Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1021 E. 2019/724 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/1021 Esas
KARAR NO: 2019/724 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 26/10/2016
KARAR TARİHİ: 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında davalı şirkete ait otellerde güvenli hizmetinin yürütülmesine ilişkin yazılı anlaşma yapıldığını, verilen hizmetler karşılığında faturalar kesildiğini ve davalı tarafından faturaların kabul edildiğini, söz konusu faturaların kesinleştiğini, şirket kayıtlarına göre davalının bakiye 77.045,60 TL cari hesap borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu bu nedenle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştr.

SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bütün borçlarının çek vasıtası ile ödendiğini, davacının müvekkili şirketi ibra ettiğini, dava hak ve alacaklarından feragat ettiğini, davacının kötü niyetli takip başlattığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı/ borçlu aleyhine 21/12/2015 tarihinde ilamsız yolla faturaya dayalı olarak, 77.045,60 TL asıl alacağın ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etttiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/ borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmektedir.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı fatura ve taraf defterlerinin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Mali müşavir bilirkişi …’ten alınan 10/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasında hizmet sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeye göre davacının davalıya güvenlik hizmeti sunmak üzere anlaşmaya varıldığı, davacının 2015 yılından itibaren e-defter sistemine geçtiği, bu sisteme göre defter tutulması halinde … Bakanlığı ile …Bakanlığı’nın çıkardığı 1 sıra nolu Elektronik Defter Genel Tebliği’ne göre hesap döneminin ilk ayına ilişkin olarak alının elektronik defter beratının açılış onayı, son ayına ilişkin olarak alınan elektronik defter beratının ise kapanış defter onayı niteliğinde olduğu, buna göre davacı şirketin … Bakanlığı’ndan elektronik defter onayı aldığı ve bu kapsamda yevmiye ve kebir defterlerini elektronik ortamda tuttuğu, envanter defterini ise fiziki olarak tuttuğu, davalı şirketin ise 2014 – 2015 yıllarına ilişkin yevmiye, kebir ve envanter defterlerini tuttuğu, 2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikini haiz, kayıtları kendi içinde ve birbiriyle uyumlu olduğu, sunulan hizmetten dolayı davacının davalıya yönelik olarak düzenlediği 29/09/2014 – 28/09/2015 tarihlerini kapsayan ve toplam bedeli 1.003.987,60 TL olan faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre toplam 1.346.994,00 TL ödeme yapıldığı, buna mukabil davacının ticari defterlerine göre ise toplam 926.942,00 TL tahsilat yapıldığının kayıtlı olduğu, her iki tarafın defterleri arasındaki bu farkın davalı tarafından davacı lehine düzenlenen 14/10/2014 keşide tarihli ve 267.000,00 TL bedelli, 24/04/2015 keşide tarihli ve 154.455,00 TL bedelli ve 22/05/2015 keşide tarihli ve 65.997,00 TL bedelli 3 adet çekin davacı defterlerinde tam olarak tahsilat olarak gösterilmemesinden kaynaklandığı, oysa her 3 çekin davacı lehine düzenlendiği, 14/10/2014 tarihli ve 267.000,00 TL bedelli çekin … tarafından tahsil edildiği ve bu tahsilatın 67.000,00 TL’sinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu her 3 çekin davacı lehine düzenlenmiş olması ve bu şahıs tarafından yapılan tahsilatların davacı nam ve hesabına yapılan tahsilatlar olması nedeniyle davacının davalıdan düzenlemiş olduğu faturalardan fazla tahsilat yaptığı ve bu nedenle alacağı olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilince … tarafından tahsil edilen çeklere konu ödemenin kendileri ile bir alakası olmadığını beyan etmiş ise de davalı defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan ve örnekleri dosya içerisinde bulunan 3 adet çekin (14/10/2014 keşide tarihli ve 267.000,00 TL bedelli, 24/04/2015 keşide tarihli ve 154.455,00 TL bedelli ve 22/05/2015 keşide tarihli ve 65.997,00 TL bedelli) lehtarının davacı şirket olması, her 3 çek dava dışı … tarafından muhattap bankaya ibraz edilip tahsil edilmesine rağmen 14/10/2014 tarih ve 267.000,00 TL miktarlı çekten dolayı yapılan tahsilatın 67.000,00 TL olarak davacı defterlerine işlenmiş olması nedeniyle …’ın davacı şirket hesabına tahsilat yaptığı anlaşıldığından davacı vekilinin rapora itirazlarına itibar edilmemiştir.
… tarafından yapılan tahsilatların davacı defterlerine işlenmiş olması ve bu kişi tarafından yapılan tahsilatlara dayanak çeklerin davacı şirket lehine düzenlenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde tahsil edildikleri sabit olan her 3 çekin davacı şirket nam ve hesabına düzenlendikleri ve ödeme amaçlı olarak davacıya verildiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 1.315,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.271,35 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.825,02 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç: 1.315,75 TL
Karar Harcı: 44,40 TL
Bakiye Harç: 1.271,35 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.165,50 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 109,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.400,00 TL
Posta Giderleri : 234,80 TL