Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1232 E. 2022/596 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1232 Esas
KARAR NO : 2022/596 Karar

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 07/03/2014 tarihli ve 5 yıl süreli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin eki niteliğinde olmak üzere yine müvekkili ile davalı arasında 07/03/2014 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi akdedildiğini ve bu taahhütname ile davalının, davacıdan birinci yıl 370, ikinci yıl 377, üçüncü yıl 385, dördüncü yıl 393 ve beşinci yıl 400 olmak üzere asgari 1925 ton otogaz ürünü alma taahhüdünde bulunduğunu, ancak davalının sözleşme ve ürün alım taahhütnamesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ihlal etmesi nedeniyle müvekkili tarafından keşide edilen … 11. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davalının ürün alım taahhütnamesi ile alımını taahhüt ettiği sözleşme ile eksik alım yaptığı üründen dolayı ton başına 200,00 USD kar mahrumiyeti bedeli ödeme taahhüdünde bulunduğu için bu sebepten dolayı müvekkili şirket nezdinde oluşan 371.117,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 10.000,00 USD’lik kısmının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek dolar cinsinden paraya uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, alım taahhütnamesi kapsamında alım yapılmaması nedeniyle taahhütnamede öngörülen cezai şart alacağının tahsili davasıdır.
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 07/03/2014 tarihli 5 yıl süreli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin eki niteliğinde olmak kaydıyla yine davacı ile davalı arasında 07/03/2014 tarihli ürün alım taahhütnamesi akdedildiği ve bu taahhütname ile davalının davacıdan birinci yıl 370, ikinci yıl 377, üçüncü yıl 385, dördüncü yıl 393 ve beşinci yıl 400 olmak üzere asgari 1925 ton otogaz ürünü alma taahhüdünde bulunduğunu, ancak davalının sözleşme ve ürün alım taahhütnamesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ihlal etmesi nedeniyle davacı tarafından keşide edilen … 11. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davalının ürün alım taahhütnamesi ile alımını taahhüt ettiği sözleşme ile eksik alım yaptığı üründen dolayı ton başına 200,00 USD kar mahrumiyeti bedeli ödeme taahhüdünde bulunduğu için bu sebepten dolayı davacı şirket nezdinde oluşan 371.117,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 10.000,00 USD’lik kısmı ihtarname tarihinden itibaren işleyecek dolar cinsinden paraya uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İhtilaf, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesinin eki niteliğinde akdedilmiş olan ürün alım sözleşmesi ile davalının alımını taahhüt ettiği ürünü eksik alması halinde ton başına 200,00 USD kar mahrumiyeti zararı ödemeyi kabul etmiş olması karşısında bu taahhüdün niteliği de irdelenmek suretiyle cezai şart olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Ancak taraflar arasındaki ilişkinin niteliği itibariyle feshin haklı olup olmadığı ve haklı ise davacının sözleşme kapsamında davalıdan talebi mümkün ve kar yoksunluğundan kaynaklanan zarar miktarının tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişi tespit ettirmesi mümkündür.
Bu kapsamda akaryakıt ve LPG sektör bilirkişisi… ve mali müşavir …’dan alınan 15/05/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının ibraz edilen ticari defter ve belgelerinin yasaya uygun tutulmuş olması nedeniyle davacı lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacının ticari defter kayıtları itibariyle davacının davalıdan akaryakıt bayiliği nedeniyle 29.327,69 TL ve otogaz bayiliği nedeniyle 985,82 TL alacaklı olduğu, sözleşmenin 18/04/2016 tarihinde feshedilmiş olduğu, bu fesih nedeniyle davacının akaryakıt bayiliğinden dolayı davalıdan 1.047.745,00 USD, otogaz bayiliğinden ise 371.117,00 USD kar kaybı (cezai şart) alacağı olduğu, bu miktarların aynen tahsili halinde davalının ekonomik mahvına neden olacağı tespit edilmiştir.
Kök rapordaki tespitin afaki olması karşısında 12/09/2018 tarihli duruşmada davalının bağlı bulunduğu Kuşadası Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazı yazılarak şirketin son 5 yıllık gelir ve gider beyannamelerinin istenilmesine karar verilerek istenen belgelerin dosyaya temininden sonra aynı bilirkişi heyetinden alınmış olan 24/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; ilgili vergi dairesinden getirtilen 2014-2015 yıllarına ait gelir tablosu esas alınarak yapılan incelemede davalı şirketin 2014 yılında -33.844,00 TL net zararı olduğu, 2015 yılında ise 17.671,27 TL net karı olduğu, zarar mahsup edildiğinde 2015 yılı net zararının -16.172,73 TL olduğu, bu nedenle cezai şartın tahsili halinde davalının ekonomik olarak mahvına neden olacağı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen alım taahhütnamesi ile kar yoksunluğu adı altında öngörülen tazminatın cezai şart niteliğinde olabileceği nedeniyle ton başına 200,00 USD olarak öngörülen miktarın ahlaka ve adaba aykırı olup olmadığı yönüyle denetim yapılabilmesi için 15/05/2019 tarihli ara kararı ile davalının alım taahhütnamesi kapsamında
Kök ve ek raporla davalının yıllar itibariyle yaptığı eksik alımlar açıklıkla saptanmamış olduğundan ve Yargıtay uygulaması ile eksik alımı takip eden yılda itirazi kayıt ileri sürülmeden satım yapılması halinde bir önceki yıl vuku bulan eksik alımdan dolayı cezai şart talep edilemeyeceği nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden bu durumun hangi yıl itibariyle vuku bulduğu yönüyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olması akabinde aynı bilirkişi heyetinden alınan 29/06/2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile; davalının 31/03/2014 – 10/11/2015 tarihleri arasında 64,405 ton otogaz alımı yaptığı, bu nedenle davacının 07/03/2015 – 07/03/2016 tarihleri arası eksik alım yapılan 300.591 ton LPG nedeniyle davalıdan 60.118,20 USD kar yoksunluğu talep edebileceği tespit edilmiştir.
İki kişilik heyetten alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olmaması nedeniyle iki kişilik heyeti Dr. Öğr. Üyesi …’da eklenmek suretiyle oluşturulan heyetten alınan 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davalının eksik yaptığı alımlar nedeniyle maruz kaldığı kar yoksunluğu zararının 371.117,40 USD olduğu, alım taahhüdündeki kar mahrumiyetinin davalıyı alıma zorlamak için öngörülmüş olan bir ceza niteliğinde olması nedeniyle ceza koşulu niteliğinde olduğu, ton başına 200,00 USD ceza koşulunun davalı tacirin kişilik haklarına ve hakkaniyete aykırı olması ve bu nedenle indirim yapılması hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davalı şirketin karlılık durumu nazara alındığında aynen tahsili halinde davalının ekonomik olarak mahvına neden olacağı tespit edilmiştir.
Ancak alınmış olan son heyet raporu ile her ne kadar kar mahrumiyeti adı altında talep edilen tazminatın ceza koşulu niteliğinde olduğu ve aynen tahsili halinde davalının ekonomik mahvına neden olacağı kanaatine varılmış olması ve Hukuk Genel Kurulu’nun 20/03/1974 tarih 1970/1053 E. ve 1974/222 K. sayılı kararı ile ahlaka ve adaba aykırı cezaların iptaline tamamen veya kısmen hükmedilebileceğinin kabul edilmiş olması ve ancak HGK’nın 08/03/1961 tarih 4/2-10 sayılı içtihadı ile “Hakim fahiş gördüğü cezai şartı tenkis ile mükelleftir. Hakim tarafından resen göz önünde tutulması gereken bu hükmün uygulanabilmesi için önce sözleşmeden beklenen faydanın elde edilememesi ve borca aykırı davranılması yüzünden doğan zarar tutarının incelenmesini zorunlu kılar. Yapılacak inceleme sonunda hesap edilecek zarar tutarına göre ceza şart adalet ve hakkaniyet gereklerine aşikar suretti aykırı görülürse cezai şartın fahiş telakki edilmiş olması gerekir.” yönündeki uygulama nazara alındığında eksik alım yapılmamış olsaydı davacının bu sözleşme nedeniyle fiilen elde edecek olan karın tespiti gerektiğinden bilirkişi heyetine davacının sözleşme kapsamında ifa gerçekleşmiş olsa idi davacının ton başına elde etmesi gereken karın tespiti konusunda rapor hazırlamna görevi verilmiş ve bu kapsamda bilirkişi heyetinden alınan 17/03/2022 tarihli rapor ile; davacı tarafından davalıya satılan ürünün ton fiyatının ortalama olarak 3.567,00 TL olduğu, maliyetinin ise 3.125,00 TL olduğu, satış ile maliyet arasındaki fark nazara alındığında davacının %14 oranında kar ettiği ve bu kapsamda toplamda 1.855,587 ton alımın yapılmamış olması nedeniyle %14 brüt karlılık nazara alındığında davacının yoksun kaldığı brüt kar tutarının 812.845,00 TL olduğu ve diğer maliyetler hesaba katıldığında davacının vergi öncesi elde etmesi mümkün net karının ise 225.076,78 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi heyetinden alınmış olan raporlar ile davacının ihlal edilen alım nedeniyle elde etmiş olduğu karın 225.076,78 TL olduğunun tespit edilmiş olması karşısında mahkememizce resen bu miktar dava tarihi olan 27/12/2016 tarihindeki gösterge niteliğindeki TCMB döviz kuru nazara alınmak suretiyle (225.076,78 TL /3.5104 TL = 64.117,13 USD) davacının eksik alım nedeniyle yoksun kaldığı kar miktarının 64.117,13 USD olduğu tespit edilmiş ve bu kapsamda davacının takdiren beklediği karın %20 oranında fazlası ile cezai şart talep edebileceği, bu kapsamda (64.117,13 USD X %20 = 76.940,55 USD) davacının davalıdan talep etmesi mümkün cezai şart miktarının toplamda 76.940,55 USD olması gerektiği varsayılarak bu miktarı aşan cezai şart miktarının ahlaka ve adaba aykırı olacağı nedeniyle batıl olacağı nedeniyle (100 X 76.940,55 USD / 371.117,40 USD = %81) sözleşme ile öngörülen ve mahkememizce de cezai şart niteliğinde olduğu kabul edilen ve kar mahrumiyeti olarak nitelenen 371.117,40 USD’lik miktarın %81 oranında butlanla malul olduğu kabul edilmek suretiyle sözleşme konu cezai şart %81 oranında indirilmek suretiyle ürün alım taahhütnamesinin A maddesinde eksik alım yapılan ton başına 200,00 USD kar mahrumiyeti ödeneceği şeklindeki ibarenin cezai şart anlamında kullanıldığı ve eksik alım bedeli ile tahakkuk eden 371.117,40 USD cezai şart alacağının %79.3 oranında batıl olduğu varsayılmak şartıyla davanın kabulü ile, 10.000,00 USD cezai şart alacağının dava tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4a maddesi kapsamında Amerikan doları cinsinden paraya devlet bankalarınca uygulanan 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Ürün alım taahhütnamesinin A maddesinde eksik alım yapılan ton başına 200,00 USD kar mahrumiyeti ödeneceği şeklindeki ibarenin cezai şart anlamında kullanıldığı ve eksik alım bedeli ile tahakkuk eden 371.117,40 USD cezai şart alacağının %79.3 oranında batıl olduğu varsayılmak şartıyla DAVANIN KABULÜ İLE;
10.000,00 USD cezai şart alacağının dava tarihi olan 27/12/2016 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4a maddesi kapsamında Amerikan doları cinsinden paraya devlet bankalarınca uygulanan 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.401,51 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 600,38 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 1.801,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.273,40 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 3.708,80 TL yargılama gideri ile 600,38 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı toplamı 4.368,48 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2022

Katip

Hakim

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 600,38 TL
Karar Harcı : 2.401,51 TL
Noksan Harç : 1.801,13 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.779,30 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.500,00 TL
Posta Giderleri : 208,80 TL