Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/27 E. 2018/1088 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/27 Esas
KARAR NO : 2018/1088

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/01/2015
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.10.2013 tarihinde … caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın müvekkiline çarptığını, hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin … Eğtiim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, tedavi gören müvekkilinin tam olarak iyileşemediğini ve kalıcı sakat kaldığını, araç sürücüsünün olay yerinden ayrıldığını, bu nedenle kolluk tarafından kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının tutulamadığını, Kara Yolları Trafik Kanunun 108. maddesi gereğince kazayı yapan motorlu aracın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için …’na başvurulacağının hükme bağlandığını, … Yönetmeliğinin 9. maddesinde de sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için hesaba başvurulacağının belirtildiğini belirterek müvekkili için şimdilik 5.000,00 TL’sinin davalı … Hesabından poliçe limiti içinde kalmak kaydıyla tahsiline, takdir edilecek tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiet veren aracın plakasının tespit edilmesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun doğmayacağını, bu nedenle kaza ile ilgili soruşturma dosyasının celbi ve kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespitini talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilememesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limiti olan 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/6471 E. 2014/6057 K. Sayılı ilamı ile davacının iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerektiğini kabul ettiğini, bu nedenle davacı tarafın iddiasını somut delillere dayandırması gerektiğini, kaza anını gösteren kamera kayıtlarının ve somut delillerin celbi ile kazaya karışan araç plakasının tespitini, kazaya ilişkin kusurun bulunup bulunmadığı durumununun Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenecek bilirkişi raporu ile tespitini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumunun 3. İhtisas Dairesince tespitini, itirazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle kazada yaralanan davacının bedensel zararlarının kazaya sebebiyet veren araç ve sürücüsünün belirlenememesi nedeniyle …ndan tazminine ilişkindir.
Mahkememizce olay yerinde keşif icra edilmiş, davanın niteliği gereği davacı tarafın tanıkları dinlenmiş olup; davacı tanığı …’nin ”Davacılardan …’i arkadaşım …’in babası olması nedeniyle tanırım, kaza tarihinde kaza yerindeki tekstil dükkanında çalışıyordum, saat 13.00 civarıydı, dükkanın önündeydik, ben çocuğa çarpma anını görmedim, ancak çarpma sesi duyup baktığımda çocuğun yolda sürüklendiğini gördüm, siyah Transporter araç çarptı, çarpan aracın yukarıdan gelişini fark etmedim, bu nedenle hızının ne kadar olduğunu bilemem, çarpma noktasının yakınlarında sağda, solda park etmiş araç yoktu, çarpan aracın arkasından yavaş gelen bir araç vardı, çarpmadan sonra o durdu, çarpan araç fren yaparak durdu, önce çarpma sesini duydum, daha sonra fren sesini duydum, çarptıktan sonra biz hemen koştuk, çarpan araçtaki kişide çocuğu hemen araca koyup hastaneye götürdü, çocuğun yanına gittiğimde çocuğun caddenin ortalarına yakın bir yerde yattığını gördük, hava açıktı, yağış yoktu, yoldan gelen araçların karşıdan karşıya geçen çocuğu görmemesi için herhangi bir engel yoktu, ancak hızlı olduğu için duramadığını düşünüyorum, yoldaki hız kesiciler o zaman yoktu, kazadan sorna plakayı almak aklımıza gelmedi, çünkü fırsat olmadı, çocuğu hemen alıp götürdü,” şeklinde, Davacı Tanığı: …’in ”’Davacılardan …’i komşum olması nedeniyle tanırım. Kaza tarihinde olay yerinde dayımın tekstil dükkanı vardı, orada çalışıyordum, kaza saat 12.30-13.00 sıralarında oldu, bu nedenle ben dükkanın önündeydim, çarpan aracın yukarıdan aşağıya doğru … caddesinden 60-70 km hızla geliyordu, 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu da yoldan karşıdan karşıya geçmek üzere yola girdi, yolun ortalarına geldiği sırada yukarıdan hızla gelen Transporter Siyah olarak hatırladığım araç çocuğa çarptı, aracın rengi koyu gride olabilir, olayın üstünden uzun süre geçtiğinden tam olarak hatırlayamıyorum, 20 metre kadar fırlattı, çarpan araç fren yaparak durdu, araçtan indi, hemen çocuğu aldı ve hastaneye hiç durmadan götürdü, biz olayın şokuyla plakayı almadık, hava açıktı, yağmur yoktu, solun sağında çarpma noktasında yolun sağında ve solunda araç yoktu, yukarıdan gelen aracın çocuğu görmemesi için bir sebep yoktu, görüş açısı açıktı, çocuk yola birden bire fırlamadı, yoldaki hız kesiciler kaza sırasında yoktu, ”şeklinde, Davacı Tanığı: … ‘in ”Ben …’un babası …’i kahve arkadaşım olması nedeniyle tanırım, kaza tarihinde kazanın meydana geldiği yerde çaycı dükkanım vardı, kaza tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak kaza öğlen 12.00-12.300 civarında oldu, saatini hatırlamıyorum çünkü yemek paydosu vardı, ben o sırada çay bahçesindeydim, … caddesinde yukarıdan aşağıya doğru gelen Gri renkli Transporter araç 65-70 km hızla geliyor idi, o sırada yukarıdan aşağıya doğru yolun sağ tarafında olan 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu karşıdan karşıya geçmek için yola girmişti, yolun ortalarına geldiği sırada yukarıdan gelen araç hızla çocuğa çarptı, çarptıktan sonra çocuk 10-15 meyre ileriye fırladı, araç çarptıktan sonra 10-15 metre gittikten sonra durdu, durur durmaz yerde yatan çocuğu alıp hastaneye götürdü,kaza olduğu sırada yolun sağında ve solunda park etmiş araç yoktu, olayın olduğu gün hava açıktı, yağış yoktu, aracın arkasından gelen başka bir araç çarpmadan sonra durdu, yolun karşı tarafından gelen araç yoktu, kaza tarihinde yolda hız kesici yoktu” şeklinde Davacı Tanığı: …”in Davacı …’i evi benim dükkanıma yakın olması nedeniyle tanırım, kazanın olduğu yerde benim tekstil dükkanım vardır, ben kaza olduğu sırada dükkanın önündeydim, bu nedenle kazanın olduğu anı gördüm, kaza 12.00-13.00 arasında oldu, tam olarak hatırlıyorum, öğle tatili olduğu için saatini bu şekilde hatırlıyorum, çocuğa çarpan araç 60-70 km hızla … caddesinden aşağıya doğru iniyordu, … koyu Gri Transporter araçtı, 6-7 yaşlarında kız çocuğu da karşıdan karşıya geçmek üzere yola girdi, yolun ortalarına geldiği sırada araç hızla geldiği için çocuğa çarptı, fırlattı, 10-15 metre sonra çarpan araç durdu, durur durmaz çocuğu aracına aldı, ve hiç durmadan hastaneye götürdü, kaza olduğu sırada yolun sağında ve solunda park etmiş araç yoktu, hava açıktı, çarpan aracaın arkasından gelen bir araç vardı, kaza yapan araç durunca o da durdu, yolun karşı istikametinden aşağı giden araç yoktu, çocuk yola birden fırlamadı, bir sürücüsünün görebileceği şekilde geçiyordu, araç çok hızlı idi, hatta kaza yerinden biraz geride okul vardır ve uyarı levhaları da vardır, ben aracın hızlı geldiğini fark ettim, yoldaki hız kesiciler kaza olduğu zaman yoktu, çarpan araç çocuğu hiç durmadan alıp hastaneye götürdüğü için aracın plakasını alan olmadı” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Keşif sonrası düzenlenen 18/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda plakası tespit edilemeyen aracın kimliği belli olmayan sürücüsünün %40 ve kazada yaralanan davacının %60 oranında kusurlu olduğuna dair görüş belirtmiştir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler davacı …’ e ait tedavi evrakları getirtilerek dosya içine alınmış davacının maluliyet durumunun tespiti için … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen … tarihli raporda davacının … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak kalıcı maluliyet tayinine mahal bulunmadığına, olaydan 9,5 ay süreyle geçici iş görmezlik durumunun bulunduğu bildirilmiş ve ardından … Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulunca alınan 22/09/2017 tarihli raporda davacının 24/10/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak maluliyetine neden olacak nitelikte bir araz bulunmadığı, iyileşme sürenin 4 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Daha sonra dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek tazminat hesabına ilişkin rapor ve buna yapılan itirazlar üzerine ek rapor aldırılmıştır.
Davacı vekili 05.06.2018 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde belirttiği 5.000,00TL’ nin 2.006,68TL’ si geçici iş göremezlik, 1.697,28TL’ si bakıcı gideri, 200,00TL tedavi gideri ve 1.096,04 TL’ sini de daimi maluliyet tazminatı olarak talep ettiklerini belirtmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibari ile; meydana gelen yaralamalı trafik sonucu davacıda adli tıp raporu ile de sabit olduğu üzere sürekli iş göremezlik şeklinde bedensel zararı bulunmadığı anlaşılmakla, sürekli iş göremezlik şeklinde bedensel zararların tazminine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyamızda davacı … kaza tarihinde 7 yaşında olup hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, herhangi bir malûliyeti bulunmamaktadır. Davacı küçüğün gelir getiren bir işte çalıştığı ileri sürülüp kanıtlanamadığı gibi bu yönde herhangi bir talepte de bulunulmamıştır. Ayrıca “efor” tazminatı olarak ifade edilen durum sürekli bir malûliyetin olması durumunda söz konusudur.Davacı küçüğün tedavi süresi içerisinde mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından bu yöndeki talebin de reddi gerekmiştir.
Bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin olarak; kaza 24.10.2013 tarihinde meydana gelmiştir.25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile değişik KTK 98. Maddesindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu yaralanan kişinin sağlık kuruluşundaki tüm tedavi giderleri SGK’nun sorumluluk alanına girmiştir.Davacı dilekçesinde SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ve bakıcı giderlerini talep etmiştir.Tedavi giderlerini tedavi ve iyileşme harcamaları olarak ikiye ayırarak değerlendirildiğinde davacı talebinin hangi döneme ait olduğu belirlenemediği gibi tanık beyanları ve dosya kapsamından taleplerinin haklılığı ispatlanamadığından bu taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Subut bulmayan davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 27,70 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 8,20 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.613,40 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.100,00 TL
Posta Giderleri : 273,60 TL