Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/29 E. 2018/45 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/29 Esas
KARAR NO : 2018/45

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/01/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının hırsızlık olayının meydana geldiği ve sigortalının konutunun bulunduğu … Sitesi’nin güvenliğinden sorumlu olduğunu, davalının tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu hırsızlık olayı meydana geldiğini, olay tarihi olan 26/03/2014 günü aynı sitede farklı dairelerde de hırsızlık olayının meydana geldiğini, siteye giriş yapan araçların kontrolünün yapılmadığını, davalının hırsızlık yapılmaması için gerekli tedbirleri almasının Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nde açıkça belirtildiğini, olay sonucunda düzenlenen ekspertiz raporuna göre davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısına hasar ile ilgili olarak 15.360,96 TL tazminat ödediğini, rücu hakkına binaen ödenen tazminatın tahsili için … 33. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, davalının kusuru neticesinde meydana gelen hasar nedeniyle alacağın faiz ve diğer tüm ferileriyle birlikte dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bıraılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, dava dışı … ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme uyarınca gerek davacı gerekse selefi müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, müvekkilinin … ile yaptığı anlaşmada bina sakinlerinin ziynek eşyalarının korunmasını üstlenmediğini, davaya konu olan olayda sigortalı evde bulundurulması mutad ve makul ziynet eşyasının üzerinde bir miktar bulundurmakla ve kolayca ulaşılabilecek bir şekilde bırakmakla kusurlu olduğunu, çalındığı iddia edilen ziynet eşyasının miktarı itibariyle kasa ya da banka gibi önlemlerin düşünülmesi gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimleri yerine getirdiğini, gerekli tüm tedbirleri aldığını, gerekli denetim ve kontrolleri yerine getirdiğini, ifade tutanakları ve ekspertiz raporlarında da açıkça belirtildiği gibi hırsızlık olayının önlenmesi için tüm tedbirlerin alındığını, izinsiz giriş yapılmasına engel olunduğunu, sözleşmeden kaynaklanan borçlarına aykırı bir davanışının söz konusu olmadığını, dava konusu zarardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, olayın oluş biçimine göre de müvekkilinin bu olayı engelleme olanağının bulunmadığını beyan ederek maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötüniyetli davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki Süper aile sigorta poliçesi ile sigortalı dairede 26/03/2014 tarihinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle sigorta poliçesine dayanarak ödediği tazminatın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472.maddesi uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin 2.maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı … şirketi bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Davacının dava dışı sigortalısı gerçek kişi olup tacir değildir. Bu durumda uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK.nın 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza