Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1029 E. 2019/132 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1029 Esas
KARAR NO : 2019/132 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/12/2016 tarihinde sürücüsü, plakası ve poliçesi tespit edilemeyen yolcu minibüsünün tek taraflı kaza yapması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kaza sonucu araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin geçici/ kalıcı işgücü kaybına uğradığını, kazaya ilişkin … CBS’nin … Soruşturma dosyası ile soruşturma yürütüldüğünü, alınan kusur raporuna göre sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, zararın tanzimi için davalı … Hesabına başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ve taleplerinin reddedildiğini bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı işgücü kaybının tespitiyle şimdilik 200,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, kazanın beyanlarında belirttiği şekilde meydana geldiğini ispatlaması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin teminat limitleri ve kazaya karışan aracın kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranının ve maluliyetin kaza ile illiyet bağının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik döneminin tazminat hesabına dahil edilmemesi gerektiğini ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz iştetilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı, 14/12/2016 tarihinde Tavşanlı ilçesinde, içinde yolcu olarak şehir içi seyahat ettiği aracın, araçta kar lastiği ve gerekli teçhizatı olmaması nedeniyle ağır kış şartlarından dolayı sürücünün araç hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın geri geriye kaymaya başladıktan sonra durup yeniden kaymaya başlaması üzerine kendisinin de dahil bulunduğu yolcuların panik içerisinde inmeye çalışırken yaralandığını ve bu yaralanma nedeniyle geçici ve daimi iş göremezlik kapsamında zarara uğradığını, kazaya sebep aracın sürücüsü, plakası ve poliçesini tespit edemediklerini, bu nedenle bedensel zarar miktarının tespiti ile davalı … Hesabı’ndan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup işleten sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararların karşılamak amacıyla … Şirketleri bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
İhtilaf, kazanın gerçekten meydana gelip gelmediği, gelmişse tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davcının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Bu amaçla kazaya ilişkin ceza soruşturmasının yapıldığı … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosya evrakı celp edilerek incelenmesinde davacı müştekinin 05/01/2017 tarihinde verdiği ifadesi ile kazadan dolayı araç şoförü veya herhangi bir kişiden şikayetçi veya davacı olmadığı yönünde beyanda bulunduğu, bu beyanı nedeniyle 19/01/2017 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına kararının verildiği görülmektedir.
Celp edilen ceza soruşturması evrakları üzerinden emekli Adli Tıp Uzmanı trafikçi bilirkişi …’dan alınan 17/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile vaki kazada davacı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Gerek sigorta şirketleri gerekse … Hesabı’nın meydana gelen zarardan sorumlu olduğu hallerde zarar görenin öncelikle rizikonun meydana geldiğini ispat etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda … gibi küçük bir ilçede şehir içi yolcu taşımacılığı yapan bir aracın sürücüsünün ve plakasının tespit edilememesi hayatın olağan akışına uygun olmadığından böyle bir kazanın gerçekten meydana gelip gelmediği hususunda mahkememizde bir kanaat oluşmamıştır. Başka bir deyişle davacı bu manada rizikonun meydana geldiğini ispat edememiştir.
Davacının ceza soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçmesi savcılık tarafından araştırma yapılarak kazaya sebep aracın sürücü ve plakasının tespitine engel olmuştur. Davacının şikayetten vazgeçme yönünde gerçekleşen iradesi olmamış olsaydı savcılık tarafından yapılacak soruşturma neticesinde aracın plakasının ve sürücüsünün muhtemel olduğu ve bu doğrultuda araç plakası ve sürücüsü tespit edildiğinde de kazaya karışan aracın sigortasının da tespit edilmesi muhtemel olduğu halde davacı şikayetinden vazgeçmekle davalının sorumlu kalacağı zarar miktarının artmasına eylemi ile katkıda bulunmuş olmaktadır. Davacının bu eylemleri 6102 sayılı TTK’nın 1448 maddesinde düzenlenen zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğüne aykırıdır.
Kaldı ki sorumluluğu sigorta şirketi ile paralel olan davalı … Hesabı’nın vaki zarardan sorumlu olabilmesi için gerçekleştiği iddia olunan trafik kazasında 2918 sayılı KTK’nın 86 maddesinin “kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” şeklindeki hükmü gereği zararın meydana gelmesinde zarar gören davacının kusurunun bulunmaması gerekir. Oysa dosyamız üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde kusur bilirkişisinden alınan rapor ile kusurun %100 oranında davacıda olduğu tespit edildiğinden bu yönüyle de davalı … Hesabı’nın sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/02/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç : 13,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 950,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri : 135,00 TL