Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/420 E. 2019/541 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/420
KARAR NO : 2019/541

DAVA : TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09/02/2015 tarihinde … Caddesinde yaya geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçerken … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın aşırı hız nedeniyle çarpması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, kazanın tamamen davalının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza sonrası İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde 36 saat müşahede altında tutulduğunu, hastane raporlarına göre yaklaşık altı ay daha çalışamayacağını, kaza sonucu müvekkilinin kafa travması geçirdiğini, diz kapağında çatlaklar, kalça, el ve vücudunun çeşitli yerlirende yaralanmalar meydana geldiğini ve bütün bunların müvekkilinde gerek iş gücü gerekse de efor kaybına neden olduğunu, kaza tarihinden beri çalışamamakta olan müvekkilinin herhangi bir gelir kaynağının da bulunmadığını, tedavi bakım ve seyahat masraflarının müvekkilinin bütçesini bir hayli aştığını, kaza sonrasında müvekkiline ne araç sürücüsü ne de öteki davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından herhangi bir tazminat ve sair ödemede bulunmadığını, araç sürücüsü ve sigorta şirketinin müvekkilinin maddi ve manevi zararlarından sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle maddi ve manevi zararların değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu andan itibaren talep arttırmak ve ıslah edilmek üzere şimdilik 2.554,00TL maddi tazminat, 5.000,00TL manevi tazminat olarak toplamda 7.554,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilnemisi talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Davaya Cevabında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde de herhangi bir zarar ilişkin belge olmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkil şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirket bünyesinde var olan poliçelerden sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, kaza tarihi itibariyle, bedeni zararlarda kişi başına azami 290.000TL olduğunu, manevi tazminatın poliçeye dahil olmadığını, maddi tazminat kalemleri içerisinde tedavi masrafları talep edilmişse bunun SGK tarafından karşılanması gerektiğini bu nedenlerle davacının teminat dışında bulunan manevi tazminat, tedavi gideri, geçici iş göremezlik zararı ve dolaylı zararlara ilişkin talebin reddini, tüm delillerin toplanması ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete siggortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının ATK 3. İhtisas Dairesine sevk edilmesini, yine Aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasını, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda sorumluluğunun azami limit ile sınırlı olacağına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’ nun vekili aracılığı ile süresinden sonra cevap dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE/
… Cumhuriyet Başsavcılığının … sr nolu dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yazı cevapları, Sgk yazı cevabı, davacının maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 04/09/2018 tarihli raporu, kazadaki kusur oranlarına ilişkin düzenlenen tüm kusur raporları dosya içine alınmış, incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54. Ve 56. Maddelerinde düzenlenen bedensel zararların maddi ve manevi tazmini davasıdır.
Davaya konu somut olayda; 09/02/2015 tarihinde davalılardan …’ nun sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı …’ a çarpması sonucu davacının %17.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi’nin 04/09/2018 tarihli raporundan anlaşıldığı, aracın dava tarihinde diğer davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası bulunduğu, davacı vekilinin 11/12/2018 tarihli dilekçe vererek maddi tazminat taleplerinin ödeme yapılmış olması nedeniyle konusuz kaldığını, maddi tazminat talepleri yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiği, davalı sigorta vekilinin de yazılı beyanında taraflar arasında protokol düzenlendiği, sulh olunduğunu ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.Maddi tazminat bakımından davalı sigorta şirketince ödeme yapılmak sureti ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, beyanlar da nazara alınarak taraflar lehine maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdir edilmemiş ve davaya manevi tazminat istemleri bakımından devam edilmiştir.
Trafik kazalarına dayalı tazminat taleplerinin dayanağı kural olarak 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddeleridir. Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Borçlar Yasası gereğince hakimin özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır.
Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur durumu, sıfatı, işgal ettiği makam, diğer sosyal ve ekonomik durumlarının dikkate alınması gerekir. Manevi tazminat zenginleşme aracı değildir.
14.12.2016 tarihli keşif sonrası bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “Davacı …’un iddiasına göre sonuç: Yukarıdaki tespitler çerçevesinde, bu yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesinde;
Önceden teknik olarak belirlenmiş önemli ve emredici ( yayaların uyması gereken KTK ‘ nun 68, K.T. Yönet. 138. Md.) trafik kurallarını ihlal eden, trafikte “en basit dikkat ve özeni” göstermeyerek hareket eden, davacı yaya …’ un “Asli Kusurlu” olduğu, yine önceden teknik olarak belirlenmiş önemli ve emredici (yaya geçidine yaklaşırken, trafik ışığına ve işaret levhalarına uymayan, hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlama KTK’ nun 47/b, c, d, 52/a, b, 74. Md. ihlal) kuralları ihlal eden, ortaya çıkan öngörülebilir ve önlenebilir tehlikeye karşı etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurmayan … plakalı araç sürücüsü davalı sürücü …’ nun da “Asli Kusurlu” olduğu, incelenen kaza bakımından, taraflarca ihlal edilen kuralların ve gösterilen özensizliklerin önem derecesi itibarıyla birbirlerine üstünlüğünün bulunmadığı değerlendirildiğinden, kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında tarafların eşit derecede kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Davalı Sürücü …’ nun iddiasına göre SONUÇ: yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesinde; karşıdan karşıya geçerken trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, kendi güvenliği açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını yeterince göz önüne almadığı, taşıt yoluna çıkarken gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve tedbirsiz davrandığı, böylelikle yayaların uyacağı kuralları (KTK 68, KT. Yönetmeliğinin 138. Md.) ihlal ettiği anlaşılan davacı yaya …” un “Asli ve Tamamen Kusurlu” olduğu, önceden teknik olarak belirlenmiş emredici trafik kurallarına karşı yeterli dikkat ve özeni gösterdiği anlaşılan ve karşı tarafın yarattığı aykırılığı ve tehlikeyi öngörmesine ve önlemesine fırsat ve olanak bulunmayan; … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ nun kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında “Tamamen Kusursuz olduğu” kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İtiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan 22.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya içerisinde itiraz eden tarafların olayın meydana gelişi hakkında herhangi bir ek bilgi ve belge sunmadıkları, bu nedenle kazanın nerede, ne şekilde ve nasıl meydana geldiği hususunda kanaat hasıl olmadığından kök raporda sunulan alternatifli raporun aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31.07.2018 tarihli raporda ise özetle; “Yukarıdaki hususlar muvacehesinde,
1. Olay birinci durumda meydana gelmiş ise;
A) Davalı sürücü …’nun %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu,
B) Davacı yaya …’un %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu,
2. Olay ikinci durumda meydana gelmiş ise;
A) Davalı sürücü …’nun %10 (yüzde on) oranında kusurlu,
B) Davacı yaya …’un %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde kanaate varıldığı belirtilmiştir.
Mevcut hali ile raporların kendi içerisindeki ve birbirleri arasındaki çelişki giderilememiştir.Bu husus, yargılama sadece manevi tazminat talebi bakımından devam ediyor ise de giderilmesi gerekmektedir.Zira 14.12.2016 tarihli keşif sonrası bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporundaki ihtimallerden biri de … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ nun kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında “Tamamen Kusursuz olduğu” kanaatine varıldığı şeklinde belirtilmiştir.
Ancak davacı ve vekili kusur oranının %50 taraflar arasında paylaştırılmasını, sigorta şirketi ile de bu suretle anlaşıldığını, yeniden kusura ilişkin bilirkişi raporu talep edilmesi halinde davacının bilirkişi ücretini yatıramayacağını açıkça belirtmiş olmaları karşısında mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesine ilişkin bir ara karar kurulamamış ve mevcut hali ile davalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise kusur oranı belirlenemediğinden mevcut hali ile manevi tazminat talebi bakımından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Maddi tazminat bakımından dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu noksan kalan 16,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Taraflar lehine maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4 maddesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 28/05/2019

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 27,70 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç : 16,70 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.107,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 500,00 TL
Posta Giderleri : 378,00 TL