Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1143 E. 2018/387 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1143
KARAR NO : 2018/387
Mavişehir Mah. Aziz Nesin Bulvarı No:105 İç Kapı No:3 Karşıkaya/ İZMİR
DAVA : Sorumluluk-Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …bank A.Ş’nin tasfiyesinin kaldırılarak aktif ve pasifleriyle hisselerinin tamamının 05.04.2002 tarihinde …’ye ait olan …bank A.Ş bünyesinde birleşmesine karar verildiği ve …bank A.Ş ana sözleşmesinin 2. maddesinde belirtilen unvanının … olarak değiştirildiğini ve … tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde unvan değişikliğinin tescil ve ilan edildiğini, iş bu davada …bank AS.Ş ile …. A.Ş arasında düzenlenen bilgisayar satış kampanyasından kaynaklanan ihtilaf nedeniyle oluşan banka zararının davalılardan rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, …bank A.Ş teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 06.02.2002 tarihli inceleme raporu çerçevesinde bankanın toplam 107.061,99 TL’lik zararının …. A.Ş’den tahsil edilmesi aksi halde yasal yollara müracaat edilerek banka zararının giderilmesi gerektiğinin ifade edildiğini, bu kapsamda mahkememizin … E. sayılı dosyasında bu şirkete karşı dava açıldığını, anılan şirket tarafından … 6. ATM’nin … E. sayılı dosyasında da müvekkili bankaya karşı açılan dava olduğunu, her iki davanın mahkememizin … E. sayılı dosyasında birleştiğini ve yapılan yargılama neticesinde 2012/363 K. sayılı 27.12.2012 tarihli kararla müvekkili banka tarafından açılan asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ve 367.147,91 TL’nin, 122.032,86 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle tahsiline karar verildiğini ve gerekçeli kararda, bankanın, bilgisayarların davacı şirket tarafından dava dışı iştirakçilere teslim edilmediği savı ile bilgisayar bedellerini talimatsız olarak hesaptan düşme yetkisinin bulunmadığı, bilgisayarları almadıklarını iddia ettikleri dava dışı iştirakçilerin muhatabının …. A.Ş olması gerektiğinin ifade edildiğini, mahkeme kararının … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip konusu yapıldığını ve müvekkili banka tarafından, banka yararına hükmedilen vekalet ücreti düşülerek 15.12.2014 tarihinde 764.750,44 TL ödeme yapıldığını, …’nin 30.06.2016 tarihli teftiş raporunda anılan dönemde …bank A.Ş yönetim kurulu başkanı davalı …, başkan vekili …, genel müdür …, ayrıca tüketici kredileri müdürü … ve kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı …’in eşit oranda sorumlu olduklarının belirtildiğini, 6102 Sayılı TTK. 369. ve devamı maddesinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun düzenlendiğini, ayrıca 6098 Sayılı TBK. 400. maddesinde de çalışanın zarar sorumluluğunun düzenlendiğini belirterek banka tarafından kampanyanın tarafı olan şirkete mahkeme kararıyla ödenmek zorunda kalınan 764.750,44 TL zararın davalılardan ödemenin yapıldığı 15.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak yapılan mahkememiz dosyasının bizzat davacı tarafından takip edildiğini, müvekkilinin haberi dahi olmadığını ve davanın aleyhe sonuçlanmasına bizzat davacının sebebiyet verdiğini, …bank’ın,… şirketiyle yaptığı anlaşma uyarınca tüm onayları aldığını ancak yapılan yargılamada bilirkişilerce bunların dikkate alınmadığını ve mahkemenin doğru karar vermediğini, ödemeyi bu nedenle yapmak zorunda kaldığını bizzat davacı tarafından sunulan dava dilekçesiyle ikrar edildiğini, mahkememizin … E. sayılı dosyasındaki kesinleşen karara göre … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında 764.540,44 TL ödendiği ancak bu ödenen tutarla ilgili hukuki sürecin devam ettiğinin yine davacı tarafından belirtildiğini, dava dilekçesinde yapılan tüm açıklamaların esasında müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığının kabulü anlamına geldiğini, …’nin, …bank A.Ş’nin yönetimine el konulmasından ve tasfiyeye girmesinden sonra teftiş kurulunca hazırlanan 06.02.2002 tarihli raporda banka ile şirket arasında mutabakat konusunda yazışmaların bulunduğunun belirtildiğini, anılan mahkeme dosyasına …’in 2000 ve 2001 tarihli talimatlarının davacı tarafından sunulduğunu ve bu 2001 tarihli talimatların verildiği tarihte …bank Yönetimine el konulmuş olması nedeniyle müvekkilinin yönetim kurulu üyesi dahi olmadığını, davacının dayandığı 30.06.2016 tarihli banka teftik kurulu başkanlığı raporunda da sistem kaydı ve dosya bilgilerinin açık olmasına rağmen bilirkişilerin ve mahkemenin razı edilememesinden dolayı bankaya fazladan maliyet yaratıldığının düşünüldüğünün ifade edildiğini, sistem kaydı ve dosya bilgilerinin açık ve net olduğunun belirtildiğini ancak yargılama sırasında savunmanın iyi yapılamamasından dolayı davanın aleyhe sonuçlandığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalının aktif husumeti olmadığını belirterek haksız davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03.03.1998 – 05.03.1999 tarihleri arasında banka genel müdürü olarak, 05.03.1999-25.02.2000 tarihleri arasında da yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını ve görevini yasaya ve bankacılık mevzuatına uygun olarak yerine getirdiğini, zararın nedeni olarak müvekkilince imzalanan hiçbir işlem ya da kararın gösterilmediğini, zarar iddiasının banka ile … A.Ş ve …. A.Ş arasında yapılan anlaşmaya göre kullandırılan tüketici kredilerinden kaynaklandığının anlaşıldığını ve bu kredilerin tüketici kredileri müdürlüğü önergesinin 27.09.1999 tarihli genelgesi uyarınca şubeler tarafından 11.10.1999 tarihinden itibaren kullandırıldığının görüldüğünü ve bu işlemlerde müvekkilinin herhangi bir dahlinin ve imzasının olmadığının, 25.02.2000 tarihinde istifa ederek bankadaki görevinden ayrıldığını, zararın, kredinin kullandırılmasına ve yapılacak işlemlere ilişkin genelge gereklerinin şubeler tarafından gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklandığı gibi bulunamayan evraklardan müvekkiline sorumluluk yüklenmesinin mümkün olamayacağını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin banka yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevleri sırasında yaptığı tüm işlemlerde ve aldığı bütün kararlarda gereken özeni gösterdiğini, satış kampanyası sebebiyle oluşan zararda özen ve sadakat borcuna ilişkin herhangi bir kusuru ve ihmalinin olmadığını, esasında kampanya için şirket ile protokol akdedildiğini, ayrıca kampanyanın uygulanmasına yönelik olarak genelgeler çıkarıldığını, şubelere gönderildiğini ve bilgilendirme yapıldığını bu hususun 06.02.2002 tarihli müfettiş raporunda açıkça ifade edildiğini, 30.06.2016 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda da, … tarafından açılan davada dosyaların çokluğundan ve bir takım belgelere arşivde ulaşılamadığından bilirkişilerce yapılan hesaplamaların yanlış olmasından dolayı davanın aleyhe sonuçlandığının beyan edildiğini, dolayısıyla şirketle yapılan protokolün banka arşivinde bulunamamış olmasının böyle bir protokolün hiç yapılmadığı anlamına gelmeyeceğini, kampanyanın üzerinden yıllar geçtikten sonra bu kampanya süresine ilişkin belgelerin arşivde bulunamamasının o dönem yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin kontrolünde olan bir husus olarak kabul edilemeyeceğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; banka ile … A.Ş arasında düzenlenen bilgisayar satış kampanyasının 11.10.1999-27.10.2000 döneminde gerçekleştiğini, kampanyanın devam ettiği süreç içinde uygulamaya yönelik olarak 27.09.1999 tarihli 123 sayılı, 31.01.2000 tarihli 23 sayılı ve 18.05.2000 tarihli 67 sayılı genelgelerin yayınlandığını ve şubelere gönderildiğini, davaya esas müfettiş raporları ekinde yer alan ve rapordaki açıklamalar içinde bahse konu edilen bu genelge ve mektupların, genel müdürlük tüketici kredileri biriminin iş görme borcunun özenle ifa ettiğinin, görevinin gerektirdiği özen ve dikkati gösterdiğinin delili niteliğinde bulunduğunu esasında banka ile … arasında bilgisayar ve internet satış kampanyasına ilişkin bir protokolün akdedildiği şubelere gönderilen genelge ve mektuplarda hep yer almasına ve böyle bir protokol akdedilmesine rağmen sonraki dönemde protokole ulaşılamadığını, bunun sorumlusunun müvekkili olamayacağını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kampanya başlangıç genelgesi ve daha sonra yayınlanan konu ile ilgili mevzuatta ve yazışmalarda protokolden bahsedildiğini, en son 20.03.2001 tarihinde genel müdürlükçe şubeye yazılan yazıda da imzalanan protokol gereğince denildiğini, … Bankası ve …bank A.Ş Müfettiş raporlarının eklerinin de bu protokollerden bahsedildiğini, zira şirketle protokolün yapılmış olduğunu, herhangi bir sözleşme ve protokol olmaksızın böyle bir kampanya yapılmasının mümkün bulunmadığını, …bank A.Ş’nin …bank A.Ş ile birleştirildiğini ve bankanın taşındığını, dosya evrak ve dokümanların bu sırada karışmış olabileceğini, bir kısım belgelere ulaşılamamasının sorumluluğunun kendisine yüklenemeyeceğini ve banka tarafından yayınlanan belge ve mektuplar dikkate alındığında firmayla yapılan her türlü işlemin merkez şube ve şubelerce yerine getirileceğini, mahkememizin 2002/711 E. sayılı dosyasında verilen kararda yazılı olarak uyarı yapılmasına rağmen şubelerin genelge gereklerine uymadığı ve birçok aksaklığa neden olunduğu tespitinin yapıldığını, davacı tarafından emsal olarak gösterilen …bank A.Ş ile … firması arasında yapılan kampanyada adı geçen firmanın …bank grubuna ait bir firma olduğunu dolayısıyla emsal olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını kabul ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Mahkememizin 2002/711 E. 2012/363 K. sayılı kesinleşmiş kararı, … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası, …bank A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığının 06.02.2000 tarihli Rasim Orman tarafından düzenlenen inceleme raporu, davacı bankanın teftiş kurulu Başkanlığının 30.06.2016 tarihli müfettiş … tarafından hazırlanan inceleme raporu, davaya konu zararın oluşmasına dayanak ve mahkememizin 2002/711 E. sayılı dosyasına ibraz edilen tüm delil ve belgeler ile dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, banka kayıtları ve dosya üzerinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmış, deliller toplanmıştır.
Bir kısım davalılarca zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de mahkememizce 18.05.2017 tarihli celsede bu husus değerlendirilerek zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut bulunan 29.12.2017 tarihli raporda özetle; Bilgisayar kampanyası kapsamında banka yönetim kurulu kararı bulunmadığı gibi bireysel kredi nitelikli kredilerin yönetim kurulu kararı gerektirmeyen kredi olduğu, adı geçen davalıların …bank A.Ş ile … şirketi arasındaki belirli malın teminine yönelik bireysel kredi kullandırılmasında karar ve eylemleriyle yazılı veya sözlü talimatlarının bulunmadığı, davaya konu edilen bireysel nitelikte kredilerin Genel Müdürlük yetki ve sorumluluğu kapsamında kullandırıldığı, …’ye devredilen …bank A.Ş ile … şirket arasında 1999 yılı Eylül ayında düzenlenen protokol kapsamında bilgisayarların şirket tarafından, 3 yıllık internet servisinin de … A.Ş tarafından sağlanacağı, bilgisayar kampanyası için tüketici kredisi açılması, usul ve uygulama esaslarının bankanın genel müdürü … ve krediler genel müdür yardımcısı … imzasını taşıyan 27.09.1999 tarihli genelgeleye istinaden uygulanmış olduğu, bankalar kanuna göre kredi açmaya yetkili olan davalılar …, … ve …’ın kampanyaya ilişkin olarak iade koşullarının belirlenmesine yönelik gerekli usul ve teamülleri yerine getirmiş oldukları, 27.09.1999 tarihli genelgede ve diğer yazışmalarda imzalandığı belirtilen protokolün ibraz edilemediği, bu nedenle protokolün incelenemediği, davalıların kusurunun bulunmadığı, kredilerin iadesine ilişkin herhangi bir talimatlarının olmadığı, bu nedenle sorumluluklarını oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı açıklanmıştır.
Mahkememizce banka yeminli başmurakıbı ve bankacılık konusunda üniversite öğretim üyesi olan uzman bilirkişilerce hazırlanan dosya kapsamıyla uyumlu, gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Dava, yönetim kurulu üyeleri ve müdürün sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Dava konusu zararın ve zarara neden olduğu iddia edilen eylemlerin gerçekleştiği tarih dikkate alındığında 6762 Sayılı Türk Ticaret kanununun 336. maddesi ve devamı maddeleri ile Bankacılık Yasasının banka yöneticileri genel müdürü ve diğer yetkili müdürlerinin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Davacı taraf, banka yönetim kurulu başkanı, başkan vekili, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü, kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı, ve tüketici kredileri genel müdürü olan davalıların, görev yaptığı dönemde bilgisayar satış kampanyası ve bu doğrultuda tüketici kredisi kullandırılmasına ilişkin süreçte gerekli özenin gösterilmeyerek kanun ve ana sözleşmenin öngördüğü görevi tam olarak yerine getirmedikleri iddiasıyla, mahkeme kararıyla bankanın ödemek zorunda kaldığı zararın davalılardan rücuen tahsili gerektiğini ileri sürmektedir.
Davaya konu zarar, mahkememizin 2002/711 E. 2012/363 K. sayılı dosyasında banka aleyhine kurulan hükme göre ödenen bedelden oluşmaktadır.
Mahkememizin anılan dosyası incelendiğinde; esas ve birleşen davanın bulunduğu, esas davada, davacının … (…bank A.Ş’yi devralan) davalının … A.Ş olup, dava konusunun, şirket ile banka arasında bilgisayar ve internet paketi satış kampanyası düzenlendiği ve yapılan protokol gereği 11.10.1999 tarihinden itibaren bankanın tüm şubeleri nezdinde TL ve dövize endeksli bireysel krediler kullandırıldığı, banka tarafından yayınlanan genelgede müşterilere kullandırılacak kredilerin vadesi, faiz oranları ve vergilerin düzenlendiği, reklam amacıyla düzenlenen reklam ve broşürlerde kampanya dahilinde satılacak bilgisayarlarla birlikte üç yıl süreli bilgisayar paketi verileceğinin belirtildiği, müşterilerin banka şubelerine yönlendirildiği, kredi taleplerinin genel müdürlük tarafından onaylanıp kredilerin şirketin merkez şubesindeki hesaplarına alacak kaydedildiği, bu kampanyadan faydalanan müşterilerden bir kısmının muhtelif sebeplerle kredilerin iptalini istedikleri, iptal istemlerinin şirkete bildirilmesi ve şirketten gelen onay üzerine şirket hesabına borç kaydedilip şubeye iade edildiği, ancak hesaptaki bakiyenin iade taleplerini karşılamadığı, bu nedenle TL ve dövize endeksli olarak kullandırılan kredilerden yapılan iade ve iptal nedeniyle oluşan banka zararının davalı şirketten tahsili istemine ilişkin olduğu, birleşen davada, davacının, kampanyanın tarafı … A.Ş, davalının ise … olup, bu davada da, banka ile şirket arasında yapılan protokol uyarınca bilgisayar kampanyası düzenlendiği, devam edegelen süreçte bankanın şirkete bildirim yapmadan kredi iptalleri yaptığı, şirketin hesabından habersiz olarak banka tarafından çekilen tutarlar ile ürün teslim için bildirimde bulunup kredi bedelinin şirket hesaplarına yansıtılmamasından kaynaklanan zararın tahsilinin istendiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda banka tarafından açılan esas davanın reddedildiği, şirket tarafından açılan birleşen davada bilgisayar bedellerinin talimatsız olarak banka tarafından şirket hesabından düşürülüp hesaptan yatırılmadan iade alınan tutarlar ve bilgisayar teslim edilmediğini ileri süren müşteri beyanlarına göre bilgisayar bedellerinin şirket hesabından düşülmesi nedeniyle oluşan 27.924,41 TL ve bilgisayar teslim edildiği halde talimat alınmaksızın şirket hesabından çekilen paralar nedeniyle oluşan 61.743,90 TL zararın ve hesaptan fazladan alınan iadelerin bedeli 8.298,37 TL ki toplam 122.032,86 TL zararın faiziyle birlikte 367.147,91 TL olarak bankadan tahsili ile birleşen davacı şirkete ödenmesine ve asıl alacak olan 122.032,86 TL’ye dava tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanması yönünde karar verildiği, kararın kesinleştiği ve aleyhine hüküm kurulan banka tarafından … 1. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında 15.12.2014 tarihinde toplam 764.750,44 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka, kampanyanın tarafı olan …. A.Ş’ye ödenmek zorunda kalınan bu zararın davalılardan tahsilini talep ettiği iş bu davada, emsal nitelikte olan …bank A.Ş ile … şirketi arasında yapılan kampanyada protokol akdedildiği, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, kampanyayı yürüten davalılar tarafından bu şekilde bir protokol yapılarak tarafların yükümlülüklerinin, yapacağı işlerin tek tek kararlaştırılmış olması durumunda şirketle banka arasında çıkan ihtilafta protokol hükümlerine bakılacağından ve satış kampanyası için müşteri iptallerinde hesaba borç kaydedileceği konusunda firmanın onay verdiğine dair protokole bağlanan yazılı bir belge bulunmasından dolayı bu kampanya ile ilgili açılan davanın aleyhe sonuçlanmayacağını böylece banka zararının oluşmayacağını, kampanyayı yürüten banka yöneticileri tarafından bu şekilde bir protokol akdedilmemesinin ispatı zorlaştırdığı ve davalıların kusurlu eylemleri nedeniyle bankanın mahkeme kararıyla şirkete ödeme yapmak zorunda kalıp bu şekilde zarara uğradığını ileri sürmüştür.
…bank A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığının 06.02.2002 tarihli inceleme raporunda; ”……. banka ile firma arasında düzenlenen yazılı bir sözleşmenin olmadığı, kullandırılan kredilerin bilgisayar bedeli olarak …. A.Ş’nin merkez şube nezdindeki mevduat hesaplarına alacak kaydedildiği, iptal edilen krediler için merkez şube tarafından firmaya bildirim yapıldığı, firmanın onayını müteakip kredinin iade edildiği, iadelerin kampanyanın sona erdiği 27.10.2000 tarihine kadar şirketin merkez şube nezdindeki mevduat hesabından yapıldığı, söz konusu tarihten sonra hesapta yeterli bakiye bulunmadığı için iade edilecek tutarların firma tarafından şubedeki hesabına gönderildiği, dövize endeksli kredilerin hiç ödenmemesi ya da kullandırım kuru üzerinden geç ödenmesi sebebiyle zarara uğranıldığı, iptal edilen krediler nedeniyle doğan toplam 107.061,99 TL’lik zararın …. A.Ş’den tahsil edilmesi ……. yasal yollara müracaatla banka zararının giderilmesi gerektiği” ifade edilmiştir.
…bank A.Ş’nin … ile düzenlediği banka kredisi ile bilgisayar satış kampanyasında kredi kuruluşu sıfatıyla, mal ve hizmeti temin eden … A.Ş ile önceden bir sözleşme ilişkisine girerek bu şirketin müşterilerine kredi vermeyi kabul ettiği ve banka tarafından kampanyanın işleyişine ilişkin genelgeler düzenlendiği anlaşılmaktadır. …bank Genel Müdürlüğünün 27.09.1999 tarihli genelgesine istinaden bu kampanyanın yürütüldüğü anlaşılmıştır. Anılan genelgede davalılar banka genel müdürü … ve krediler genel müdür yardımcısı …’in imzalarının bulunduğu görülmektedir ve içeriğinde, kampanyanın 11.10.1999 tarihinde başlayacağı, bilgisayarların … A.Ş tarafından, üç yıllık internet servisinin de … A.Ş tarafından sağlanacağı, kampanyanın yürütülmesinde başlangıç genelgesi olan 27.09.1999 tarihli bu genelgede ve saha sonra konu ile ilgili yapılan tüm yazışmalarda ve banka genel müdürlüğünce şubeye gönderilen 20.03.2001 tarihli yazıda ”imzalan protokol gereğince” ibaresinin yer aldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı bankanın Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 30.06.2016 tarihli inceleme raporunda da, kampanyayla ilgili genelgelerin düzenlendiği iş akışlı ile ilgili mevzuatın bulunduğu, firmayla çeşitli yazışmaların yapıldığı ifade edilmiş, ayrıca firmanın gazete ve televizyon reklamı verip el ilanı bastıracağı hususları dikkate alındığında bu kampanyanın yürütülmesinin taraflar arasında akdedilen bir sözleşme ya da protokol tanzimiyle mümkün olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca bankanın 06.02.2002 tarihli inceleme raporunda, iptal edilen krediler için merkez şube tarafından firmaya bildirim yapıldığı, firmanın onayına müteakip kredinin iptal edildiği, şeklinde tespitin bulunduğu, buna göre banka ile şirket arasında mutabakatın yapıldığına dair bir takım yazışmaların bulunduğu ancak bankanın …’ye devrinden sonra mahkeme sürecinde bu belgelere ulaşılamadığı sonucuna varılmıştır. 27.09.1999 tarihli genelge içeriğinde de açıkça kampanya düzenlenmesi konusunda bir protokol yapıldığından bahsedilerek iş akışı ve şubelerce yapılacak işlemlerin belirlendiği ve bu genelgenin kredinin kullandırımı ne gibi işlemler yapılacağı, tahsilatların ne şekilde sağlanacağını ayrıntılı bir şekilde düzenlediği, kredinin kapatılması veya iptali başlıklı kısımda da, iptali gereken kredilere veya iadesi gereken peşinatlara ilişkin şubelerden alınan bilgiler ile …den alınan bilgilerin karşılaştırılarak mutabakat sağlanacağı ve şirketten alınan teyide istinaden iadeye konu peşinat tutarı veya kredi tutarının ilgili şubeye alacak geçileceği, iadeler ve iptallerin listelenip şirket ile mutabakat sağlanacağının belirtildiği, yine banka tarafından yayınlanan ve davalılar … ve … tarafından imzalanan 14.02.2000 tarihli genelgede … Bilgisayar kampanyası dahilinde kredi kullanan ancak ürünün hatalı olması ve ürün teslimatının belirtilen zamanda yapılmaması gibi nedenlerle kredinin iptalini talep eden müşterilerin işlemlerinde yaşanan tereddütleri ortadan kaldırmaya yönelik hususların belirlendiği, genelge içeriğine göre, iptal işlemi için öncelikle müşterinin yazılı talebinin olması gerektiği, sonrasında banka ile … arasında mutabakatın sağlanacağı ve mutabakattan sonra …den teyit alınarak iadelerin gerçekleştirileceğinin açıklandığı görülmektedir. Kampanyanın devam ettiği süreçte banka yetkilileri tarafından hazırlanan genelgeler dikkate alındığında, ürünün ayıplı olması ya da müşterinin alımdan vazgeçmesi veya müşteriye teslim edilmemesi durumunda bankaya sorumluluk atfedildiği, kredi iptal talebiyle ilgili başlayan süreçte şirketle banka arasında mutabakat sağlandıktan sonra şirket tarafından iade koşullarının oluştuğuna dair teyidin alınmasından sonra müşteriye ödemenin iade edilebileceğinin anlaşıldığı, banka tarafından mutabakat sağlanmadan ya da teyit alınmadan müşteriye ödeme yapılmaması gerektiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu, sunulan deliler çerçevesinde banka ile … A.Ş arasında düzenlenen satış kampanyasının banka genel müdürülüğüne ait 27.09.1999 tarihli genelgesindeki usul ve esaslar dairesinde kredi kullandırıldığı, bu genelgede banka ile şirket arasında protokol imzalandığının açıkça belirtildiği, …bank A.Ş’nin …’ye devri sonrasında bu protokolün kampanya ile ilgili ihtilafın konu olduğu Mahkememizin 2002/711 E. sayılı dosyasında belgelendirilemediği tespit edilmiştir. Kampanya kapsamında kullandırılacak kredilere ve uygulama esaslarına ilişkin genelge ve mektupların şubelere gönderildiği banka tarafından iade sürecinin bu genelgede belirtilen doğrultuda yapılması gerektiğinin ifade edildiği ancak şubeler nezdinde bu genelgenin gereği gibi uygulanamadığı, bu hususun mahkememizin 2002/711 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama ile de tespit edildiği ve kesinleşen mahkeme kararında aynen yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı …’in kampanyanın yürütüldüğü dönemde yönetim kurulu başkanı, …’nun yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkan vekili, …’ın yönetim kurulu üyesi ve genel müdür, …’in genel müdür yardımcısı, …’ın da tüketici kredileri müdürü olduğu görülmektedir.
TTK. 336. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerinin, yaptığı işlemlerden dolayı sorumlu olabilmesi için öncelikle kanuna veya mevzuata aykırı bir eylemin olması, kanuna aykırı eylem sonucunda zararın oluşması ve zararın dayanağının da hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen eylem nedeniyle ortaya çıkması başka bir deyişle eylem ile sonuç olarak meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının kurulması zorunludur. TTK. 342. maddesinde de müdürlerin sorumluluğu düzenlenmiştir ve müdürlerin sorumluluğunda da, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin TTK. 336. maddesi ve devamı maddelerinin uygulanması gerektiğinden sorumluluğa ilişkin hükümlerin esas dayanağı olan haksız fiil sorumluluğuna ilişkin koşulların oluşması gerekmektedir.
Somut olayda banka tarafından şirketle yapılan anlaşma çerçevesinde bilgisayar satış kampanyası ve bireysel kredi kullandırılması yoluna gidilmiştir. Bu süreçte verilen krediler bireysel kredi olup niteliği itibariyle yönetim kurulu kararıyla kullandırılabilecek nitelikteki kredilerden oluşmadığı uzman bilirkişi raporu içeriğiyle sabittir. Nitekim zarara neden olan kredinin kullandırılmasına dayanak bir yönetim kurulu kararı bulunmamaktadır. Söz konusu kredi, genel müdürlüğün insiyatifinde ve yetkisi altında kullandırılan kredi olup, bireysel kredi mahiyetinde genel müdürlük tarafından uygulamaya konulan belirli tedarikçiden bilgisayar satım alımına yönelik kredilerden dolayı yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan davalılar … ve …’nun sorumluluklarının oluştuğundan söz edilmesi mümkün görülmemiştir.
Yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olan davalı … ve genel müdür yardımcısı müflis … ve tüketici kredileri müdürü … yönünden ise, bilgisayarlı satış kampanyası ve bireysel kredi kullandırılmasına ilişkin sürecin banka genel müdürlüğünce yayınlanan genelge doğrultusunda yürütüldüğü genel müdürlükçe hazırlanan ve şubelere gönderilen ve sürecin ne şekilde işlemesi gerektiğini açıklayan bu genelgeler doğrultusunda işlemlerin yapılması gerektiği, ancak uygulama sürecinde bir kısım aksaklıklar yaşandığı, işlemlerin iptali ve iadesinde genelgede belirtilen süreçlere tam olarak uygun şekilde hareket edilmediğinin belirlendiği, bu davalıların görevlerini ifa sırasında gerekli özeni göstermediklerinden bahsedilemeyeceği, kanunun ve ana sözleşmenin gerektirdiği şekilde davrandıkları, hukuka aykırı bir eylemlerinin olmadığı, esasında davacı bankanın, yönetici ve müdür konumunda olan davalıların sorumlu olmalarına dayanak olarak gösterdiği olgunun, kampanyanın yürütüldüğü … A.Ş ile banka arasında bir protokol akdedilmediği, yazılı kuralları içeren bir protokolün bulunması halinde şirketle oluşan ihtilafa ilişkin davanın görüldüğü yargılamada aleyhe karar çıkmayacağı ve bankanın şirkete herhangi bir ödemeye mahkum edilmeyeceğine ilişkin bulunduğu, ancak …bank A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 06.02.2002 tarihli teftiş raporunda ve … Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 30.06.2016 tarihli rapor içeriğinde, kredi iptallerinin firmanın onayına müteakip yapıldığının, yine 30.06.2016 tarihli raporunda … A.Ş’nin onayını müteakip kredilerin iptali noktasında mutabakat sağlandığına ilişkin yazışmalar yapıldığının ifade edildiği ve bu yazışmalar e-postaların içeriğinin açıklandığı görülmüştür. Mahkememizin 2002/711 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sürecinde kredilerin iptali yönünde şirket tarafından verilen onaylara ilişkin veya mutabakata ilişkin yeterli belgelerin sunulamamış olması ve genelge gereklerinin şubeler tarafından kısmen yerine getirilememiş bulunmasının, bu kredi sürecinde görev yapan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdürlerinin sorumluluğuna dayanak olamayacağı kabul edilmelidir. Şirketle protokol yapılmış olsaydı zararın doğmayacağı yönündeki iddianın bir dayanağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda ayrıntılarıyla izah edildiği üzere, şirketle bir protokolün akdedilmemiş olduğundan kesin olarak sözedilemeyeceği zira kampanyanın içeriği ve niteliği dikkate alındığında bu şekilde bir anlaşma ya da protokol yapılmaksızın sürece başlanmasının mümkün görülmediği, kampanyanın devamı aşamasında da davalıların imzasını içeren ve mevzuata uygun olarak yayınlanan genel mektup ve genelgeler içeriğinde de iptallerin şirketin onayının alınmasından sonra yapılmasının ifade edildiği, zararın doğmasında bu davalılara yüklenecek bir kusurun olmaması, zararın davalıların görevlerini gereği gibi yerine getirmemesi veya özen borcunun ihlali neticesinde doğduğundan sözedilemeyeceği, başka bir deyişle hukuka aykırı bir eylemleri olmadığı gibi buna bağlı olarak uygun illiyet bağının da oluşmadığı sonucuna varılmış olup, ortada bir banka zararının olduğu sabitse de bu zararın, rücuen, anılan dönemde görev yapan davalılardan istenmesinin mümkün bulunmadığı, zira yöneticilerin ve müdürlerin sorumluluğuna ilişkin koşulların oluşmadığı kanaatine varılarak yerinde bulunmayan bu davanın reddi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
Vekille temsil edilen davalılar …, …, …, Müflis … İflas İdaresi lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve Bankacılık Yasanının 133.maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, …, …, Müflis … İflas İdaresi’ne verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
Davalı … … İflas İdaresi tarafından yapılan toplam 15,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … … İflas İdaresi’ne verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …, müflis … iflas idaresi vekili Av. …, davalı … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’un yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/04/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 0,00 TL
Karar Harcı : 0,00 TL
Noksan Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.385,00 TL

Davalı … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Davalı … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Davalı … … İflas İdaresi Gider Avansı
Yatırılan Avans : 15,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 500,00 TL