Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1192 E. 2018/511 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1192
KARAR NO : 2018/511

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 17/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki saat alım satımına ilişkin sözleşme çerçevesinde davalı tarafa 10 adet senet verildiğini ve davalı tarafından satıma konu saatlerin müvekkiline teslimi durumunda teslim edilen saatlerin tutarı kadar senet bedelinin ödeneceği, davalı tarafından saat teslimi yapılmadığı hallerde senet bedellerinin ödenmeyeceği konusunda anlaşma yapıldığını, davalının bir kısım saatleri teslim etmesine rağmen senetlerin bedeli kadar saat teslimatı yapmadığını, buna rağmen … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında senet bedellerinin tahsili için müvekkiline karşı icra takibi yapıldığını ve takipten önce bu senetlere karşılık müvekkilince bir kısım ödemeler yapılmasına rağmen bu ödemelerin dahi tenzil edilmediğini belirterek anılan icra dosyasından ve takip konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takip konusu miktarın %20’si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği şekilde taraflar arasında saat satımına ilişkin bir anlaşma olmadığını, davacının … 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile itirazda bulunduğunu ve bu mahkemeye verdiği dilekçesinde, takip konusu bonoların teminat olarak verildiğini ve teminat olarak verilmesine esas teşkil eden sözleşmelerin bürosunda olduğunu beyan ettiğini ancak dilekçesi ekinde ibraz edemediğini ve yargılama sırasında da dayandığı ve varlığını iddia ettiği sözleşmeleri sunamadığını, takip konusu senetlerin teminat senedi olmadığını, ”bedeli nakden ahzolunmuştur” ifadesi yer alan bu senetlerin teminat senedi olmadığının açıkça anlaşıldığını, davacı tarafından yapılan ödemelerin tenzil edilerek takibe geçildiğini ve bu hususun takip talebinde açıkça gösterildiğini, başkaca bir ödemesinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında verdiği beyan dilekçelerinde de, davacı tarafından 15 adet senedin düzenlenerek müvekkiline verildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan ödemelerin 4 adet senede ilişkin olduğunu, bu senetlerin takip konusu yapılmadığını ve davacıya iade edildiğini, ödenmeyen bir senedin … 19. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında, geri kalan 10 adet senedinde huzurdaki bu davaya esas … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu belirtmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava konusu senetlerin takibe konulduğu … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası, dava konusu senetlerin birer sureti, … 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının sureti, … C. Başsavcılığının … sayılı Soruşturma dosyasında yürütülen ve sonrasında yetkisizlik kararıyla … C. Başsavcılığına gönderilen ve … C. Başsavcılığının … Soruşturma numarasını alan dosyasının bir sureti ve soruşturma sonucu verilen takipsizlik kararı, davacının ödemeye ilişkin belgeleri, yine ödemeler yönünden bankalara yazılan müzekkere cevapları celbedilip incelenmiş ve muhasip bilirkişiden rapor ve iki ayrı ek rapor alınarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, İİK. 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasındaki saat satım sözleşmesi kapsamında davalıya 10 adet senet verildiğini ve senet bedelleri kadar saat teslim edilmemesine rağmen takibe konu edildiklerini, yapılan bir kısım ödemelerin tenzil edilmediğini belirterek takibe konu 10 adet senetten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitini istemiş, davalı ise taraflar arasında saat alımına ilişkin bir ticari ilişki bulunmadığını, senetlerin nakden verildiğinin üzerinde yazılı bulunan ibareden anlaşıldığını, davacı tarafından düzenlenen 15 adet senedin dördünün ödendiğini, 11 adet senedin ödenmediğini ve bunlardan 1 senedin … 19. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında geri kalan 10 senedin de davaya esas … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında takip konusu yapıldığını, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Takip konusu senetler incelendiğinde nakden verildikleri anlaşılmaktadır.
Davacı taraf senetlerin veriliş nedeninin talil ederek alım satım ilişkisi çerçevesinde düzenlendiğini ileri sürmüştür. Ancak bu iddiasını ispata yarar yazılı bir belge veya herhangi bir sözleşme sunamamıştır. Senetlerin veriliş nedeninin talil eden davacı olduğundan ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, ancak bu yönde herhangi bir yazılı belge sunamamış olması nedeniyle dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla yemin hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılmış, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 06.10.2017 tarihli dilekçe ile yemin deliline dayanmayacaklarını ve karşı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
.. C. Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında; (öncesinde … C. Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası) davacının, davalıyı tefecilik suçunu işlediği iddiasıyla şikayet etmesi üzerine yapılan soruşturma neticesinde … nolu 06.02.2017 tarihli kararla, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki nitelikte bulunduğu TCK 241. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan soruşturma dosyasında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan davalı … 19.01.2017 tarihli ifadesinde; ”… ile aralarındaki anlaşmaya göre davacı …’nun şirket kuracağını ve bu kurduğu şirkete kendisini de ortak edeceğini, bu ortaklık karşılığında davacıya 400.000,00 USD parayı elden teslim ettiğini ve şirketi 2 ay içerisinde kuramazsa ya da ortaklık hususunda bir problem olursa bu parayı şirketin kurulmasından sonraki takip eden ayda geri ödemeyi taahhüt ettiğini ve orada düzenlenen 15 adet bonoyu imzalayarak kendisine teslim ettiğini, ancak davacının kendisini şirket ortağı yapmaması nedeniyle parasını geri istediğini ve davacının da muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda ödemeler yaptığını, bunun karşılığında 4 adet senedi davacıya iade ettiğini, geri kalan senetleri ödemediğinden takip konusu yaptığını…….” beyan ettiği görülmektedir.
Davacı taraf, davalının savcı huzurunda verdiği bu ifadesinde senetlerin şirket ortaklığı vaadi çerçevesinde düzenlendiğini açıkça beyan etmesi karşısında senetlerin veriliş nedeni davalının talil ettiğini ve ispat yükünün artık davalıya düştüğünü ileri sürmüştür.
Dava konusu senetlerin nakden verildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından saat alım satım ilişkisi çerçevesinde verildiğinin ileri sürülerek talil edildiği, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan savunmalarda senetlerin veriliş nedeninin talil edilmediği görülse de, yürütülen bir soruşturma kapsamında yetkili adli makamlarca alınan beyanında, açıkça şirket ortaklığı sebebiyle verildiğini ifade etmesi karşısında senetlerin veriliş nedeninin davalı tarafından da talil edildiğinin kabulü gerekmiştir. Bu durumda senetlerin veriliş nedeninin her iki tarafça talil edildiği sonucu ortaya çıkmaktadır ki çifte talil halinde ispat yükünün yer değiştirmeyip senedin veriliş nedeninin satım sözleşmesi olduğunu iddia eden davacı tarafa ait olduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/9447 E. 2017/3289 K. sayılı, aynı dairenin 2016/7984 E. 2017/4921 K. sayılı kararları ) Az önce izah edildiği üzere davacı taraf bu iddiasını ispatlar yazılı bir belge sunmadığı gibi yemin deliline dayanmamış olmakla takip konusu senetlerin saat alım satımı ilişkisi çerçevesinde verildiğini ve bedelsiz kaldığı yönündeki iddiasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının dayandığı nedenlerden biride ödeme iddiasıdır.
Davacı taraf dava dilekçesi ekinde ödemelere ilişkin belgelerini ibraz etmiş, mahkememizce anılan ödemelerin sıhhati bankalar nezdinde araştırılmış ve anılan ödemelerin yapıldığı tespit edilmiştir. Esasında davalı tarafından da bu bu ödemeler inkar edilmemiş, sadece takip konusu yapılmayan ve davacıya iade edilen dört adet senede karşılık ödemeler olduğu, bunun dışında bir kısım ödemenin de takip konusu senetlerden tenzil edilerek takibe konulduğunu savunmuştur.
Davacının ödeme belgeleri incelendiğinde; 29.12.2015 tarihli 13.000,00 TL, 13.01.2016 tarihli 9.500,00 TL, 17.02.2016 tarihli 28.453,00 TL, 13.05.2016 tarihli 50.000,00 TL, 16.05.2016 tarihli 50.000,00 TL ve 17.05.2016 tarihli 20.000,00 TL’lik ödemeler olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça, davacının 15 adet senet düzenlediği ve yukarıda tarih ve miktarları belirtilen ödemelerin takip konusu yapılmayan ve davacıya iade edilen 4 adet senede karşılık olduğu ileri sürülmüş ise de, bu savunmayı kanıtlar herhangi bir yazılı belge ibraz edilememiştir. Davalının dava dilekçesinde veya delil listesinde yemin deliline dayanmadığı anlaşıldığından davalının tarafa bu iddiasını ispat zımmında yemin deliline başvuramayacağı kabul edilmiş ve bu hususta hatırlatma yapılamamıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller çerçevesinde; davacı tarafından dava konusu yapılan 10 adet senedin saat satımı çerçevesinde verildiği iddiasının kanıtlanamadığı, davalı tarafından da şirket ortaklığı çerçevesinde 15 adet senet alındığı, yapılan ödemeler neticesinde 4 adet senedin iade edildiği yönündeki savunmanın ispat edilemediği görülmektedir.
Dava konusu senetlerin 15.09.2015 tanzim tarihli 20.12.2015 vadeli 25.000,00 USD bedelli, 26.01.2016 vade tarihli 30.000,00 USD bedelli, 20.02.2016 vade tarihli 30.000,00 USD bedelli, 20.03.2016 vade tarihli 30.000,00 USD bedelli, 30.03.2016 vade tarihli 20.630,00 USD bedelli, 20.04.2016 tarihli 40.000,00 USD, 30.04.2016 vade tarihli 20.644,00 USD bedelli, 20.05.2016 vade tarihli 40.000,00 USD bedelli, 20.06.2016 tarihli 40.000,00 USD bedelli, 20.07.2016 vade tarihli 40.000,00 USD bedelli bonolar olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının icra takibinde 24.08.2016 tarihinde yapılan 9.801,00 USD miktarlı ve 15.08.2016 tarihli 9.133,00 USD’lik ödemeleri tenzil etmek suretiyle toplam 10 adet senedin ödenmeyen bakiye 297.339,00 USD’lik kısmını asıl alacak, 7.023,45 USD işlemiş faiz ve 892,02 USD binde 30 komisyon olmak üzere toplam 305.254,47 USD alacağın tahsilini istediği tespit edilmiştir.
Takip konusu bonoların nakden verildiği, senetlerin veriliş nedeninin her iki tarafça talil edildiği, bu durumda çifte talil halinin gerçekleştiği ve ispat yükünün yer değiştirmeyip davacıya ait olduğu, davacının 29.12.2015 tarihli 13.000,00 TL, 13.01.2016 tarihli 9.500,00 TL, 17.02.2016 tarihli 28.453,00 TL, 13.05.2016 tarihli 50.000,00 TL, 16.05.2016 tarihli 50.000,00 TL ve 17.05.2016 tarihli 20.000,00 TL’lik ödemelerinin, takip konusu yapılmayan 4 adet senede ilişkin olduğu yönündeki savunmanın davalı tarafından kanıtlanamadığı, buna göre bu ödemelerin takip konusu senetlere karşılık yapıldığı ve tenzili gerektiği kabul edilmiştir. Bu çerçevede muhasip bilirkişiden rapor ve iki ayrı ek rapor alınmış ve 19.03.2018 tarihli ek raporda; takip konusu senetlerin vade tarihinden her bir ödeme tarihine kadar faiz işletilip yapılan ödemenin öncelikle faizden tenzili suretiyle hesap yapılmış ve davalı alacaklının takip konusu 10 adet senetten dolayı 240.996,53 USD asıl, 4.633,37 USD işlemiş faiz alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce dosyada mevcut bulunan kök ve birinci ek rapordaki açıklamalar dikkate alınmamış, ikinci ek rapordaki hesaplamaya itibar edilmiştir.
Davacı taraf icra takibinde 297.339,00 USD asıl alacak isteminde bulunmuş ise de, ikinci ek raporda belirtildiği üzere takip tarihindeki asıl alacağın 240.996,53 USD olması nedeniyle 297.339,00 USD’den bu miktarın tenzili sonucu takipte fazladan istenen asıl alacağın 56.342,47 USD olduğu belirlenmiştir. Yine davalı alacaklı tarafından takipte 7.023,45 USD işlemiş faiz talebinde bulunulmuş, ikinci ek raporda davacının faiz alacağının 4.633,37 USD olarak tespit edilmesi nedeniyle aradaki fark olan 2.390,08 USD faizin fazladan talep edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca 892,02 USD binde 30 komisyon istenmiş ise de, asıl alacağın 240.996,53 USD olarak belirlenmesi nedeniyle bu miktarın binde 30’unun 722,98 USD olduğu aradaki fark 169,04 USD komisyonun da fazladan talep edildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda davalının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar belirlenmiş olduğundan davacının borçlu olmadığı tutar mahkememizce hesaplanmıştır. İcra takibinde fazladan talep edilen asıl alacağın 56.342,47 USD, işlemiş faizin 2.390,08 USD, binde 30 komisyonun da 169,04 USD olduğu anlaşılmakla, bu miktarların toplamı (56.342,47 USD + 2.390,08 USD + 169,04 USD) olan 58.901,59 USD’nin davalı tarafından takipte fazladan istenen miktar olduğu başka bir deyişle davacının icra takibinden dolayı davalı tarafa 58.901,59 USD miktarında borçlu olmadığının kabulü gerektiği kanaatine varılmakla, davacının … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasındaki takipten ve bu takibe konu senetlerden dolayı davalı tarafa 58.901,59 USD borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf kötüniyet tazminatı isteminde bulunmuş ise de, mahkememizce İİK. 72. maddesine göre verilen bir tedbir kararı bulunmadığından davalının alacağına geç kavuşması ihtimalinin de mevcut olmadığı açıkça görülmekle İİK. 72. maddesi çerçevesinde davalı yararına kötüniyet tazminatı verilmesine ilişkin koşulların oluşmadığı kanaatine varılmış, davalının kötüniyet tazminat isteminin reddine, yukarıda izah edilen nedenlerle davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
… 1. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasındaki takipten ve bu takibe dayanak senetlerden dolayı davacının davalıya 58.901,59 USD borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazla istemin REDDİNE,
Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 14.107,83 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 18.274,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.166,81 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 18.341,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 48.501,48 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.029,50 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 198,65 TL yargılama gideri ile 14.107,83 TL karar harcı, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 14.335,68 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 11,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 8,87 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/05/2018

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 18.274,64 TL
Karar Harcı : 14.107,83 TL
Bakiye Harç : 4.166,81 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.209,30 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 30,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 750,00 TL
Posta Giderleri : 290,50 TL