Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1084 E. 2018/1240 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1084 Esas
KARAR NO : 2018/1240

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı işleteni üçüncü kişi … olan … plakalı araç ile işleteni … olan … plakalı araçların 30/04/2016 tarihinde çarpışması maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta meydana gelen ve değer kaybından kaynaklanan alacağı işleten tarafından kendilerine temlik edildiğini, … plakalı araçta ekspertiz tarafından tespit edildiği üzere 5.500,00 – 6.600,00 TL değer kaybı zararı oluştuğunu, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı … şirketi tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle 300,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı işleten ve sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin değer kaybı bedeline ilişkin maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, zira söz konusu kazanın davacı tarafından müvekkil sigorta şirketine ihbarı sonrasında müvekkil şirket nezdinde … numaralı hasar dosyaları açıldığını ve konunun değerlendirildiğini, yapılan değerlendirme sonrasında hasar bedelinin 1.180,00 TL olarak tespit edildiğini ve tespit edilen tutarın 08/12/2017 tarihinde bizzat araç maliki …’ın hesabına ödendiğini, temlik alacaklısı olan davacı yana ödeme yapılmaktan imtina edildiğini, zira yapılan değerlendirmelerde aynı davacı firmanın temlik alacaklısı olarak çok fazla araç için başvuru yaptığı ve müvekkil şirkete fahiş fiyatlarda başvuruda bulunduğunun ayrıca temlik sözleşmelerinin de gerekli bilgilendirme ve mutabakat yapılmaksızın tesis edildiğinin tespit edildiğni, hal böyle iken davacının suistimali söz konusu olduğundan müvekkil şirketçe araştırmalara başlanılmış olup temlik alacaklısına ödemeden imtina edilerek değer kaybı maddi tazminatı ödemesinin araç malikine yapıldığını, değer kaybı tespiti yapılırken 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Trafik Poliçesi Genel Şartlarında yer alan aracın yaşı kilometresi piyasa değeri ve onarılan parça sayısının etkili olduğu formül kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, ilgili genel şartların ek maddelerinde mini onarım ile giderilebilen hasarların değer kaybına neden olmayacağı ve araç rayiç değerinin %25 aşacak şekilde değer kaybı tespit edilemeyeceğinin açıkça belirtilmiş olup şayet davacının aracında böyle bir mini onarım yahut rayiç değerin %25 aşacak nitelikte talep söz konusu ise davaya konu değer kaybı taleplerinin kabulünün mümkün olamayacağını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle davanın reddine, aksi halde belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, araçta meydana gelen ve değer kaybından oluşan maddi hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Davacı, işleteni üçüncü kişi … olan … plakalı araç ile işleteni … olan … plakalı araçların 30/04/2016 tarihinde çarpışması maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta meydana gelen ve değer kaybından kaynaklanan alacağı işleten tarafından kendilerine temlik edildiğini, … plakalı araçta ekspertiz tarafından tespit edildiği üzere 5.500,00 – 6.600,00 TL değer kaybı zararı oluştuğunu, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı … şirketi tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle 300,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalı işleten ve sigorta şirketinden tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen hasar bedelini tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Kusur bilirkişisi (Yüksek Makine Mühendisi, Makine Değ./ Trafik Kusur Tespit Uzmanı ) Dr. …’ndan alınan 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile vaki kazada … plakalı araç sürücüsünün kusursuz ve … plakalı araç sürücüsünün ise %100 oranında tamamen kusurlu olduğu ve … plakalı araçta toplam 2.654,37 TL değer kaybı oluştuğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın 08/11/2018 tarihli dilekçesi ile 300,00 TL olan müdeabbih değerini 2.508,75 TL arttırarak toplam 2.808,75 TL’nin tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Düzenlenen kusur bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğundan ve talep edilen ekspertiz ücreti dava gideri olarak nazara alınabileceğinden davanın kabulüne, 300,00 TL’nin 30/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2.354,37 TL’nin ise 08/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın KABULÜNE,
300,00 TL’nin 30/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2.354,37 TL’nin ise 08/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 181,32 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 31,40 TL harç ile 42,85 TL ıslah harcı toplamı 74,25 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 107,07 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 798,30 TL yargılama gideri ile 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 42,85 TL ıslah harcı ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı 908,55 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen KESİN nitelikteki karar okunup anlatıldı. 10/12/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Islah Harcı : 42,85 TL
Karar Harcı : 179,95 TL
Noksan Harç : 105,70 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 1.442,50 TL
Davalılar Gider Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 600,00 TL
Posta Giderleri: 198,30 TL