Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1001 E. 2018/521 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1001 Esas
KARAR NO : 2018/521

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 30/11/2010 tarihinde “Destek Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, davacı şirketin bu sözleşme kapsamında bütün edim yükümlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bu sözleşmeden kaynaklanan edimlerin ifası kapsamında 5763 sayılı kanun ile değiştirilen ve 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81/I-1.bendi kapsamında, özel sektör işverenlerinin malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanması öngörüldüğünden davacı müvekkilinin de sözleşmesel edimini ifa ederken kanunda öngörülen koşulları sağlaması nedeniyle %5 oranında olmak üzere 26.395,38 TL kadar teşvikten yararlanmayı hak ettiği halde davalı şirketin hakları olan bu miktarın haksız ve hukuka aykırı olarak hak edişlerinden düşürmek suretiyle ödenmediğini, bu nedenle davalı şirket hakkında … 32. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya üzerinden takip başlattıklarını, ancak davalı şirketin takibe haksız olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenle davalı şirketin haksız olan itirazlarının iptali ile takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf delil olarak 30/11/2010 tarihli sözleşme, 16/11/2011 tarih, … nolu ve 26.395,38 TL miktarlı fatura, … 32. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, aylar itibariyle davacı şirketin yararlanmış olduğu %5’lik teşvik miktarlarının SGK’dan celbi, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi incelemesi deliline ve atıfta bulunduğu bir kısım yerel mahkeme kararları ile Yargıtay İçtihatlarına dayanmıştır.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan “Destek Hizmet Sözleşmesi” ve 01/11/2010 tarihinde davalı şirket tarafından imzalanan destek hizmet bedeli teklif tablosuna göre davalı şirketçe ödenecek hizmet bedellerinin ay sonu yapılacak ücret bordrosu üzerine kayıtlı eleman sayısı esas alınarak hesaplandığını, ana sözleşmenin 4.maddesine göre tarafların mutabık kaldıkları hesaplama yöntemine göre aylık olarak belirlenen hizmet bedellerinin davacı şirketçe tanzim edilip davalı şirkete gönderilen faturalar karşılığında davacı şirkete ödendiğini, davacı şirketin davasına dayanak teşkil ettiğini beyan ettiği yasada yer alan teşvik indirimlerini personel ücretlerine yansıttığını, ve bu yasadan faydalanmak suretiyle belirlediği nihai gerçek alacak tutarını faturalamak suretiyle davalı şirkete gönderdiğini, ve bu kapsamda davalı şirketin ödeme yaptığını, ve bu hususun 01/11/2010 tarihli ve davacının imzasına havi destek hizmet bedeli teklif tablosu ile sabit olduğunu, davacı şirketin sözleşme imzaladığı sırada yürürlükte bulunan yasadan faydalanarak düzenlediği faturaları müvekkilli şirkete ibraz ettiğini ve fatura bedellerine ilişkin ödemeleri de herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin bu nedenle davacının davalı şirketten talebi mümkün herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, keza davacı şirketin müvekkil şirkete gönderdiği yazıda ödeme güçlüğü içinde olması nedeniyle “2011 Ağustos Ayı Maaşları ve 2011 Temmuz Ayı Maaşları, SGK bildirgeleri, Damga verileri, KDV vergileri ve Muhtasar beyannamelerini yatırmayacağını” açıkça davalı şirkete bildirdiğini, davacının temerrüt ikrarı niteliğindeki bu beyanı ile sözleşmeye aykırı davrandığını sabit olduğunu, sonuç olarak açılan dava haksız ve dayanaksız olduğundan reddini, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf delil olarak 30/11/2010 tarihli sözleşme, 01/11/2010 tarihli destek hizmet bedeli teklif tablosu, 20/10/2010 tarihli destek hizmetleri teknik şartnamesi, faturalar ile fatura dayanağı bir kısım belgeler, cari hesap mutabakat örnekleri, davacının ödeme güçlüğü içinde olduğunu bildiri yazı, … 22. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ve … 11. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameleri, davalı tarafından sözleşmenin feshedildiğine dair 26/08/2011 tarihli fesih ihbarı, … 32. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, SGK kayıtları ve bilirkişi incelemesi deliline dayanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali mahiyetindedir.
Davanın beyan edilen harca esas değeri 35.656,90 TL olduğundan açıldığı tarihten 21/05/2018 tarihli duruşmaya kadar davanın yargılaması yazılı yargılama usulüne göre yürütülmüş olmasına rağmen usul hükümlerinin derhal uygulanması gerektiği ilkesinden hareketle ve 28.2.2018 tarih ve 7101 S.K./61. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK. m. 4/2 ile ticari davalarda da miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda 6100 sayılıl TTK.nun 316. v.d. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanacağı öngörüldüğünden davamızın beyan edilen harca esas değerinin de kanun hükmünde öngörülen miktardan az olması nedeniyle bu tarihten itibariyle yargılamanın basit yargılama usulüne göre yürütülmesine karar verilmiştir.
İhtilaf, davalı şirketin hakkı olan %5’lik teşvik miktarının davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak hak edişlerinden düşürülmek suretiyle kesinti yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmakta olup davacı taraf bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Taraflara ispat haklarını kullanmaları ve ispat yükümlülüklerini ifa için 07/03/2017 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile taraflara delil listesini bildirdikleri ancak celbini sağlayamadıkları tüm delilleri ibraz etmeleri veya celbini sağlamaları bakımından 2 hafta süre verildiği, 15/05/2017 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile “davacı vekiline işbu davaya esas kesintilerin yapıldığı iddia edilen tüm hakedişlerin ve buna ilişkin faturaların dosyaya sunulması için 2 haftalık kesin süre verilmesine” şeklinde süre verildiği, 02/10/2017 tarihli duruşmanın ara kararıylada defter ve belge incelemesinin yapılacağı 24/10/2017 günü saat 13:35’te tarafların ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri gerektiğinin ihtar edildiği, bu kapsamda tarafların dosyaya sunmuş oldukları belge, bilgi ve ticari defterler üzerinde 24/10/2017 günü inceleme yapıldığı, ve rapor hazırlanmak üzere dosyanın mali müşavir bilirkişi …, … Üniversitesi İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. … ve mali müşavir …’den oluşan bilirkişi heyetine teslim edildiği, heyet tarafından düzenlenen 29/03/2018 tarihli rapor ile “davacı ile davalı arasında 30/11/2010 başlangıç tarihli destek hizmet alım sözleşmesi akdedildiği ve fakat bu sözleşmenin 31/08/2011 tarihinde feshedildiği, davacı tarafın kayıtları üzerinde yapılan incelemede takip konusu faturaya dayanak sözleşme dönemi kapsamında tanzim edilmiş olan fatura dayanağı hak edişlerin incelemeye sunulmadığı, dava dosyası ekinde sunulan belgelerin değerlendirilmesinde ise fatura ve eki hakedişler ile SGK tahakkuklarının karşılaştırılmasında %5’lik kesintinin yansıtıldığını gösterir bir tespitin yapılamadığı” sonucuna ulaştığı, böylece davacı tarafın iddiasını ispata yarar hakedişleri dava dosyasına ve dava dosyası içerisindeki belgelerden ve davalı tarafın kesinti yapıp yapmadığının anlaşılamadığı görülmüştür.
Davalı vekilinin bu rapora karşı yazılı beyanda bulunduğu, bu aşamada davacı vekillerinin vekillikten çekilmeleri sonucu davacı asile çekilme dilekçesi ve bilirkişi raporu 12/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafa bilirkişi raporu ve vekillikten çekilme dilekçesi tebliğ edilen davacı asil rapora karşı süresinde herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Keza davacı taraf 21/05/2018 tarihinde ki duruşmaya da katılmamıştır.Ancak davalı vekili davayı takip ettiğini beyan etmekle davacı tarafın yokluğunda yargılamaya devam olunmuştur.
4721 sayılı TMK’nun 6.maddesi gereği taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu hükmü tamamlar nitelikte 6100 sayılı HMK’nın 24.maddesi gereği taraflarca getirilme ilkesi yargılama hukukumuza hakim olan ilkelerden biri olup bu ilke gereği kanunda ön görülen istisnalar dışında hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı gibi onları hatırlatabilecek davranışlarda da bulunamaz. Keza hakim kanunda belirtilen durumlar dışında kendiliğinden delil toplayamaz. Bu kapsamda HMK’nun 187.maddesi gereği de tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıaların ispat konusunu oluşturduğu ve taraflar HMK 189.maddesi gereği ispat haklarını kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptirler.
Bu kapsamda somut olayımız itibariyle davacı tarafın iddialarının yaptığı işe ilişkin hak edişlerle ispatı gerektiği halde iddiasını ispat edecek düzeyde hak edişleri dava dosyasına ibraz etmediği, 29/03/2018 tarihli bilirkişi raporunun “davacı tarafın kayıtları üzerinde yapılan incelemede takip konusu faturaya dayanak sözleşme dönemi kapsamında tanzim edilmiş olan fatura dayanağı hak edişlerin incelemeye sunulmadığı, dava dosyası ekinde sunulan belgelerin değerlendirilmesinde ise fatura ve eki hakedişler ile SGK tahakkuklarının karşılaştırılmasında %5’lik kesintinin yansıtıldığını gösterir bir tespitin yapılamadığı” şeklindeki sonucu ile sabit olduğundan davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı taraf takibe konu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep etmiş ise de dosya kapsamıyla işbu takibi kötü niyetli olarak yaptığı sabit olmadığından davalı talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 398,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 362,96 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.272,26 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı asilin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/05/2018

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 398,86 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 362,96 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans:2.465,00 TL

Davalı Delil Avansı
Yatırılan Avans: 22,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 2.100,00 TL
Posta Giderleri(Davacı): 223,50 TL
Posta Giderleri(Davalı): 22,00 TL