Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/534 E. 2020/157 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/534
KARAR NO : 2020/157

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 10/12/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin nezdinde bulunan 8.252 USD alacağını 05.01.2011 tarihli temlik ve ibra sözleşmesi ile davalı şirkete devir ve temlik ettiğini, temlik alan davalının 8.252 USD tutarı 28.08.2011 tarihinden başlamak üzere 114,61 USD aylık taksitler halinde 72 ay vadede TCMB döviz alış kuru karşılığında Türk Lirası olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının 5.042 USD karşılığı olan 11.444,00 TL’yi ödememesi üzerine alacağın tahsili için aleyhine … 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlunun icra takibine itiraz etttiğini, böylece takibin durduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamını, davalının haksız itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında alacağın temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip alacaklısının Tasfiye Halinde … AŞ’nin nezdinde henüz vadesi gelmemiş mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesinin temlik alındığını, müvekkilinin davacıya takip ve dava miktarı kadar günü geçmiş bir borcunun bulunmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı haksız mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun ikame olunan davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Deliller toplanmış; … 34. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası celp edilmiş, ödeme dekont suretleri, … Bankası A.Ş yaz cevabı, takip tarihi itibari ile Merkez Bankası USD kur bilgileri, 05.01.2011 tarihli Temlik ve İbra Sözleşmesi ile aynı tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi incelenmiş, davalıdan ticari defterlerinin ibrazı istenmiş, davalı vekili 12.01.2018 tarihli dilekçe ile müvekkili şirket tarafından davacıya 558,53 USD ödeme yapıldığını, ticari defterlerini ibraz etmeyeceklerini beyan etmiş ve mevcut hali ve dosya kapsamı itibari ile takip tarihi itibari ile gerçek alacak miktarı konusunda uzman bilirkişiden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Mahkememizce 2014/1730 esas, 2015/408 karar sayılı ve 30.06.2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ise de İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2016/2135 esas, 2016/4734 karar sayılı ve 19.04.2016 tarihli karar ile yargı yeri olarak mahkememizin belirlenmesi neticesinde dosya iş bu esasa kayıt ile yargılamaya devam olunmuştur.
.. 34. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından “05 Ocak 2011 Tarihli temlik ve ibra sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken 44 aylık, aylık 114.61USD’ den toplam 5.042 USD alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 11.440 TL nin borçludan tahsili” açıklamalı 11.440,00 TL asıl alacak ve 3,68TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.443,68 TL alacak için 16.10.2014 tarihinde takibe geçildiği, davalının borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu ve de takibe yapılan itirazın süresinde yapıldığı ve açılan itirazın iptali davasının da İİK 67.madde de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca davacının …’ndan olan alacağının davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak davalının bir kısım taksitlerin edimini yerine getirmediği iddiasıyla davacının icra takibi başlattığı ve itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık davacının takip tarihinde talep edilebilir muaccel alacağı olup olmadığı ve var ise miktarının ne olduğu noktasındadır.Taraflar arasında bahsi geçen sözleşmelerin akdedildiği husunda bir uyuşmazlık yoktur.Davalı tarafından davalıya kısmi ödemeler yapıldığı hususunda da bir uyuşmazlık olmamakla birlikte, miktarına ilişkin ayrıca aşağıda açıklama yapılmıştır.
Bilirkişinin tanzim ettiği 12.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından davacı yana banka dekontlarına göre toplam 1.024,92TL ödeme yapıldığı, bu ödemelerin dolar cinsinden karşılığının 571,55 USD olduğu, taraflar arasında 05.01.2011 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi’ nin akdedilmiş olduğu, sözleşme ekinde ödeme takvimine ait tarihleri belirten tabloyu koymadığı, davalının vadelere ilişkin bir itirazının olmadığı belirtilmiştir.
Aynı bilirkişinin tanzim ettiği 17.09.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından davacı yana 571,55 USD ödeme yaptığı, davacı yanın davalının 44 aylık kısmını ödemediğini iddia ettiğini, dolayısı ile davacının 28 aylık ödemeyi tahsil ettiği sonucunun ortaya çıktığı, davacının davalı yandan 5.042,84 USD bakiye alacağının olduğunu, takibin 14.10.2014 tarihli olduğu, 38 aylık borcun muaccel olduğu muaccel hale gelen alacağın 4.355,18USD olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı bilirkişiden aldırılan 21.12.2019 tarihli 2. ek bilirkişi raporunda özetle; davalının davacıya takip tarihi itibari ile toplam 5.899,37 TL ödediği, ancak takip tarihi itibari ile tahakkuk eden 38 aylık vade tutarının 8.390,11 TL olduğu, dolayısı ile davalının davacıya yaptığı ödemelerin düşülmesinden sonra takip tarihi itibari ile alacağının 2.490,74 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekilerinin rapor ve ek rapora yönelik itirazları incelenmiş, her ne kadar raporlar arasında çelişki var ise de hesaplamanın mahkememizce yapılabileceği anlaşılmakla yeniden rapor ve ek rapor alınmasına lüzum görülmemiştir.
05.01.2011 tarihli Temlik ve İbra Sözleşmesi ile aynı tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi incelendiğinde davacı tarafından 8.252,00USD tutarın davalıya temlik edildiği ve de temlik edilen tutarın ödeme miktar ve tarihleri açıkça belirtilmiştir.
05.01.2011 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesinde; “”Temlik Alan”, “Muhatabın” kendisine temlik ettiği tutarı, Muhataba, aşağıda belirtilen vadelerde taksitler halinde ödeyecek olup, her bir taksit ödeme günündeki TCMB DÖVİZ ALIŞ KURU karşılığı Türk Lirası olarak ödeyecektir.” , “…. Md.4.3.’ te belirtilen vadelerde havale ederek ödeyecektir.Her bir ödeme birbirinden bağımsızdır.Bu madde makbuz hükmündedir.Ödemelerden birinin gününde yapılmaması bakiye ödemeleri muaccel kılmaz.Ancak, ardışık altı taksidin gününde ödenmemesi halinde, takip eden altı aylık ödeme muacceliyet kesp edecektir…” hükümlerini içermektedir.
İcra takip tarihi 16.10.2014 olmakla, bu tarihte sözleşmedeki ardışık altı taksidin gününde ödenmemesi halinde, takip eden altı aylık ödeme muacceliyet kesp edecektir hükmü uyarınca takip tarihinde 44 aylık taksit tutarının (28 Ağustos 2011 – 28 Mart 2015) muaccel olduğu anlaşılmıştır.
Zira bilirkişi raporu ile davacı tarafından davalıya en son ödemenin 02.01.2012 tarihinde olmak üzere toplam 1.024,92TL ödeme yapıldığı belirlenmiştir.Zaten davalı yanın başkaca ödeme iddiası olmadığı gibi davalı vekili 12.01.2018 tarihli dilekçe ile müvekkili şirket tarafından davacıya 558,53 USD ödeme yapıldığını belirtmiştir.Davacı vekili ise bilirkişi raporlarında yapılan ödemelerin dolar cinsinden karşılığının 571,55 USD olduğu yönündeki tespite karşı çıkmaması ve bunu kabulü karşısında taleple bağlı kalınarak davalının davacıya 571,55 USD ödeme yaptığı mahkememizce kabul olunmuştur.
Bilirkişi ek raporundaki davalının davacıya 28 taksit tutarını ödediği yönündeki beyanlarına itibar edilmemiştir.Zira bu beyana davacı vekili de karşı çıktığı gibi bu husus davalı tarafça dahi iddia olunmamıştır.Dosyada böyle bir ödemeye dair de delil bulunmadığı gibi daha önce belirtildiği üzere davalı yan da davacıya 558,53 USD ödeme yaptığını belirtmiştir.
Açıklanan bu durumlar karşısında takip tarihi olan 16.10.2014 tarihinde 44 aylık taksidin muaccel olduğu, bunun aylık taksit tutarı 114,61 USD’ den toplam 5.042 USD olduğu ve 571,55 USD ödemenin düşümü ile 4.470,45 USD’ nin takip tarihi itibari ile TCMB DÖVİZ ALIŞ KURU karşılığı 2.27TL çarpımı ile 10.147,92TL olduğu hesaplanmış ve davanın kısmen kabulü ile … 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 10.147,92 TL asıl alacak bakımından davalının itirazının iptali ile bu miktar ve asıl alacağa icra takip tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi üzerinden takibin devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, alacak belirli olduğundan İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın taktiren %20 si oranında 2.029,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, alacağın talep edilebilir olmadığı, alacağın devri değil borcun nakli sözleşmesinin söz konusu olduğu yönünde itirazlarda bulunmuştur.Borcun borçludan 3. kişiye geçişine yönelik alacaklı ve borcu üstlenecek olan 3. kişi arasında yapılan sözleşmeye dış üstlenme sözleşmesi denir.Borcun dış üstlenilmesinden sonra borçtan kurtulan eski borçluya karşı alacaklı hiçbir talep yöneltemez. Devredilen borcun alacaklısı alacağa bağlı hakları yeni borçluya karşı elinde bulundurmaya devam eder. Borcu devralan yeni borçlu, eski borçlunun alacaklıya karşı sahip olduğu itiraz ve def’ileri alacaklıya karşı ileri sürebilir. Fakat eski borçlunun şahsına ait def’ileri yeni borçluya karşı ileri süremez. (818 sayılı BK m.177/2; 6098 sayılı TBK m.199/2) (BORÇLAR HUKUKU Genel Hükümler Cilt 2 – Kemal OĞUZMAN/ Turgut ÖZ, 10. Bası, İstanbul – 2013, s.601)
Alacağın devri ise niteliği bakımından bir sözleşmedir. 818 sayılı BK m.162/1, 6098 sayılı TBK m.183/1 uyarınca; kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını 3. bir kişiye devredebilir.
Bu sözleşme alacağı devreden ile devralan arasında yapılır. Borçlunun bu sözleşmeye katılması veya onay vermesi aranmaz. Alacağın devrinin asıl hükmü tarafların anlaşması uyarınca devredilen alacağa devredenin mal varlığından devralanın malvarlığına geçirmesidir.Bunun sonucu olarak tasarruf edemez. Alacağı tahsil edemeyeceği gibi borçluyu ibra edemez. Bu alacağı başka kişilere devredemez. Buna karşılık alacağı devralan, alacak hakkına sahip olduğu için alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olur.
Alacak hakkının sağladığı talep ve diğer yetkiler de alacakla birlikte geçer. Bu hak ve yetkiler de artık devralan tarafından kullanılabilir. İfayı talep etme, mahkemeye ve icraya başvurma hak ve yetkileri devralana aittir.
Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin alacağının devri olduğu, bu sözleşme nedeniyle davacının kâr ve zarara katılma sözleşmesinin tarafı olmaktan çıktığı ve davaya konu borçtan davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı savunmalarına itibar edilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi 2018/2120 esas, 2018/1701 karar sayılı 27/12/2018 tarihli, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi 2018/67 esas, 2018/58 karar sayılı 26/01/2018 tarihli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi 2018/1513 esas, 2019/544 karar sayılı 21/03/2019 tarihli kararları)
HÜKÜM/ Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
… 34. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 10.147,92 TL asıl alacak bakımından davalının itirazının iptali ile bu miktar ve asıl alacağa icra takip tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın taktiren %20 si oranında 2.029,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 693,20 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 138,45 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 554,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.296,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.045,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 926,65 TL yargılama gideri ile 138,45 TL peşin harç ve 25,20 TL başvuru harcı toplamı 1.090,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 19,10 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2,16 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/03/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 138,45 TL
Karar Harcı : 693,20 TL
Noksan Harç : 554,75 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.045,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans :60,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Giderleri : 264,10 TL