Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/306 E. 2018/915 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/306
KARAR NO : 2018/915
DAVA : ALACAK (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …Şti. arasında imza edilen 30.05.2013 tarihli çek teslim formu başlıklı sözleşme ile dava konusu 02.04.2014 vadeli …çek nolu akbank muhataplı 23.000,00 TL. bedelli çekinde içinde olduğu 4 adet çek dava dışı …Şti. tarafından ileri bir tarihte yapılacak zemin kaplaması/epoksi işi karşılğında teslim edildiğini, dava dışı …Şti.’nin teslim aldığı 4 adet çeke rağmen müvekkili şirkete söz konusu kararlaştırılan işleri yapmadığını, borca batık bir şekilde ortadan kaybolduğunu, bunun üzerine menzur çeklerle ilgili olarak Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, işbu davanın devamı sırasında dava konusu 02.04.2014 vadeli … çek nolu …bank muhataplı 23.000,00 TL. bedelli çekin davalı tarafından günü geldiğinde bankadan tahsil edildiğini, dava dışı …Şti. tarafından davalı yana alacağı tevsik edici belge olarak sunulan 11.11.2013 tarih … nolu faturanın sahte olduğunu, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında söz konusu bu faturanın mevcut olmadığını, davalı yanın mevzuata aykırı şekilde temlik alarak tahsil ettiği dava konusu bu çek bedelini iade etmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının mahfuz tutarak davalıya ödemesi yapılan dava konusu 23.0000,00 TL. bedelli çekin davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yanca karşılanmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak faturalı alacakları iktisap ederek tahsilini üstlenen bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlayan bir faktoring şirketi olduğunu, müvekkilinin hukuka uygun ve 6163 sayılı kanun kapsamında müşterisi olan ve söz konusu çeklerde ciranta sıfatına haiz dava dışı …Şti ile 25.03.2013 tarihli faktoring sözleşmesi imzaladığını, taraflar arasındaki işbu sözleşme kapsamında müşterisi olan şirketin cari hesaplarına kayıtlı faturalı alacakları temlik alındığını ve temlik işlemine karşılık olarak dava konusu çekin davacı şirket adına düzenlenen fatura ile birlikte teslim edildiğini, bu durumun yasal mevzuata uygun olduğunu, davacı yanın iddialarının gerçeği yansıtmadığnıı, müvekkili şirketin davacı yanın dava dışı …Şti. aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasından daha öncesinde 19.11.2013 tarihinde dava konusu çek ile davacı tarafın sahte olduğunu iddia ettiği 11.11.2013 tarihli faturayı temlik aldığını ve dava dışı …Şti.’ne aynı tarihte 21.050,00 TL. ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin yasal mevzuata uygun davrandığını bu nedenle açılan işbu davanın reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, keşidecisi davacı, lehtarı 3. kişi… Şti. olan ve bedeli …’ye ödenmiş bulunan İstanbul 02/04/2014 tarih ve 23.000,00 TL miktarlı …bank… Şubesi muhattaplı, … seri nolu çek bedelinin davalıdan istirdatı sureti ile tahsili davasıdır.
İhtilaf, davacının keşidecisi olduğu çek nedeniyle yaptığı ödemenin haksız olup olmadığı ve istirdatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bu kapsamda, somut olaya bakıldığında, davalının 6163 sayılı yasa kapsamında faaliyet gösteren faktoring şirketi olduğu, bu sıfatla davalı … şirketi ile 3. kişi … Şti arasında 25/03/2013 tarihinde 500.000,00 TL limitli faktoring sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme kapsamında 19/11/2013 tarihinde davalı … şirketinin müşterisi olan … Şti’ne finansman sağlamak amacıyla müşterisinin davacı … Şti.’ne mal satımı nedeniyle düzenlemiş olduğu 11/11/2013 tarih 04278 seri nolu faturaya konu mal satımından kaynaklanan 23.000,00 TL alacağın ödenmesi amacıyla davacı tarafından keşide edilip 3. kişi…Şti’ye verilen İstanbul 02/04/2014 tarih ve 23.000,00 TL miktarlı …bank … Şubesi muhattaplı ve keşidecisi davacı … Şti olan … seri nolu çeki ciro yoluyla devir ve teslim aldığı, temlik bedelini temlik edene ödediği ve bu çekin süresinde olmak kaydıyla bankaya ibrazı üzerine muhattap banka tarafından 02/04/2014 tarihinde ödenmesi suretiyle tahsil edildiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafından, davacı ile dava dışı … Şti arasında akdedilmiş olan 30/05/2013 tarihli çek teslim formu başlıklı sözleşme ile dava konusu 02/04/2014 vadeli, … nolu ve …bank muhattaplı 23.000,00 TL miktarlı çek ile birlikte … Şti’ye teslim edilen 4 adet çekten dolayı dava dışı … Şti’nin taahhüt ettiği tarihte yapılacak zemin kaplaması ve epoksi işini yapmaması, 4 adet çek nedeniyle Bakırköy…ATM’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davasının açıldığı ve davanın derdest olduğu beyan edildiğinden uyap sistemi üzerinden dava dosyamıza celp edilen Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararın incelenmesinde işbu davanın 20/02/2014 tarihinde açıldığı, davacının … Şti. davalıların ise … A.Ş, … ve … Şti olduğu, işbu davada davamıza konu çekin de dahil bulunduğu ticari ilişkiden kaynaklanan diğer çekler bakımından menfi tespit talebinde bulunulduğu ve ancak mahkemenin yargılama neticesinde 25/10/2016 tarih ve 2016/798 K. sayılı kararı ile “… davaya konu çekin 30/05/2015 tarihinde davalı … şirketine alacağa dayanak fatura ile birlikte davalı … şirketine temlik edildiği… davalı … şirketinin çekin iktisabında kötü niyet ve ağır kusurun ispati zımmında, ciro zincirinde bir kopukluk, çalıntı olduğunu bilmesine rağmen kıymetli evrakın devir alınması gibi unsurlar bulunmadığından davalı … şirketinin kötü niyeti kanıtlanamadığından müstekar Yargıtay içtihatları da göz önüne alınarak bu davalı aleyhine açılan davanın reddine, menfi tespite ilişkin çeklerle ilgili ise davalı şirket tarafından davacıya herhangi bir hizmetin yapılmadığı anlaşıldığından davacı şirket tarafından keşide edilen 20.000,00 TL, 15.000,00 TL, 23.000,00 TL çeklerden dolayı davacı vekilinin davalı şirket aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerektiği…” şeklindeki gerekçe ile faktoring şirketi açısından davanın reddine ve ancak davamıza konu çekin lehtarı şirket bakımından ise davanın kabulüne karar verildiği ve dava dosyasının İstinaf başvurusu nedeniyle İstinaf incelemesinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyamız üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/05/2017 tarihli bilirkişi raporu ile; dosyada mübrez 30/05/2013 tarihli çek teslim formuna göre, davacı yan tarafından dava dışı …Şti.’ne teslim edilen çeklerin icmalinin aşağıdaki gibi olduğu ve tabloda 02/04/2014 – 9068107 seri nolu ve 23.000,00 TL miktarlı çekin davacı şirket tarafından 3. kişi … Şti’ne tesliminden sonra raporun sonuç kısmında “… davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, dava dışı …Şti.’nin davacı yana 30/09/2014 tarihi itibariyle kaydi olarak 93.000,00 TL borçlu göründüğü ve fakat davalı yanın dava konusu çeki davacı şirket adına düzenlenen fatura ile birlikte teslim almasının bahse konu çekin o faturaya ait bir alacak olduğunu ispat etmeye yeterli olmadığı, bahse konu çekin/ çeklerin avans olarak da verilmiş olabileceği, bu hususun davacı yandan da yazılı olarak teyidinin gerektiği, en azından fatura altındaki kabul imzasının davacı yana ait olup olmadığını davacı yana yazılı olarak sorulmasının gerektiği, dosyada davalının böyle bir işlem gerçekleştirdiğine dair veri olmadığı, davaya konu alacağa dayanarak irsaliyeli faturanın altında teslim alma imzasının da bulunmadığı, irsaliyeli fatura yapısı gereği teslim niteliğinde olmakla mutlaka altında teslim alan imzasının da olması gerektiği…” şeklinde bir sonuca varılmış olduğu, bu rapora yönelik itirazlar doğrultusunda aynı bilirkişiden alınan 02/11/2017 tarihli ek rapor ile “… dava dışı şirketten temlik alınan davaya konu çekin ticari defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir…” (bkz. sayfa 3) ise de raporun sonuç kısmında kök rapordaki görüşün değiştirilmesine gerek olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
6361 sayılı yasanın 9/2 maddesinin; ” faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilmeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilmeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez… ” şeklindeki hükmü ile faktoring şirketlerine faktoring sözleşmesi gereği temlik alacakları kambiyo senetlerine konu alacağın miktar itibariyle mal ve hizmet fatutaralarından kaynaklanan alacak olması gerektiği hususu temlik sözleşmesinin geçerlilik şartı olarak öngörülmüş ise de bu şartın amacı faktoring şirketlerinin mal ve hizmet bedelinden neşet etmeksizin bankalar gibi doğrudan kredi sağlamak suretiyle faaliyette bulunmalarının engellenmesi olup bu boyutuyla somut olaya bakıldığında davalı … şirketine temlik edilen çeke konu alacağın, bilirkişi kök ve ek raporu ile de tespit edildiği üzere, davacının ticari defter ve belgelerinde yer alan ve istisna akdinden doğan gerçek bir alacak olduğunun tespit edilmiş olması karşısında bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. 6361 sayılı yasanın 9/2 hükmünün alacağın gerçekliği dışında faktoring şirketlerinin ancak mal ve hizmeti konu alan faturalara konu edimin ifa edilip edilmediğini tespit ettikten sonra alacağı temlik alabilecekleri şeklinde yorumlanması kanun koyucunun amacına uygun olmadığı gibi bu yöndeki bir uygulumanın faktoring şirketlerinin faaliyetlerin yürütemeyecek duruma getireceği açıktır. Çünkü düzenlenen faturalara konu edimin ifa edilip edilmediği, zaman zaman yargılama neticesinde dahi tespit edilemeyebilmektedir. Kaldı ki aynı kanunun 9/3 bendinin “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez, meğer ki faktoring şirketi kambiyo senetine iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklindeki hükmü ile de kural olarak temel ilişkiden kaynaklanan def’ilerin faktoring şirketlerine karşı ileri sürülemeyeceği açıkça hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamıyla davalı … şirketinin bedeli tahsil edilen çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 392,79 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 356,89 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanan 2.760,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmını karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza) Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 392,79 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 356,89 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 885,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi ücreti : 400,00 TL
Tebligat ve Posta Giderleri : 87,00 TL