Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/955 E. 2018/1008 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/955
KARAR NO : 2018/1008

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan … Sigorta … A.Ş. arasında 20/11/2012 tarihli 1.015.450,00 TL bedelli faktoring sözleşmesinin imzalandığı ve diğer davalılarında şirketin borcuna müteselsil kefil olduklarını, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için … 35. İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyasıyla davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını, borca itiraz nedeniyle takip durduğunu belirterek, anılan icra dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsili istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 20/11/2012 tarihli faktoring sözleşmesinin imzalandığını ve bu sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmesi nedeniyle TBK 583 maddesi uyarınca kefaletin kefil olanın kendi el yazısıyla belirtilmesi gerektiğini, kefalet metninin müvekkilinin el yazısıyla doldurulmadığını, ayrıca kefalet tarihinde evli olan müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını, TBK 583.maddesine aykırılık olduğunu, sözleşmenin genel işlem şartı niteliğindeki hükümlerinin geçerli olmadığını, ayrıca müvekkilinin şirketteki hisselerinin tamamını 28/08/2013 tarihinde diğer davalı …’e devrettiğini ve bu hisse devrinin yapıldığı tarih itibariyle şirketin davacıya borcunun olmadığını belirterek haksız davanın reddi ile alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış ancak herhangi bir savunmada bulunmadıkları görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, davacının dayandığı faktoring sözleşmesi ve ekleri, kat ihtarı, sicil kaydı ve dayanılan diğer tüm deliller celp edilip incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
… 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklının, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan 1.035.450,00 TL asıl, işlemiş faiziyle birlikte toplam 1.254.966,63 TL alacağını tahsil amacıyla davalılara karşı ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin tebliğinden sonra davalı borçlu …’in süresinde borca itiraz ettiği, diğer borçluların itiraz etmedikleri ve takibin itiraz eden … yönünden durdurulduğu ve davacı alacaklının icra takibinin devamını sağlamak amacıyla İİK 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla asıl borçlu ve müteselsil kefil olan davalılara karşı yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu icra dosyası incelendiğinde, faktoring sözleşmesinde asıl borçlu olan … A.Ş. ile müteselsil kefil …’in takibe bir itirazda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasının ön koşullarından biri, itiraz üzerine durdurulmuş bir takibin varlığıdır. İcra dosyası borçlusu davalılar … A.Ş. ile …’in ödeme emrinin tebliğinden sonra borca itiraz etmedikleri ve takibin bu davalılar yönünden durdurulmadığı, sadece itiraz eden davalı … yönünden durdurulmasına karar verildiği, itiraz etmeyen davalılar … A.Ş. ve … yönünden takibin kesinleştiği açık olduğundan, bu davalılar yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekmiştir. Nitekim HMK 114/2.maddesinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğunun belirtildiği, itirazın iptali davası için durdurulmuş bir takibin varlığının dava şartı olduğu, bu hususun İİK’dan kaynaklandığı ve HMK 115.maddesinde, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında, mahkemece resen gözetilmesi gerektiğinin ifade edildiği, bu durumda bu davalılar hakkındaki davanın usulden reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı …’in, davacının dayandığı 20/11/2012 tarihli faktoring sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğü giren TBK’nun 581.maddesi ve devamı maddelerinde kefalet sözleşmesi düzenlenmiştir. TBK’nun 583.maddesinde, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi ve bu hususların kefil olanın kendi el yazısıyla yazılmış olmasının geçerlilik koşulu olduğu belirtilmiştir.
TBK 584.maddesinde ise, kefaletin geçerli olabilmesi için eş rızasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir ve bu rızanın yazılı olması, sözleşmenin kurulmasından önce veya en geç kurulması anında verilmiş olması gerektiği de belirtilmiştir.
Somut olayda sözleşmenin 20/11/2012 tarihli olduğu, davalı müteselsil kefili …’in sözleşmenin imza tarihi itibariyle evli olduğu, bu hususun nüfus kaydından açıkça anlaşıldığı, ancak eşinin müteselsil kefalete yazılı rızasının bulunmadığı, davacı vekilince sözleşmenin aslı ibraz edilmiş ise de, eş rızasına ilişkin yazılı bir belgenin sunulamadığı, ayrıca bu yönde bir belgenin bulunmadığının beyan edildiği de anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekilince, davalı …’in ibraz ettiği nüfus cüzdan fotokopisinde bekar kaydının bulunduğu, evli olduğunun bilinmediği, bu nedenle eş rızasının da gerekli görülmediği belirtilmiş ise de; davacının faktoring şirketi olup, kuruluşunun ve faaliyet alanının yasayla belirlendiği, kamu denetimine açık kuruluşlardan olduğu, dolayısıyla özen yükümlülüğünün bulunup en hafif kusurdan dahi sorumlu tutulması gerektiği, faktoring sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında kefil olan …’in nüfus kaydının çıkarılarak evli olup olmadığının belirlenebilir durumda bulunmasına rağmen bu hususun yerine getirilmediği ve eşinin yazılı rızasına ilişkin bir belgenin alınmadığı, daha sonrasında da bu eksikliğin giderilmediği açık olduğundan davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. TBK’da kefalet sözleşmesi için öngörülen tüm koşulların geçerlilik koşulu olduğu, yazılı olmayan, sorumlu olunan azami miktarın gösterilmediği, tarihin belirtilmediği ve tüm bunların kefil olanın kendi el yazısıyla yazılmadığı hallerde ortada geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedilmesinin mümkün bulunmadığı, davacının dayandığı sözleşmede davalı …’in eşinin yazı rızasına ilişkin bir belgenin olmadığı açıkça saptandığından kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kabul edilemeyeceği ve davalı …’in sözleşmeye konu borçtan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmiştir. Bunun dışında adı geçen davalı tarafından kefalet sözleşmesindeki yazılanların kendi el yazısı ile yazılmadığı yönünde savunmanın ileri sürüldüğü, mahkememizce kefaletteki yazıların davalı …’in eli ürünü olup olmadığının tespiti için huzurda imzaları alınarak sözleşme tarihine yakın ve öncesine ait samimi ve serbest imzalarının bulunduğu belge asılları celp edilmiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere kefalete adı geçenin eşinin muvafakati olduğu yönünde bir belge sunulamamış olması karşısında kefaletin zaten geçersiz olduğu, bu halde el yazısının davalı …’in eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor alınmasına gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, kefaletin geçersiz olması nedeniyle davalı …’a karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar bakımından icra takibi kesinleştiğinden davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafından davalılar …, … A.Ş.’ye karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Davacı tarafından davalı …’a karşı açılan DAVANIN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 11.066,52 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.030,62 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 54.413,50 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan toplam 51,90 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’ün yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/10/2018

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 11.066,52TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 11.030,62 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.521,50 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 200,00 TL

Yargılama gideri detayları
İlan Ücreti : 861,40 TL
Posta Giderleri : 283,80 TL