Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/149 E. 2020/438 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/149
KARAR NO : 2020/438

DAVA : ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2015
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 15.09.2011 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Anlaşması ile Satış Yeri Çerçeve Protokolü ve Taahhütname imzalandığını, davalı tarafça keşide edilen … 4.Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşmenin süresinden önce sonlandırıldığını, sözleşmenin 17. maddesi uyarınca davalının 100.000.-USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının fesih ihtarına cevaben müvekkili şirket tarafından … 15. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek müvekkili şirketin haksız fesihten kaynaklanan zararı ve alacaklarının talep edildiğini, davalının bu konuda müspet bir girişimde bulunmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı öncelikle Mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında taleplerinin kabulü ile davalı adına kayıtlı taşınmazların ve araçların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesini, bu kapsamda Trafik Sicil Müdürlüğü ve … Tapu Müdürlüğüne tedbirin uygulanması yönünde yazı gönderilmesini, Bayilik Anlaşmasının 17.maddesi uyarınca muaccel hale gelen 100.000.-USD cezai şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren yabancı parayla işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini, tahkikat sonucunda müvekkili şirket alacağı değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere davalı tarafın sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönemde müvekkilinden yapmış olduğu alımlar esas alınmak suretiyle sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle uğradığı kar kaybı için belirlenecek tutarın şimdilik 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil olunarak müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Davacı ile davalı … Tic.A.Ş arasında akdedilen 15.09.2011 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi, satış yeri çerçeve protokolü ve taahhütnamesi, davalı tarafça düzenlettirilen … 4.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu feshe ilişkin ihtarname, davacı tarafça düzenlettirilen … 15.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname, davalı sicil kaydı ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, sunulan tüm deliller ile taraf ticari kayıt ve defterleri üzerinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılarak raporlar ve ek rapor alınmış, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davalı tarafın akdi haksız nedenle feshetmesinden dolayı uğranılan kar kaybı ve sözleşmeden doğan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 19.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası ile davacıya ait ticari defterlerin tetkiki sonucunda nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere; taraf şirketler arasında 15.09.2011 tarihli Bayilik Anlaşması, Satış Yeri Çerçeve Protokolü ile Taahhütname imzalanmış olduğu, üzerlerinde davalı şirket kaşe ve imzalarının mevcut olduğu, davalı şirket tarafından keşide edilen … 4. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Bayilik Sözleşmesinin tebliğ tarihi itibariyle feshedildiğinin davacı şirkete bildirilmiş olduğu, söz konusu ihtarnamenin tebliğ şerhine dosya kapsamında rastlanılmadığı, ihtarname üzerinde tebliğ tarihi olarak 04.07.2014 yazılmış olduğunun görüldüğü, davacı şirket tarafından keşide edilen … 15. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinde; davalı şirkete ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 7 gün içerisinde haksız fesihten kaynaklanan 100.000.-USD cezai şartın ve fesih tarihinden anlaşmanın sona ereceği tarihe kadar olan dönem için 450.000.-TL mahrum kalınan kar karşılığı tazminatın ödenmesinin ihtar edilmiş olduğu, söz konusu ihtarnamenin 16.07.2014 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olduğu, davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi sebebiyle davacı talebinin Mahkemece kabulü halinde sözleşmenin 17. maddesi ile kararlaştırılan 100.000.-USD cezai şart talep edilebileceği, bu tutara davacı şirketin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren dava tarihi itibariyle 5.506,85 USD faiz talep edebileceği, bu faiz tutarının dava tarihi itibariyle TL karşılığının 13.429,00 TL olduğu, davacının bir aylık kar kaybının, tespit edilen ortalama aylık satış miktarına göre kurşunsuz benzin için 2.870,39 TL olarak, motorin için 15.317,64 TL olarak hesaplandığı, bir günlük kar kaybının ise kurşunsuz benzin için 95,68 TL olarak motorin için 510,59 TL olarak hesaplandığı, davacının davalıdan talep edebileceği bakiye kar kaybının kurşunsuz benzin için 76.926,70 TL ve motorin için 410.514,30 TL olmak üzere toplam 487.441,00 TL olarak hesaplandığı, davacının şimdilik 10.000,00 TL talep etmekte olduğu yönünde tespit edildiği belirtilmiştir.
Mali Müşavir … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 18/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının konumunun Mahkemece her halükarda mücbir sebep/olağanüstü hal kapsamında mütalaa edilmesi halinde davanın reddi gerektiğinin düşünülebileceği, somut durum bu yönde bir değerlendirme yapılmasına da -kaideten- imkân verir mahiyette olduğunu, takdir bu alanda Mahkemeye ait olmak kaydı ile bir diğer seçenek olarak davacının savlarının yerinde olduğu Mahkemece kabul edilecek olursa, tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, dosyaya alınan heyetlerine mukaddem alınan bilirkişi raporu, davalı tarafından mali müşavir bilirkişi incelemesine sunulan flaş bellek içinde dosyaya ibraz edilen mali tabloları ve tüm dosya kapsamı belgeler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce feshi nedeniyle Sözleşmenin 17. maddesi gereğince -Mahkemece değerlendirilmek kaydıyla…- 100.000.- USD (Amerikan Doları) cezai şart bedelinin davalının 24.07.2014 temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine uygun olarak işleyecek faizi ile birlikte talep edilebileceği, davacının erken fesih nedeniyle, sözleşmenin ifa edilemeyen 804 günlük dönemine ilişkin olarak dosyaya heyetlerine mukaddem alınan bilirkişi raporunda tespit ve hesaplanan neticede 487.441,00 TL olarak tespit ve hesaplanması ile bulunan tutarın taraflarınca da benimsendiği ve dava tarihinden itibaren istem konusu kılınan bu alana dair meblağ yönünden 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesine göre değişen oranlarda kısa vadeli avans faizi ilavesi ile birlikte olmak üzere; davacının sözleşmeden kaynaklanan kar kaybı zararı olarak talep edilebileceği, ancak davacı yan fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL kar kaybı talebinin “Netice-i Talep İle Bağlılık İlkesi” kapsamında yerinde olduğu, fesih gerekçesinin yerindeliği tartışması ne olursa olsun, ilk seçenek anlamında meseleye bakılacak olursa, bu halde, Mahkemece somut olayda yaşanan süreç itibariyle mücbir sebep/olağanüstü hal keyfiyetinin değerlendirilmesinin yerinde olacağının düşünülebileceği, eğer Mahkeme somut durumda feshin haksız olduğunu ve davalının mücbir sebep/olağanüstü hal koşullarına da dayanamayacağını – fesih ihtarında yer bulan gerekçeye nazaran…- belirlemesi halinde ise kaideten, davacının 100.000,- USD cezai şartı da isteyebileceği, bu noktada da “Netice-i Talep ile Bağlılık İlkesi”nin Mahkemece gözetilmesi gerekeceği, ancak mali verilerin değerlendirilmesine bağlı olarak mükerrer cezai şartın davalıyı iktisaden mahvedeceği muhterem Mahkemece benimsenecek olursa, bunun tenzili veya tamamen ortadan kaldırılması yönünde -… resen yapacağı değerlendirme neticesine nazaran..- hüküm kurulabileceği mütalaa edildiği, tarafların diğer taleplerinin de Mahkemenin takdirlerinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı Adem Ünal, Mali Müşavir … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 17/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Nihai takdir ve bilcümle hukuki tavsif 6100 sayılı HMK’nın md. 266/C.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 Sayılı Kanunun md. 3/3 hükmü gereği tamamen Mahkeme de olmak üzere mali ve sektörel incelemeye göre; davalının feshinin Mahkemece mücbir sebep/olağanüstü hal kapsamında mütalaa edilmesi halinde davanın reddi gerektiği düşünülebileceği, somut durumun bu yönde bir değerlendirme yapılmasına da -kaideten- imkân verir mahiyette olduğu, takdir bu alanda da Mahkemeye ait olmak kaydı ile, bir diğer seçenek olarak davacının savlarının yerinde olduğu Mahkemece kabul edilecek olursa tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, dosyaya alınan heyetlerine mukaddem alınan bilirkişi raporu, davalı tarafından mali müşavir bilirkişi incelemesine sunulan flaş bellek içinde dosyaya ibraz edilen mali tabloları ve tüm dosya kapsamı belgeler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce feshi nedeniyle Sözleşmenin 17. maddesi gereğince -Mahkemece değerlendirilmek kaydıyla…- 100.000.- USD (Amerikan Doları) cezai şart bedelinin davalının 24.07.2014 temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine uygun olarak işleyecek faizi ile birlikte talep edilebileceği, sektörel olarak EPDK’ya paralel yaklaşımla hareket ederek ve her il’i ayrı bir pazar olarak değerlendirmek kaydıyla; davacının dava konusu istasyonun bulunduğu “îl’de” (… ve İLÇELERİ), herhangi bir akaryakıt istasyon bayiliği anlaşması yapabilmek için, makul süre olarak üç ayı tespitle ve bunun hiçbir zaman asgari mesafe tahdidi ya da mesafe kısıtlaması veya yeni bir istasyon tesis etmek için gerekli ruhsat imar tadil uygulamaları, vb.. için gerekli süreler ile bir ilgisi olmadığı da ifade edilerek, sektörel manada ifade edilen 3 aylık makul süre “genel olarak sektör ortalamalarına göre bayilik ağı oluştururken dağıtım şirketlerinin yeni bir bayilik kazanana kadar geçen ortalama bir süre olarak alınması gerektiği” umumi kanaat ve sektörel uygulamalardan kaynaklandığı, bu paralelde davacının erken fesih nedeniyle davacının net kar kaybı olarak makul süre 3 ay olarak yeniden hesaplanan 21.825,72 TL olarak bulunan tutarın dava tarihinden itibaren istem konusu kılınan bu alana dair meblağ yönünden 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesine göre değişen oranlarda kısa vadeli avans faizi ilavesi ile birlikte olmak üzere; davacının sözleşmeden kaynaklanan kar kaybı zararı olarak talep edilebileceği, ancak davacı yan fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL kar kaybı talebinin “Netice-i Talep İle Bağlılık İlkesi” kapsamında yerinde olduğu, fesih gerekçesinin yerindeliği tartışması ne olursa olsun Mahkemece somut olayda yaşanan süreç itibariyle mücbir sebep / olağanüstü hal keyfiyetinin değerlendirilmesinin yerinde olacağının düşünülebileceği, eğer Mahkeme somut durumda feshin haksız olduğu ve davalının mücbir sebep/olağanüstü hal koşullarına dayanamayacağını -fesih ihtarında yer bulan gerekçeye nazaran…- belirlemesi halinde kaideten davacının 100.000- USD cezai şartı isteyebileceği, bu noktada da ”…” nin Mahkemece gözetilmesi gerekeceği, ancak sektörel ve mali verilerin değerlendirilmesine bağlı olarak mukarrer cezai şartın davalıyı iktisaden mahvedeceği muhterem Mahkemece benimsenecek olursa, bunun tenzili veya tamamen ortadan kaldırılması yönünde -… resen yapacağı değerlendirme neticesine nazaran..- hüküm kurulabileceği mütalaa edildiği, tarafların diğer taleplerinin de Mahkemenin takdirlerinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Yargılama sırasında davalı şirket hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Resmi Gazete’ nin 01.09.2016 tarihli ve 29818 sayılı 2.mükerrer nüshasında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) nin 19.maddesi uyarınca kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ na geçtiği anlaşılmıştır.Davalı şirket 675 sayılı KHK’nın 16/1 maddesi kapsamında kapatılan şirketlerden olmadığından yargılamaya devam olunmuştur.(Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi 2018/1768 esas, 2019/13 karar sayılı 15/01/2019 tarihli kararı)
Tüm dosya kapsamı itibari ile; davacı ile davalı şirket arasında 15.09.2011 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede 5 yıllık süre öngörüldüğü, ancak davalının haksız olarak süresinden önce 01.07.2014 tarihinde sözleşmeyi feshettiği ve fesih bildiriminin davalı yana 04.07.2014 tarihinde tebliğ olduğu anlaşılmıştır.Belirtmek gerekir ki fesih sebebi olarak 9 aile ortaklığı ile kurulduğu belirtilen şirkette iki aile ortağının iflas etmesi ve diğer 3 aile ortağının kar etmeyerek sürekli zarar etmesi üzerine ortaklıktan çıkmaları ve kalan hissedarlarca akaryakıt istasyonu kurulu bahse konu taşınmazın satılmak zorunda kalındığı belirtilmiş ancak dava sırasında buna ilişkin hiçbir beyan ve delil ibraz edilmemiş ve mahkememizce davalı tarafça ispat edilemediğinden feshin haksız olduğu değerlendirilmiştir.Öte yandan her ne kadar 18.09.2019 ve 17.01.2019 tarihli bilirkişi raporlarında davalının feshininin mübir sebep/olağanüstü hal kapsamında mütalaa edilmesi halinde davanın reddinin düşünülebileceği belirtilmekte ise de; davalının dahi bu yönde savunması olmadığı gibi, fesih tarihinin 01.07.2014 olduğu ve de fesih tarihinde söz konusu olmayan bir durumun feshin haklı sebebi olarak görülemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Belirtilen fesih durumu duşında dosya kapsamında alınan 17.01.2020 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişili, denetime açık ve gerekçeli olmakla mahkememizce itibar edilmiştir.17.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacının 3 ay makul süre hesabı ile kar kaybının net olarak 21.825,72TL olarak belirlendiği, davalının tek yanlı olarak akdi feshetmesinin haksız olduğu değerlendirilmekle belirlenen kar mahrumiyeti alacağına hak kazandığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 17. maddesine istinaden davacının kar kaybından başka sözleşmenin süresinden önce feshi halinde 100.000,00 USD cezai şart talep edebileceğinin de kararlaştırıldığı ve sözleşmeyle kararlaştırılan cezai şartın, davalı şirketin borca batık olmamakla birlikte sermayesinin %35′ e yakınını kaybettiği, 2014 yılından sonra gayri faal olduğu, cezai şartı ödeyebilecek nakit girişinin olmadığı ve 100.000USD’ nin ekonomik mahvına sebep olacağının 18.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilmesi karşısında cezai şartın tenkisinin uygun olacağı anlaşıldığından davacının cezai şart alacağının kısmen kabulü ile 5.000 USD ceza-i şart alacağının 24/07/2014 temerrüt (davacı tarafça düzenlettirilen … 15.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin 16.07.2014 tarihinde davalı yana tebliğ olduğu ve ihtarnamede 7 günlük mehil verildiği nazara alınarak) tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/A maddesi kapsamında faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve de taleple bağlı kalınarak kar mahkumiyetine ilişkin talep edilen 10.000,00 TL’nin 24/07/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Talep edilen cezai şart alacağından %95 oranında indirim yapılmak kaydıyla 5.000 USD’nin 24/07/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/A maddesi kapsamında faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kar mahkumiyetine ilişkin talep edilen 10.000,00 TL’nin 24/07/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 1.517,27 TL nispi karar harcının peşin yatırılan 4.341,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.824,35 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Takdiri indirim nazara alınarak davalı lehine vekalet ücretine YER OLMADIĞINA,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.907,00 TL yargılama gideri ile 4.341,62 TL peşin harç ve 27,70 TL başvuru harcı toplamı 7.276,32 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)