Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/749 E. 2019/407 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/749
KARAR NO : 2019/407

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
KARAR TARİHİ : 24/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve diğer ortaklarca … Ltd. Şti’nin 09/05/2007 tarihinde davacıya ait olan ve şirkete devredilmiş taşınmazın da olduğu arazi üzerinde hidroelektrik santrali işletmek amacıyla kurulmuş olduğunu, şirketin devlet tarafından açılan ihaleye katıldığını ve HES Köprübaşı Hidroelektrik Santral Projesi ihalesinin şirkette kaldığını, akabinde bölgede santraller işleten …, …, …, … ile müvekkilinin başarı ve karlılık nedeniyle şirket nezdinde ortaklık kurmaya karar verdiklerini, ancak şirketin sermaye ihtiyacı nedeniyle bankalardan gerekli kredileri almak adına tüm ortaklardan hisse devirlerinin talep edildiğini, 13/05/2011 tarihinde müvekkili dışında diğer ortakların hisselerinin tamamını satarak söz konusu davalılara devrederek şirketten çıktıklarını, müvekkilinin ise 04/05/2011 tarihli protokol hüküm şartlarına tabi olmak kaydıyla kabul ettiğini, davacı ve davalılar şirket faaliyete geçtikten sonra lisans süresi boyunca şirket satışlarının belirli bir yüzdesi oranında ödeme yapılması konusunda anlaşmış olduğunu, protokolün 4. Maddesi uyarınca ihlal edilmesi durumunda anlaşmış olduğunu, protokolün 4. Maddesi uyarınca ihlal edilmesi durumunda 1.000.000 Amerikan doları cezai şart ödeneceğinin hükme bağlandığını, 06/05/2011 tarihinde davacının tüm hisselerini 5.000,00 TL üzerinden davalılara sattığını, bu nominal bedelin davacı müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin ayrıca bir taşınmazı da 22/07/2011 tarihinde şirkete bedeli karşılığında devrettiğini, daha sonra 06/04/2012 tarihinde ek protokol düzenlendiğini, müvekkilinin söz konusu davalılara devredilenin söz konusu davalılara devredilen hisselerin bu davalılar tarafından santralin işletilmeye başlamasından önce üçüncü kişiye satışını yasaklayan 3/c maddesi tadil edildiğini ve şirket hisselerinin en fazla %85 ni devredilmesi konusunda yetkili kılınmış olduğunu, tarafların yalnızca %85 e kadar olan hisse devirlerinde protokolün 4. Maddesindeki cezai şart hükmünün uygulanmayacağı konusunda açık mutabakata varmış olduğunu, bu oranı aşan devirlerin cezai şarta tabi olduğunu, müvekkilinin hisselerin …’a devredileceği bilgisinin kendisine verilmesi üzerine sözleşmenin tadil edilmesini kabul ettiğini, protokolde yer alan %85 sınır ihlal edildiği ve şirket hisselerinin %90’nın 21/12/2012 tarihinde …’a devredildiğini, müvekkilinin … 35. Noterliğinden … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile protokol ve ek protokol hükümlerinin davalılarca yerine getirilmesinin ve protokolün 4. Maddesinde yer alan cezai şart tutarının ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalıların ihtarnameyi tebliğ almalarına rağmen bu talebi yerine getirmediklerini, tüm bu nedenlerden dolayı protokolün 4. Maddesinde yer alan müvekkilinin zararları yanında ilk yazılı talepte derhal nakden ve defaten ödeneceği belirtilen cezai şarta ilişkin hüküm doğrultusunda fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla cezai şart tutarının şimdilik 10.000 USD kısmının temerrüt tarihi olan ihtarname tebliğ tarihi itibariyle işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınıp müvekkiline ödenmesini, protokolün 3/a maddesindeki yükümlülüğün yerine getirilmesi amacıyla müvekkili adına TTK 502 maddesi uyarınca 10 adet kurucu intifa esendi çıkarılması yönünde karar alınmasına ve ihraç 2 maddesi uyarınca 10 adet kurucu intifa senedi çıkarılması yönünde karar alınmasına ve ihraç edilen senetlerin müvekkiline teslim edilmesi yükümlülüğünün tespit edilmesini, şirket genel kurulunu oluşturan şirket hissedarı davalıların bu yönde bir genel kurul kararı almakla ve gerekli diğer tüm işlemleri yapmakla yükümlü kılınmasını, protokolün 3/b maddesinde taahhüt edilen söz konusu 3 aylık ödemeler itibariyle işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan alınıp müvekkiline ödenmesini, intifa senedi ve üç aylık ödemelerin yapılması konusunda aksi kanaate varılması halinde müvekkiline taahhüt edilen gelirlerin ve ödeme sürelerinin (ilk 5 yıl 3 ay “, daha sonra lisans süresi sonu olan 2061 yılına kadar %10 olarak devam edecek şekilde) hesaplama yapılarak bulunacak tazminat tutarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL kısmının davalılardan alınıp müvekkiline ödenmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şartlarını oluşturduğunu iddia etmiş olduğu cezai şart alacağı için kısmi dava açma yönünde hukuki yararı bulunmamakta olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın usulen reddi gerektiğini, müvekkillerinden … ve … şirketlerine husumet yöneltilemeyeceğini, bu şirketlerin davacı ile imzalanan protokol tarafı olmadığını, davacının terdite konu ikinci talebini kabul etmediklerini, asıl talep ile ikinci talepte hukuki ve ekonomik bir bağ bulunmadığını, tanık dinlenmesi hususunda muvafakatlerinin olmadığını, şirket kuruluşu sırasında davacı ile dava dışı …, … ve … arasında ortaklık ilişkilerini düzenleyen bir protokol imzalandığını, bu protokol ile belirlenmiş olan yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirilmemiş olduğunu, müvekkillerinin protokole konu intifa senetlerini iyi niyetle çıkarmaya yeltenmiş olduğunu fakat hukuken kurucu senet çıkarılabilmesinin mümkün olmadığının fark edildiğini, kurucu intifa senetlerinin ancak kuruluşta kuruluş esas sözleşmesine yazılmak suretiyle çıkarılabileceğini, esas sözleşme değişikliği ile dahi çıkarılmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin … 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile davacıya %10 luk payı devretmeye hazır olduklarının bildirildiğini, şirketin %90 hisselerinin … Elektrik’e devredilmesinin davacı lehine olduğunu, %5’lik farkta hiçbir menfaati bulunmadığını, …’a yapılan hisse devrinin geçerli olduğunu, müvekkilerinden Hidrokontrol ve … vasıtası ile davacının hisse devir bedelinin ödenmiş oludğunu, davanının bu davayı TMK 2. Maddesine ayrıkır olarak açtığını, davayı kabul etmemekle birlikte ilgili meblağlara hükmedilmesi halinde yasal faiz işletilmesi gerektiğini ve müvekkilerinin dava tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüklerinden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı cezai şartın kısmi dava yolu ile talep edilemeyecek olması sebebiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, müvekilleri … ve …’nin sözleşme tarafları olmamaları dolayısıyla pasif dava ehliyetleri olmadığından bu davalılar açısından dava şartı yokluğundan usulden reddini, bütün davalılar açısından davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Davanın, … ili … Deresinden kurulan hidroelektrik santralini işletmek amacıyla davacının davalılara hisse devirleri sonrası aralarında yapılan 04/05/2011 tarihli protokol ve 06/04/2012 tarihli ek protokol gereği tarafların yerine getirmediği taahhütler neticesi protokolde belirtilen cezai şart düzenlemesine bağlı olarak fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak cezai şart tutarından 10.000 ABD Dolarının yanında protokolün 3A VE 3B maddeleri gereği intifa sebebinin çıkarılması ve elektrik satışlarından hesaplanacak bedellerin 07/03/2016 tarihinden itibaren davalılardan davacıya verilmesi istemine,
Protokolün 3A VE 3B maddeleri gereği konusunda aksi kanaate varılması halinde bu protokol gereklerinden yoksun kalınan gelir kayıplarının cezai şarta eklenerek davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Dava, davacının davalı şirket …’ ndeki hisselerinin diğer davalılara devrine ilişkin düzenlenen 04.05.2011 tarihli protokol ve 06.04.2012 tarihli ek protokolden kaynaklanmaktadır.
HMK’nun 14/2. Maddesi ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünü içermektedir.
Davalı şirket …’ nin şirket merkezinin Ümraniye adresi olduğu anlaşılmıştır.
İş bu davada davacı taraf, hisse devrine istinaden taleplerde bulunmakta olup, hisse devrine konu şirket olan …’ nin şirket merkezinin Ümraniye adresi olup, bu ilçenin yargı yetkisi bakımından bağlı olduğu yer, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleridir.HMK 114. maddesinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili olmasının dava şartları arasında sayıldığı, HMK 115. maddesinde, yargılamanın her aşamasında mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının resen araştırılması gerektiği belirtilmiştir.Şirket merkezinin bulunduğu yerin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin kesin yetkisinde olması nedeniyle davanın bu nedenle usulden reddi gerektiği kabul edilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KESİN YETKİ- DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde talep halinde İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2 maddesi gereğince, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece karara bağlanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haflatık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/04/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)