Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/880 E. 2018/1334 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/880 Esas
KARAR NO : 2018/1334 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2015
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı ile aralarında 17/03/2009 tarihinde akdedilen sözleşme ile acentelik ve 10/04/2011 tarihli sözleşme ile de hayat ve emeklilik alanlarında acentelik yaptığını, ancak davalının sözleşme ile öngörülen 3 aylık olağan fesih süresi ve prosodürüne uymadan 30/09/2014 tarihli fesih ihbarı ile akdedilmiş bulunan acentelik sözleşmelerini feshettiğini, fesih gerekçesi olarak ise son 6 aydaki performans düşüklüğünün ileri sürüldüğünü, oysa performansının son 6 aya göre değil 13 yıla göre ölçülmesi gerektiğini, acentelik sözleşmelerinin feshedildiği 2014 yılındaki performansının daha önceki yıldan %33,42 oranında yüksek olduğunu, kaldı ki son yıllardaki performans düşüklüğünün kendi dışında gelişen sebeplerden ve özellikle davalının 2014 yılının ilk yarısında fiyatlarını rakipleri ile rekabet edilemeyecek düzeyde arttırmasından kaynaklandığını, bu nedenle davalının 2014 yılı toplam üretiminde %5 oranında belirgin bir düşüş meydana geldiğini ve piyasa payının %3 oranında daraldığını, bu nedenle performas yetersizliği nedeniyle acentelik sözleşmelerinin feshedilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmelerin feshi ile kendilerinin yıllarca büyük çaba ve emek harcayarak ciddi masraflar yaparak sağlayabildiği portföyünün ve müşteri bilgilerinin haksız olarak ellerinden alındığını, bu nedenle HMK m.107 kapsamında olmak kaydıyla davalı … Sigorta AŞ’den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 30.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 30.000,00 TL’nin tahsilini ve davalı … AŞ’den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 1.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 3.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 17/03/2009 tarihli acentelik sözleşmesi ile …’nin, 10/04/2001 tarihli acentelik sözleşmesi ile ….’nin acentesi olarak tayin edildiğini, tarafların hak ve yükümlülüklerinin adı geçen sözleşmelerde tek tek belirtildiğini, davacı acentenin kendisine verilen hedefleri gerçekleştirememiş olması nedeniyle acentelik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davacı acentenin müvekkili şirket dışında da sigorta şirketleriyle çalışması ve halen tüm sigortacılık faaliyetlerinin devam etmesi nedeniyle komisyon kaybı ve portföy tazminatı alacağı talebinin dayanağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı acente aracılığı ile gerçekleştirilen poliçelerin çok büyük bir bölümünün acentelik sözleşmesinin feshinden sonra müvekkili şirketçe yenilenmeyerek menfaat temin edilmediğini, talep edilen tazminatın yasal dayanaktan yoksun ve fahiş olduğunu, acentelik sözleşmesinin 23.maddesi ile önceden ihbara gerek kalmaksızın her zaman sözleşmeyi fesih hakkının tanındığını, 24.madde ile de acentenin bu fesih nedeniyle herhangi bir şekilde tazminat talep edemeyeceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketçe başvurulmuş olan yolun haklı bir nedene dayalı bir fesih olduğunu, bu nedenle haksız mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6102 sayılı yasanın 122 maddesinden kaynaklanan denkleştirme tazminatının tahsili davasıdır.
Davacı, davalı ile aralarında 17/03/2009 tarihinde akdedilen sözleşme ile acentelik ve 10/04/2011 tarihli sözleşme ile de hayat ve emeklilik alanlarında acentelik yaptığını, ancak davalının sözleşme ile öngörülen 3 aylık olağan fesih süresi ve prosodürüne uymadan 30/09/2014 tarihli fesih ihbarı ile akdedilmiş bulunan acentelik sözleşmelerini feshettiğini, fesih gerekçesi olarak ise son 6 aydaki performans düşüklüğünün ileri sürüldüğünü, oysa performansının son 6 aya göre değil 13 yıla göre ölçülmesi gerektiğini, acentelik sözleşmelerinin feshedildiği 2014 yılındaki performansının daha önceki yıldan %33,42 oranında yüksek olduğunu, kaldı ki son yıllardaki performans düşüklüğünün kendi dışında gelişen sebeplerden ve özellikle davalının 2014 yılının ilk yarısında fiyatlarını rakipleri ile rekabet edilemeyecek düzeyde arttırmasından kaynaklandığını, bu nedenle davalının 2014 yılı toplam üretiminde %5 oranında belirgin bir düşüş meydana geldiğini ve piyasa payının %3 oranında daraldığını, bu nedenle performas yetersizliği nedeniyle acentelik sözleşmelerinin feshedilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmelerin feshi ile kendilerinin yıllarca büyük çaba ve emek harcayarak ciddi masraflar yaparak sağlayabildiği portföyünün ve müşteri bilgilerinin haksız olarak ellerinden alındığını, bu nedenle HMK m.107 kapsamında olmak kaydıyla davalı … Sigorta AŞ’den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 30.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 30.000,00 TL’nin tahsilini ve davalı … AŞ’den denkleştirme (portföy) tazminatı olarak 1.000,00 TL ve 3 aylık muhtemel kazancı olarak 3.000,00 TL’nin tahsilini talep ettiği görülmektedir.
6102 sayılı TTK.nun 121. maddesi belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesinin, taraflardan her birince üç ay önceden olağan yolla ihbarda bulunmak suretiyle feshedebileceği, sözleşmeler belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı olağanüstü yolla sözleşmenin her zaman fesih olunabileceği, belirli süre için yapılan bir acentelik sözleşmesinin, süre dolduktan sonra uygulanmaya devam edilmesi hâlinde, sözleşmenin belirsiz süreli hâle geleceği, haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, 122. madde düzenlemesi ile de sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde ödenmesinin hakkaniyete uygun düşmesi halinde; acentenin, müvekkilin, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesi nedeniyle (portföy tazminatı) ve acentenin, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybetmesi nedeniyle (yarım kalan işler tazminatı) müvekkilden uygun bir tazminat isteme hakkına sahip olduğu ve bu tazminat miktarının acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı, sözleşme ilişkisinin daha kısa bir süre devam etmesi halinde bu sürenin esas alınması gerektiği, denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği ve bu hükmün hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanacağı öngörülmüştür.
Dosya içerisinde örneği bulunan … 11. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrak üzerinden düzenlenen fesih ihbarı ile davalı … şirketinin davacı ile aralarında 17/03/2009 tarihinde akdedilmiş olan acentelik sözleşmesini karşılıklı mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilmemiş olması nedeniyle feshettiği ve davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde olmak kaydıyla işbu davayı 07/09/2015 tarihinde süresinde açtığı görülmektedir.
İhtilaf, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi itibariyle belirli ve belirsiz süreli acentelik sözleşmesi olduğu, feshin türü itibariyle feshin haklı olup olmadığı ve davacının portföy tazminatı ve yarım kalan işleri nedeniyle talebi mümkün tazminat talep etme hakkı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Acentelik sözleşmelerinin davalı tarafından feshedilmiş olması nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ispat yükü davalıda olmakla birlikte portföy tazminatı ve yarım kalan işler nedeniyle meydana gelen zarardan kaynaklı tazminat miktarını ispat yükü ise davacıda bulunmaktadır.
Ancak davaya konu tazminat miktarının tespiti hukuk bilgisi dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK m.266 kapsamında talep üzerine veya resen bilirkişi deliline başvurulabilecek olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda mali müşavir bilirkişi …, sigorta hakemi Dr. … ve sektör bilirkişisi …’den alınan 28/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; dava dosyasın mübrez belgeler, tarafların beyan ve delilleri ile davalı şirketin dava konusu döneme ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasında acentelik sözleşmesi yürürlükteyken davalının … 11. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrak üzerinden keşide ettiği fesih ihbarı ile acentelik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshetmiş olduğu, fesih iradesinin olağan fesih usulüne uygun olmadığı ve olağan bakımından da haklı sebebe dayanmadığı, davacının 6102 sayılı yasanın 121 ve 122 maddeleri kapsamında yasa koyucu tarafından denkleştirme tazminatı olarak talep edilen tazminatı talep ettiği, yapılan hesaplamalar itibariyle acentenin kaybının 476.736,73 TL olduğu, bu günkü değerinin 334.635,35 TL olduğu, ancak 122 madde düzenlemesi nedeniyle bu zararın davacının acentelik faaliyetini yürütmekte olduğu son 5 yıl içinde aldığı yıllık komisyon ve diğer gelirlerin ortalamasının aşamayacağı öngörüldüğünden bu kazançlar nazara alındığında davacının davalıdan talep etmesi mümkün denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı) miktarının 119.370,18 TL olduğu, keza acentelik sözleşmesinin feshedildiği 2014 yılı itibariyle fesih suretiyle davacının acentelik sıfatı sona erdirilmemiş olsa idi bir önceki yıl yenilenip içinde bulunulan yıl itibariyle de yenilenmesi muhtemel olan poliçelerden dolayı yoksun kaldığı (yarım kalan işler nedeniyle) kazanç miktarının 51.579,30 TL olarak saptandığı görülmektedir.
Davacı tarafın 30/10/2018 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu ile saptanan 119.370,73 TL portföy tazminatı ve 51.979,30 TL yarım kalan işler bedelinden kaynaklanan tazminat olmak üzere 171.349,48 TL olarak tespit etmesinden sonra bu miktar üzerinden %30 hakkaniyet indirimi uygulamak suretiyle toplam 119.944,64 TL’nin tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Dosyaya mübrez fesih ihbarı örneğinden davalının acentelik sözleşmesini salt müşterilerin azalması nedeniyle olağanüstü yöntemle sözleşmeyi feshettiği sabit olmakla birlikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2017 tarih 2015/14094 Esas ve 2017/2215 Karar sayılı kararında “… Acentelik sözleşmesinin feshinde portföy azalmasının haklı neden olmayacağı, davalı … şirketinin bazı acentelerin de aynı şekilde düşüş yaşamasına rağmen davalı tarafından aralarındaki ilişkinin sonlandırılmadığı…” şeklinde dile getirilen içtihatta olduğu gibi salt acente müşterilerinin azalmasının sözleşmeyi fesih bakımından haklı neden olarak kabul edilemeyeceği, bir acentenin göstermesi gereken performansın yaşamın olağan akışı içinde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullar ile doğru orantılı olarak inişler ve çıkışlar yaşayabileceği, keza insan tabiatı gereği kişinin günlük yaşamına paralel olarak iş yaşamında da inişler ve çıkışlar yaşanabileceği, taahhüt edilen performansın %100 oranında mutlak olarak gerçekleştirilmesinin beklenmesinin insan tabiatına aykırı olacağı, en nihayetinde müvekkil sıfatındaki davalının da ülke sathına yayılmış faaliyetleri itibariyle de performansının ülkenin sosyo ekonomik koşullarına ve yöneticilerinin performansı ile doğru orantılı olarak değişim gösterebileceği karşısında uzun süreden beri devam edegelen sözleşmenin salt performans düşüklüğü nedeniyle feshinin haklı neden oluşturmayacağını kabul etmek gerekmiştir.
Portföy tazminatına esas müşteri potansiyelinin geliştirilmesinde davacı acentenin müşterileriyle yüz yüze geliştirdiği ilişkilerin bir sonucu olmakla birlikte, tazminata esas müşteri çevresinin bu düzeyde geliştirilmesinde davalı … şirketinin sahip bulunduğu marka değerinin etkiside yadsınamaz. Esasen tazminata dayanak müşteri çevresinin oluşumunda acentenin yüz yüze geliştirdiği ilişkilerdeki başarının mı yoksa müvekkilin sahibi bulunduğu markanın toplumda yarattığı etki ve güvenin etkisinden mi kaynaklandığı ölçümlenemediğinden saptanan tazminattan hakkaniyet gereği bir indirim yapmak gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişiler tarafından saptanan 171.349,48 TL toplam tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerekmekte ise de ıslah dilekçesi ile davacının kendisi saptanan bu miktardan %30 oranında hakkaniyet indirimi yapmak suretiyle talepte bulunduğundan bu oran mahkememizce de yerinde bulunduğundan ayrıca indirim yapılmasına gerek kalmamıştır.
Dosya kapsamı, düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle davalı …aleyhine açılan davanın kabulü ile TTK m.122 kapsamında 119.944,64 TL’nin dava tarihi olan 07/09/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … Sigorta A.Ş açısından açılan davanın subut bulmamış olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davalı …aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE
TTK m.122 kapsamında 119.944,64 TL’nin dava tarihi olan 07/09/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … açısından açılan davanın subut bulmamış olması nedeniyle REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.193,42 TL nispi karar harcından, 1.092,96 TL peşin harç, 435,48 TL ıslah harcı, 955,39 TL tamamlama harcı toplamı 2.483,83 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 5.709,59 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.345,57 TL nispi vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.345,57 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ….ye verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 3.121,50 TL yargılama gideri ile 1.092,96 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 435,48 TL ıslah harcı, 955,39 TL tamamlama harcı toplamı 5.633,03 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … Sigorta A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/12/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.092,96 TL
Islah Harcı : 435,48 TL
Tamamlama Harcı : 955,39 TL
Karar Harcı : 8.193,42 TL
Noksan Harç : 5.709,59 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.485,00 TL

Davalı … Sigorta A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 55,00 TL

Davalı …. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 171,50 TL