Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/285 E. 2019/688 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/285
KARAR NO : 2019/688

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müşterisi … AŞ’nin ürününü … Ltd. Şti.’ye taşıttığını, taşımacılık şirketinin şoförünün taşıma esnasında müşterisinin ürününe %100 kusurlu olarak zarar verdiğini, bunun üzerine müşterisinin zararını sigorta şirketinden karşıladığını, sigorta şirketi … Sigorta AŞ’nin de tazminat ödemesinin rücu edilmesi amacıyla taşımacılık şirketinin şoförü ve müvekkili şirket adına dava açtığını, açılan davada da müvekkili şirketin müşterinin taşıtanı olarak sözleşme gereği müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına hükmedildiğini, mahkeme kararına istinaden sigorta şirketinin müvekkili şirket ile taşıma şirketi ve şoförü hakkında icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin haciz baskısı altında 200.494,66 TL ödeyerek dosyayı infaz ettiğini, davalının 09/04/2014 tarihinde … Ticaret Odası’na ticareti terk beyanı vermesine rağmen halen aynı adreste aynı unvanla aynı araçlarla ticari faaliyetlerini devam ettirmekte olduğunu ve müvekkili şirket için taşıma işleri yaparak halen fatura kestiğini, davalının alacaklılarından mal kaçırmak için müdürü ve %99 pay sahibi olduğu …’ı hukuki ve cezai sorumlulukları üzerine alacak işlevsiz bir şirket olarak kullandığının tespit edildiğini, davalı ile taşımacılık şirketi arasında organik bağ bulunduğunu ve dolayısıyla davalının borçtan sorumlu olacağının sabit olduğunu, taraflarınca da mahkeme
kararı ve ödeme belgeleriyle davalı taraf dahil borçlular aleyhine … 6. Ticaret Mahkemesi’ne başvurularak bu organik bağın ispatlanarak … D.İş ile ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haciz kararının … 5. İcraMüdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, ihtiyati haczi takiben yasal süresinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının ise icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptaliyle takibin devamını, mahkeme kararıyla sabit olan alacak bakımından yapılan itirazın kötü niyetli olduğu sabit olduğundan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığını, davacının müvekkilinin olmayan ikrarına dayanarak hak iddia etmeye çalışmasının da davanın dayanaksızlığını baştan ortaya koyduğunu, söz konusu davanın rücuen tazminat istemine ilişkin olduğunu, ancak davanın tarafları arasında müvekkilinin olmadığını, müvekkilinin ödendiği iddia edilen paraya ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sadece taşıma şirketinin ortağı olduğunu, kamu borçları dışında şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı ortağın hiçbir surette sorumluluğunun olmadığını, karşı tarafın müvekkili ile … Ltd. Şti.’nin ticari faaliyetlerini aynı adreste yaptığına dair iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir hukuki sözleşmeye dayalı borcu olmadığını ve dürüstlük kuralına aykırı hiçbir eylem işlem ve davranışının da olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Davaya esas icra dosyası, … 6.Asliye Ticaret Mahkemesi … Değişik iş sayılı kararı, … 7.İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası, … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı kararları incelenmiş, Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevapları, SGK yazı cevapları, ticaret sicil kayıtları, dayanılan diğer deliller celbedilip incelenmiş dosya kapsamı ile uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmış deliller toplanmıştır.
22/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya içeriği iddia ve savunmalar sunulan delillerin birlikte incelenerek değerlendirilmesi sonucunda davacının müteselsilen sorumlu olduğu ve … firmasına rücu edebileceği tazminat bakımından doğrudan …’ a da mahkeme kararında belirtilen rücu borçluları gibi rücu etmekte olduğunu, … ile şirketin aynı adreste şirket şubesi ve gerçek kişi işletme adresi olarak faaliyette bulunduğunu, gerek … firmasının gerekse tacir sıfatını haiz 49.975,00 – 50.000,00 TL oranında yani %99,95 oranında ortak olan …’ın aynı faaliyet alanında yani lojistik ve taşımacılık faaliyetleri ‘taşıma işleri’ alanında ticari faaliyette bulunduğunu, …’ ın aynı zamanda şirketi münferiden temsile yetkili müdür konumunda olduğunu, bu kapsamda tacir-ticari işletme sahibi … ile sermaye şirketi … arasında organik bağ mevcut olduğunu, perdeyi kaldırma nazariyesi veya hukuki görünüşe güven nazariyesi değerlendirmesi ve davalının sorumluluğunun bulunup bulunmayacağı hususlarının hukuki niteleme ve değerlendirmesi gerektiği kanaati edinildiği, bu konuda takdirin mahkememizde olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili itirazı üzerine 12/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; ek görevlendirme kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmelerin neticesinde davalı … ticari işletmesine ait ticari defter ve belgelerin incelemesinin gerektiği gibi yapıldığını, … ticari defterlerinin incelemesi gereği gibi yapıldığını kök rapor sonuç ve kanaatlerinin devam ettiğinin sonucuna varıldığını belirtmişlerdir.
… 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının “… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas – … Karar sayılı kararına istinaden … 7.İcra Müdürlüğü’nde başlatılan … Esas sayılı icra dosyasına ödenen tutarın zarara sebebiyet verenlere rücu-… 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı” açıklaması ile davalı …, dava dışı sürücü … ve dava dışı taşımacı … Ltd. Şti. aleyhine toplamda 200.894,66 TL tutar üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafça takibin devamının sağlanması amacıyla İİK 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptali davası olup, davacı iddia ve delillerinden anlaşıldığı üzere tüzel kişilik perdesinin kaldırılması gerektiği ile davalının icra dosyasına konu alacaklarından sorumlu tutulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Olayın temeli 08.10.2008 tarihinde meydana gelen hasardan kaynaklıdır. Şöyle ki; dava dışı … A.Ş ile … Ltd. Şti arasında taşıma sözleşmesi neticesinde alt taşıyıcı olduğu anlaşılan dava dışı … Ltd. Şti. tarafından yapılan taşıma sırasında hasarın meydana geldiği, meydana gelen hasarın sigorta şirketi tarafından sigortalısı … firmasına ödendiği ve sigorta şirketinin … Ltd.Şti, … Ltd. Şti. ve araç sürücüsü …’a karşı açtığı rücu davasını kazandığı ve ilgili … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyamız davacısı … Ltd.Şti. ve dava dışı borçlular … Ltd. Şti. ve araç sürücüsü …’a karşı yukarıda bahsi geçen karara istinaden … 7.İcra Müdürlüğü’nde başlatılan … Esas sayılı icra dosyasındaki borcun davacı şirket tarafından ödendiği anlaşılmıştır.
Yine dosyamız davacısı … Ltd.Şti tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ ye karşı … 15.Asliye Ticaret Mahkemesinde … tarihinde itirazın iptali davası açtığı ve bu borçlu bakımından davanın kabulü ile … 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın temeli 08.10.2008 tarihinde meydana gelen zarardan yani haksız fiilden kaynaklanmaktadır.Bu sebeple bilirkişi heyeti raporunda her ne kadar … Firması ile … arasında organik bağ mevcut olduğu belirtilmiş ise de haksız fiil tarihindeki durumun da irdelenmesi gerekmektedir.Zarar tarihinde, … ile … Ltd.Şti arasında herhangi bir taşıma akdi bulunmadığı ve araç sürücüsü …’ ın … çalışanı olduğu konularında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zarar tarihinde, davalının …’ de sadece ortağı olduğu ve başkaca ortaklarında bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2671 Esas, 2016/3423 Karar sayılı kararında; “Kural olarak tüzel kişiler kendilerini oluşturan kişilerden bağımsız ayrı kişiler olup “sınırlı sorumluluk” ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olurlar. Kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulabilmek için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bunun engellenebilmesi amacıyla doktrinde “perdenin aralanması “teorisi geliştirilmiş, zaman içerisinde Yargıtay uygulamalarında da bu teori benimsenmiştir. (Emsal Yargıtay 19.HD 07.06.2011 tarih 2010/11147 Esas 2011/7567 Karar, 19 HD 12.05.2006 tarih 2005/8774 Esas 2006/5232 Karar, 9 HD 27.06.2011 tarih 2011/30349 Esas 2011/19150 Karar, 23.HD 19.06.2012 tarih 2012/3083 Esas 2012/4296 Karar). Perdenin aralanması ile şirket kurucusu gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebildiği gibi, aynı şirketler içerisinde yer alan kardeş şirketler arasında da sorumluluğun gerçekleştiğinin kabulü sağlanabilir.” denmiş ise de kararda da belirtildiği üzere tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını icap ettiren vakalar birer istisna olup, somut olayda perdenin aralanması teorisinin uygulamasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Davalı, dava dışı şirketten ayrı bir kişiliğe sahiptir.
… 6.Asliye Ticaret Mahkemesi … Değişik İş sayılı kararı ile davalı … hakkında da verilen ihtiyati haciz kararının yine aynı mahkeme kararı ile 31.03.2016 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre sonuç olarak, perdenin aralanması teorisi kapsamında; tüzel kişilik perdesinin düz aralanmasıyla, ortağın mal varlığına gidilmesine, perdenin tersten aralanmasıyla ortağın şahsi borcundan dolayı tüzel kişiye gidilmesine imkan sağlanmıştır.Bir ticaret şirketinin borçlarından, başka bir tüzel kişinin sorumlu tutulmasına, çapraz olarak perdeyi kaldırma denilmektedir. Bu durum özellikle aynı şirketler topluluğu içinde yer alan kardeş şirketler bakımından söz konusu olmaktadır. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ilkesince sorumluluğun doğabilmesi için her şey den önce her iki şirket arasında iktisadi özdeşliğin bulunması gerekir.Ancak dosyamızda aldırılan 12/11/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda 2011, 2013 ve 2014 yıllarında dava dışı …’ nin mal ve hizmet aldığı ve sattığı firmalar ile davalı … firmasının ticaret ilişkisinin olmadığının ticari defterlerden anlaşıldığı ve esasen zarar verici ve davalının şirket ile aynı ekonomik birlik içinde olduğu sürecin 2010-2012 yıllarında açıkça gözüktüğü, 2009 ve öncesinde bu şekilde bir iktisadi özdeşlik tespit edilmediğinin açık olduğu belirtilmiştir.Dosyamızda tespit edilen organik bağın tek başına perdenin aralanması için yeterli olmadığı kabul edilmiştir.Zira davalı zarar tarihinde şirketin yetkilisi dahi değildir.Ve yine davalının davacı şirket ile bir sözleşmesi ve ilişkisi de olmadığı gibi haksız fiile bir katkısı da yoktur.Burada olayın temelinde haksız fiil söz konusu olmakla, sonradan davalının dava dışı şirketin hakim ortağı haline gelmesinin davalı aleyhine perdenin aralanması hükümlerinin uygulanmasını gerektirmemektedir.İddia olunan şirket mallarının davacıya devri iddiasının ise bu davanın konusu olmadığı değerlendirilmiştir.Zira davalı ile dava dışı …’ nin kendi aralarında ya da 3. Kişilere yönelik araç satış ve devirlerinin her dönemde sıklıkla yaşandığı da kayıtlardan anlaşılmış ve davacı taleplerinin yerinde görülmediğinden davanın reddine ve yine davalı kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de koşulları oluşmadığından bu talebin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Kötü niyet tazminatının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 2.426,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.381,91 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.003,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan toplam 10,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
6100 Sayılı HMK’nın 345/1 maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 17/09/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 2.426,31 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 2.381,91 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.395,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00 TL
Posta Giderleri : 188,60 TL