Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/808 E. 2021/205 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/808 Esas
KARAR NO : 2021/205 Karar

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2011
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; …’ye devrolunan ve müvekkili tarafından temlik alınan … A.Ş. ile davalılardan … Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan … ve …’nın müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, davalılardan … Ltd. Şti.ne kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine … 14. İcra Müdürlüğünün … eski … yeni sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığı, müvekkili fonun bu alacağı temlik aldığı, icra takip işlemleri sırasında yapılan araştırmada davalıların alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile taşınmaz satışı yaptıklarının görüldüğü iddia edilerek davalılardan … Ltd. Şti. tarafından … ili, … ilçesi, … mevkii, 944 ada, 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne davalı … tarafından … ili, … ilkçes,i 2136 ada, 18 parsel üzerindeki 1. Kat, 5 nolu dairenin davalı …’e, … tarafından davalı …’na ve bu davalıdan da diğer davalı…’e satışına ilişkin ve davalılardan …ve … tarafından … ili, … ilçesi, 185 ada, 6 parsel üzerindenki, 1. Kat, 13 nolu bağımsız bölümün davalılardan …’e, bu davalıdan da diğer davalı …’a satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesi istenmiştir.
SAVUNMA/
Dahili dava edilen …Ltd. Şti vekili dahili dava dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 944 ada 21 ve 22 nolu parsellerin 07/04/2010 tarihinde kendilerine tapudan resmi senetle satıldığını ve ancak iş bu davanın 19/04/2018 tarihinde kendilerine yöneltildiğini, davacı borçluyu ızrar kasıtları olmadığı gibi bunu bilebilecek durumda da olmadıklarını, bundan da öte taşınmazların 19/04/2010 tarihinde kendilerine satılmasına rağmen İİK m.284’de öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından çok sonra 19/04/2018 tarihinde iş bu davanın kendilerine yöneltildiğini bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle kendileri bakımından reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.277 v.d kapsamında açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
Mahkememizin 12/10/2009 tarih 2007/632 Esas ve 2009/552 Karar sayılı kararı ile; “… Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasaraffi işlemin iptali istemine ilişkindir. Borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde İİK’nun 280. ve 282 md gereği iptal edilebilecektir. Ayrıca aynı yasanın 278/2 maddesi gereğince akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama gibi olup tasarrufun iptali gerekecektir. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıt örnekleri, resmi senetler, rayiç bedel tespitleri göz önüne alındığında taşınmazlar ipotek ve hacizlerle yüklü olarak satılmış olmakla, rayiç değerler ile satış bedelleri arasında fahiş farkın mevcut olmadığı görülmektedir. Her ne kadar iki adet taşınmazı borçlulardan davalı … satın almış ise de iki adet satış için hayatın olağan akışına aykırı bir durumun söz konusu olmayacağı kanaatine varılmıştır. Dosya içerisine alınan ticaret sicil kayıtlarından borçlu şirket ile satın alan … Tic. Ltd. Şti arasında ortakları yöneticileri yönünden de herhangi bir organik bağın mevcut olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla tasarrufi işlemlerin iptalini gerektirecek yasal koşullarının oluşmadığı, davanın kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur… ” şeklindeki gerekçe ile tüm davalılar bakımından açılan davanın reddine, davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına ve mahkememizin 2007/632 Esas sayı ve 15/10/2007 tarihli ihtiyati, tedbir yerine kaim olmak üzere konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafın bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurması akabinde Yargıtay 17. HD’nin 06/05/2010 tarih 2010/1982 Esas ve 2010/4325 Karar sayılı ilamı ile; “…3) Davacı vekilinin 944 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazları yönünden; İİK.nun 280/1 maddesine göre mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinde yapılan işlemde mal kaçırma faslının bulunup bulunmadığı irdelenmelidir. Yine aynı yasanın 280 son maddesinde bir ticari işletmenin veya iş yerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya önemli bir kısımını devir alan şahsın borçlunun alacaklılarının ızrar kastını bildiği ve borçlununu da ızrar kastı ile hareket ettiği kabul olunacağından bu karinenin ancak iptal davasını açan davacıya devir tarihinden en az 3 ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla birlikte ticaret sicil gazetesi ile bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıtılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarda ilan olunduğunu ispatla çürütebileceği belirtilmiştir. Somut olayda dava konusu 944 ada 21 ve 22 sayılı parselleri satan borçlu şirket ile satın alan şirketin aynı iş kolunda faaliyette bulundukları ve satılan taşınmazın iş yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda üçüncü kişi konumunda bulunan …Şti.’nin borçlu davalı şirket ile aynı iş kolunda faaliyette bulunması nedeniyle borçlu davalının alacaklılara ızrar kastını bilen veya bilebilecek kişilerden olup olmadığı hususunda araştırma yapılması, tasarrufa konu olan yerin fabrika binası olması nedeniyle İİK.nun 280 son maddesinde yazılı ticari işletmenin devri niteliğinde olup olmadığı hususunun irdelenmesi, tarafların bu konudaki delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu taşınmazlar yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2011/337 Esas sayılı dosyasından kayıt gören davanın yapılan yargılama neticesinde mahkememizin 20/11/2012 tarih 2011/337 Esas ve 2012/265 Karar sayılı kararı ile; “…Deliller toplanmış; … 14. İcra Müdürlüğünün … eski … yeni sayılı dosyası, tasarrufa konu taşınmazların tapu kayıtları, resmi senetler getirtilmiş, daval tanıkları dinlenmiş, mahallinde keşif yapılarak taşınmazların temlik tarihleri itibari ile rayiç değerleri saptanmış, mahkememizce 12.10.2009 tarihinde verilen kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06.05.2010 tarihli ilamı ile kısmen bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Yapılan yargılamadan toplanan delillerden; davacı fona temlik olunan … A.Ş. ile davalılardan …Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan … ve …’nın müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, kredi şartlarına uyulmaması nedeniyle hesabın kat edilerek gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine … 14. İcra Müdürlüğünün … eski … yeni dosyası ile takibe geçildiği, takibin kesinleştiği, takip dosyasında alacağın tahsil edilemediği, davacı 5411 sayılı bankalar yasasının geçici 13. ve 16. maddeleri gereğince davacı bankanın aciz vesikası sunmaktan muaf olduğu, dava konusu olan … ilkçesi, … mevkii, 2136 ada, 18 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 nolu bağımsız bölüm ile … ili, … ilçesi, 185 ada, 6 parsel üzerindeki, 1. Kat, 13 nolu bağımsız bölümüm …’ya ait 1/2 hissesi ile ilgili 12.10.2009 tarihinde verilen kararın kesinleştiği, dava konusu olan … ili, … ilçesi, 185 ada, 6 parsel üzerindeki, 1. Kat, 13 nolu bağımsız bölümün …’ya ait 1/2 hissesi ile ilgili davalılardan … ve … aleyhine açılan davada ise davacı vekilince verilen 14.06.2012 tarihli dilekçesi ile feragat edildiği,
… ili, … ilçesi, … mevkii, 944 ada, 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların ise davalı borçlu …Tic. Ltd. Şti. tarafından 21.05.2003 tarihinde davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne satılmış olduğu, her ne kadar bu taşınmazların üzerlerindeki ipotek bedeli ve hacizler dikkate alınarak gerçek satış bedelleri ile rayiç değerleri arasında bir mislini aşan fahiş fark yok ise de tasarrufa konu parsel üzerinde bitişik vaziyette ve birlikte kullanılan fabrika binası olduğu, İİK’nun 280/1 maddesinde tediye kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmiş borçlunun iyi niyetli bir şahıstan veya basiretli bir tacirden beklenemeyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve 3. şahsın bu durumu ve muamelenin mahiyetini bildiği veya bilmesi gerektiği hallerde yapılmış olan tasarrufların batıl olduğunun, İİK’nun 280/son maddesine göre bir ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmını devir alan şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği, borçlunun da ızrar kastı ile hareket ettiğinin kabul olunacağının, bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az 3 ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber ticaret sicil gazetesi ile, bu mümkün olmadığı taktirde büyün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde müvasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceğinin hükme bağlandığı, buna göre tediye kabiliyetini kaybetmiş olan …Tic. Ltd. Şti.’nin üzerinde fabrika binası olması nedeniyle ticari işletme niteliğinde bulunan … ili, … ilçesi, … mevkii, 944 ada, 21 ve 22 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fabrika binasını basiretli bir tacirden beklenilmeyecek bir tasarrufla aynı iş kolunda çalışan ve durumu ve muamelenin mahiyetini bilmesi gereken davalıya sattığı ve davalı tarafça İİK’nun 280/son maddesi gereğince satın alan şirketin borçlunun alacaklarını ızrar kastını bildiği ve borçlununda ızrar kastı ile hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin İİK’nun 280/son maddesinde belirtilen şeklinde aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı, dinlenen davalı tanık anlatımlarının bu kapsamda bulunmadığı sonucuna varıldığından,
Dava konusu … ili … ilçesi … mevkii 2136 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 nolu bağımsız bölüm ile ilgili ve … ili … ilçesi … mh. 185 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 13 nolu bağımsız bölümün …’ya ait 1/2 hissesi ile ilgili …, …, …, … hakkında 12.10.2009 tarihinde verilen kararın kesinleşmesi nedeniyle bu davalılar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu … ili, … ilçesi, … Mah. 185 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 13 nolu bağımsız bölümün … ait 1/2 hissesi ile ilgili … ve … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu … ilçesi … Mevkii 944 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulü ile bu taşınmazların davalılar arasında satışına ilişkin tasarrufun; … 14. İcra müdürlüğünün … eski … yeni esas sayılı dosyasında takibe konu alacak ve ferileri miktarı ile sınırlı olmak üzere iptaline, Davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile dava konusu … ilçesi … Mevkii 944 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili … Tic. Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulü ile bu taşınmazların davalılar arasında satışına ilişkin tasarrufun; … 14. İcra müdürlüğünün … eski … yeni esas sayılı dosyasında takibe konu alacak ve ferileri miktarı ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulması neticesinde Yargıtay 17. HD’nin 23/01/2014 tarih 2013/18082 Esas ve 2014/749 Karar sayılı kararı ile; “… 3) 6183 Sayılı yasanın 25. Maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuku muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil borçluya işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. 6183 sayılı yasanın 31. Maddesi uyarınca 27, 28, 29 ve 30. Maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini bu kanun hükümleri dairesine vermeye mecburdurlar. İptal davası üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilmesi gerekir. Bu ihtimalde üçüncü kişinin sorumlu olduğu miktar elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda dava konusu 944 ada 21 ve 22 nolu parsellerin yargılama sırasında 07/04/2010 tarihinde üçüncü kişi konumundaki davalı …Tic. Ltd. Şti.’ne satıldığı ancak bu şirketin davaya dahil edilip edilmeyeceği ya da davacının bu taşınmazlar yönünden davasını tazminat istemine dönüştürüp dönüştürmeyeceği sorulmamıştır. Bu durumda mahkemece davacı taraftan dava ve temyiz konusu 944 ada 21 ve 22 nolu parsellere ilişkin olarak taşınmazı elinde bulunduran tapu kayıt malikini davaya dahil edip etmeyeceğinin sorulması, davaya dahil etmediği takdirde davalı üçüncü kişinin taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerlerinin belirlenerek bu değerler oranında ve davacının alacak miktarı ile sınırlı olacak şekilde tazminata mahkum edilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde davacı tarafından 19/04/2019 tarihinde tarihli dilekçe ile dördüncü kişi …Tic. Ltd. Şti dahili dava edilmiştir.
Dahili dava edilen … Tic. Ltd. Şti 27/08/2019 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu 944 ada 21 ve 22 nolu parsellerin 07/04/2010 tarihinde kendilerine tapudan resmi senetle satıldığını ve ancak iş bu davanın 19/04/2018 tarihinde kendilerine yöneltildiğini, davacı borçluyu ızrar kasıtları olmadığı gibi bunu bilebilecek durumda da olmadıklarını, bundan da öte taşınmazların 19/04/2010 tarihinde kendilerine satılmasına rağmen İİK m.284’de öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından çok sonra 19/04/2018 tarihinde iş bu davanın kendilerine yöneltildiğini bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle kendileri bakımından reddini talep etmişlerdir.
Bozma sonrası davacının davalı üçüncü kişi …Tic. Ltd. Şti yönünden davasına tazminat davası olarak devam etmek istediğini beyan etmiş olması nedeniyle dava konusu taşınmazların 07/04/2010 tarihinde dahili dava edilen … Ltd. Şti.’ye satılmış olmaları nedeniyle bu taşınmazların anılan tarihteki rayiç bedellerinin tespiti amacıyla taşınmazların bulunduğu yer … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat neticesinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişiler inşaat mühendisi/ gayrimenkul değerleme uzmanı … ve inşaat mühendisi/ gayrimenkul değerleme uzmanı …’dan alınan 16/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; dava konusu 944 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların dördüncü kişiye satıldıkları 07/04/2010 tarihindeki toplam değerinin 1.741.971,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bozma ilamı sonrası davacının davalı üçüncü kişi … Ltd. Şti aleyhine tazminat davası olarak devam ettiğini beyan etmiş olması ve bozma ilamı doğrultusunda yaptırılan inceleme ile dava konusu taşınmazların dördüncü kişiye devir tarihideki rayiç bedellerinin tespit edilmiş olması nedeniyle davanın … Tic. Ltd. Şti bakımından kabulü ile, tasarrufun iptali davasına konu ve tapuda “… ili, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, 893 Ada, 21 ve 22 Parsel” olarak kain taşınmazları davalı 3. kişi … Ltd. Şti’nin 07/04/2010 tarihinde 4. kişiye satmış olması nedeniyle İİK m.283/2 kapsamında tazminata dönüşmüş olan davada, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (…Esas) sayılı takip dosyasına konu alacağın (tazminatın) tüm fer’ileri ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak ve tasarrufun iptali davasına konu taşınmazların satış tarihlerindeki rayiç değerleri olan 1.741.971,00 TL’yi aşmamak kaydıyla davalı 3. kişi … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından 19/04/2019 havale tarihli dilekçe ile …Ltd. Şti davalı olarak davaya dahil edilmiş ise de tasarrufun iptaline konu “… ili, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, 893 Ada, 21 ve 22 Parsel” sayılı taşınmazlar 3. kişi … Ltd. Şti tarafından 07/04/2010 tarihinde dahili dava edilen 4. kişi … Ltd. Şti.’ye tapudan devredilmek suretiyle satıldığı anlaşıldığından, iptali istenen tasarruf tarihi olan 07/04/2010 tarihinden 2004 Sayılı İİK m.284 kapsamında 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra davalı 4. kişi …Tic. Ltd. Şti’nin davaya dahil edildiği anlaşıldığından bu kişi bakımından davanın reddine, tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı 4. kişi …TİC. LTD. ŞTİ. dışındaki davalılar aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE;
Tasarrufun iptali davasına konu ve tapuda “… ili, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, 893 Ada, 21 ve 22 Parsel” olarak kain taşınmazları davalı 3. kişi … Tic. Ltd. Şti’nin 07/04/2010 tarihinde 4. kişiye satmış olması nedeniyle İİK m.283/2 kapsamında tazminata dönüşmüş olan davada, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (…Esas) sayılı takip dosyasına konu alacağın (tazminatın) tüm fer’ileri ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak ve tasarrufun iptali davasına konu taşınmazların satış tarihlerindeki rayiç değerleri olan 1.741.971,00 TL’yi aşmamak kaydıyla davalı 3. kişi … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından 19/04/2019 havale tarihli dilekçe ile … Tic. Ltd. Şti davalı olarak davaya dahil edilmiş ise de tasarrufun iptaline konu “… ili, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, 893 Ada, 21 ve 22 Parsel” sayılı taşınmazlar 3. kişi … Tic. Ltd. Şti tarafından 07/04/2010 tarihinde dahili dava edilen 4. kişi …Tic. Ltd. Şti.’ye tapudan devredilmek suretiyle satıldığı anlaşıldığından, iptali istenen tasarruf tarihi olan 07/04/2010 tarihinden 2004 Sayılı İİK m.284 kapsamında 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra davalı 4. kişi …TİC. LTD. ŞTİ’NİN davaya dahil edildiği anlaşıldığından bu kişi bakımından davanın REDDİNE,
Tedbirin karar kesinleşinceye kadar DEVAMINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.404,87 TL nispi karar harcının davalılar … Ticaret Ltd. Şti., …, … ve … Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.279,77 TL vekalet ücretinin davalılar …Ticaret Ltd. Şti., …, … ve … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı …Tic. Ltd. Şti. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.279,77 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 7.153,70 TL yargılama giderinin davalılar… Ltd. Şti., …, … ve …Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/03/2021

Katip
e-imza

Hakim
e-imza