Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/625 E. 2020/120 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/625
KARAR NO : 2020/120

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 21/05/2014
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında 20.03.2009 tarihinde “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin maddeleri gereğince müvekkilinin davalı şirketin taksitler halinde ödemesi gereken bedeli 25.03.2013 tarihli taksitten itibaren 6 ay ve daha fazla geciktirmesi nedeniyle sözleşmenin 4.6. maddesinin b şıkkındaki seçimlik hakkını kullanarak ve bu hususu takip talebinin 8. numaralı bölümünde belirterek, davalı borçlu aleyhine … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 09.01.2014 tarihinde ilamsız takip başlattığını, ancak davalı borçlu muaccel borçlarının bulunmadığından bahisle borca ve takibe itiraz ettiğini, davalı borçlu şirket takip tarihi itibariyle muaccel borçlarının olmadığı gerekçesiyle itiraz ederken icra dosyasına ödeme dekontları veya ödemeye ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, davalı şirketin itirazının gerçek dışı olduğunu ve davalı şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı davalarının kabulü ile davalı borçlu şirketin … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamını, alacağın likid ve davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan davalı şirket aleyhine % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip alacaklısı ile vekili bulunduğu şirket arasında tanzim olunan “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi”yle, takip alacaklısının Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdindeki Kar ve Zarar Katılım Hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanağı Alacağın Temliki Sözleşmesine istinaden takip alacaklısının Tasfiye Halinde İhlas Finans Kurumu A.Ş. nezdinde henüz vadesi gelmemiş, mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen Kar ve Zarar Katılım bakiyesi temlik alındığını, müvekkili şirketin işbu temlik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, takip alacaklısına hiçbir borcu bulunmadığını, davacı yanın işbu davayı haksız ve kötüniyetli olarak açması sebebiyle inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği, tüm bu nedenlerden dolayı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Deliller toplanmış; … 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası celp edilmiş, 20.03.2009 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi, TMSF’ ye yazılan müzekkereye istinaden … Bankası A.Ş yazı cevabı, takip tarihi itibari ile T.C.M.B döviz kur bilgisi incelenmiş, dosya kapsamı itibari ile takip tarihi itibari ile gerçek alacak miktarı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, davalı vekili itirazı üzerine davalı ticari defterlerinin ibrazı ile rapor alınması için talimat mahkemesine talimat yazılarak rapor alınmıştır.
Dava … 12.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, mahkemesince …esas, …karar sayılı ve 22.01.2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve de mahkememizce de 2015/482 esas, 2015/436 karar sayılı ve 07.07.2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2016/3821 esas, 2016/5938 karar sayılı ve 30.05.2016 tarihli karar ile yargı yeri olarak mahkememizin belirlenmesi neticesinde dosya iş bu esasa kayıt ile yargılamaya devam olunmuştur.
… 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından “20.03.2009 TARİHLİ ALACAĞIN TEMLİKİ, SULH, İBRA VE FERAGAT SÖZLEŞMESİNİN 4.6. Maddesinin (b) seçimlik hakkı gereğince 25.03.2013 tarihinden itibaren 25.12.2014 tarihine kadar ödenmesi gereken aylık 322 USD’ den (en son taksit 338 USD) 22 taksit toplamı 7100 USD alacağın tahsili talebi” açıklamalı 7.100,00 USD asıl alacak ve 196,08 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.296,08 USD alacak için 10.01.2014 tarihinde takibe geçildiği, davalının borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu ve de takibe yapılan itirazın süresinde yapıldığı ve açılan itirazın iptali davasının da İİK 67.madde de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca davacının İhlas Finans Kurumu’ndan olan alacağının davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak davalının bir kısım taksitlerin edimini yerine getirmediği iddiasıyla davacının icra takibi başlattığı ve itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık davacının takip tarihinde talep edilebilir muaccel alacağı olup olmadığı ve var ise miktarının ne olduğu noktasındadır.Taraflar arasında bahsi geçen sözleşmenin akdedildiği husunda bir uyuşmazlık yoktur.Davalı tarafından davalıya kısmi ödemeler yapıldığı hususunda da bir uyuşmazlık yoktur.
Bilirkişinin tanzim ettiği 08.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari bir işle iştigal etmediği, vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, dolayısıyla ticari defterlerinin bulunmadığı, davalının şirket merkezinin İzmir olması nedeniyle defter incelemesinin yapılmadığı, dosyada mevcut CD incelemesinde, hesabın davacıya ait 141-238838 hesap olduğu, hesabın TL hesabı olduğu, hesaba TL cinsinden ödeme yapıldığı, davalının davacıya 12.236 USD (322USD*38 ay) için toplam 18.941,66 TL karşılığı ödeme yaptığı, ödemeleri 27.01.2010 tarihi ile 18.03.2013 tarihleri arasında yaptığı, 18.03.2017 tarihinde yapılan ödemenin 25.02.2013 vadeli takside ait olduğu, mart/2013 tarihinden itibaren kalan 7.100USD ödemenin yapılmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekili itirazı üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne talimat yazılarak davalı defterleri incelenmek sureti ile düzenlenen 04.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin incelemeye konu ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’ nun 64/3. Maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, icra takibine konu sözleşmeye göre 25.03.2014 tarihinden 25.12.2014 tarihine kadar ödemesi gereken toplam 7.100,00USD asıl alacak tutarının davalı yanca davacıya ödenmediği, ödenmeyen 7.100,00USD nin;
-10.01.2014 icra takip tarihi itibariyle ödenmeyen toplam tutarının; (322,00USDx10=) 3.220,00 USD olduğu,
-Vadesi icra takip tarihinden sonra olan toplam tutarın ((322,00USDx11)+338,00USD=) 3.880,00 USD olduğu, faiz hesaplamasının özellikli olması nedeniyle hesap uzmanı bilirkişi tarafından yapılması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Faiz hesabının, döviz cinsinden olması ve farklı vadeler içermesi de nazara alınarak uzmanlık gerektirdiği anlaşılmış ancak davacı vekilinin bilirkişi ücretini karşılayamayacaklarını beyan ederek, mevcut hali ile karar verilmesini talep etmeleri karşısında faiz hesabı yaptırılamamıştır.
20.03.2009 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafından 19.336,00USD tutarın davalıya temlik edildiği ve de temlik edilen tutarın ödeme miktar ve tarihleri açıkça belirtilmiştir.
20.03.2009 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesinde; “”Temlik Alan” Md. 4.3. ‘te ödeme miktarları belirtilen toplam 19.336USD’ yi “Muhatabın” ……. Hesabına Md.4.3.’ te belirtilen vadelerde havale ederek ödeyecektir.Her bir ödeme birbirinden bağımsızdır.Bu madde makbuz hükmündedir.”
“”Temlik Alan”ın 6 taksidi ödeyememesi halinde, “Temlik Eden” aşağıdaki seçimlik haklardan dilediğini kullanabilecektir.
a.)Tahsil edemediği kadar temlik tutarının eski hale iadesini isteyebilecektir.
b.)Temliğin eski hale iadesini istemediği takdirde, kalan miktarı “Temlik Alan”dan tahsil cihetine gidebilecektir…” hükümlerini içermektedir.
İcra takip tarihi 10.01.2014 olmakla, bu tarihte sözleşmedeki altı taksidin gününde ödenmemesi sebebiyle ve de davacı tercihi de nazara alınarak kalan taksitlerin de muaccel olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporlarına mahkememizce itibar edilmiştir.
Açıklanan bu durumlar karşısında takip tarihi olan 10.01.2014 tarihinde geri kalan taksit turaları toplamının 7.100 USD ve istenebilir olduğu anlaşılmakla ve fakat faizin belirlenememesi karşısında davanın kısmen kabulü ile davalının … 5. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 7.100,00 USD asıl alacak bakımından iptaline ve bu alacağa 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi kapsamında takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmesine, alacak belirli olduğundan İİK 67/2 maddesi gereğince 7.100,00 USD asıl alacağın takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Efektif Satış Kuru üzerinden belirlenen Türk Lirası karşılığının %20’si olan 3.109,80 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, alacağın vadesinin gelmediği, mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesinin temlik alındığı yönünde itirazda bulunmuştur.Borcun borçludan 3. kişiye geçişine yönelik alacaklı ve borcu üstlenecek olan 3. kişi arasında yapılan sözleşmeye dış üstlenme sözleşmesi denir.Borcun dış üstlenilmesinden sonra borçtan kurtulan eski borçluya karşı alacaklı hiçbir talep yöneltemez.Devredilen borcun alacaklısı alacağa bağlı hakları yeni borçluya karşı elinde bulundurmaya devam eder. Borcu devralan yeni borçlu, eski borçlunun alacaklıya karşı sahip olduğu itiraz ve def’ileri alacaklıya karşı ileri sürebilir. Fakat eski borçlunun şahsına ait def’ileri yeni borçluya karşı ileri süremez. (818 sayılı BK m.177/2; 6098 sayılı TBK m.199/2) (BORÇLAR HUKUKU Genel Hükümler Cilt 2 – Kemal OĞUZMAN/ Turgut ÖZ, 10. Bası, İstanbul – 2013, s.601)
Alacağın devri ise niteliği bakımından bir sözleşmedir. 818 sayılı BK m.162/1, 6098 sayılı TBK m.183/1 uyarınca; kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını 3. bir kişiye devredebilir.
Bu sözleşme alacağı devreden ile devralan arasında yapılır. Borçlunun bu sözleşmeye katılması veya onay vermesi aranmaz. Alacağın devrinin asıl hükmü tarafların anlaşması uyarınca devredilen alacağa devredenin mal varlığından devralanın malvarlığına geçirmesidir.Bunun sonucu olarak tasarruf edemez. Alacağı tahsil edemeyeceği gibi borçluyu ibra edemez. Bu alacağı başka kişilere devredemez. Buna karşılık alacağı devralan, alacak hakkına sahip olduğu için alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olur.
Alacak hakkının sağladığı talep ve diğer yetkiler de alacakla birlikte geçer. Bu hak ve yetkiler de artık devralan tarafından kullanılabilir. İfayı talep etme, mahkemeye ve icraya başvurma hak ve yetkileri devralana aittir.
Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin alacağının devri olduğu, bu sözleşme nedeniyle davacının kâr ve zarara katılma sözleşmesinin tarafı olmaktan çıktığı ve davaya konu borçtan davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı savunmalarına itibar edilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi 2018/2120 esas, 2018/1701 karar sayılı 27/12/2018 tarihli, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi 2018/67 esas, 2018/58 karar sayılı 26/01/2018 tarihli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi 2018/1513 esas, 2019/544 karar sayılı 21/03/2019 tarihli kararları)
HÜKÜM/ Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının … 5. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 7.100,00 USD asıl alacak bakımından İPTALİ ile; bu alacağa 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi kapsamında takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz yürütülmek suretiyle DEVAMINA,
7.100,00 USD asıl alacağın takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Efektif Satış Kuru üzerinden belirlenen Türk Lirası karşılığının %20’si olan 3.109,80 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 1.025,39 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 271,60 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 753,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 414,55 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.112,10 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.082,21 TL yargılama gideri ile 271,60 TL peşin harç ve 25,20 TL başvuru harcı toplamı 1.379,01 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/02/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 271,60 TL
Karar Harcı : 1.025,39 TL
Noksan Harç : 753,79 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.490,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 900,00 TL
Posta Giderleri : 212,10 TL