Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/960 E. 2018/965 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/960
KARAR NO : 2018/965

DAVA : Ortaklıktan Çıkma- Maddi Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/10/2015
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ltd. Şti’nin ortaklarından olduğunu, davalı …’in de yine aynı şirketin ortağı ve müdürü konumunda bulunduğunu, şirketin 2010 yılından beri kar dağıtımı yapmadığını, şirket müdürü ve eşinin giderlerinin şirketin kazancından ödendiğini, davalı …’in yetkili mesul müdür sıfatıyla şirket kazançlarını kendi çıkarına kullandığını, SGK ve Vergi Dairesine karşı ağır borç altında olan şirketin iyi yönetilemediğini, diğer davalı …’in tek ortağı olduğu davalı … Ltd. Şti’nin 2015 yılında kurulduğunu, her iki şirketin faaliyet adresinin aynı olup, … Ltd. Şti’nin faaliyetleri yönünden davacının ortağı olduğu davalı … Ltd. Şti’nin telefonlarının, araba, ekipmalarının ve işçilerinin kullanıldığını, … Ltd. Şti çalışanlarının şirket müdürü … tarafından kıdem tazminatları ödenmek suretiyle …. Ltd. Şti’nde işe alındıklarını ve bir kısım şirketlerde temizlik elemanı olarak çalışan kişiler … Ltd. Şti’nde çalıştırılmaya başlandığından müşterilerinde bu şirketle çalışmaya başladıklarını, dolayısıyla … Ltd. Şti’nin … Ltd. Şti aleyhine haksız rekabette bulunduğunu ve bu şekilde … Ltd. Şti’nin zarara uğratıldığını, davalı … Ltd. Şti müdürü …’in gerçekleştirdiği haksız eylemler nedeniyle TTK 632.maddesi uyarınca … Ltd. Şti’nin müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, ayrıca müdürü olduğu … Ltd. Şti aleyhine haksız rekabet oluşturacak eylemlerde bulunduğundan, davalı …’in de müvekkiline karşı sorumluluğunun doğduğunu, davalı …’in … Ltd. Şti’nin tek ortağı olup, eşi olan davalı olan … ile birlikte … Ltd. Şti’nin varlıklarının eksiltilmesi ve bu şirketin elemanları ve iletişim vasıtalarının kullanılması nedeniyle haksız rekabet yaptıklarının ve davacıyı zarara uğrattıklarını belirterek TTK 638/2 maddesi uyarınca müvekkilinin haklı sebeplerinin bulunması nedeniyle … Ltd Şti’nin ortaklığından çıkmasına, 2010 yılından beri kar payı alamamış olmasının yanı sıra davalının haksız eylemleri ile zarara uğratıldığından belirsiz alacak davası olmak üzere 10.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda, davacı vekili her bir davalı yönünden maddi tazminata esas sorumluluk nedenleri ve taleplerini açıklar beyanda bulunmuş ve 20/10/2016 tarihli dilekçesiyle, toplam 10.000,00 TL olan maddi tazminatın 3.00,00 TL’sinin … Ltd. Şti’den talep edildiğini ve bu zararın dayanağının, şirketçe 2010 yılından bu yana kar payı alacağının ödenmemesinden ve şirket müdürünün yaptığı haksız eylemlerden dolayı TTK 632.maddesi uyarınca … Ltd. Şti’nin sorumluluğunun bulunduğunu,
Davalı …’in şirket müdürü olarak kötü yönetim ve haksız rekabeti nedeniyle davacıya karşı sorumlu olup, maddi tazminatın 5.000,00 TL’sinin ve 100.000,00 TL manevi tazminatın bu davalıdan tahsili,
Davalı … Ltd. Şti ve bu şirketin tek ortağı …’in ise … Ltd. Şti’ye karşı haksız rekabet oluşturan eylemleri nedeniyle müvekkiline karşı sorumlu olup, maddi tazminatın 2.000 TL’sinin de bu davalılardan talep edildiği açıklanmıştır.
ISLAH/
Davacı vekili 25/09/2018 tarihli dilekçesiyle, belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği bu davada, 10.000,00 TL’lik maddi tazminat istemini 250.000,00TL’ye arttırmış ve arttırdığı kısım yönünden peşin harcı ikmal ederek 28/09/2018 tarihli makbuzu dosyaya ibraz etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar … Ltd. Şti ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in şahsına yönetilemeyecek olan bu davanın pasif husumetten reddi gerektiğini, müvekkili … firmasının hiçbir zaman karlılığa geçmediği gibi diğer müvekkili …’in de şirket kazancını lüks harcamalarda kullanmadığını, şirketin SGK ve Vergi borcu dışında başka bir borcunun olmadığını, davacının tüm geçimini, giderlerini şirketten almış olduğu paralarla karşıladığı gibi şirketten ayrıldıktan sonra kendi firmasını kurduğunu ve eşi adına … Ltd. Şti şirketi ni kurdurduğu yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, … Ltd. Şti’nin 2010 yılından sonra hep zararda olup kar dağıtma koşullarının oluşmadığını, davacının şirketten ortaklığından çıkma talebinin yasal şartları oluşmadığından reddi gerektiği, manevi tazminat talepleri koşulları bulunmadığından haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … Ltd. Şti ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili …’in diğer davalının eşi olmakla birlikte 2015 yılı Mayıs ayına kadar …Ltd Şti’nde çalıştığını 2013 yılında emekliye ayrılmasına rağmen 2015 yılı Nisan ayına kadar çalışmaya devam ettiğini, bu tarihten sonra eşiyle problemleri olduğundan ayrı yaşamaya başladıklarını ve 2015 yılı Mayıs ayında … Ltd. Şti’ni kurduğunu, şirketin adresinin davacının iddiasının aksine …’da olduğunu, davacının … Ltd. Şti’ne ait tüm işçilerin ve müşterilerinin … Ltd. Şti’ye aktarıldığı, … Ltd. Şti iletişim araçlarının ve teçhizatlarının … Ltd. Şti’nin faaliyetinde kullanıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının kendisinin fiilen … Ltd. Şti’nden ayrıldığını, müvekkillerince davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti’ye karşı haksız rekabet oluşturacak hiçbir eylemde bulunulmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davalı şirketlerin sicil kayıtları, SGK ve Vergi Dairesinin cevabi yazıları ve dayanılan tüm deliller celp edilip incelenmiş, taraf tanıkları dinlenerek dosya kapsamı ve şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişilerce inceleme yapılarak rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dosyada mevcut bulunan 08/06/2018 tarihli raporda özetle; davacının şirket ortağı olması sıfatıyla haksız rekabet talepleri bakımından aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davalıların eylemlerinin TTK 54.maddesi ve devamı hükümleri çerçevesinde haksız rekabet teşkil ettiği, haksız rekabet dolayısıyla uğranılan zararın ve tazminatın miktar yönünden tespiti için yapılan değerlendirmede ise, … Ltd. Şti’nin daha önce … Ltd. Şti’nin müşterilerinden toplamda 14 müşterinin … Ltd. Şti ile çalışmaya başladığı ve bu müşterilerden Mayıs 2015-Aralık 2015 arası 7 aylık dönemde 349.613,98 TL ciro sağladığı, davalıların … Ltd. Şti’nin çalışanları ile 14 adet şirketin … Ltd. Şti. müşterileri arasına katılımı ile … Ltd. Şti’nin 2015 yılının son 7 aylık döneminde yaklaşık … Ltd. Şti tarafından aynı dönemde sağlanan net karın 108,296,99 TL tutarında bir kardan mahrum kalınmasında etkili oldukları yönündeki tespitin nazara alınabileceği, davacının ortaklıktan çıkma talebi yönünden TTK 638.maddesi anlamında haklı sebeplerin mevcut olduğu, davacı ortağın çıkma payı hesabında ise, sermayesi 10.000,00 TL olan … Ltd. Şti’nin kaydi değerlere göre 92.370,61 TL ve davacının sermayedeki %3,0 payına isabet eden pay değerinin 27.711,18 TL olduğu tespit edilmiş ise de, sadece SGK ve Vergi borçları dikkate alındığında dahi şirketin borca batık olduğu, … Ltd. Şti’nin hakim ortağı ve şirket müdürü …’den 506.865,14 TL alacaklı olduğu, davalı … tarafından şirketten çekilen iş bu tutar üzerinden %30 nispetindeki 152.059,54 TL’lik tutarda davacıya karşı sorumlu olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmenin yapıldığı açıklanmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen rapordaki açıklamalara kısmen itibar edilmiştir.
Dava, TTK 638.maddesi uyarınca haklı nedenlere dayalı olarak limited şirketten çıkma, çıkma payının ödenmesi, limited şirket müdürünün sorumluluğu ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
TTK 638/2 maddesinde ” Her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkması için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine,. dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir” denilmiştir. Bu düzenlemeye göre limited şirketi ortağının haklı nedene dayalı olarak ortaklıktan çıkma davası açabilmesi mümkündür. Haklı nedene dayanılarak ortaklıktan çıkma davasını düzenleyen TTK 638 maddesinde haklı sebebin tanımına yer verilmiş değildir. Bu nedenle haklı sebebin tespitinde yerleşik Yargıtay Kararları ve doktirinde de ifade edildiği üzere, kollektif ortaklığın haklı sebep ve feshini düzenleyen TTK 245.maddesinden faydalanılmaktadır. Ancak anılan madde belirtilen nedenlerle sınırlı olmadığı da kabul edilmelidir. Genel olarak ortakların davranışları şirketin faaliyetini önleyecek, şirketi zarara uğratacak yahut karşılıklı güven ilişkisinin sarsılmasına neden olup artık ortakların bir arada olamayacakları veya ortaklık faaliyetinin devamının çekilmez hale gelmesi durumunda haklı sebebin var olduğunun kabulü gerekecektir. Limited şirket ortaklıklarında kişisel nedenlerin dahi haklı sebep olarak kabul edildiği görülmektedir.
Somut olaya gelindiğinde; davacının ve davalı …’in ortağı olduğu … Ltd. Şti’nin, 10.000,00 TL sermayeli olup, bu sermayenin 3.000,00 TL’sinin davacıya, geri alan 7.000,00 TL’sinin davalı …’e ait olduğu, şirketin 06/05/2013 tarihli ortaklar kurulu kararıyla …’in şirketi 10 yıl süreyle her konuda münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, davalı … Ltd. Şti’ne karşı açtığı davada, şirket müdürü olan …’in şirket müdürlüğünden kaynaklanan görevlerini gereği gibi yerine getirmediğini, şirket kaynaklarını kendisi için kullanıp, şirketi SGK ve vergi dairesine karşı ağır borç yükü altına soktuğunu, eşi olan … tarafından kurulan … Ltd. Şti.’nin, … Ltd. Şti’ne ait ekipman, işçilerin kullanmasına müsaade ederek haksız kazanç sağlamasına neden olduğunu, şirketin birçok müşterisinin … Ltd. Şti’ye aktarıldığını, haksız rekabete neden olacak işlemlerle şirketi zarara soktuğunu, bu nedenle TTK 632 maddesi uyarınca müdürün haksız eyleminden şirketin sorumlu olduğunu ve müdürün aynı zamanda şirket ortağı olması nedeniyle ortaklık ilişkisinin de devam etmesinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek şirket ortaklığından çıkmasına ve müdürün açıklandığı şekilde gerçekleşen haksız fiilinden dolayı uğradığı zararının tazminini istemektedir.
Ortaklık ilişkisinin artık devam etmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Dosyada bulunan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı … Ltd. Şti’nin 2015 yılı Ocak ayı ile Mart dönemi de dahil olmak üzere 26.931,78 TL vergi borcu ve gecikme zammı ile birlikte 37.890,65 TL vergi dairesine borcunun bulunduğu, 19/04/2017 tarihi itibariyle SGK’ya 542.936,69 TL prim borcunun olduğunu, … Ltd. Şti’nin Mayıs 2015-Haziran 2015 döneminde 22 çalışanın … Ltd. Şti’ de çalışmaya başladığını, şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, 2011 yılından itibaren şirket faaliyetlerine ilişkin herhangi bir kaydın defterlerde yer almadığı, esasında 2015 yılı Haziran ayından beri herhangi bir faaliyetinin olmayıp gayri faal hale geldiği ve … Ltd. Şti’nin müşteri portföyünü oluşturan bir çok önemli şirketlerin Mayıs 2015 tarihinden itibaren … Ltd. Şti müşterisi haline geldiği, en önemlisi de şirketin 2015 Haziran ayından itibaren hiçbir faaliyetinin olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda şirketin müdürü olan davalı …’in hem şirket ortağı hem de şirket müdürü olarak üzerine düşen görevleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle şirketin borca batık hale geldiği, büyük borç yükü altında olduğu, artık iki ortaklı olan bu şirkette ortakların bir araya gelmesinin kabul edilemeyeceği, esasında şirketin gayri faal olmasının dahi tek başına fesih neden için haklı neden olarak kabul edilmesi gerektiği, haklı nedenle fesih ile haklı nedene dayalı olarak ortaklıktan ayrılma davalarında ” haklı nedenin ” aynı olduğu, başka bir deyişle bir şirketin ortağı tarafından haklı nedene dayalı olarak fesih davası açılması halinde fesih için gerekli haklı nedenin oluştuğunun kabulü ortaklıktan ayrılma davasında da haklı nedenin meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkaracağı, ancak davacının talebinin şirket ortaklığından ayrılmak olduğu gözetildiğinde TTK 638/2.maddesindeki koşulun oluştuğu kanaatine varılmış ve davacının … Ltd. Şti ortaklığından çıkmasına karar verilmesi gerekmiştir. Ancak TTK 632.maddesinin, şirket müdürü tarafından gerçekleştirilen haksız eylem nedeniyle 3.kişilerin zarara uğraması halinde, bu zarardan şirketin sorumlu olduğuna ilişkin düzenlemeyi içerdiği, somut olayda davacının, şirket ortağı olup, 3. kişi olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının müdürün eylemleri nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarardan şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, zira davacının 3. kişi konumunda olmadığı anlaşılmakla bu isteminin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf ayrılma akçesini de talep etmiş ise de; mahkememizce yaptırılan mali inceleme sonucunda şirketin hiçbir mal varlığının olmadığı, pasifinin aktifinin üzerinde bulunduğu, başka bir deyişle borca batık durumda olduğu tespit edildiğinden davacının isteyebileceği çıkma payının bulunmadığı kabul edilmiş ve bu isteminin bu nedenle reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı, davalı … Ltd. Şti.’den ayrıca kar payı alacağını istemektedir. Kar payının dağıtımı konusunda ortaklar kurulu kararının bulunması gerekmektedir. Somut olayda geçen yıllara ilişkin olarak kar payı dağıtımı konusunda ortaklar kurulunca alınan bir karar olmadığı, esasında şirketin 2015 yılından itibaren gayri faal durumda bulunduğu, önceki yıllarda da bilanço ve gelir tablolarına göre muhtelif miktarlarda net karı olduğu anlaşılsa da, ortaklara kar payının dağıtımı konusunda alınan bir karar olmadığından davacının bu isteminin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalılardan …’e karşı açılan davada, şirket müdürü olan bu davalının kötü yönetimi ve haksız rekabet oluşturan eylemleri nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istenmiştir.
Davalı …’in şirket müdürü olarak TTK’dan kaynaklanan görevini özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal eder şekilde gereği gibi ifa etmediği, bu durumda TTK 630.maddesi uyarınca şirket ortağı tarafından, müdürün yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlandırılmasının mahkemeden istenebileceği, ancak iş bu davada davalı müdür …’in müdürlük görevinden azlinin talep edilmediği, haksız rekabet teşkil edecek eylemleri ve kötü yönetimi nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istendiği, esasında davalı müdürün bu eylemleri nedeniyle doğrudan zarara uğrayanın … Ltd Şti olup, şirketin uğradığı bu zararın ortak olan davacı tarafından kendisine ödenmesinin talep edildiği, limited şirket müdürünün sorumluluğunda TTK 644.maddesi yollamasıyla anonim şirket yöneticilerinin sorumluğunu düzenleyen TTK 553 maddesi ve devamı maddesinin uygulanması gerektiği, davalı …’in eylemlerinin şirketi doğrudan zararına sebebiyet verecek eylemler olup, bu zararın şirkete ödenmesi gerektiği, oysa davacının zararın kendisine ödenmesini talep ettiği dosya içeriğiyle sabit olduğundan, bu talebi bakımında aktif husumeti bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı … Ltd. Şti ve bu şirketin tek ortağı …’in haksız rekabeti nedeniyle şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla bu zararın tazmininin talep edildiği anlaşılmıştır. … Ltd. Şti’nin 05/05/2015 tarihinde 10.000,00 TL sermaye ile … tarafından kurulduğu ve adı geçenin her konuda münferit yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …’in … Ltd. Şti’nin çalışanı olduğu ve … Ltd. Şti ile aynı konuda faaliyet göstermek üzere :. Ltd. Şti’ni kurduğu, … Ltd. Şti müşteri portföyü ve çalışanlarının … Ltd. Şti’ye aktarıldığı, TTK 54.maddesinde tanımlanan haksız rekabet koşullarının gerçekleştiği kabul edilmiştir. TTK 55.maddesinde haksız rekabet halleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, anılan maddede belirtilenlerle sınırlı olmadığı, dürüstlük kurallarına aykırı olarak ekonomik rekabet hakkının kötüye kullanılması halinde haksız rekabetin gerçekleştiği sonucuna varılmalıdır. Ne var ki davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti’nin haksız rekabet nedeniyle uğradığı zararı şirketin ortağı olan davacının talep ettiği anlaşılmaktadır. Kanunun amir hükmü ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca haksız rekabet nedeniyle zarara uğrayanının veya böyle bir tehlikeye maruz kalanın haksız rekabete dayalı dava açabileceği, dolayısıyla … Ltd. Şti’nin uğradığı zararın tazmini amacıyla ortak olan davacının tazminat davası açması konusunda hak ve yetkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda davacının davalılar … ve … Ltd. Şti’ye karşı açtığı davanın da aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … Ltd. Şti’ye karşı açtığı ortaklıktan çıkma DAVASININ KABULÜ İLE,
Davacının davalı … San. Ltd. Şti. ORTAKLIĞINDAN ÇIKMASINA,
Davacıya ayrılma akçesi takdirine YER OLMADIĞINA,
Davacının davalı … San. Ltd. Şti’ye karşı kar payı alacağı ve maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Davacının davalılar …. Ltd. Şti. ve …’e karşı haksız rekabet nedeniyle açtığı maddi tazminat davasının aktif husumetten REDDİNE,
Davacının davalı …’e karşı açtığı haksız rekabet nedeniyle uğranılan zarar ve kötü yönetim nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi ve manevi tazminat davasının da aktif husumetten REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, 1.878,53 TL peşin harç ile 4.098,60 TL ıslah harcı toplamı 5.977,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.941,23 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … Tic. San. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … San. Ltd. Şti lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 20.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Dekorasyon Tic. San. Ltd. Şti’ye verilmesine,
6-Davalılar …. Ltd. Şti., … ve … yönünden açılan maddi tazminat davası dava şartı yokluğundan reddedilmiş olmakla bu davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …. Ltd. Şti., … ve …’e verilmesine,
7-Davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 ve 10/4 maddeleri gereğince red edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 3.382,35 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak taktiren hesaplanan 1.127,45 TL yargılama giderinin davalı … San. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan toplam 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
10-Davalı …. Ltd. Şti. Tarafından yapılan toplam 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili Av. … ile davalı … ve … vekili Av. …, davalı … ve … vekili Av. …’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.878,53 TL
Islah Harcı : 4.098,60 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 5.941,23 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.820,00 TL
Davalı … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 105,00 TL
Davalı Big İstanbul … Ltd. Şti. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 482,35 TL