Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/457 E. 2018/415 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/457
KARAR NO : 2018/415

DAVA : MENFİ TESPİT-İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müteveffa …’ ın yasal mirasçıları olduğunu, müvekkillerinin davalı bankadan öğrendikleri kadarıyla müteveffanın … Bankası … Şubesi’ den 20/09/2013-21/11/2014 tarihleri arasında toplamda 29.700,00 TL kredi kullandığını, müteveffa bu kredileri çekerken, bankaların artık rutin işlemi haline gelen çekilen krediye uygulanan Hayat Sigortası Sözleşmesi işlemi, müteveffanın kredilerinde de uygulandığını, diğer davalı … Sigorta’nın güvencesinde olan sözleşme gereğince …’ ın hayatını kaybetmesi durumunda, çekilmiş olan kredileri yasal mirasçılarının geri ödemeyeceğini, aynı zamanda müteveffadan alınan ödemelerin de yasal mirasçılarına geri ödeneceğini, ancak davalıların …’ın vefat tarihinden sonra müteveffanın eşini ve çocuklarını arayarak kalan 22.965,00 TL kredi borcunu ödemeleri gerektiğini aksi taktirde icra takibi yapacaklarını belirttiklerini, müteveffanın kalp krizi sonucunda ölmesine rağmen davalıların müteveffanın ölmeden önce kanser teşhisi konulduğundan dolayı kalan borcu ödemeleri gerektiğini, delil olarak sunulan raporlarda görüldüğü üzere müteveffanın vefat ettiği tarihten 2 yıl öncesinde kanser tedavisinin bittiğini ve ölüm sebebinin kanser değil kalp krizi olduğunu, davalıların bu iddiasının kanuna yargıtay içtihatlarına ve illiyet bağına aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı müvekkillerinin davalılara ferileriyle birlikte 22.965,00 TL borçlu olmadıklarını, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalmak kaydıyla davalılara ödenen 6.735,00 TL’den miras payları oranında olmak üzere, ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar tarafından davacılara ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında:
Dava Dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …. Davaya Cevabında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı murisi ve dolayısıyla davacının borçlu oldukları şirketin kredi alacaklısı olan banka olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin davacı taraftan herhangi bir alacağı olmadığı gibi, davacıların da sigorta şirketi olan müvekkil şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, bu bakımdan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, sigorta sözleşmesi uyarınca kanser hastalığına bağlı vefatın sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigortalıdan sağlık durumuna ilişkin beyanlarını da içeren sigorta talep ve sağlık beyan formu alındığını ve bu formda yer alan teşhis edilmiş kanser hastalığınız var mı sorusuna hayır cevabını verdiğini sigorta sözleşmesinin karşılıklı güven ve iyiniyet esasına dayalı olarak akdedilen sözleşme olduğunu ve sigorta ettirenin önemli bir hususu kötüniyetle sakladığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın öncelikle husumetten reddini, alacak isteminin esastan reddini, tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilmesi halinde delillerin toplanmasını ve bilirkişi incelemesine karar verilmesini, yargılama giderler ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Herne kadar Mahkememizde Menfi Tespit ve İstirdat Davası açılmış ise de;Davacı tarafça açılan davanın sözleşmesel dayanağının Tüketici Kredisine ve Hayat Sigortasına dayandığı,davanın niteliği itibari ile 6502 Sayılı Kanunun 3 maddesinin L. fıkrası uyarınca talebin Tüketici işlemine dayalı olduğu 6102 Sayılı Kanunun 4-5.md kapsamında kalan işlerden olmadığı, bu haliyle davaya bakma görevinin Mahkememizde bulunmadığı, 6502 Sayılı Kanunun 73.md uyarınca Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli bulunduğu Görev hususunun mahkemece res’ en her aşamada değerlendirilebileceği anlaşılmakla aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-)Davacı tarafın davasının Tüketici Kredisi Ve Hayat Sigortası Sözleşmelerine dayandığı bu haliyle 6502 Sayılı Kanunun 3.maddesinin L. fıkrası uyarınca Tüketici işlemi olduğu; davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu anlaşılmakla Mahkememizin Görevsizliği nedeni ile; ;6100 Sayılı Kanunun 114md/1-c ve 115.md/2f uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE;
2-)Kararın kesinleşmesini müteakiben iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE;
3-)HMK.nın 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-)Görevsizlik Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç,yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına;
6100 Sayılı HMK.nın 345/1 Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 24/04/2018

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)