Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/54 E. 2021/38 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/49
KARAR NO : 2021/1

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2014
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, müvekkili bankanın külli halefi konumunda olduğu … T.A.Ş. ile … Tic. A.Ş. arasında akdedilen 50.000,00 USD bedelli Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil/müşterek borçlu sıfatıyla imzaladıklarını, dava konusu alacağın davalıların sözleşmeden kaynaklı borçlarını kapsadığını, davalıların sözleşmelere istinaden … A.Ş.’ye verilen 50.000,00 USD kredi borcunun kapatıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, konu ile ilgili olarak müvekkili banka Teftiş Kurulu Başkanlığının 20.01.2006 tarih ve 2 sayılı inceleme raporunda açık olarak davalıların kredi borcunun geri ödenmediğinin tespit edildiğini, davalıların borcunun … 17. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesaplarının kat edildiğini ve davalıların 18.04.2008 tarihinde temerrüde düştüklerini, davalıların kefalet limitinin 50.000,00 USD olduğundan 28.05.2008 tarihi itibariyle davalıların borcunun 51.286,25 USD’ye ulaştığını, bu miktar açısından itirazın iptalinin gerektiğini, müvekkili banka açısından dava zamanaşımının 544 Sayılı Bankacılık Kanunu gereğince 20 yıl olduğunu, davalıların zaman aşımına ilişkin iddialarının da hukuki dayanağının olmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazlarının kaldırılarak davalılar açısından takip tarihi itibariyle 51.286,25 USD üzerinden takibin devamını, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin kefil sıfatıyla imzalanmadığı gibi müvekkiline TBK hükmüne uygun olarak sözleşme düzenlenmemiş olduğunu, bu sözleşmenin müvekkili açısından geçersiz olduğunu, davanın zaman aşımına uğramış olduğunu ve bu davanın zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu … 17. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname içeriğinden anlaşıldığı üzere Genel Kredi Sözleşmesinin 19.03.1998 tarihinde akdedildiğini, TBK’nın 598. maddesinde açıkça hüküm altına alındığı üzere bu kefalet sözleşmesinin müvekkili tarafından imzalandığı varsayıldığında dahi zaman aşımına uğradığının görüldüğünü, zira kefaletin sözleşme tarihinden başlayarak 10 yılın geçmesiyle sona ereceğini, bu durumda 2008 yılında kefalet sözleşmesinin sona ereceğinin açık olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkiline ihtarname tebliğ edilmediğinden temerrüde düştüğü kanısının doğru olmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle davacının davasının zaman aşımına uğraması nedeniyle davanın usulden reddini, dava süresinde açılmadığından itirazın iptali olarak devam edilemeyeceğinden itirazın iptali ile ilgili taleplerinin reddini, %40 inkar tazminatı ile ilgili taleplerinin reddini, esasa girilmesi halinde ise davacının haksız ve mesnetsiz davasınm reddi ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıdan alınmasını ve davalı lehine %40’dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine itiraz dilekçelerinde de belirttikleri üzere davaya konu 50.000 USD miktarındaki borcu kabul etmediklerini, davacının dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği genel kredi sözleşmesi, … A.Ş. ve … A.Ş. arasında akdedilmiş olduğunu, taraflarına gönderilen ödeme emrinde borçlu müvekkil … gösterildiğini, davacının iş bu itirazın iptali davasını 07.02.2014 tarihinde yani itirazın yapılmasından bir buçuk sene sonra açtığını, İİK gereği dava açma süresinin geçirildiğini, dava dilekçesinde belirtilen alacak iddialarına da itiraz ettiklerini, davaya konu kredi sözleşmesinin 1994-1995 seneleri arasında o dönem … A.Ş.’nin vekili olan … ile protokol yapılıp … grubunun borçlarının kapatıldığını, bu sözleşmenin … A.Ş. kayıtlarında mevcut olduğunu, mahkemece Baldem şirketler grubuna ait dosyaların ibrazını talep ettiklerini, ayrıca … A.Ş.’nin alacağının zaman aşımına uğradığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Deliller toplanmış; … 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası getirtilmiş, genel kredi sözleşmesi, kat ihtarname sureti, 03.1998 tarihli protokol sureti, 20.01.2006 tarihli inceleme rapor sureti, T.C. … Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü yazı cevabı ile sunulan ve dayanılan belgeler celp edilip incelenmiş ve davacı bankanın defter ve kayıtları üzerinde gerçek alacak miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak uzman bilirkişilerden raporlar alınmış, davalı …’ nun imza itirazı üzerine rapor aldırılmış ve deliller toplanmıştır.
…14. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; … Bankası T.A.Ş İle davalılar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 166.943,75 USD asıl, 389,54 USD işlemiş akdi faiz, 3.319,16 USD işlemiş temerrüt faizi, 185,44 USD faizin BSMV’ si, 277,05 YTL noter masrafı olmak üzere toplam 170.837,89USD ve 277,05YTL nakdi alacak tutarının tahsili amacıyla davalılara ve asıl borçlu dava dışı ….A.Ş’ ye karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalıların takibe süresinde itiraz ettikleri, davacının kefil olan davalılar yönünden 51.286,25 USD bakımından takibin devamını sağlamak amacıyla İİK 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.Davalılar her ne kadar 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığını savunmuş ise de itirazın iptali davası açma süresinin itirazın tebliğ tarihinden başladığı kanunda açıkça belirtilmesi ve de itirazın davacıya tebliği belirlenemediğinden davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilmiştir.
Dava, neticeten …bünyesinde birleştirilen … T.A.Ş. tarafından kullandırılan kredi alacağının tahsilini teminen yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar zaman aşımı definde bulunmuştur.Davanın dayanağının fona devredilen bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı tarafından fondan temlik alınan alacak olduğu, buna göre fon alacağı olarak kabulü gerekmektedir.İhtarname tarihi 14.04.2008, icra takip tarihi de 23.05.2008′ dir.26/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı yasa ile 4389 sayılı yasaya eklenen ek 3 maddesi uyarınca ayrıca 5411 sayılı yasanın 141. Md gereğince fon alacağının 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşıldığından ve zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağı ve kat ihtarı tarihi itibari ile söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinde henüz on yılını doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi yirmi yıla uzadığından davalıların zamanaşımı defileri yerinde görülmemiştir.(Benzer yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2017/5273 esas, 2019/2644 karar nolu 17.04.2019 tarihli kararı)
Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı … tarafından düzenlenen 16.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak; lup, stereomikroskop, S523 documentdedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde inceleme konusu … TAŞ’nin 50.000 Amerikan Doları bedelli tarihsiz umumi kredi taahhütnamesindeki …’na atfen atılmış müşterek borçlu ve müteselsil kefil imzalarının, …’nun eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
… TAŞ’nin 50.000 Amerikan Doları bedelli tarihsiz umumi kredi taahhütnamesindeki …’na atfen atılmış müşterek borçlu ve müteselsil kefil imzalarının, …’nun eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş olup, gerekçeli ve denetime açık 16.07.2015 tarihli bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilerek davalı …’ nun imzaya yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda; dava dışı … A.Ş.’nin asıl borçlu davalılar … ve …’ın da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kullandıkları döviz kredisi nedeniyle davacı bankaya borçlu bulundukları, davacı bankanın kefalete borçlu davalılar … ve …’dan 23.05.2008 takip (temerrüt tarihi) itibarıyla (kefalet limiti ile sınırlı olarak) 50.000,00 USD asıl alacak tutarınca alacaklı bulunduğu, davacı bankanın asıl alacak talebinin tespitlerini aşan kısmının yerinde olmadığı, ayrıca davacı bankanın davalıların henüz temerrütlerinin oluşmadığı 18.04.2008 tarihinden itibaren temerrüt faizi talep etmiş olduğu ve talebinin yerinde olmadığı, ancak 23.05.2008 temerrüt (takip) tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği, bu nedenle davacı bankanın 3.319,16 USD temerrüt faizi ve 165,96 USD temerrüt faizinin % 5 BSMV’i talebinin yerinde olmadığı, ayrıca davacı banka takip talebi ile ihtarname masrafı olarak 277,05 TL’lik bir alacak talebinde bulunmakta ise de bu tutara ilişkin bir belge ibraz edilmediğinden değerlendirilmediği, bu masraf kalemine ilişkin belgeyi ibraz etmesi kaydıyla alacağa eklenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, 23.05.2008 takip (temerrüt) tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar (kefalet limiti ile sınırlı olarak) 50.000,00 USD matrah üzerinden % 20.40 nispetinde temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisinin talep edilebileceği, imzalanan protokol şartlarının yerine getirildiği belgelenmediğinden borcun tasfiye olduğu itirazının yerinde olmadığı, tarafların masraf tazminat ücreti vekalet ve benzeri diğer taleplerinin mahkeme taktirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine, Bankacı Bilirkişi …tarafından düzenlenen 20.03.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; gerek davacı ve gerekse davalı yanca 08.04.2016 tarihli kök raporuna yönlendirilen itirazların bu raporda da varılan sonuçları etkiler nitelikte olmadıkları, tarafların masraf vekalet ücreti tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkeme takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca, Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 15.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda, davalılarının temerrütlerinin takip tarihi itibarı ile başlaması nedeniyle davacı bankanın davalı kefillerden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarıyla 148.942,97 USD asıl alacak + 277,05 TL masraf alacaklı olduğu, takip tarihinden başlamak üzere 148.942,97 asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %20.40 USD oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, mahkemece davalılar gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayılması halinde ise yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda, davacı bankanın davalı kefillerden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarı, 152.037,13 USD asıl alacaklı + 277,05 TL masraf alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 148.578,96 asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %20.40 USD oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, tarafların masraf vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin taktiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 03.05.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda, davalılarının temerrütlerinin takip tarihi itibarı ile başlaması nedeniyle davacı bankanın davalı kefillerden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarıyla 50.000,00 USD asıl alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 50.000,00 USD asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %20.40 USD oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, tarafların masraf vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin taktiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin talebi ve de raporlar arasında meydana gelen çelişkinin giderilmesi amacıyla, Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02.09.20219 tarihli bilirkişi raporunda özetle; nihai takdir mahkemeye ait olmak üzere; tarafların iddia ve savunmaları dosyaya alınan bilirkişi raporları ve bilirkişi raporlarına taraf beyanları icra dosyası banka kayıtları taraflarca dosyaya sunulu belgeler ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda; taraflar arasında imzalanan 50.000 USD limitli Umumi Kredi Taahhütnamesi ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş. lehine 50.000 USD tutarında dövize endeksli kredi kullandırıldığı, davalı borçlular söz konusu sözleşmeyi 50.000 USD limit ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davacı banka tarafından kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine … 14. İcra Müdürlüğünün … tarihinde … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığı, davalı borçluların itirazı ile kefiller yönünde itirazın iptali davası açıldığı, davalı kefillerin takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü ve kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere 50.000 USD asıl borçtan ve kendi temerrütlerinden sorumlu oldukları, 23.05.2008 takip tarihinden itibaren 50.000 USD banka alacağından ve %20.40 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’den ayrı ayrı sorumlu oldukları, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin taktiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 30.12.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; nihai takdir mahkemeye ait olmak üzere; tarafların 02.09.2019 uyap tarihli rapora yönelik itirazlara ilişkin yapılan ek değerlendirme sonucunda, kök raporun sonuç kısmında özetlenen ve aşağıda aynen yer verilen : “… taraflar arasında imzalanan 50.000 USD limitli Umumi Kredi Taahhütnamesi ite dava dışı asıl borçlu … A.Ş. lehine 50.000 USD tutarında dövize endeksli kredi kullandırıldığı, davalı borçlular söz konusu sözleşmeyi 50.000 USD limit ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davacı banka tarafından kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine .. 14. İcra Müdürlüğünün 23.05.2008 tarihinde … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığı, davalı borçluların itirazı ile kefiller yönünde itirazın iptali davası açıldığı, davalı kefillerin takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü ve kefalet limitleri ile sınırlı olmak üzere 50.000 USD asıl borçtan ve kendi temerrütlerinden sorumlu oldukları, 23.05.2008 takip tarihinden itibaren 50.000 USD banka alacağından ve %20.40 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’den ayrı ayrı sorumlu oldukları, …” şeklindeki görüş ve kanaatinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin taktiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce denetime açık, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olan ve de 08.04.2016 ve de 20.03.2017 tarihli bilirkişi raporları ile de örtüşen 02.09.2019 ve 30.12.2019 tarihli bilirkişi raporlarına itibar edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 57. maddesi nazara alınarak davacı bankanın sunmuş olduğu akdi faiz oranlarına göre cari faizin %12 olduğu ve bu orana göre %70 fazlası ile %20.40 temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Yine davalı kefillere tebligat yapılamadığı ve kefiller bakımından 23.05.2008 takip tarihinde temerrüdün gerçekleştiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 117/1′ e göre, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtariyle temerrüde düşer.”Bu maddeden de anlaşıldığı üzere temerrüt, borcun muaccel olmasıyla değil, ilke olarak alacaklının ihtarıyla gerçekleşir.İhtar, alacaklının borçluyu borçlanılan edimi yerine getirmeye davet etmesi, çağırmasıdır.İhtar, alacaklının borçludan borcu ifa içeriğini içeren tek taraflı, varması gerekli bir irade açıklamasıdır.Alacaklı, ihtarda alacağı talep iradesini kesin olarak açığa vurmalı, borçluyu, edimi vaktinde yerine getirmediği takdirde temerrüdün sonuçlarından sorumlu olacağı hususunda uyarmalıdır.(*Prof.Dr.Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler 23.Baskı 1120-1121.sayfalar) (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 101)
Zira Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7738 esas, 2014/11765 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere kredi sözleşmesinin kefili, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur.Müteselsil kefilin temerrüdü için hesabın katından sonra hakkında ödeme ihtarında bulunulması gerekir.Temerrüt ihtarının bulunmadığı hallerde kefilin temerrüdü icra takibi ile başlar ve temerrüt faizi uygulamasında bu yönün gözetilmesi gerekmektedir.Ancak asıl borçlu takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüş ise, davalı kefalet limiti sınırları içinde kalmak sureti ile asıl borç ve asıl borçlunun temerrüdünden sorumlu tutulabilir.(Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi 2017/3932 Esas, 2020/352 karar sayılı 13/02/2020 tarihli kararı)
Yapılan yargılamadan toplanan delillerden; … A.Ş. İle dava dışı …Tic. A.Ş. arasında imzalanan Umumi Kredi Taahhütnamesi çerçevesinde dava dışı asıl borçlu şirkete döviz kredi hesabı açılarak kullandırılmış olduğu ve davalılar … ve …’ın da sözleşmeyi 50.000,00USD kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları anlaşılmaktadır.14.04.2008 tarihli .. 17.Noterliği ihtarı ile hesabın kat edildiği ve de davalı kefillere tebligat yapılamadığı ve kefiller bakımından 23.05.2008 takip tarihinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kullanılan döviz kredisi nedeniyle davacı bankaya borçlu bulundukları, davacı bankanın kefalete borçlu davalılar … ve …’dan 23.05.2008 takip (temerrüt tarihi) itibarıyla (kefalet limiti ile sınırlı olarak) 50.000,00 USD asıl alacak tutarınca alacaklı bulunduğu, davacı bankanın asıl alacak talebinin tespitlerini aşan kısmının yerinde olmadığı, ayrıca davacı bankanın davalıların henüz temerrütlerinin oluşmadığı 18.04.2008 tarihinden itibaren temerrüt faizi talep etmiş olduğu ve talebinin yerinde olmadığı, ancak 23.05.2008 temerrüt (takip) tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşılmakla davacının davalılar … ve …’a karşı açtığı davanın kısmen kabulüyle, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalıların … 14. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 50.000,00 USD bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına ve asıl alacak 50.000,00 USD’ye takip tarihinden itibaren yıllık %20,40 oranında akdi temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına karar verilmiş ve de talep edilen alacağı likit ve belirli olduğu nazara alınarak 50.000,00 USD asıl alacağın takip tarihindeki TCMB’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenen Türk Lirası Karşılığının (50.000,00 x 1.2456) %40’ı (icra takibinin 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olması ve de talep de nazara alınarak) olan 24.912,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Öte yandan davalı vekili kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına aykırı olduğunu da savunmuş ise de; genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 484. maddesine uygun olarak kefalet tesis edildiği (benzer yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/15866 es., 2015/3694 kr. Sayılı, 17.03.2015 günlü ve de yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/8936 es., 2014/12112 kr. Sayılı, 01.07.2014 günlü kararları) ve de yukarıda izah edildiği üzere zamanaşımı defi yerinde olmadığı gibi, Türk Borçlar Kanununun Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanunun 1. maddesinin son cümlesi ve 5/2. Maddeleri yollaması ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 598/3. Maddesinde belirtilen sürenin de icra takip tarihi nazara alınarak sona ermediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca davalı yan protokol ile borçların kapatıldığını iddia etmiştir.Mart 1998 tarihli protokol ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; protokolün 14. Maddesinde protokolün borcun nakli temdidi ve tecdidi anlamına gelmediği, 13. Maddesinde protokolün borçlu ve kefillerce imzalanmış umumi kredi taahhütnemelerinin ayrılmaz bir parçası ve eki olduğu, 6.maddede protokol kapsamındaki ödemeler yapılmak sureiyle vefa hakkının kullanılması halinde, işbu protokol konusu 75.000 USD’ nin ödenmiş sayılacağı ve de 12. Maddesinde de protokol şartlarına uyulmaması halinde hiç bir ihtara gerek olmadan protokolün hükümsüz olacağı düzenlenmiştir.Ancak protokol şartlarının yerine getirildiği davalı tarafından ispat edilemediği gibi dosya ve banka kayıtlarından anlaşılamamıştır.Öte yandan yazılı belgeye karşı HMK 200,201 madde hükümleri uyarınca tanık dinlenememiştir.Ayrıca protokolde bahsi geçen taşınmazlara ilişkin tapu yazı cevabından anlaşıldığı üzere vefa hakkının kullanıldığı da belirlenememiş olmakla davalı savunmasına itibar edilememiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davalılar … ve …’a karşı açtığı davanın KISMEN KABULÜNE,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
Davalıların … 14. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 50.000,00 USD bakımından İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 50.000,00 USD’ye takip tarihinden itibaren yıllık %20,40 oranında akdi temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
50.000,00 USD asıl alacağın takip tarihindeki TCMB’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenen Türk Lirası Karşılığının (50.000,00 x 1.2456) %40’ı olan 24.912,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden (50.000,00 USD x 2,2242 TL = 111.210,00 TL) hesaplanan 7.596,76 TL nispi karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden (50.000,00 USD x 2,2242 TL = 111.210,00 TL) hesaplanan 14.514,95 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden (1.286,25 USD x 2,2242 TL = 2.860,87 TL) hesaplanan 2.860,87 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.925,90 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2.852,51 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 5,01 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı ve davalılar tarafından yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 00,00 TL
Karar Harcı : 7.596,76 TL
Noksan Harç : 7.596,76 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.070,00 TL

Davalı … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 200,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.700,00 TL
Posta Giderleri : 225,90 TL