Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/597 E. 2019/927 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/597
KARAR NO : 2019/927

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/05/2009 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonu … Bölgesinde bulunan tütün fabrikası içine park edip mal almak için kamyonun üstüne çıktığı sırada aracın aniden hareketlenmesi üzerine düşüp tekerin altında kalması sonucu kaza meydana geldiğini, meydana gelen kazada müvekkillerinin çocuğu olan …’ın vefat ettiğini, kazaya ilişkin soruşturmanın … (…) Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğünü ve Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı ile neticelendiğini, kazaya karışan … plakalı aracın işleteninin …Tic. Ltd. Şti. olduğunu ve davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına sahip olduğunu, …’ın ölümünden sonra onun desteğinden faydalanan müvekkillerinin kaldığını, işbu yargılama sürecinde kusurun tamamının müteveffada olmadığının anlaşılması halinde davalı sigorta şirketinin müşterek ve müteselsil sorumluluğuna ilişkin ilkeler ışığında zararın tamamını ödemesine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar kazada müteveffa dışında kusurlu kimse bulunmadığı iddia edilmekte ise de geride kalan müvekkilleri açısından bir desteğin kaybedilmesi söz konusu olduğundan davalı sigorta şirketinin ödeme yükümlüğü konusunda bir şey değişmeyeceğini, müvekkillerinin müteveffanın kullandığı aracın ZMMS sigortasından destekten yoksul kalma tazminatını talep edebileceğini, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla kusurun dağılması ihtimaline binaen müşterek ve müteselsilen işbu belirsiz alacak davası kapsamında hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatlarından müvekkilleri için şimdilik 100,00 ‘er TL (Toplam 200,00 TL) tutarındaki kısmın davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesini, kazaya karışan aracın ticari nitelikte olduğu ve kazanın iş esnasında meydana geldiği göz önünde bulundurularak hükmedilecek tazminata kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın trafik kazası olmaması sebebiyle reddinin gerektiğini, dava konusu olayın trafik kazası olmadığı itirazlarının kabul edilmediği taktirde motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin davaların maddi tazminat yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi olduğundan işbu davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu trafik kazasında …’ın kendi kusuru ile vefat ettiğini, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğundan davanın reddinin gerektiğini, 29/05/2009 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 08/03/2009 – 08/03/2010 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu ve mezkur poliçedeki ölüm hali (destekten yoksunluk) tazminatı teminat limitinin 150.000,00 TL olduğunu, kazaya karışan aracın hususi araç olduğundan yasal faize hüküm kurularak avans faiz talebinin reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirkete müracaatının bulunmadığını, ilk dava miktarı için dava tarihinden davanın ıslah edilmesi durumunda ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faize hüküm kurulması gerektiğini, tüm tazminat miktarı için kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı dava konusu olayın trafik kazası olmamasından dolayı davanın reddine karar verilmesini, kabul edilmediği takdirde zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri teminat dışı olduğundan davanın reddine karar verilmesini, bir kabul beyanı olmamak üzere sorumluluklarının sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, haksız avans faizi taleplerinin reddine karar verilmesini, ilk dava miktarı için dava tarihinden davanın ıslah edilmesi durumunda ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faize hüküm kurularak yasal dayanaktan yoksun kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasını, vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH/
Davacı vekili 25/03/2019 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçesi ile … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 47.677,57 TL’ye … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 52.093,34 TL’ye artırarak toplam 200,00 TL tazminat taleplerini 99.570,91 TL artırmak sureti ile ıslah ederek toplam 99.770,91 TL tazminatın tamamına temerrüt tarihinden (23/10/2015) itibaren avans faiziyle birlikte istemiş ve arttırdığı kısım yönünden ıslah harcını ikmal ederek buna ilişkin aynı tarihli makbuzu dosyaya ibraz etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Mirasçılık belgesi, araç ruhsat suretleri, olay yeri krokisi, nüfus kayıt örneği, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosya sureti, SGK yazı cevapları, sigorta poliçe sureti ve dayanılan diğer deliler celp edilip incelenmiş, kusur ve hesap raporları alınarak deliller toplanmıştır.
Dosyanın … 14.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen yetkisizlik kararı üzerine ve davacı vekilinin talebi ile mahkememize tevzi edilmekle iş bu esasa kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Davanın, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin belirsiz alacak davası olduğu görüldü.
Davacılar, ölen … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla … bulunan tütün fabrikası içine park edip mal almak için kamyonun üstüne çıktığı sırada, aracın aniden hareketlenmesi üzerine düşüp tekerin altında kalarak ölmesi nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını iddia etmektedirler.
Dosyada mevcut mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarına göre ölen davacıların desteğidir.Davacılar, ölenin anne ve babasıdırlar.
Dosya kusur raporu alınması için ATK Trafik İhtisas Dairesi’ ne gönderilmiş, ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi … tarihli yazı cevabı ile “Olayın iş sahası içerisinde meydana geldiğinin anlaşıldığı, bu nedenle birimimizin ihtisas alanı dışında kalıp, iş kazası mahiyetindeki dava konusu bu olayla ilgili Adli Tıp Kurumu içerisinde kusur tespiti yapan bir birim bulunmadığından….” gerekçesiyle rapor düzenlenmediği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesince keşif yapılmak sureti ile İnşaat Mühendisi …, Makina Mühendisi … Kırlı ve Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen 28/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sürücü …’ın … plakalı aracın kamyonuyla … bulunan … taşıma yapmak için mal almaya gittiği, aracını fabrika içine park edip aracın üzerine çıktığı, bir süre sonra aracın ani olarak hareketlenmesi üzerine araçtan inmek isterken düşüp tekerin alında kaldığı, aracın maktulün üzerinden geçtiği ve maktulün olay yerinde yaralaması sonucu tedavi için kaldırıldığı hastanede öldüğü şeklinde kazanın meydana geldiği, … plakalı … marka … model … tipi beyaz krom renkli 8523 kg net ağırlığında 15841 kg istiab haddinde ahşap tenteli açık saç kasa kamyon olduğu, kamyonun …Tic. Ltd. Şti. adına tescilli olduğu, kazanın meydana geldiği yerin … içerinde 10000 Sk. No:3 … isimli tütün fabrikası sahasında olduğu, 10.000 sokaktan güvenlik kulubesinin önünden araçla fabrikası sahasına girildiği, fabrika sahası içi yolda sağa dönüldüğü ve devamla fabrika binası E ve F blok binaları önündeki park alanı içinde, meydana geldiği bu kesimin 10.000 sokaktan 200 metre mesafede tesis (fabrika) ile 10.000 sokak geçiş yolu üzerinde olmadığı, fabrika sahasına araç ve yaya girişinin tek noktadan ve kontrollü olduğu, fabrika sahasının kamuya açık bir alan olmadığı görüşü ortaya çıkmış olduğu, kısaca kazanın meydana geldiği kesim kamuya açık bir yol kesimi ya da kamunun faydalandığı bir alan olmayıp özel mülk olan fabrika sahası içi bir kesim olduğu, dolayısıyla kazanın meydana geldiği kesimin Karayolları Trafik Kapsamında bir kesim olmadığı görüş ve kanaatini belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazı üzerine; İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. …, Doç. Dr. …ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu trafik kazasının meydana geldiği sahanın 2918 Sayılı Kanuna göre karayolu sayılan yerlerden olduğu, dava konusu olayda davacıların murisi sürücü …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 29/05/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden davacı … ve …’ın dosyada düzenlenen 30/04/2018 tarihli raporda kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğu, kazada müteveffa …’ın %100 kusurlu olduğu mütalaa edildiğinden %100 kusur durumu esas alınarak hesaplama yapıldığı, müteveffanın işi ve kazancına ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge olmadığından bekarlar için asgari ücretin AGİ dahil net tutarı üzerinden hesaplama yapıldığı, davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararının 41.342,52 TL olduğu, davacı baba …’ın destekten yoksun kalma zararının 45.296,88 TL olduğu, davalı … AŞ’nin dava tarihi olan 23/10/2015 tarihinde temerrüde düştüğünün belirlendiği, 29/05/2009 kaza tarihi itibariyle kişi başı ölüm ve sakatlık teminatının 150.000,00 TL olduğu ve hesaplanan tazminatın (toplam 86.369,40 TL) teminat limiti dahilinde kaldığı, 29/05/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasının 08/03/2010 tarihleri arasında geçerli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe dönemi içinde kaldığının tespit edildiği, … plakalı araca ilişkin belgelerin incelenmesinden aracın kamyon cinsi olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin itirazı üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 05/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 29/05/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden davacı … ve …’ın 2019 asgari ücretler esas alınarak dosyada düzenlenen 30/04/2018 tarihli raporda kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğu, kazada müteveffa …’ın %100 kusurlu olduğu mütalaa edildiğinden %100 kusur durumu esas alınarak hesaplama yapıldığı, müteveffanın işi ve kazancına ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge olmadığından bekarlar için 2019 yılı asgari ücretin AGİ dahil net tutarı üzerinden hesaplama yapıldığı, davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararının 47.667,57 TL olduğu, davacı baba …’ın destekten yoksun kalma zararının 52.093,34 TL olduğu, davalı … AŞ’nin dava tarihi olan 23/10/2015 tarihinde temerrüde düştüğünün belirlendiği, 29/05/2009 kaza tarihi itibariyle kişi başı ölüm ve sakatlık teminatının 150.000,00 TL olduğu ve hesaplanan tazminatın (toplam 100.340,02 TL) teminat limiti dahilinde kaldığı, 29/05/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasının 08/03/2009- 08/03/2010 tarihleri arasında geçerli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe dönemi içinde kaldığının tespit edildiği, … plakalı araca ilişkin belgelerin incelenmesinden aracın kamyon cinsi olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosya örneğinin incelenmesinde;”Olay tarihinde maktulün sevk ve yönetimindeki … plaka sayılı kamyonuyla …’de bulunan … taşımak için mal almaya gittiği, aracını fabrika içerisinde park edip aracın üzerine çıktığı, bir süre sonra aracın ani olarak hareketlenmesi üzerine araçtan inmek isterken düşüp tekerin altında kaldığı, aracın maktülün üzerinden geçtiği ve maktülün olay nedeniyle yaralanması sonucu tedavi için kaldırıldığı hastanede öldüğü anlaşılmış ise de;
Tanıkların anlatımına, görgü tespit tutanağına, olay yeri tutanağına, doktor raporuna ve otopsi raporuna göre olayın maktülün tedbirsizliği ve dikkatsizliği sonucu meydana geldiği olayın meydana gelmesinde başka kişilerin kasıtlı yada kusurlu davranışlarının bulunmadığı anlaşılmakla;” gerekçeleriyle … karar numarası ile 28/07/2009 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle olayın trafik kazası olup olmadığı ve olay yerinin karayolu olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılacak olursa; mahkememizce gerekçeli, denetime açık ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu değerlendirilen 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.Zira bahsi geçen bilirkişi raporunda diğer raporlarında dosya üzerinde irdelendiği anlaşılmış ve davalı vekili yeniden rapor tanzimi talebinde bulunmuş ise de buna gerek görülmemiştir.Gerçekten Yargıtay 17.Hukuk Dairesi kararlarında kamunun yararlandığı tüm yolların karayolu tanımı içinde olduğunu, bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılmasının yeterli olduğunu, yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edildiğini belirtmektedir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/12156 esas, 2019/7414 karar sayılı 12.06.2019 tarihli ve H.G.K’nun 28.09.2011 tarihli, 2011/17-499-2011/557 sayılı kararı da bu yöndedir.)Açıklanan sebeplerle olayın gerçekleştiği yerin karayolu sayıldığı ve kazanın trafik kazası olduğu ve ölenin %100 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile yargılamaya devam olunmuştur.Ayrıca, kazanın bir an için iş kazası olduğu kabul olunsa dahi, bir kazanın iş kazası sayılması tek başına söz konusu kazanın trafik kazası olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
Mahkememizce kaza tarihi dikkate alınarak, PMF Yaşam Tablosu esas alınarak hazırlanan gerekçeli ve denetime olanaklı asgari ücret ve teminat limiti baz alınarak yapılan 05.03.2019 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.Mahkememizce tespit edilen tazminatların poliçe limiti dahilinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacıların desteği olan …’ ın 29.05.2009 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında vefat ettiği, … plaka sayılı kamyonun sürücüsü olduğu ve aracı park ettiğinde gerekli tedbirleri almayarak %100 oranında kusurlu olduğu ve aracın kaza tarihinde zorunlu trafik sigortacısının davalı sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 85 maddesinin 3. Fıkrası “İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.” hükmünü içermektedir.
Her ne kadar davacıların desteği vefat eden, kazada tam kusurlu ise de, kaza tarihi de nazara alınarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15/06/2011 tarih, 2011/17-142 Esas, 2011/411 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, ölenin anne ve babası olan davacıların mirasçı sıfatı ile değil, zarar gören üçüncü kişi sıfatı ile dava açtıklarından bu durumda davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında üçüncü kişi konumundaki davacıların zararlarını karşılaması gerektiğinden davalının bunun aksine olan iddiaları yerinde görülmemiştir.
Davalı zamanaşımı definde bulunmuş ve kaza tek taraflı meydana gelmiş ise de davacıların desteğinin vefat ettiği ve KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterli olduğu ve bir kişinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğundan zamanaşımı talebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından sunulu ve kaza tarihi itibari ile PMF 1931 yaşama tablosu baz alınarak hazırlanan raporun olaya ve kanuna uygun olduğu, davacıların müteveffanın anne ve babası oldukları ve murisin vefatı ile murisin desteğinden yoksun kalacakları hususunun tartışmasız bulunduğu anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne ve aracın kamyon olduğu gibi malikinin de ticaret şirketi olduğu da nazara alınarak davacı … için 52.093,34 TL, davacı …’ın için 47.677,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ ile; 52.093,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ ile; 47.677,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.815,35 TL nispi karar harcının peşin yatırılan 27,70 TL harç ile 340,00 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 6.447,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.080,27 TL nispi vekalet ücreti ve davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.594,53 TL nispi vekalet ücretinin toplamı 11.674,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 4.549,50 TL yargılama gideri ile 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 340,00 TL ıslah harcı 4.944,90 toplamı TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 27,70 TL
Karar Harcı : 6.815,35 TL
Islah Harcı : 340,00 TL
Noksan Harç : 6.447,65 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.700,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 4.200,00 TL
Posta Giderleri : 399,50 TL