Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/985 E. 2018/77 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/985
KARAR NO : 2018/77

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/10/2016
KARAR TARİHİ : 05/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine … 22.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılığını, takip dayanağı senedin 05/01/2016 tanzim, 25/03/2016 vade tarihli, 120.000 TL bedelli bono olup, keşidecisinin müvekkili, takip alacaklısının ise senedin hamili davalı … olduğunu, senette davalı …’ın lehtar ve daha sonraki cirantanın da … olduğunu, takip alacaklısı olan …’ün senedi davalı …’dan ciro yoluyla iktisap ettiğinin görüldüğünü, müvekkilinin senedin lehtarı olarak görülen …’ı tanımadığını, hayali bir kişi bile olabileceğini, diğer cirantalarla da tanışmadığı gibi hiçbir ilişkisinin de bulunmadığını, takip konusu senedin 22/05/2004- 25/07/2014 tarihlerinde işçi olarak çalıştığı … A.Ş, yetkilisi … tarafından psikolojik baskı ile boş olarak alınan teminat senedi olup, sonradan doldurularak takip konusu edildiğini, sahtecilik ile imzanın kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçununun işlediği iddiasıyla … Cumhuriyet Başsacılığına şikayatte bulunulduğunu, anılan savcılığın … nolu dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, müvekkilinin işçi olup 120.000 TL miktarlı senedi imzalayacak, bu miktarda borç altına girecek ekonomik duruma sahip olmadığını belirterek … 22. İcra Müdürülüğünün … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının senet lehtarı …’ı tanımadığı ve adı geçene borcu olmadığını, senedinm boş olarak tanzim edildiğini iddia etmiş olsada bu iddiasını müvekkiline karşı ileri sürelemeyeceğiig, senedin borç ilişkisinden mücerrekt olup, hamiyl olan müvekkilinin, düzgün bir ciro zinciri ile elde ettiği senet yönünden alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, bononun ödeme vaadi yönünde bir kambiyo senedi yönünde olup bağımsız bir borç ikrarı içerdiğini, temel ilişkiye yönünden ileri sürelen davacı iddiasının müvekkilini bağlamayacağını iddia ederek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı …’ın dava dilekçesinde adresi gösterilmediğinden HMK 119.maddesi gereğince davacı vekiline bir haftalık kesin süre verilerek adı geçen davalının adresini bildirmesi gerektiği yönünde tebligat yapılmış ise de; verilen süre de adres bildirilmediği gibi ilerleyen aşamalarda bu davalının tebliğe yarar adresi bildirilmediğinden adı geçen davalıya tebligat yapılamamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas … 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, takibe konu bonunun bir sureti, … C.Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiştir.
Takip ve dava konusu lehtarı ve icra dosyasında borçlu olarak görülen davalı …’ın dava dilekçesinde adresi bildirilmemiş olduğundan davacı vekiline HKM 119/2. maddesi gereğince bir haftalık kesin süre verilmiş ise de; davacı vekilince bu davalının adresi verilen sürede ve yargılamanın hiçbir aşamasında dosyaya sunulmadığından HMK 119/2.maddesi gereğince davalı … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Nitekim HMK 119/1-b bendinde dava dilekçesinde davalının adı, soyadı ve adresinin bulunması zorunlu olduğu belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında da, birinci fıkranın a, d, e, f ve g bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde davacıya eksiliği tamamlaması yönünde bir haftalık kesin süre verileceği, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Anılan düzenleme çerçevesinde işlem yapılmış ancak davacı vekilince gereği yerine getirilmediğinden davalı … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dava, İİK 72.maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf senedin keşideci olup, imza inkarında bulunmamış, sadece senedin lehtarı ve ilk cirantası olarak görülen … ile aralarında hiçbir ilişkinin bulunmadığını, dolayısıyla senedin düzenlenme nedeninin olmadığını, bu bononun dava dışı … … A.Ş.’de çalıştığı dönemde imzalanarak şirket yetkilisine boş olarak verildiği ve adı geçen tarafından veya başkalarınca doldurularak takip konusu yaptırıldığı ileri sürülmüştür.
Dava dilekçesindeki anlatım ve tüm dosya içeriğine göre, davacının iddiasının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu başka bir deyişle senet lehtarı ile aralarında temel ilişkinin bulunmadığı yönünde olduğu, lehtardan sonraki cirantanın … ve son ciranta ve hamilin takip alacaklısı davalı … olduğu, şahsi def’i niteliğinde bulunan bu iddianın hamile karşı ileri sürülemeyeceği, sadece hamilin senedi iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun kanıtlanması halinde hamile karşı bir hüküm ifade edeceği, dosyadaki belgelere göre, senedin lehtarı davalı … ile aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığı başka bir deyişle … yönünden dahi anlaşmaya aykırı doldurulduğu kanıtlanamadığı gibi hamil ve takip alacaklısı davalı …’ün kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, bononun kambiyo evrakı niteliğinde olup, sebepten mücerret olduğu, ciro silsilesinin düzgün olması halinde senet metninin aksinin veya bononun boş olarak açığa imza ile verilmesinden sonra anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile kanıtlanabileceği, davacının bu yönde yazılı bir delil sunamadığı görülmektedir.
… C. Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyasında, davacı …’nun müşteki olup, şüphelilerin davalılar …, … ve … ile dava dışı Sait Kılıç olduğu ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan soruşturmanın yürütüldüğü, anılan dosyanın neticesinin huzurdaki bu davayı etkileyeceği açık olduğundan neticesinin beklenmesine karar verildiği, ancak yapılan soruşturma sonucunda 2017/80086 K, 15/11/2017 kararla kovuşturma yapılmasına yer olmadığı yönünde karar oluşturulduğu ve karara karşı müştekinin … Ceza Mahkemesinde itiraz yoluna başvurduğu, ancak itirazının ret edildiği ve bu şekilde takipsizlik kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Zira davacı vekili son celsedeki beyanında takipsizlik kararına yaptıkları itirazın Sulh Ceza Mahkemesince ret edildiğini ve bu şekilde kararın kesinleştiğini ifade etmiştir. Bu durumda savcılık soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararının kesinleşmesi nedeniyle artık davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbirini kanıtlayamadığının kabulü gerekmiştir.
Davacının iddialarını ispat zımmında yazılı belge sunamadığı, ancak kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanabileceği, zira dava dilekçesinde delil listesinde yemin delilinin olduğunu beyan ettiği ancak bono metnine göre senedin lehtarı olan davalı …’a bu yemini yöneltebileceği, adı geçen hakkında usulüne uygun açılan bir davanın bulunmadığı, nitekim henüz yargılamanın başında bu davalı yönünden HMK 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması koşullarının oluştuğu ve yeminin ancak davalı ya da davacı konumunda olan kişiye yönetilmesinin mümkün bulunduğu, adı geçen davalının tebliğe yarar adresinin bildirilmemesi nedeniyle davanın HMK. 119/2 maddesi uyarınca aleyhine açılan davanın açılmamış sayıldığı, yemin metninin tebliğ edileceği bir adresinin dahi olmadığı anlaşılmakla davacı vekiline yemin hakkının hatırlatılması mümkün görülmemiş ve kanıtlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafından davalı …’a karşı açılan davanın HMK 119/2 maddesi gereğince AÇILMAMIS SAYILMASINA,
Davacının davalılar … ve …’e karşı açtığı davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.013,40 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Vekille temsil edilen … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 12.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi üzerine davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ve Davalı … vekili Av. …’nun yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/02/2018

KATİP …

HAKİM …