Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/825 E. 2021/375 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/825 Esas
KARAR NO : 2021/375 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2015
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 25/11/2007 tarihinde “… Mağaza Lisans Ve Bayilik (Franchise)” sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme bayilik sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de içerik itibariyle sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olduğunu, tekstil sektöründe altışar aylık iki sezon bulunduğunu, bu sezonlardan ilkinin sonbahar – kış, ikincisinin ilkbahar – yaz sezonu olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında sözleşmenin 3 sezon için akdedilmiş olduğunu, bu hususun sözleşmenin 16. maddesinde açıkça ifade edildiğini, sözleşmenin eki niteliğindeki protokol başlıkla belgenin 1. maddesinde de ilişkinin 3 sezon olarak ifade edildiğini ve imzalandığını, ancak sözleşmenin 3.2 maddesi gereği taraflardan herhangi birinin fesih ihbarında bulunması nedeniyle sözleşmenin 14/03/2010 tarihine kadar fiilen uzadığını, ancak davalının asgari alım taahhüdünü yerine getirmediği gibi sözleşmenin 18.1 maddesi kapsamında güvence şartını da yerine getirmediğini, reklam giderlerini ödemediğini, asgari alım taahhüdü kapsamında kendisine gönderilen ürünlerin tamamını almadığı gibi aldığı ürünlerin bedellerinin bir kısmını yine ödemediğini, böylelikle sözleşmeyi ihlal ettiğini, bu nedenle … 8. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı evrakı üzerinden keşide edilen ihtarname ile sözleşmenin ihtarnamenin tebliği itibariyle feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, keza ihtarname ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğranılan zarar nedeniyle 90.000,00 TL ve cezai şart alacağına mahsuben 75.000,00 TL’nin ödenmesi talep edilmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu hakları kapsamında … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava açılmış ise de bu davanın 3 kez takipsiz bırakılması nedeniyle mahkeme tarafından açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshi kapsamında sözleşmedeki yıllık (sezonluk) asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle uğranılan kar mahrumiyeti karşılığı şimdilik 1.000,00 TL, bedeli ödenmeyen mallar nedeniyle bakiye alacağa mahsuben şimdilik 1.000,00 TL, sözleşmedeki 75.000,00 TL cezai şart alacağının ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve davalı iş bu davanın açılmasına kötü niyeti ile sebep olduğundan HMK m.329/2 kapsamında davalının 5.000,00 TL adli para cezasına mahkumiyetine, keza iş bu davanın açılmasına kötü niyeti ile sebep olan davalının, davacının avukat olarak ödeme taahhüdünde bulunduğu dava konusu alacağın %15’i + KDV’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin … 8. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye sayılı evrakı üzerinden keşide edilen ihtarname ile feshedildiğini, davacı tarafından daha önce … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava açılmış ise de davacının iş bu davada aleyhine karar çıkmasını önlemek için davayı takipsiz bırakarak açılmasına sayılmasını sağlamak istediğinden takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacı şirketin hali hazır tasfiye halinde olduğunu, bu nedenle tasfiyeden önceki yönetim kurulu tarafından davacı vekiline verilen vekaletnamenin hükümsüz olduğunu, bu nedenle tasfiye memuru tarafından davayı takip yetkisi verilmesi gerektiğini aksi halde davacı vekilinin iş bu davayı açmakta yetkisiz olduğunu, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddi gerektiğini, nitekim … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden alınmış olan bilirkişi raporu ile davalının 2007 – 2008 yıllarındaki taahhütlerini yerine getirdiği ve ancak 2009 yılı ve sözleşmenin fesih tarihi olan 06/08/2009 dönemindeki taahhütlerin gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, bu nedenle asgari alım taahhütlerinin yerine getirilmediği yönündeki iddiaların doğru olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1 maddesi ile siparişlerin davalı tarafından belirleneceğinin açıkça öngörüldüğünü ancak davalı tarafından 53.917,14 TL mal alındıktan sonra beklenen satışların gerçekleşmemesi nedeniyle yeni sipariş verilemediği, satış hacminin düşük kalmasında davacıya yüklenecek bir kusur bulunmadığını, sözleşmenin 8.1 maddesine göre üretimin bayinin sipariş koşuluna bağlandığını, davalının tüm yükümlülüklerini layıkıyla yerine getirdiğini, buna mukabil davacının reklam ve tanıtım konusunda taahhüt edilen hiçbir çalışmayı gerçekleştirmediğini, davalı tarafından sözleşmenin başlangıç tarihinden fesih tarihine kadar güvence bedelinin ödenmemesi konusunda sessiz kalınarak bu durumun kabul edilmiş olduğunu, taraflar arasında gerçekleşen ilişkideki fiili durum kapsamında davacının davalının fiilen ne kadar mal sattığını ve ne kadar mal satabileceğini bilmesine rağmen asgari alım taahhüdü kapsamında herhangi bir uyarıda bulunmayarak fiili durumu kabullenmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede öngörülen süreye rağmen feshedilmeyerek uzatıldığını, tüm bu sebeplerden haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama harç ve giderlerinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik veya tek satıcılık sözleşmesi kapsamında davalının alım taahhüdünü ihlal nedeniyle oluşmuş olan kar yoksunluğu, cezai şart ve bakiye alacağın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile davalının kötü niyetli olarak dava açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle davacı vekili ile davacı arasında akdedilmiş olan sözleşme gereği davacı vekiline ödenmesi gereken dava değerinin %15’i + KDV’nin davalıya yüklenmesi ile davalının kötü niyetli olması hasebiyle HMK m.329/2 gereği 5.000,00 TL adli para cezasına mahkumiyeti isteminden oluşmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediği, haklı nedenle feshedildi ise davacının davalıdan asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle kar yoksunluğu ve sözleşmede öngörülen cezai şart ile bakiye alacak nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti noktalarından kaynaklandığı görülmektedir. Sözleşmenin haklı nedenle feshi ile varsa alacak miktarını ispat külfeti davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
… 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde;
Bu dosya üzerinden Öğr. Üyesi Prof. Dr. … ve mali müşavir …’dan alınan 16/03/2013 tarihli bilirkişi raporu ile; tarafların incelenen defter ve belgelerinin usulüne uygun olması nedeniyle taraflar lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacının ticari defter kayıtları kapsamında 2009 yılı itibariyle davacının davalıdan 4.373,66 TL alacaklı olduğu ve ancak dosya kapsamıyla davacının sözleşmenin feshine dayanak gösterdiği olguları kanıtlayamadığı ve bu nedenle cezai şart talebinin yersiz olduğu, ayrıca talep etmiş olduğu zarar miktarına nasıl varıldığı anlaşılamadığı gibi esasen davalının konuya ilişkin kusurunun dahi dosya kapsamında sabit olmadığı, bu nedenlerle davacı taleplerinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin bu rapora itirazları neticesinde aynı bilirkişilerden alınmış olan 17/07/2013 tarihli bilirkişi ek raporu ile; davalı yanın 27 Kasım 2007 tarihli sözleşme kapsamında 2007 Kasım – 2008 Kasım tarihleri arasında taahhütlerini yerine getirdiği, 2009 yılı ve sözleşmenin fesih tarihi olan 06/08/2009 tarihine kadar olan sürede ise sözleşme gereği yapması gereken alım taahhütlerini gerçekleştirmediği tespit edilmiştir.
Ancak dosyanın davanın takip edilmemesi nedeniyle 10/02/2014 tarih 2014/14 Karar sayılı karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu kez mahkememiz dosyası üzerinden mali müşavir bilirkişi … ve Yar. Doç. Dr. …’dan alınan 27/12/2016 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde olarak 3 sezonluk olarak akdedildiği ancak fesih ihbarında bulunulmaması nedeniyle sözleşmenin 14/03/2010 tarihine kadar fiilen uzadığı, tek satıcılık sözleşmesinde alıcının en önemli yükümlülüklerinden birinin belirlenen miktarda ürün almak olduğu, davalı alıcının ilk sezon için taahhüdünü yerine getirdiği ancak daha sonraki sezonlarda alım yapmadığı, devam eden sözleşme süresince davalının asli yükümlülüğünü ihlal ettiği, alıcının bu yükümlülüğünün kapsamının belirlenmesinde ise sözleşmenin 7. maddesinin yoruma muhtaç olduğu, sözleşmenin 7. maddesi kapsamında miktarı belirleme yetkisinin davacı satıcı firmada olması nedeniyle satıcının tek taraflı olarak maksimum bir önceki sezonun %15 fazlası olarak asgari alım tutarını belirleyebileceği, zira alıcının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğinin kabul edilebileceği gibi alıcı bayinin ilk sezondaki satışlarının düşüklüğünün göz önünde bulundurulması suretiyle devam eden sezonlarda bir önceki sezonun %15 fazlası olarak asgari alım miktarının talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, cezai şartın talep edilebilmesi için sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi gerektiği, oysa dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak feshedildiğinin kanıtlanamadığı tespit edilmiştir.
Bu rapora yönelik itirazlar neticesinde aynı bilirkişi heyetinden alınan 06/03/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; davacının defter kayıtları itibariyle davalıdan 31/12/2009 tarihi itibariyle 4.373,66 TL alacaklı olduğu, sözleşmede öngörülen cezai şartın davalı tarafın ekonomik olarak mahvına neden olacak nitelikte olduğu, sözleşmede öngörülen cezai şart miktarının tümden yok sayılmasının veya indirim yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın birinci ek rapora da itiraz etmiş olması nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden alınmış olan bila tarihli 28/09/2019 ibraz tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile; bilirkiiş heyetinin 06/03/2018 tarihli birinci ek rapordaki görüş ve kanaatlerini yinelediği görülmektedir.
Davacı vekili 10/06/2019 tarihli dilekçesi ile dava konusu ettiği miktarı HMK m.107/2 kapsamında arttırmak suretiyle asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle daha önce 1.000,00 TL’nin tahsili talep edilmiş ise de bu taleplerini HMK m.107/2 kapsamında 89.677,94 TL arttırmak suretiyle toplam 90.677,94 TL’nin 06/08/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ürünlerin sipariş koşulları başlıklı 6.1 maddesinin “Bayi her sezon için firma tarafından üretilecek ve/ veya ürettirilecek sezon ürünleri içerisinden firmanın belirleyeceği sınırlar içerisinde kalmak koşuluyla dilediği cins, sayı, renk, model ve boyuttaki ürünü sipariş edecektir. Bu siparişlerde bayi, siparişini firmaya ürünleri için ayrı ayrı listeler halinde verecektir.” şeklindeki ve 7. maddesinin “Firma, bu listelere bağlı kalmaksızın ancak bu listeleri göz önüne alarak bayice satın alınması şart olan emtianın toplam asgari tutarlarını her sezon öncesinde tek yanlı olarak belirleyecek ve bu asgari değerdeki emtiayı koşulsuz ve çekincesiz şekilde bayiye satacak ve bayide kabul etmek zorunda olacaktır. Bayi ilk sezon için 45 milyarlık kesin ürün siparişi verecek, daha sonraki her sezon için alış adeti bir önceki sezon verilerine bakılarak revize edilecektir. Firma tarafından revize edilen ürün siparişi bayi ek talep bildirmedikçe bir önceki sezonun %15’i üzerinde olamaz.” şeklindeki düzenlemeler incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında davalının almak zorunda olduğu asgari ürün miktarının bir önceki yılın satış miktarları nazara alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği, bu nitelikteki sözleşme hükmü ile asgari alım miktarının soyut olarak değil de somut koşullara göre şekillenecek olduğu görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, alınmış olan bilirkişi raporları ve taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme incelendiğinde davacının sözleşmenin 6.1 ve 7. maddesi kapsamında belirlenmesi gereken asgari alım miktarının ne şekilde ihlal edildiği davacı tarafından dosya kapsamında ispat edilemediğinden ve bu nedenle de sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olduğu kanaatine varılmadığından davalının asgari alım taahhüdü nedeniyle oluştuğu iddia olunan ve miktarı da ispat edilememiş olan zarardan ve sözleşmeye konu cezai şart borcundan sorumlu olmayacağı, keza davacı tarafından talep edilen bakiye alacak miktarı da bilirkişilerce her ne kadar salt davacı defter kayıtlarına dayanılarak 4.373,66 TL bakiye alacak olduğu tespit edilmiş ise de bu miktarın davalı defterlerinde kayıtı olmaması ve ayrıca bu miktarın mevcut olduğu da ispat edilememiş olduğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının, 1.314,97 TL peşin harç ve 1.531,50 TL tamamlama harcı toplamı 2.846,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.787,17‬ TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.564,40 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/05/2021

Katip …

Hakim …

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.314,97 TL
Karar Harcı : 59,30 TL
Tamamlama Harcı : 1.531,50 TL
Bakiye Harç : 2.787,17‬ TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.835,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 850,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.600,00 TL
Posta Giderleri : 169,00 TL