Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1092 E. 2019/1122 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1092
KARAR NO : 2019/1122

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 18/11/2016
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın müvekkili şirket ile arasındaki ticari faaliyetler kapsamında müvekkilinden fatura karşılığında alışverişler yaptığını, ancak yapmış olduğu bu alışverişlere ilişkin ödemelerini yapmadığını, davalı yanın yapmamış olduğu bakiye alacakları tutarı için icra takibi başlattıklarını, ancak davalı yanın itirazı neticesinde takibin durduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı davalarının kabulünü, davalı yanın itirazının iptalini, icra takibinin devamını, borçlu üzerine hükmolunan meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı mahkememize hitaben cevap dilekçesi ibraz etmemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Deliller toplanmış; İstanbul … İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası celp edilmiş, irsaliyeli fatura, kargo şubeden teslim listesi suretleri, davalıya ilişkin Vergi Dairesi, Ticaret Odası ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası yazı cevapları incelenmiş, davacının ticari defterleri sunulmuş, davalıya ticari defterlerini sunması için HMK 219 ve 220 maddeleri gereğince kesin süre verilerek tebligat gönderilmiş, takip tarihi itibari ile gerçek alacak miktarı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde davacı tarafından 4 adet faturaya dayalı 6.006,92 TL alacak için takibe geçildiği, davalının borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davacı tarafça davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptalinin istendiği ve de takibe yapılan itirazın süresinde yapıldığı ve açılan itirazın iptali davasının da İİK 67.madde de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki (satım sözleşmesi) olup olmadığı, ilişki tarzı, fatura içerikleri, takibe konu faturadaki malların satılarak teslim edilip edilmediği, bu çerçevede davacının bakiye alacak miktarının ne olduğu noktasındadır.
Bilirkişinin davacı yanın ticari defterlerini incelemek sureti ile tanzim ettiği 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı defterlerinin yasa ve usulüne uygun tutulup işlendiği, ticari defter ve belgelerin birbirini teyit ettikleri, 2013 yılına ilişkin envanter defteri açılış tasdikinin süresinden sonra yapılmakla birlikte yapıldığı, takibe ve davaya konu faturaların defterlerde kayıtlı olduğu, 04.11.2013 tarihi itibari ile 6.006,92 TL borç bakiyesi verdiği, davalı yanca her hangi bir itiraz olmadığı veya almış olduğu ürün veya hizmetlere ilişkin her hangi bir iadesinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalıya ilişkin Vergi Dairesi yazı cevabında davalının bilanço esasına dayalı deftere tabi olduğu, birinci sınıf tüccar olduğu yani davalının da tacir olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişinin tanzim ettiği 26.11.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davacı defterlerinin yasa ve usulüne uygun tutulup işlendiği, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasa uyarınca yapıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2013 yılından önce başladığı, ve 04.11.2013 yılına kadar devam ettiği, taraflar arasında TTK 89/2 madde hükmü uyarınca aksi bir ilişki bulunmadığı ancak tamamen güvene dayalı cari hesap şeklinde çalışmalarının olduğu, iade edilmeyen faturalardan kaynaklanan alacak miktarının 6.006,92TL olduğu belirtilmiştir.
Satım sözleşmesinde, satıcının, sözleşmeyi, sözleşmeye konu malı teslim ettiğini, satış bedelini, alıcının da bedeli ödediğini kanıtlaması gerekmektedir.
Davalı yan ödeme emrine itirazında irsaliyeli faturanın gerçeği yansıtmadığını beyan etmiştir.Ancak 11.10.2013 tarihli kargo teslim tutanağında … isim ve imzaları bulunduğu görülmüş, davalı itiraz dilekçesinde varsa imzasına da itiraz ettiğini beyan etmiş ise de kargo içeriğinin zaten ne olduğunun belirli olmadığından ve ayrıca aşağıda izah edilen sebeplerle imza incelemesine gerek görülmemiştir.
Bilindiği üzere bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. 6102 sayılı TTK. m.21 uyarınca fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir.Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın m.222 madde hükümleri uyarınca ispatlamış olur.Bu şartlarda takibe konu olan faturaların davalıya ulaştığının ve faturalara konu mal tesliminin yapıldığı hususunun davalı tarafça kabul edildiği sonucuna varılmalıdır. Bu suretle faturaların davalıya tebliğ edildiği, itiraza uğramadığı, sekiz günlük itiraz süresinin de geçmiş olduğu, faturaların içeriğinin de taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, fatura içeriğinin davalı yönünden kesinleştiği hukuki kabulü karşısında faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığı ve kesinleşmediği hususunun kanıt yükü davalıya geçtiği halde davalı tarafından bu hususun ispatlanamadığı, aynı zamanda faturaların iade edildiğinin dahi savunulmadığı gibi kanıtlanamadığı, bu durumun ise mutlak anlamda davalı aleyhine sonuç doğurduğu sonucuna varılmıştır.
Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın 220. maddesindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir.Önemle vurgulanmalıdır ki; bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK’nın 220. maddesi anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddesi uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4).(…Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi … esas, … karar sayılı 15/11/2018 tarihli kararı)
Davacı taraf delillerinde ticari defterlere de dayanmış olup, mahkememizce HMK 219 ve 220 maddesi ihtaratlı ve kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunması konusunda gönderilen davetiye tebliğine rağmen davalı taraf ticari defterleri sunulmadığından bu durumda HMK 220 maddesi gereğince davacının usulüne uygun tutulmuş olan ticari defterlerindeki kayıtların doğru olduğunun kabul edilmesi gerektiği ( benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13366 esas, 2018/4806 karar sayılı ve 26.06.2018 tarihli kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/802 esas, 2018/4589 karar sayılı ve 08.10.2018 tarihli kararı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/2696 esas, 2018/3431 karar sayılı 26.09.2018 tarihli kararları) ve davacının alacağının bulunduğunun anlaşılması ve mahkememizce denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun görülen bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulü ile davalı İstanbul .. İcra Dairesi …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 6.006,92 TL bakımından iptaline, hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına ve hüküm altına alınan miktar likit ve belirli olmakla %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
Davalı İstanbul … İcra Dairesi …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 6.006,92 TL bakımından İPTALİNE,
Hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına,
Hüküm altına alınan 6.006,92 TL nin %20’si oranında hesaplanan 1.201,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 410,33 TL karar harcının peşin yatırılan 131,78 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 278,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 942,00 TL yargılama gideri ile 131,78 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı toplamı 1.102,98 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/12/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 131,78 TL
Karar Harcı : 410,33 TL
Noksan Harç : 278,55 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 965,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Giderleri : 142,00 TL