Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/36 E. 2021/440 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/36
KARAR NO : 2021/440

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/01/2015
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … sürücüsü ve sahibi olduğu ve davalı sigorta şirketinin … poliçe no ( … SİGORTA ) ile zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracıyla 21.01.2009 günü yolcu koltuğunda davacılardan …’ında bulunduğu sırada başka araça ve ağaca çarparak ağır yararlanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili …, kaza günü saat gece 22.00 -23.00 sularında çalıştığı kuaförde iken davalılardan …, traş olduktan sonra müvekkiline birlikte yemek yemeyi teklif ettiğini, müvekkili ile aralarında arkadaşlık ilişkisi olması sebebi ile müvekkili davalının teklifini kabul ederek dükkandan çıktıklarını, kuaför dükkanına yakın bir yerde olan lahmacun salonuna yürüyerek gitmeye karar vermelerine rağmen davalı …’in ısrarı üzerine yine davalıya ait araca binerek yola çıktıklarını, araca bindikten sonra davalı yemek yemeden önce biraz dolaşmayı teklif etmiş ve müvekkili istemese de beraberinde gitmek zorunda kaldığını, araç ile yola çıkan müvekkili ile davalı … Caddesi üzerinde ilerlemekte iken davalı … hız limitlerini zorlayarak şehir içi yol olan yüzyıl caddesinde 140-150 km hıza ulaşmış ve bu sırada çok tehlikeli hareketler yapmaya başladığını, o süratle giderken birçok kez makas atma diye tabir edilen ve şehir içi veya şehir dışı herhangi bir yolda yapılması çok ama çok tehlikeli olan hareketleri yaptığını, neticesinde davalı … araç hakimiyetini kaybederek önce … marka bir araca çarptığını ve devamında savrularak yol kenarında bulunan bir ağaca çarparak durabildiğini, sürücü …’in kaza anında ehliyeti olmadığı, davalının ehliyet alma hakkı kazandığını ancak ilgili trafik şubesinden ehliyetini almadan ehliyetsiz olarak trafiğe çıkarak aracı kullandığını, ehliyetsiz olarak araç kullanmak suretiyle kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, dava konusu kaza neticesinde müvekkilinin kalçası kırılmış,sağ ayağı ters dönmüş ve birçok kırık oluşmuş, sol bacak boydan boya kesilmiş, dudakları parçalanmış, dişleri kırılarak damaklarını parçalamış ve birçok yerinde derin kesikler oluştuğunu, meydana gelen kaza sonucunda müvekkilince çok ciddi fiziksel ve ruhsal travma hasıl olduğunu, müvekkilinin ailesi de manevi anlamda ruhsal sarsıntılar geçirmiş ve çok zor günler yaşadığını, aracı kullanan …’in küçük sıyrıklarla kurtulmuş ancak müvekkilinin çok ciddi bir şekilde yaralandığını, hatta kaza anından hemen sonra gelen itfaiye ekipleri müvekkilini araçtan aracı keserek çıkardıklarını, müvekkilinin … Hastanesinde 30 gün süreyle tedavi altına alındığını, hastane sonraki aşamada müvekkilinin tedavisine evde devam edildiğini, davacı evde yatalak vaziyette ve dayanılmaz ağrılar altında günler geçirmiş olup ağrılar için (yeşil reçeteyle verilen) kullandığı morfinler fayda vermediği zamanlar hafta en az 2-3 defa ambulansla hastaneye götürülüp ağrıları biraz da olsa azaltılarak tekrar eve gönderildiğini, kırılma bölgelerinde oluşan dayanılmaz ve şiddetli ağrılar …’a ve ailesine, babasına, annesine, kardeşlerine kabuslu günler, geceler geçirttiğini, davacının 6 ay hiç yürümediğini, 6 aydan fazla süren evde tedavi aşamasında müvekkilinin kendi ihtiyaçlarını tek başına göremez olduğunu, bu sürede zaruri ihtiyaçları aile bireyleri tarafından (annesi) giderilmiş ve ailesi tarafından bakıldığını, bu durumun müvekkilinde ciddi anlamda psikolojik rahatsızlık meydana getirmiş, ruhsal bunalıma sürüklediğini belirterek … için şimdilik 500-TL iş göremezlik geliri, 13.500-TL iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybının, 29.000-TL Tedavi giderleri ve tedavi sürecinde yapılan her türlü masrafın, 100.000-TL manevi tazminat, her bir davacı için şimdilik her biri için 500-TL destekten yoksun kalma tazminatı, babası … için 75.000-TL manevi tazminatı, annesi … için 75.000-TL manevi tazminatı, kardeşi… için 50.000-TL manevi tazminatı, kardeşi … için 50.000-TL manevi tazminatı olmak üzre toplam 395.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (… Sigorta A.Ş ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na karşı manevi tazminat talebimizin olmadığı, tedavi giderlerinden münhasıran sürücü/işleten ve …’nın sorumluluğu nazara alınarak)tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, davacı tarafından işbu dava ile; müvekkili şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde sakat kalan davacılar tarafından maddi tazminat talepli dava açıldığını, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, tüm bakıcı giderlerinin tedavi teminatı kapsamında olduğuna dair karar verilmesi halinde 6111 Sayılı yasa kapsamında … tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının talebine konu geçici iş göremezlik talebinin de reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, ayrıca “geçici iş göremezlik” tazminatı talepleri de hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu kaza iş kazası ise … tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, dava konusu trafik kazasında davacının, sigortalı araçta yolcu olarak bulunmakla, söz konusu olayda hatır taşıması bulunduğunu, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 21.01.2009 tarihinde kazanın meydana geldiğini, kazadan sonra davalı müvekkilinin babası, davacı …’un tüm tedavi giderlerine, maddi ve manevi zararlarına karşılık olmak üzere bir kısım müşteri çekleri bir kısımda nakit para vermiş ve bu çeklerde zamanında ödendiğini, bahse konu çekler diğer davacı …’a teslim edilmesi üzerine davacının, kazadan dolayı şikayetçi olmadığını, bu nedenlerde davalı müvekkili hakkında herhangi bir ceza davası açılmadığını, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında kişiye gelen zararlarda; maddi zararlar; zarar gören, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten iki yıl ve her halükarda kaza tarihinde itibaren 10 sene, manevi tazminatta zamanaşımı; KTK 90. maddesinde manevi tazminatta B.K.’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanması hüküm altına alınmış olup, buna göre; B.K. 60. maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür” kaza tarihi 21.01.2009 olması nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkilinin, olay günü akşam saat 18.00 da …’da bulunan işyerinden çıkmış ve …’teki evine 18.30’da geldiğini, tahminen akşam 19.30 civarı iken davacı …’un çalıştırdığı berber dükkanına ikinci kez hem yeni tanışmış olmaları sebebiyle bir çayını içmek ve aynı zamanda da tıraş olmak amacıyla gittiğini, davalı …, aynı işyerinde abisi … ile birlikte çalıştıklarından ve abisinin yanında sigara içmediğini söyleyerek davacı müvekkile “biraz çıkalım hem aracını görürüm hem de bi sigara içeyim” demesi üzerine dükkandan çıkarak müvekkilinin aracına bindiğini, davalı müvekkilinin aracı … marka spor araç olması nedeniyle davalı aracı görmek için ısrarcı olduğunu, davalı müvekkilinin kendi emniyet kemerini takmış ve davacıya da emniyet kemerini takması için ısrarcı olmasına rağmen davacının “aman ya ne kemeri, kemerde neymiş” diyerek reddettiğini, rampa aşağı giderken bir anda müvekkilinin kullandığı aracın yan dönmüş ve kontrolü kaybederek ağaca çarptığını, müvekkilinin kazanın etkisi ile kendisine herhangi bir aracın vurup vurmadığını hatırlamadığını, ancak kazadan sonra kendi aracının arka sağ çamurlukta çarpmadan kaynaklı göçük olduğunu gördüklerini, aracın fotoğrafları bu durumu ispatlayacağını, davacının kazanın oluş şekline ilişkin beyanlarının gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını, kazanın oluşunda tek kusurlu davalı müvekkili olmadığını, emniyet kemerini bağlamayan ve müvekkilini zorla trafiğe çıkartan davacı … ve kazaya karışan diğer araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, trafik kaza tutanağında … plaka nolu aracın ön iki hava yastığı açılmış ayrıca km göstergesi 75’de durduğunu, devir göstergesi 35’de durduğu tespit edildiğini, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde aracın 140-150 km hıza ulaşmasının mümkün olmadığını, kazanın olduğu caddede davacının iddia ettiği gibi makas yaparak ve 140-150 km hız yaparak gitmesinin mümkün olmadığını, yol bölünmüş ve iki şeritli olup, yolun sağ tarafında park halinde araçlar olduğunu, bu nedenle davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu, ayrıca olay yerine itfaiyenin gelmesi ve aracın kesildiğine ilişkin beyanlarında gerçek olmadığını, kaza meydana geldikten sonra davalı müvekkilinin babası, davacılarla sulh olduğundan ne kaza tutanağı ile ne de kazaya karışan diğer aracın kusur durumu ile ilgilenme gereği duymadığını, davalı müvekkilinin, kazadan bir hafta kadar önce … Kursunda yapılan sınavları ve direksiyon sınavını geçmiş ve müvekkiline ehliyet yerine geçmek üzere geçici belge verildiğini, 23.01.2009 tarihinde de sürücü belgesi teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilin ehliyetsiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlendiğini, davacı …’un ağır bedensel bir zararı mevcut olmadığından anne, babası ve kardeşlerinin manevi tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, ayrıca davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarları çok fahiş olup davacıların zenginleşmeyi amaçladıklarının da ortada olduğunu belirterek davanın zaman aşımı defi nedeniyle reddine karar verilmesini, haksız yere açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası sonrasında verilen tedavilerin mevzuat çerçevesinde ödenen tutarlarını gösteren medula çıktılarının sunulduğunu, sunulan belgelerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, trafik kazası nedeni ile üniversite hastanelerinde ve devlet hastanelerinde verilen tedavilerin tutarlarının müvekkil kurumca sağlık hizmeti sunucularına yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde ödenmiş bulunduğunu, dava ile talep edilen tutarların ise mevzuat çerçevesinde müvekkili kurumun sorumluluğunda olmayan ödemeler olduğunu, 6111 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri (tedavi« tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri) Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında kurumca karşılanmakta olup; geçici iş göremezlik, maddi-manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi kurumca karşılanmayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkili kurumla sözleşmesi bulunmayan sağlık hizmeti sunucuları tarafından mevzuat gereği acil hal kapsamında verilen sağlık hizmeti bedelleri de kurumca, Sağlık Uygulama Tebliğinde belirlenen fiyatlar üzerinden karşılandığını, dava dilekçesinin incelenmesi sonucunda ödenmesi talep edilen tedavi giderlerinin özel hastanelerce verilmiş olduğu anlaşıldığını, acil halin sona ermesini müteakip sözleşmesiz özel hastanelerce cari fiyatlar üzerinden verilen sağlık hizmeti giderlerinin müvekkili kurumca mevzuat çerçevesinde ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddi ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesini savunmuştur.
Davacının daimi iş gücü kaybı oranı, geçici iş göremezlik süresinin hesaplanması için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş , tarafların rapora itirazları üzerine düzenlettirilen Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulunun 15/11/2018 tarih 1417 karar sayılı raporunda davacı …’ın meslekte kazanma gücünden %14 oranında kaybetmiş sayılacağı, davacının iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş , yolcu olan davacının talep edebileceği maddi tazminatın hesaplanması için dosya aktüerya bilirkişi ile doktor bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 03/01/2020 tarihli raporunda, 21.01.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk duruma göre davacı …’ın tedavi gideri ve buna bağlı uğramış olduğu zararlara ilişkin olarak …’nın sorumlu olduğu tedavi gideri zararının 4.008,04 TL olarak belirlendiği, dava dosyasında …’nın sorumlu olduğu tutar dışında davacının tedavi ve tedaviye bağlı giderler nedeniyle uğradığı maddi zararı ispata yarar belge bulunmadığından, davacının başkaca tedavi gideri zararının belirlenemediği, işgücü kaybı zararına ilişkin olarak davacının araçta yolcu olarak bulunması ve sürücü ile davacının yakın akrabalık ilişkisinin bulunmaması nedeniyle hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirime ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, geçici işgöremezlik dönemine ait maddi zararının 9.951,47 TL (%20 hatır taşıması indirim tutarı 9.951,47 TL X %80=7.961,18 TL), sürekli işgöremezlik dönemine ait %14 maluliyeti ile ilgili maddi zararın 156.763,81 TL olduğu, (%20 hatır taşıması indirim tutarı 156.763,81 TL X %80=125.411,05 TL) davacının hatır taşıması indirimli maddi zarar toplamı poliçe limitleri içinde kalmakta olup, mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaması halinde ise davacının maddi zarar toplamı olan (9.951,47 TL+156.763,81 TL) =166.715,28 TL poliçe limitini aştığından bu durumda davalı sigorta şirketin sorumluluğu 150.000,00 TL poliçe limiti ile sınır olup, bakiye 16.715,28 TL’lik zarardan araç sürücüsünün tek başına sorumlu olacağı, manevi tazminat talepleri poliçe kapsamına girmediğinden mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sadece davalı araç sürücüsünün sorumlu olacağı, davalı sigorta şirketinin 12.01.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 21.01.2009 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Mevcut bilirkişi heyetine makine mühendisi veya kusur bilirkişisi eklenmek suretiyle vaki kazada tarafların tazminata esas kusur oranları ile yolcu olan davacının müterafik kusurunun olup olmadığı konusunda rapor alınmasına ve taraf itirazları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişi heyetince her ne kadar tedavi giderlerinin belgelendirilmediği tespit edilmiş ise de, …’nın sorumluluğu dışında bulunan tedavi giderlerinin belgelenmesi zorunlu olmadığından davacıya uygulanan tedavi giderlerinin bilirkişi tarafından tespiti konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş 16/07/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, … plakalı otomobil sürücüsü …’in davacı mağdur yolcu …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100 oranında asli derecede kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın davacı mağdur yolcu …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, davacı mağdur yolcu …’ın kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, tedavi gideri ve buna bağlı uğramış olduğu zararlara ilişkin olarak …’nın sorumlu olduğu tedavi gideri zararının 4.008,04 TL olarak belirlendiği (%20 hatır taşıması indirim tutarı 4.008,04 TL X %80=3.206,43 TL), …’nın sorumluluğu dışında kalan ve belgelenemeyen yol gideri nedeniyle maddi zararın 225,00 TL olarak belirlendiği (%20 hatır taşıması indirim tutarı 225,0 TL X %80=180,00 TL), işgücü kaybı zararına ilişkin olarak davacının araçta yolcu olarak bulunması ve sürücü ile davacının yakın akrabalık ilişkisinin bulunmaması nedeniyle hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirime ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, geçici işgöremezlik dönemine ait maddi zararının 9.951,47 TL (%20 hatır taşıması indirim tutarı 9.951,47 TL X %80=7.961,18 TL), sürekli işgöremezlik dönemine ait %14 maluliyeti ile ilgili maddi zararın 156.763,81 TL olduğu, (%20 hatır taşıması indirim tutarı 156.763,81 TL X %80=125.411,05 TL) davacının hatır taşıması indirimli maddi zarar toplamı poliçe limitleri içinde kalmakta olup, mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaması halinde ise davacının maddi zarar toplamı olan (9.951,47 TL+156.763,81 TL) =166.715,28 TL poliçe limitini aştığından bu durumda davalı sigorta şirketin sorumluluğu 150.000,00 TL poliçe limiti ile sınır olup, bakiye 16.715,28 TL’lik zarardan araç sürücüsünün tek başına sorumlu olacağı, manevi tazminat talepleri poliçe kapsamına girmediğinden mahkemece belirlenecek manevi tazminat tutarından sadece davalı araç sürücüsünün sorumlu olacağı, davalı sigorta şirketinin 12.01.2015 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 21.01.2009 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde tespitte bulunmuşlardır.
Davalı … tedavi gideri nedeni ile davacıya 20.000 TL tedavi gideri ödediğini iddia etmiş, ödemeye ilişkin yazılı belge ibraz edilemediğinden davalıya yemin delili hatırlatılmış, davacının yemini eda etmesi sebebi ile ispat edilemeyen ödeme iddiasına itibar edilmemiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 21.01.2009 tarihi saat 22:00 sıralarında davacı …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde yolcu olan davacının yaralandığı, davacının kaza nedeniyle meslekte kazanma gücünü %14 oranında kaybettiği, davacının iyileşme süresinin 18 aya kadar uzadığı, yaralanma nedeniyle … tarafından karşılanmayan tedavi gideri sarf ettiği, kazanın meydana gelmesinde davacıya aftedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, yolcu olan davacının yaralanma bölgesi nazara alındığın emniyet kemeri takmamasının zararın artmasına etkisi bulunmadığından davacının müterafik kusurunun da bulunmadığı, … plaka sayılı araç lehine zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi düzenleyen davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı olarak meydana gelen gerçek zarardan sürücü ile birlikte sorumlu olduğu, davacının daimi işgücü kaybı nedeniyle 156.763,81 TL, geçici iş göremezlik nedeniyle 9.991,47 TL, tedavi gideri nedeniyle 4.008,04 TL zararının oluştuğu, davalılar tarafından taşımanın hatır taşıması olduğu yönündeki iddiaların ispat edilemediği, nitekim taşımanın davacı yararına olmadığı, davacının manevi yararı bulunduğu, bu sebeple hatır taşıması nedeniyle zarardan indirim yapılmasını gerektiren bir durum bulunmadığının davalı sürücünün 22.01.2009 tarihli ifade tutanağından anlaşıldığı, ancak davacının ehliyetsiz olduğunu bildiği sürücüye ait araca binmek suretiyle müterafik kusurlu olduğu ve bu sebeple zarardan %20 oranında indirim yapmak gerektiği kanaatine varılmakla davacının maddi tazminat talepleri ile ilgili zarar kalemlerinden %20 oranında indirim yapılmak suretiyle kısmen kabulüne karar verilmiş, davanın belirsiz alacak davası olması sebebiyle dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından davalıların zamanaşımı itirazlarının reddine, davacıda meydana gelen yaralanmanın (BK 47 ve TBK 56/2) ağır bedensel zarar niteliğinde olduğu, davacıda %14 oranında daimi iş gücü kaybı meydana geldiği, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu da dikkate alınarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, davacının yaşı, meydana gelen zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gereği davacı lehine 20.000,00 TL, davacının babası, annesi ve kardeşleri için 5.000,00 TL’şer manevi tazminat takdirine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Daimi işgücü kaybı ve işgöremezlik nedeniyle toplam 166.715,28 TL’nin kaza tarihi olan 21.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta A.Ş’den (… Sigorta A.Ş 150.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olmak ve faizin dava tarihi olan 12.01.2015 tarihinden itibaren yürütülmesi kaydıyla) müştereken ve mütelsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
4.008,04 TL tedavi giderinin 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den (… 3.206,44 TL sorumlu olmak ve bu davalı yönünden faizin kaza tarihi olan 21.01.2009 tarihinden itibaren yürütülmesi kaydıyla) tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Davacı … için 20.000,00 TL, davacılar …, …, … ve … için 5.000,00 TL’şer manevi tazminatın 12.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 20.092,56 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … yalnız 4.008,04 TL’lik kısmından sorumlu olmak kaydıyla, davalı sigorta şirketi ise 19.787,95 TL’sinden poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacı …’a verilmesine,
4-Davalı … ve davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen tedavi gideri nedeniyle 4.008,04 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp bu davalılara verilmesine,
5-Davacıların kabul edilen manevi tazminat talepleri nedeniyle 4.080,00 TL’şer olmak üzere 20.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacılara verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat sebebi ile her bir davacı yönünden 4.080,00 TL olmak üzere 20.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hükmolunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 11.607,35 TL harcın davalılar davalılar … ile … Sigorta A.Ş.’den ( davalı sigorta şirketi 10.246,50 TL sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
9-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hükmolunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.732,40 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacılar tarafından yatırılan 1.349,12 TL peşin harç ile 570,00 TL tamamlama harcı toplamı 1.919,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
11-Davacılar tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 854,40 TL, bilirkişi ücreti 2.300,00 TL, ATK rapor ücreti 1.336,10 TL olmak üzere toplam 4.390,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre( davalı … Sigorta A.Ş. 4.390,50 TL yargılama giderinden poliçe limitiyle sınırlı sorumlu, davalı … 1.776,72 TL davalı … 4.390,50 TL, davalı … Sigorta A.Ş. 4.390,50 TL yargılama giderinden poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı göz önüne alınarak hesaplanan 59,53 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’e verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
13-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinden yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …’in yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/06/2021

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP