Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/662
KARAR NO : 2019/1121
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı park halindeki … plakalı aracın davalıların maliki ve sigortacısı olduğu …plakalı araç sürücüsünün 8/8 kusurlu hareketi nedeniyle 23/05/2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hasarlandığını ve yaptırılan ekspertiz raporu sonucu 3.610,00 TL hasar tazminatının 20/07/2015 tarihinde sigortalısına ödendiğini, sigortalısının haklarına halef olan müvekkili şirketin davalılara konuyu sulhen çözmek için müracaat ettiğini ancak sonuç alamadığını, tüm bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla zarar gören araç sahibine ödenen 3.610,00 TL tazminatın davalılardan ödeme tarihi olan 20/07/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalıya ait …plakalı aracın 3. şahıslara devrinin önlenmesi için trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin davacı şirket tarafından sigortalanan kasko sigortası poliçesinden kaynaklandığını, kasko poliçesinden kaynaklanan taleplerin Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğünü, bu nedenle iş bölümü itirazında bulunduklarını, dava tarihi itibariyle davada talep edilen tazminatların zamanaşımına uğradığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket tarafından Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan dava dışı sigortalıya ait …plakalı aracın 23.05.2015 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacı tarafından kasko sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın hasar gördüğünü, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketi tarafından sigortalanan aracın kazaya karıştığına dair bir bilgi veya delil olmadığını, huzurdaki olayda kaza tutanağı olmadığı gibi kazadan sonra olay yerine polis çağırılarak tutanakta tutturulmadığını, davacı şirketin sigortalısının hasarının davacı tarafından kaza tutanağı bulunmadığı halde ödenmiş olmasının davacı ile sigortalısı arasındaki ilişki olduğunu ve davacının müvekkili şirkete rücu etmesine imkan vermediğini, ve ayrıca rücu mektubunun müvekkili şirkete hangi tarihte tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihinden 8 iş günü sonra borç müvekkili şirket açısından muaccel hale geldiğinden ancak o tarihten sonra ancak yasal faiz istenebileceğini, tüm bu nedenlerden dolayı iş bölümü itirazlarının kabulü ile dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı Erol Çolak davaya süresi içinde cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, kasko sigortası nedeniyle ödenmiş bulunan sigorta tazminatının TTK 1472.maddesi kapsamında rücu suretiyle davalılardan tahsili davasıdır.
Dosyada; birleşik kasko poliçesi sureti, araç ruhsat sureti, fatura suretleri, davacı ve davalı sigorta şirketlerinin hasar dosyaları celp edilip incelenmiş, davacı tanıkları dinlenmiş, uzman bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
18.12.2017 ve 02.07.2018 tarihli bilirkişi raporları incelenmiştir.
18.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …plakalı aracın bilinmeyen sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ in kusurunun olmadığı, davacı sigorta şirketinin … plakalı otomobilin hasar tutarı karşılığı ödediği 3.610TL tazminatı, davalı …’ tan ödenme tarihi olan 20.07.2015, davalı… Sigorta A.Ş’ den dava tarihi olan 20.06.2016 itibariyle avans faizi ile müştereken ve müteselsilen talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı asilin itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 02/07/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda değişiklik yapılmasına gerek olmadığını, aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Öncelikle davalı sigorta şirketi görev bakımından itiraz etmiş ise de davalı sigorta şirketinin kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın ZMSS sigortacısı oluşu nazara alınarak görev itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi zamanaşımı definde bulunmuş ise de TBK’nın 73/1’inci maddesine göre zamanasımı iki yıl olup, ödeme tarihi 20.07.2015 olup dava tarihi 20.06.2016 olmakla zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Medeni Kanun’un 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Bu durumda iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir.
Davacı sigortalısı zararına ilişkin ödemeye konu kazanın araç park halinde iken meydana geldiğini iddia etmiş, mahkememiz 1 nolu celsesinde de uyuşmazlık bu şekilde belirlenmiştir.Açılan davada iddia olunan trafik kazasının varlığının ve varsa diğer araç sürücüsünün kusurunun iddia eden tarafından ispat edilmesi gerekir. Türk Borçlar Kanunun “Haksız Fiil” başlığı altında düzenlenen 49. maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”; “Zararın ve Kusurun İspatı” başlıklı 50. Maddesinde ise, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” hükmü bulunmaktadır.
Davacı kazanın park halinde meydana geldiğini savunmuş ve aşamada da araçta iki ayrı kaza olduğunu beyan etmiştir.
HMK’nın 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının e bendi uyarınca; davacı, iddiasının (davasının) dayanağı olan bütün vakıaların (olayların ve olguların) sıra numarası altında açık özetlerini dava dilekçesinde yazmak zorundadır.Bunlar, dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye elverişli bulunan vakıalardır. Bu vakıalar, maddi bir fiil olabileceği gibi bir hukuki işlem de olabilir.
Aynı kanunun 187 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; ispatın konusunu, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.
Yine kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
Öte yandan; kanunun 140 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında; “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
141 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” hükümleri yer almaktadır.
Bu düzenlemelere göre; davacının tanık beyanları akabinde kazanın araç hareket halinde iken olduğu ve park halinde iken gerçekleşen başka bir kaza ile karışıklık olduğu yönünde ileri sürdüğü bu vakıa, iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafça, iddianın (vakıanın) bu şekilde değiştirilmesine açıkça rıza gösterilmediği gibi davacılar tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah istemi de bulunmamaktadır.
Yeniden rapor alınmasının mevcut hali ile dosyaya bir yenilik getirmeyeceği de değerlendirilmekle yeniden rapor aldırılmasına lüzum görülmemiş ve de davacının iddiasını ispat edilememiş olması karşısında davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 61,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,25 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı … Sigorta AŞ lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Halk Sigorta AŞ’ye verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen KESİN nitelikteki karar açıkça okunup anlatıldı. 31/12/2019
Katip
(e-imza)
Hakim
(e-imza)
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 61,65 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 17,25 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.074,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 89,40 TL