Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1037 E. 2021/270 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1037 Esas
KARAR NO : 2021/270 Karar

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 01/11/2016
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı bankadan, 06/11/2010 tarihinde 12 ay vade ile 15.000,00 TL ticari araç kredisi kullandığını ve kredi borcunu ödediğini, ancak Rekabet Kurumu Başkanlığı’nın 2011-4-91 dosya numaralı 13-13/198-100 karar sayılı ve 08/03/2013 tarihli kararı ile davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın 21/08/2008 – 22/09/2011 tarihleri arasında kartel oluşturmak suretiyle uygulayacakları faiz oranlarını belirlediklerini, böylece rekabet ortamının davacının da dahil bulunduğu müşteriler aleyhine bozulmasına ve davacı müvekkilinin daha fazla faiz ödemek suretiyle zarara uğramasına sebep olduklarını, kartel oluşturan bankaların rekabet kurulunun ihlale yönelik kararının iptali için dava açılmış ise de … 2. İdare Mahkemesi’nin 25/12/2014 tarih … Esas ve … Karar sayılı kararı ile iptal işleminin reddedildiğini, bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulmuş ise de Danıştay 13. HD’nin 2015/2445 Esas sayılı dosya üzerinden verilen karar ile yerel mahkeme kararının onandığını, böylelikle davalı bankanın rekabet kanununa aykırı bir şekilde uygulama yaptığının kesinleştiğini, Rekabet Kanunu’nun 57. ve 58. maddeleri ile kartel oluşturmak suretiyle rekabet ortamını ihlal edenlerin oluşan zarardan müteselsilen sorumlu oldukları ve zararın 3 katı veya elden edilen karın 3 katı oranında tazminatı talep halinde ilgiye ödemeleri gerektiği öngörülmüş olduğundan davacının rekabet ortamının ihlali nedeniyle HMK m.107 kapsamında olmak üzere davacının uğramış olduğu zarar miktarının tespiti ile 3 katı ile birlikte ve şimdilik 500,00 TL’nin zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla rekabet ortamının bozulmasından kaynaklanan sorumluluğun kusura dayalı bir haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu kapsamda haksız fiil sorumluluğunun oluşması için fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı unsurlarının mevcut olması gerektiğini ve davacı tarafın 4 unsuru da ispat yükü altında olduğunu, kaldı ki hukuka aykırı bir fiilin bulunmadığını, bu nedenle açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, Rekabet Kanunu’na aykırılık nedeniyle m.57 ve 58 kapsamında davacı zararının tespiti ile davalıdan tahsili davasıdır.
Davacı, davalı bankanın aralarında bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturmak suretiyle serbest piyasada rekabet ortamında daha düşük oranda oluşması muhtemel olan faiz oranının yüksek belirlenmiş olması nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş olduğundan öncelikli olarak davalı bankanın bu nevi bir işleminin olup olmadığı ve varsa bu işlemin davacının somut olarak taraf olduğu kredi işlemine sirayet edip etmediği ve etti ise serbest piyasa ortamında oluşacak faiz oranı ile kartel sonucu oluşan faiz oranı arasındaki farkın ve bu fark nedeniyle davacıdan tahsil edilen fazla faizin zarar olarak tespiti ile rekabet kanunu kapsamında davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının onaylı örneği istenmiş ve kurumca cevabi yazıdan yazı içeriğinin gizli olduğu belirtilmiş olduğundan yazı incelenerek mahkememizin 14415 sayılı kasasına alınmıştır.
Davalın banka tarafından davacıya kullandırılan krediye uygulanan emsal faiz oranlarının belirlenmesi için …Bankası, … Bankası ve davalı bankaya yazı yazılarak aynı tür kredilere uygulanan faiz oranlarının bildirilmesi için yazı yazılmış ve gelen yazı cevapları dava dosyasına konulmuştur.
Ancak davacı iddiaları ile Rekabet Kurulu kararı ve başka bankalardan gelen cevabi yazı içeriklerinin incelenmesi ve somut olay itibariyle davalının davacı aleyhine olacak şekilde rekabet yasasına aykırı bir eyleminin söz konusu olup olmadığı hukuk bilgisi dışında kaldığından 6100 Sayılı HMK m.266 kapsamında bankacılık alanında uzman bilirkişi emekli banka müdürü … ile … Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. …’tan alınan 30/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı bankanın somut olay itibariyle uyguladığı faiz oranının … ve … Bankası’ndan daha düşük ve …’in uyguladığı yıllık %0,80 faiz oranına paralel olduğu, Rekabet Kurulu’nun idari işlemine konu bankacılık faaliyetinin bankaların tüketicileri kullandırdığı bireysel kredi faiz oranların yönelik olduğu, oysa somut olay itibariyle davacıya kullandırılan kredinin bu nitelikte olmayıp ticari kredi şeklinde olması nedeniyle rekabete aykırı olduğu iddia edilen eylemin kapsamı dışında kaldığı ve davalının davacıya sözleşme serbestisi kapsamında ticari kredi kullandırıldığı, davaya dayanak kılınan Rekabet Kurulu kararında davalı bankanın rekabet ortamını bozacak davranışları olması nedeniyle anılan idari kararın alındığını, ancak anılan idari karara konu ve rekabet ortamını bozan eylemin ticari kredilere yönelik olmadığı, bu nedenle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. maddesinde öngörülen tazminat koşullarının gerçekleşmediği, kaldı ki davalı banka tarafından davacıya uygulanan kredi faiz oranlarının TCMB tarafından belirlenen ticari avans ve reeskont faiz oranlarının altında kaldığı, bu nedenle somut olay itibariyle uygulanan faiz oranlarının bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın bu rapora yönelik itirazları neticesinde aynı bilirkişi heyetinden alınan 20/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile; davacı tarafın itirazlarında 12 banka dışındaki bankalarca uygulanan ve davalı bankanın da somut olarak davacıya kullandırdığı krediye uyguladığı faiz karşılaştırmasının yapılabilmesi için dosyaya yeni bir belge ibraz edilmediği için bir kanaat belirtilmemiştir.
Emsal araştırması amacıyla ilgili bankaları yazılan yazı cevaplarının dava dosyasına gelmesinde sonra aynı bilirkişi heyetinden alınan 04/11/2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile; Bankacılık Kanunu m.144 hükmü ile bankaların ödünç para verme işlemlerine uygulanacak faiz oranlarını belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu’na verildiğini ve ancak bu yetkisinin Merkez Bankası’na devredilebileceğinin öngörüldüğü, bu kapsamda TCMB’nin 2006/1 sayılı Kredi Faiz Oranları Ve Sağlanacak Diğer Menfaatler başlıklı 4. madde düzenlemesi ile reeskont kaynaklı krediler dışında uygulanacak faiz oranlarının serbestçe düzenlenebileceği, bu kapsamda somut olay itibariyle davalı bankanın davacıya kullandırdığı krediye uygulanan faiz oranının bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olduğu, bu nedenle somut olay itibariyle rekabet ortamının bozulmasından kaynaklı daha yüksek oranda uygulanan bir faiz oranı olmadığından davacı zararının söz konusu olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya örneği sunulan ve davalı bankanın Rekabet Kurulu’nun rekabetin ihlal edildiğine yönelik kararının iptali için açılan davada karar düzeltme aşamasında yapılan başvuru neticesinde Danıştay 13. Hukuk Dairesi’nin 21/05/2019 tarih 2016/4936 Esas ve 2019/1787 Karar sayılı kararının 8. sayfasının 2. paragrafında “Daha açık bir ifadeyle soruşturmaya taraf olan 12 bankanın tek bir çerçeve anlaşma veya ortak plan dahilinde belirli bir koordinasyon eşliğinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı açık olan dava konusu uyuşmazlıkta, ilgili bankalar hakkında ihlale dahil oldukları her bir hizmet yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken devam eden tek bir ihlal yaklaşımı kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuku uygunluk bulunmadığından davanın reddi yolundaki temyize konu idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınmış olan bilirkişi raporları ile Rekabet Kurulu’nun rekabetin ortamının ihlal edildiğine yönelik kararının 12 banka tarafından tüketici kredilerinde uygulanacak faiz oranına yönelik olmasına rağmen somut olay itibariyle davacıya kullandırılan kredinin ticari nitelikte olması nedeniyle bir an için kartel durumu sabit kabul edilse bile kullandırılan kredinin niteliği itibariyle kapsam dışı kalması ve bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalının uyguladığı faiz oranının emsal faiz oranlarından kısmen düşük olduğu tespit edildiğinden idari yargı kararının kesinleşmesi beklenmeden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 59,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.31/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 29,20 TL
Karar Harcı : 59,30 TL
Noksan Harç : 30,10 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.565,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.400,00 TL
Posta Giderleri : 224,30 TL