512,30 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.580,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.040,50 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00 TL
Posta Ve Diğer Giderler: 465,20 TL