Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/296 E. 2019/13 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/296
KARAR NO : 2019/13

DAVA : TAZMİNAT (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2016
KARAR TARİHİ : 15/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 25.02.2015 tarihinde yapılan ticari nitelikte satım sözleşmesi ve faturaya istinaden … 6. Ana Bakım Merkez Komutanlığının … numaralı müvekkili üzerinde kalan ihalesi için Askeriyeye teslim etmek üzere … HİDROLİK DİREKSİYON POMPASI LANDROVER’ın davalı şirketten sipariş yoluyla satın alındığını, 22.800,00 TL bedelin ödenmiş olduğunu, İhale gereği askeriyeye teslim edilen malların yapılan muayenesinde malların evsaf ve kalite yönünden uygun olmadıklarının raporlandığını ve bunun üzerine tekrar şirketleri tarafından bu karara itiraz edilerek itiraz neticesinde de muayene sonucu komisyon kararı netlikler uygun değildir raporunun oluşturulduğunu ve malların kendilerine iade edilmiş olduğunu, Bunun üzerine … 4. Noterliğinin … tarihli … yevmiye no’lu ihtarnamesinin davalı şirkete ihtar edilerek durumun belirtildiğini,
İhtarname ile malların ayıplı olduğu belirtilerek davalı şirketçe malların geri alınması ve ödenmiş olunan satış bedelinin faizi ile birlikte taraflarına geri iade edilmesinin talep edildiğini, ayrıca da kredili teminat mektuplarının bedeli olan 2.861,85 TL kesin teminatın hâzineye gelir olarak kaydedildiğini ve kendilerine iade edilmediğinin belirtildiğini, hatta bu olaydan dolayı ihalelere katılmayacaklarının da bildirildiğini, nitekim 07.07.2015 tarihli KİK kararı ile davacının 1 yıl ihalelere katılmama cezası almış olduğunu, bütün bunların davalının ayıplı mal satmasından kaynaklandığını, dava konusu mallar ayıplı olmakla, malların satılamayıp müvekkili şirketin deposunda şuanda durmakta olduklarını, bu nedenle de öncelikle malların davalıya iadesine karar verilmesi ve buna istinaden de malların satış bedeli olarak ödenen 22.800,00 TLnin 25.02.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle müvekkiline ödenmesini, ayraca davalıdan kaynaklanan bu olaydan dolayı bütçeye gelir olarak kaydedilen teminat tutarı olan 2.861,85 TL’nin de 03.06.2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsil edilerek taraflarına ödenmesini, davacının ihalelere 1 yıl yasaklı olarak girememesinden dolayı da 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili gerektiği belirtilerek, tarihli faturada belirtilen 121 adet ANR 2157 HİDROLİK DİREKSİYON POMPASI … marka malların davalıya iadesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili şirkete ulaşarak … Defender direksiyon pompası talep ettiği ve davalı şirketin de … marka, … marka ve … marka olmak üzere 3 farklı kalite ve fiyat alternatifi olduğunu bildirdiğini, davacı şirketin Britpart marka tercih etmesi üzerine sipariş edilen malın miktarının fazla olması nedeniyle davacı şirkete özel olarak bu ürünün İngiltere … firmasından sipariş edildiğini ve sözleşme bedelinin tamamının ödenmesi ile malın gümrükten çekilerek davacı firmaya teslim edilmiş olunduğunu, bir süre sonra davacı firmanın, bahse konu pompaların ihale alıcısı Askeriye’nin kabul etmediğini, pompaların bozuk olduğunu, gerekirse … pompa ile değiştirilmesini talep etmiş olduğunu, davalının bu ürünlerin imalatçısı değil, ürünlerin ithalatçısı olduğunu, ürünlerle ilgili hususun imalatçı firmaya bildirildiği ve imalatçı firmanın ürünleri test ederek ürünlerin bozuk olmadığı hususunda rapor gönderdiği ve bunun da davacıya bildirildiğini, İngiltere’deki imalatçı firmanın aradaki fiyat farkı ödenmesi koşuluyla bir üst kategori olan … marka direksiyon pompası tedarik edebileceğini bildirmesine rağmen davacı şirketin bunu kabul etmemiş olduğunu, yine davalı şirketin de %15 ithalata masrafları düşülmesi koşuluyla ürünlerin iade edilebileceğini ifade etmesine rağmen davacının bunu da kabul etmediğini, dava konusu ürünün standart olarak üretilen bir ürün olduğunu ve dolayısıyla da hatalı olmasının mümkün olmadığını, davacının marka seçiminde hata yapmış olunabileceğini belirtilerek, davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Fatura, davacı tarafından keşide ettirilen ihtarname, muhasebe işlem fişi, birim fiyat teklif cetveli, mail yazışmaları, birim fiyat teklif mektubu, muayene ve kabul komisyonu muayene raporu, muayene başlama tutanağı, itiraz muayenesi başlama tutanağı ve dayanılan tüm deliller celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce uzman bilirkişi tarafından 21.06.2017 tarihinde bilirkişi raporu düzenlenmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; “Dava konusu ürünün kullanılacağı Land Rover araç üzerinde istenen fonksiyonları sağlamadığı hususu dava dışı T.C. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 6.ncı Ana Bakım Merkezi Komutanlığı, Balıkesir askeri birliği tarafından bizzat uygulamalı olarak tespit edilmiş olup,
Benzer testleri yapma imkanım olmamakla, tarafımca sadece dava konusu direksiyon pompası üzerinde tespit yapılabilmiş ve direksiyon pompasının yukarıda görülen fotoğrafları çekilmiştir.
Netice olarak dava dışı ürünün istenen fonksiyonları sağlamadığının tespit edildiği dava dışı Askeri Birlik Komisyonu Raporunun kabul edilip bu doğrultuda karar verme yetkisinin sayın mahkemede olacağı,…” bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi 12.03.2018 tarihli ek raporunda özetle; hidrolik direksiyon pompasının orjinal olmayan yan sanayi ürünü olduğunu ve orjinal olmayan ancak orjinalinden istenen performans değerlerini sağlamayan ayıplı bir ürün olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi her ne kadar dava konusu malların ayıplı olduğunu belirtmiş ise de bunu, dava konusu ürünü dosyamız davacısından satın alacak olan dava dışı T.C. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 6. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı tarafından düzenlenmiş muayene ve raporlara dayandırmıştır.
Dava, satım sözleşmesine konu hidrolik direksiyon pompalarının ayıplı olduğu iddiasıyla uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında satım sözleşmesi yapılmış olup, dava konusu olan 121 adet hidrolik direksiyon pompasının alıcıya teslim edildiği ve satım bedelinin ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, satıma konu hidrolik direksiyon pompalarının ayıplı olup olmadığı ve bu doğrultuda dosyamız tarafları bakımından alıcı olan davacının ayıba bağlı ödemiş olduğu bedeli, kesin teminat olan ve hazineye irat kayıt edilen bedelin, 1 yıl ihalelere girmeme cezası aldığından buna ilişkin maddi tazminat ve şirketin piyasa ile ihalelerdeki durumu sarsılmış olduğundan manevi tazminata ilişkin talep ettiği zararlarını davalıdan isteyip isteyemeyeceği konusundan kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamından taraflar arasındaki fatura ve sevk tarihi 25.02.2015 olup bu fatura ile malların davacı tarafından teslim alındığı davacının kabulündedir.Bilirkişi raporunda malların ayıplı olduğu belirtilmiş ise de belirtildiği üzere rapordaki ayıp hususu T.C. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 6. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı tarafından düzenlenmiş muayene ve raporlara dayandırmıştır.
Davacı, dava konusu malları … 6. Ana Bakım Merkez Komutanlığının … numaralı ihalesi için Askeriyeye teslim etmek üzere … HİDROLİK DİREKSİYON POMPASI …’ın davalı şirketten sipariş yoluyla satın almıştır.Davalı şirketin ihale ile ilgisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.Dosyadaki birim fiyat teklif cetveli ve zaten dosya içeriğinden davacının sipariş ettiği malların orijinal olmadıkları bilinmektedir.Davacı tarafından sipariş edilen direksiyon pompalarının özellikleri de bilinmektedir.Davacının uzun süre davalıya ayıp ihbarı olmamıştır.Ancak teknik şartname ve ihale şartlarından davacının sipariş ettiği direksiyon pompalarının özelliklerini bilmesi ve teslim aldıktan yasal süresi içerisinde muayene görevini yerine getirmesi veya getirtmesi gerekmekteydi.
Bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmemiştir.Şöyle ki raporda direksiyon pompalarının fabrika verilerine yani üretilişteki teknik özelliklere sahip olup olmadıkları belirtilmemiştir.Zira orijinal olmayan bir malın orijinali ile kıyas yapmak sureti ile ayıplı olduğu belirlenemez.Ancak dosyamız bakımından yeniden bilirkişi raporu alınmasının yargılamaya yenilik katmayacağı ve red sebebi itibari ile gerek bulunmadığından yeniden bu hususta rapor aldırılmamıştır.
Malların davacıya 25.02.2015 tarihinde teslim edildiği ancak davacının 12.05.2015 tarihinde davalıya ayıp ihbarı ile ihtarname gönderdiği anlaşılmıştır.Elektronik posta yolu ile taraflar arasında görüşmeler gerçekleştiği ancak en erken elektronik posta tarihinin 24.04.2015 tarihi olduğu görülmektedir.
Davamız tarafları tacirdir. TTK 23. maddesinde ticari satış düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrasının c bendinde ”malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ile ve bu incelere sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.” denilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca, satıma konu direksiyon pompaları 25.02.2015 tarihinde davacıya teslim edilmiştir.Davacı şirketin faaliyet konusu dikkate alındığında pompaları teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde muayene etmek suretiyle bu muayene sonucunda arızalı olduğunun tespiti durumunda satıcı olan davalıya bildirmekle yükümlüdür. Anılan şekilde yapılan muayene ile tespitin yapılamaması halinde TBK 223/2. maddesinin uygulanması gerekir.
TBK 223/2. maddesinde ”Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olay bakımından davacı ayıp iddiasının malı teslim aldığında yapacağı veya yaptıracağı muayene ile belirlemesi gerekmekte idi.Satın alınan malın teknik özellikler uygun olup olmadığı ve ayıplı olup olmadıklarını yapacağı veya yaptıracağı inceleme sonucu belirlenebileceği ortada olup TTK 23. maddesi yollamasıyla TBK 223. maddesinin uygulama alanı bulmadığı değerlendirilmiştir.Biran için aksi düşünülse dahi yani olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayan bir ayıp olarak kabulü gerekse dahi derhal satıcı olan davalıya bildirim yapılması gerekirken bu gereğin yerine getirilmediği açıktır.Çünkü 6. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı muayenesi 12.03.2015-20.03.2015 tarihleri arasında yapıldığı gibi davalının dava dışı kurum ihalesine veya satışa ilişkin bir tarafı yoktur.
Süresinde ayıp ihbarının yapılmaması halinde satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılması gerekir ve alıcı ayıba bağlı haklardan yararlanamaz.Açıklanan nedenlerle davacı tarafın süresi içinde yaptığı bir ayıp ihbarı bulunmadığından taleplerini davalıya karşı ileri süremeyeceği, ayıba bağlı haklardan yararlanamayacağı sonucuna varılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının maddi ve manevi taleplerine ilişkin davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 44,40.TL. maktu karar harcı ile reddedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcı toplamı 88,80 TL harcın, peşin yatırılan 609,02.TL. harçtan mahsubu ile bakiye 520,22.TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.679,42 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4 maddesi gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/01/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 609,02 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 564,62 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.309,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 750,00 TL
Posta Giderleri : 979,50TL