Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/133 E. 2019/954 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/945
KARAR NO : 2019/1110

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 01/10/2015
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan …Ltd. Şti ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 17/04/2015 tarihli 400.000,00 TL bedelli çeki tanzim ederek verdiğini, söz konusu çeke ilişkin o tarihlerde herhangi bir işlem yapılmamış olması nedeniyle müvekkilince, çekin davalıdan alınamadığını ve çek üzerindeki keşide tarihinin 17/09/2015 olarak tahrif edilerek bankaya ibraz edildiğini ve bu durumu ihtiyati haciz süreçlerine muhatap olduğu sırada öğrenildiğini, alınan ihtiyati haciz kararının … 7. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla infaza konulduğunu, dava konusu çekin keşide tarihinde tahrifat yapılması nedeniyle bu çekten davalılara borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan 08/10/2015 tarihli dilekçeyle de, müvekkili şirket yetkilisi …’ın çekteki keşideci imzasının eli ürünü olmadığını beyan etmesi karşısında çekteki imzanın da kabul edilmediği ve bu nedenle de davalılara borçlu olunmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA /
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak herhangi bir savunmada bulunmadıkları görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava konu çek aslı, çekin keşide tarihi itibariyle davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olanların bu tarihten öncesine ve yakın serbest imzalarının bulunduğu belge asılları celp edilmiş ve şirket temsilcilerinin mahkeme huzurunda uygulamaya elverişli imza örnekleri alınarak iki ayrı rapor ve üç kişilik heyetten oluşan grafoloji raporu alınmış, ayrıca çekin keşide tarihindeki tahrifat iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin bu konudaki raporu dosya içerisine sağlanmış, … C. Başsavcılığının … ve … Soruşturma nolu dosyaları ve bu dosyalardan verilen 27/04/2016 ve 02/08/2019 tarihli takipsizlik kararları, … 7. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, İİK 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, çekin keşide tarihinin tahrif edildiği gibi çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığını ileri sürmüş ve bu nedenle çekin lehtarı ve cirantaları olan davalılara karşı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davacının tahrifat iddiasının araştırılması bakımından Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmış ve anılan kurum tarafından düzenlenen 28/02/2018 tarihli raporda özetle; ” inceleme konusu çekin keşide tarihinin aylar hanesinin birler basamağındaki evvelce “4” rakamı iken farklı fiziki evsafta bir kalem ile tamamlama yöntemiyle “9” rakamına dönüştürülmüş olduğu… ” açıklanmıştır. Bu raporun gerekçeli ve denetime olanaklı bulunması nedeniyle dava konusu çekin keşide tarihinin 17/04/2015 olmasına rağmen, aya ilişkin olan “4” rakamına kalem katılarak “9” rakamı haline dönüştürüldüğü ve böylece çekin keşide tarihinin 17/09/2015 olarak tahrif edildiği kabul edilmiştir.
Davacı tarafından, çekteki keşideci imzası da kabul edilmediğinden, çekin tahrif edilen ve edilmeyen her iki keşide tarihi itibariyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olanlar ticaret sicil kaydından tespit edilmiş ve davacının dava dilekçesinde bildirdiği şirket yetkilisi …’dan başka şirketi temsil ve ilzama yetkili olan … ve şirket müdürü …’nin olduğu anlaşıldığından adı geçenlerin çekin keşide tarihine yakın ve öncesine ait olan imzalarının bulunduğu belge asılları celp edilmiş, ayrıca talimat yoluyla ve huzurda imzaları alınarak keşideci imzasının adı geçenlerin eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınmış ve 20/02/2019 tarihli grafolog … tarafından düzenlenen raporda; “genel imza kompozisyonu ve tersim karakteristiği, imzaların başlangıç bölümlerindeki majiskül (S) harfinin, lokasyon, şekil, konu, oran ve bağlantı özellikleri, içerikteki grafolojik değerler, imzaların bitiriliş ünitelerinin şekil ve bağlantı karakteristiği, imza bölümlerinin birbirlerine göre oran ve konumları, ritm-fon dengesi, presyon varyantları, hız-işleşlik tarzı, vital değerler bakımından benzer grafolojik özellikte imzalar olduğu, genel grafolojik parametrelerle ifade edildiğinde tetkik konusu imza ile …’a ait mukayese imzalar arasında tersim tarzı, işleklik derecesi, meyil ve istikamet, seyir, sürat, istif, itiyatları ve baskı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler bulunduğunun tespit edildiği, buna göre, dava konusu çekin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın davacı şirket yetkililerinden …’ın eli ürünü olduğu” belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için bu kez aynı konuda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınma yoluna gidilmiş ve 22/08/2019 tarihli Adli Tıp raporunda, ” çekte keşideci imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte, söz konusu imzanın basit tersimli olması nedeniyle …’ın eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede, çek üzerindeki imzalar ile … ve …’nin mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği…. ” açıklanmıştır.
Grafolog … tarafından düzenlenen 20/02/2019 tarihli rapor ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 22/08/2019 tarihli raporları arasında, dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkililerinden …’ın eli ürünü olup olmadığı konusunda çelişki bulunduğundan, bu çelişkinin giderilmesi bakımından mahkememizce konusunda uzman 3 kişilik yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve aynı konuda rapor alınmıştır. Uzman bilirkişilerce düzenlenen 01/11/2019 tarihli bu raporda ise; ” dava konusu çekteki imza ile davacı şirket yetkilileri … ve …’nin mukayese imzaları kıyaslandığında çekte keşideci imzasının adı geçenlerin eli ürünü olmadığı, çekteki imza ile şirket yetkililerinden …’ın mukayese imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları arasında saptanan benzerlikler nedeniyle dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkililerinden …’ın eli ürünü olduğu … ” ifade edilmiştir.
Mahkememizce imza incelemesi yönünden yapılan 2 ayrı incelemedeki çelişkiyi gideren gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan 3 kişilik uzman bilirkişi heyetince düzenlenen 01/10/2019 tarihli rapordaki tespit ve açıklamalara itibar edilmiştir. Bu doğrultuda dava konusu çekteki keşideci imzasının dava şirket yetkililerinden …’ın eli ürünü olduğu sonucuna varılmış ve davacının keşideci imzasının adı geçene ait olmadığı yönündeki iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilmiştir.
… C. Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyasında davacı şirketin müşteki, şüphelilerin ise bizim dosyamızda davalı olan …, … ve … olduğu, konusunun, bizim davamıza konu çekle ilgili olup, isnat edilen suçun resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanma niteliğinde bulunduğu, yapılan soruşturma neticesinde 02/08/2019 tarihli kararla, isnat edilen her iki suçun oluştuğuna dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte kuşkunun hasıl olmadığı, tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmıştır.
… C. Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyasında da müştekinin, bizim dosyamız davalılarından …, şüphelilerinde, huzurdaki bu davada davacı olan şirket ile şirketin temsilici … olduğu, yine huzurdaki bu davaya konu çekin şikayet konusu yapıldığı ve isnat edilen suçun resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu olduğu, yapılan soruşturma sonunda, müştekinin şikayetten vazgeçme dilekçesi, ayrıca şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığı yönünde 27/04/2016 tarihli kararın verildiği görülmüştür.
… C.Başsavcılığının anılan soruşturma dosyalarında dava konusu çekle ilgili kamu davası açılmasına yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararlarının verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce itibar edilen grafoloji raporu, savcılık dosyaları içeriğine göre dava konusu çekteki keşideci imzasında herhangi bir sahteciliğin bulunmadığı, çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olduğu, davacının bu yöndeki iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilmiştir. İmza itirazı dışında çekin keşide tarihinde tahrif yapıldığı iddiasında bulunulmuş ve yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı saptanmıştır. Ancak bir çekin sadece keşide tarihinde tahrifat olması tek başına o çekten borçlu olunmadığının kabulü için yeterli olarak kabul edilemeyecektir. Nitekim çekteki keşideci imzası davacı şirket yetkilisine ait olup, keşidecinin çek bedelini ödediğini kanıtlamadığı sürece çekteki sorumluluğunun devam edeceği açıktır. Nitekim, 6102 sayılı TTK’nun 818/1-m bendi yollamasıyla, TTK 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hüküm uyarınca, keşidecinin çek bedelini çekin lehtarına ödediğini kanıtlayamadığı sürece sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda ispat yükünün keşideci davacıya ait bulunup, çek bedelini ödediğini ve böylece sebepsiz zenginleşmediğini yazılı belgeyle ispat edilmemesi halinde artık borçlu bulunmadığının tespiti isteminin yerinde olmadığı sonucuna varılmalıdır. Dava konusu çekin 17/04/2015 tarihi olan keşide tarihinin 17/09/2015 tarihine getirilmiştir, ancak davacı tarafından çekin Nisan 2015 itibariyle ödendiği ve Eylül 2015 tarihinde de yeniden kendisinden talepte bulunulduğu yahut çek bedelini iki kez ödemek zorunda kalındığı kanıtlanabilmiş değildir. Dava konusu çek … 7. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında ilamsız icra takibine konu edilmiştir. Takip alacaklısının çekin son hamili …, borçluların ise keşideci davacı şirket ile çekin diğer cirantaları davalılar olduğu ve bu icra dosyasında da çek bedelinin davacı tarafından ödendiği yönünde herhangi bir bilgi ya da belgenin olmadığı, esasında davacının bu yönde bir iddiada dahi bulunmadığı, keşideci olan davacının çek bedelini ödediğine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadığı, dava dilekçesi ve delil dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla, ödemenin yazılı belgeyle kanıtlanamaması ve yemin deliline de dayanılmaması nedeniyle yerinde bulunmayan davanın reddi gerektiği kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 6.831,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.786,60 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Vekille temsil edilen davalılar … Ltd. Şti. ve … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 29.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … Ltd. Şti. ve …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/12/2019

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 6.831,00 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 6.786,60 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.932,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 4.000,00 TL
Posta Giderleri : 900,80 TL