Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/485 E. 2018/562 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/485
KARAR NO : 2018/562

DAVA : Şirket Müdürlerinin Azli
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Müdürlerinin Azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … …. Ltd. Şti’nin %40 ortağının davacı …, %30 payla ortağının davacı … olduğunu, geri kalan %30 payın ise şirket müdürü olan …na ait bulunduğunu, diğer davalı … …’in şirkete dışarıdan atanan müdür konumunda bulunduğunu, şirketin sicildeki adresinin 16.01.2014 tarihinde değiştirildiği ve ortaklardan habersiz olarak taşındığı, sicile hiçbir bilgi verilmediğini, ticareti izinsiz olarak terkettiklerini, şirketle fiili bağlarını tamamen koparttıklarını, şirketin sicildeki faaliyet adresinde halen bir eğitim kurumunun bulunduğunu, bu durumdan müvekkillerinin … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarihli ihtarı ile haberdar olduğunu, ayrıca şirketin eski müdürlerinden … ‘nın şirket müdürlüğüne istifa etmesine rağmen sicile bilgi verilmediğini, … 20. Asliye Hukuk mahkemesinin … E. sayılı dosyasında şirket tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğini, bu gayrimenkulün davalı … tarafından kullanıldığını, şirkete herhangi bir kira ödemesi yapılmadığını, davalıların müdürlük görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini belirterek davalı şirket müdürlerinin yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA /
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının olmadığını, tamamen kötüniyetli açılan bir dava olduğunu, iş bu davadan önce 02.05.2016 tarihinde .. 6. ATM’nin … E. sayılı dosyasında aynı davalılara karşı genel kurulun toplantıya çağrılması davası açtıklarını ve anılan davada da şirket müdürlerinin temsil yetkisinin kaldırılmasının talep edildiğini, genel kurula izin için açtıkları davada tedbir taleplerinin reddedilmesi üzerine huzurdaki bu davayı açtıklarını, davacılardan …’in şirketin eski müdürü olup, şirkete ait taşınmazı kendi üzerine geçirdiğini ve şirket tarafından açılan dava sonucunda tapunun iptal edilerek gayrimenkulün şirket adına tescilinin sağlandığını, diğer davalı …’nun şirket ortaklardan …’nın hisselerini inançlı işlem ile hiçbir bedel ödemeden üzerine alarak şirketi dolandıran ve resmi hesaplarda şirkete yüzbinlerce USD borcu olan diğer davacı … ile bu davayı açtığını, delil olarak gösterdikleri … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında …’in zimmetine geçirdiği şirket gayrimenkulünün tekrar şirket adına tescil edildiğinin görüleceğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı şirkete karşı usulüne uygun tebligat yapılmış ise de herhangi bir savunmada bulunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Şirketin sicil dosyası, … 6. ATM’nin … E. sayılı dosyasının bir sureti, … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında verilen kesinleşmiş kararı ve anılan dosyanın bir sureti ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
Dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirket müdürlerinin kanunun ve ana sözleşmenin kendilerine yükledikleri görevleri ağır bir şekilde ihlal ettikleri, sayılan aykırılıkların özen ve bağlılık yükümlülüğü ile de bağdaşmayacağı buna göre TTK. 630/2 ve 630/3. maddesi hükümleri uyarınca davalı müdürlerin yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması hususunda haklı sebeplerin mevcut olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerce düzenlene gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Dava, limited şirket müdürlerinin azli istemine ilişkindir.
TTK. 630/2. maddesinde ”Her ortak haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir” denilmiş, 3. fıkrasında da ”Yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davalı şirketin sicil kaydından, davacıların şirket ortağı oldukları tespit edilmiş buna göre TTK. 630/2. maddesi uyarınca iş bu davayı açma hak ve yetkilerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Ticaret sicil gazetesinin 11.01.2016 tarihli nüshasında yayınlanan davalı şirketin 30.10.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 5 nolu maddesinde ”Şirket müdürlüğüne 10 yıllığına şirket ortaklarından …’in (…) şirketi her hususta münferit imzası ile temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmesine, … ve …’nın münferiden yetkilerinin devamına” şeklinde karar alındığı, buna göre davanın açıldığı tarih itibariyle ve halen davalılar … ve …’in şirketi münferit imzayla şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf, şirket müdürü olan davalıların günlük işlerle ilgilenmediği, adres değişikliğinden ortaklara ve sicile hiçbir bilgi verilmediği, akrabalık ilişkileri nedeniyle şirket aleyhine işbirliği içinde davranışta bulundukları ve şirkete ait taşınmazın hiçbir kira ödenmeksizin davalı … tarafından kullanıldığı, şirketin vergi ve sigorta borçlarının olduğu, yapılandırılması için hiçbir işlemde bulunmadıklarını , bu nedenle şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılması için haklı sebeplerin oluştuğunu ileri sürmüştür .
TTK. 630/1. maddesinde, müdür veya müdürlerin genel kurul tarafından görevden alınabileceği ya da yönetim hakkı ile temsil yetkisinin sınırlandırılabileceği belirtilmiştir. ,
TTK. 630/2. maddesi uyarınca her bir ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını talep edebileceği açıktır. Haklı sebebin tanımı ise anılan maddenin 3. fıkrasında yapılmış ve haklı sebebin, yöneticinin özenle bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda davalı şirket müdürlerinin şirketin adres değişikliğini ortaklara bildirmediği, bu hususun ortakların bilgi alma hakkını düzenleyen TTK. 614. maddesine aykırılık teşkil ettiği kabul edilmiştir. Şirketin sicilde kayıtlı olan … adresinde bulunmadığının ilgili makamlarca tespit edildiği ve tescile tabi hususlardan olmasına rağmen kanuna aykırı olarak adres değişikliğinin … Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve sicil gazetesinde ilanının sağlanmadığı, bu doğrultuda … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarihli yazısı ile ”bu yasal yükümlülüğün 30 gün içinde yerine getirilmemesinin tescilden kaçınma için haklı bir sebep bulunduğu iddiasında olunması halinde bu sebebin açık ve etraflı ve ispata elverişli delilleriyle beraber bildirilmesi, aksi halde TTK. 33. maddesi gereğince işlem yapılacağı” hususunun davalı şirkete ihtarla bildirildiği, bu yazıya rağmen davalı müdürler tarafından herhangi bir açıklama veya haklı bir sebebin ortaya konulmadığı görülmüştür. … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile davacı şirket adına tescili sağlanan gayrimenkulün herhangi bir genel kurul kararı yahut yönetim kararı dahi olmaksızın şirket müdürlerinden davalı … tarafından kullanıldığı belirlenmiştir.
Dosyada mevcut buluna ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen raporda açıklandığı üzere, şirketin herhangi bir gelirinin bulunmadığı, daha evvelden gelen vergi ve SGK borçlarının olduğu ve halen ödenmediği, bir geliri ve faaliyeti olmamasına rağmen borçlarının devam ettiğini, davalı müdürlerin şirketin yönetimini kanunun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri özenle bağlılık yükümlülüğü için de gerçekleştirildiğinden söz edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Davalılar tarafından, davacılardan …’in zimmet ya da görevi kötüye kullanma nedeniyle şirkete ait taşınmazın kendi üzerine geçirildiği ve … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında açılan tapu iptal ve tescil davası neticesinde şirket üzerine kaydının sağlandığı, davacı …’nun ise şirket hisselerini bedelsiz olarak inançlı işlemle elde ettiği, bu nedenle kusurlu oldukları ve kimsenin kendi kusurlu eylemlerinden bir hak elde edemeyeceği ilkesi nedeniyle huzurdaki bu davayı açmalarının mümkün bulunmadığı ileri sürülmüştür. … 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı 23.01.2014 tarihli kararına göre anılan tarihte şirket müdürü olan …’in adına kayıtlı bulunan 1538 ada 2 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın tapusunun iptali ile şirket adına tesciline karar verildiği ve karar içeriğinde, anılan dönemde …’in şirket müdürü olup, bu görevini gereği gibi yerine getirmediği, taşınmazın satım bedelini ödeme borcunu şirkete ait parayı kullanarak ifa ettiği ve vekalet görevinin kötüye kullanılması anlamına geldiğinin kabul edildiği ve şirkete ait paraları kullanmak suretiyle satın aldığı taşınmak üzerindeki mülkiyet hakkının şirkete devrinin vekaletsiz işgörme hükümlerine dayalı olarak istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulü sonucuna varıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı, şirket ortağı sıfatıyla bu davayı açmış ve müdürlerin, müdürlük görevini gereği gibi yerine getirmedikleri iddiasıyla bu yetkilerinin kaldırılmasını talep etmiştir. Daha önceden müdür olan davacı … ‘in müdürlük görevini ihlal etmiş olmasının şirketin ortağı sıfatıyla haklı nedene dayalı olarak mevcut müdürlerin azlini istemesine teşkil ettiğinin kabul edilemeyeceği, zira davalı müdürlerin bu görevlerini ifa ederken kanunun kendilerine yüklediği özen ve bağlılık borcunu gereği gibi yerine getirmelerinin zorunlu olduğu, şirket ile müdür arasındaki ilişkinin esasında vekalet akdine dayandığı ve müdürlerin görevlerini gereği gibi yerine getirmemelerinin şirkete karşı haksız eylem teşkil ettiğinin kabulü gerektiği, bunun dışında ortak …’nun şirket hisselerini bedelsiz olarak inançlı işlemle temlik aldığı esasında şirket ortağı olmadığı yönündeki savunmanında yerine bulunmadığı, bu konuda davalılarca hiçbir delil ibraz edilmediği, şirketin sicil kayıtlarına göre davacı …’nun dava tarihi itibariyle ve halen şirket ortağı olduğu anlaşılmakla, davalıların bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı müdürlerin müdürlük görevlerini gereği gibi yerine getirmeyip kanuna ve ana sözleşmeye aykırı davrandıkları sabit olduğundan TTK. 630/2. maddesi uyarınca şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılmasına, müdürlükten azillerine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar tarafından müdürlerin azline ilişkin bu dava şirkete de yöneltilmiş ise de, azil davasının sadece azli istenilen müdürlere yöneltilmesinin zorunlu ve yeterli bulunduğu, bu davanın şirkete yöneltilemeyeceği anlaşılmakla şirkete açılan davanın da dava şartı-pasif husumet nedeniyle reddi gerektiği kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar tarafından davalı şirkete karşı açılan davanın husumetten REDDİNE,
Davacılar tarafından davalılar … VE …’e karşı açılan davanın KABULÜ ile,
Davalıların … Limited Şirketindeki müdürlük, temsil ve ilzam yetkilerinin KALDIRILMASINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 6,70 TL harcın davalılar … VE …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … VE …’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacı … tarafından yapılan toplam 1.805,00 TL yargılama gideri ile 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 1.863,40 TL’nin davalılar … VE …’dan tahsili ile davacı …’na verilmesine,
Davalılar … VE … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı … vekili Av. …, davacı … vekili Av. …’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/05/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 29,20 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 6,70 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.805,00 TL

Davalı … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 150,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 1500,00 TL
Posta Giderleri : 93,00 TL