Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1198 E. 2021/483 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1198
KARAR NO : 2021/483

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden… BANKASI A.Ş. dava dışı borçlu … TİC. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, davalı borçlu … TİC. A.Ş. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalandığını, borç ödenmediğinden kredi hesapları …tarih … yevmiye nolu kat ihtarnamesi tebliğ edilmiş, İhtara rağmen borç ödenmediğinden … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile haciz yoluyla takibe geçildiğini, borçlu şirket tarafından ödeme emrine, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini ve bu davanın açıldığını, imzalanmış genel kredi sözleşmesi içeriğine göre yetki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibe itirazların haksız ve mesnetsiz olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, talep edilen faiz yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, sözleşmenin 16. kar, komisyon, vergi, fon ve masraflar” başlıklı bölüm ile muacceli yet, temerrüt, gecikme ve gecikme cezası” başlıklı bölümler ile faiz oranlarının nasıl ve hangi oranlarda uygulanacağının belirlendiğini, bu nedenlerle gerek sözleşeme gerekse TTK. 8. maddesi ve 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi hükümleri gereğince bankanın tespit ettiği kar payı oranının yasal olduğunu, taraflar arasında uyuşmazlıklar bakımından temlik eden banka defter ve kayıtlan genel kredi sözleşmesi 23.2. maddesine göre kesin delil niteliği teşkil ettiğini belirterek davalı borçlunun itirazının iptaline, … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin talepteki şartlarla devamına, davalı borçlu aleyhine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak teşkil eden genel kredi sözleşmesinde müvekkili şirketin imzası bulunmakla birlikte sözleşmeye istinaden kullandırılan bir kredinin bulunmadığını, temlik eden banka tarafından müvekkili şirket ve dava dışı diğer şirkete kullandırılan başka kredilerin bu sözleşme ile ilişkilendiriliğini, kullandırılmış tüm kredilerin temlik yoluyla kapatıldığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamı ve banka kayıtları incelenerek davacı tarafın takip tarihi itibari ile genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olup olmadığı, varsa davalının kefil olduğu gözetlerek kefalet limiti dikkate alınıp temerrüt hali de değerlendirilip takip tarihi itibarıyla hesap yapılması için bankacılık konusunda uzman bilirkişiler …, … ve … görevlendirilmiş, bilirkişi heyeti 31.10.2016 tarihli raporda “… Davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil … LTD. ŞTl.nin; 6098 sayılı Borçlar Kanunu kefilin takibi madde 590. 3. bendi ve … 1. ATM. … E. … K. Sayılı kararı ve bu kararın Yargıtay 19. H.D.nin 20173336 E. 2010/5437 K. Sayı ve 04.05.2010 tarihli ilamı ile onaylı kararları içeriği” gereğince; müteselsil kefile tebliğ edilememiş ihtarname nedeniyle davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilin ‘takip” İle temerrüde düşmüş olduğunu, tüm nakdi kredi hesapları tetkik ve hesaplamalar neticesi davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … A.Ş.den KAT 19.12.2014 tarihi itibariyle 19.12.2014 tarihi itibariyle 73.644.730,00 TL. gecikmiş taksit tutarı ve 7.374.804, TL. vade farkı/gecikme zammı olmak üzere toplam 81.019.534,00 TL. geçmiş dönem ödenmemiş kurumsal finansman desteği kredisi borcu bulunduğunu, gayrinakdi kredilerden kaynaklanan 92.167,00 TL. komisyon borcu kredi teminatları için ödenen 132.637,00 TL sigorta poliçesi prim borcu 646.293,00 TL. Bankaca borca mahsuben alınan gayrimenkuller için ödenmiş harç bedelleri ve 1.429,00 TL. Kredi Operasyon masrafı olmak üzere toplamda 872.526,00 TL. 19.12.2014 tarihi itibariyle hesabın KAT edilmiş olması neticesi (Genel Kredi Sözleşmesinin 17. Maddesine göre ) muaccel hale getirilmiş olan toplam 14.063.569,00 TL ile birlikte genel toplamda (81.019.534,00 TL. + 872.526,00 TL. + 14.063.569,00 TL.=) 95.955.629,00 TL. nakit alacaklı olduğu tespit edilmekte ise de. (EK. Ödeme planları ve Hesap ekstreleri) davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil … LTD. ŞTİ. 26.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesini 5.250.000,00 TL’lik kefalet limiti ile imzalamış olup, temerrüt tarihi itibariyle kefalet limiti 5.250.000,00 TL. ile sınırlı ve kendi temerrütünün hukuki sonuçlarından sorumluluğu nedeniyle, temerrüt takip 22.06.2015 tarihi itibariyle 5.250.000,00 TL’lik asıl alacak tutarından ve takip (Takip ile temerrüt nedeniyle) tarihinden itibaren temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğunu, davacı bankanın davalı Müşterek Borçlu ve müteselsil kefil … LTD. ŞTİ’den takip 22.06.2015 tarihi itibariyle; 5.250.000,00 TL. asıl alacaklı olduğu, takip 22.06.2015 tarihinden itibaren 5.250.000,00 TL asıl alacak üzerinden yıllık %21,70 oranında gecikme/temerrüt faizi uygulanması gerektiğini…” belirtmişlerdir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiler …, …,… tarafından düzenlenen 29.05.2017 tarihli 1.ek raporda; … A.Ş. den yazı içeriği ve eki dekont içeriğinden, davacının … Bankası A.Ş.den temlik aldığı takip talebine ve davaya konu 26.10.2011 tarih 10 maddeden oluşan 5.250.000,00 TL. Iık temlikname tutarının, 06.12.2011 tarihinde davacı … A.Ş’ye temlik eden … Bankası A.Ş’nin … Şubesindeki IBAN … nolu hesabına “Doğu …- … 3. Bölge (1. …) Projesi doğmuş alacaklarının 5.250,000,00 TL, sının bankaya … Şubesi’ne 25.05.2011/26-051 say. Yön. Kur. Kararı ile TEMLİK’i – … 5. Noterliği … tarih … Yevmiye Nolu TEMLİK” açıklaması ile ödemenin yapılmış olduğunu, dava dışı … tarafından (KREDİLİ MÜŞTERİ: … A.Ş. ) ile … Bankası A.Ş. arasında yapılan 16.07.2013 tarihli 67.000,000,00 TL’lik temlik göz önüne alındığında, davacının … Bankası A.Ş.den temlik aldığı 26.12.2014 tarih ile 22.06.2015 tarihli … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip talebi ile 16.12.2015 harç ikmal tarihi itirazın iptali davasına konu yapılmış 5.250.000,00 TL’lik temlik bedelinin takip ve dava tarihlerinden çok önce 26.10.2011 tarihinde ödenmiş olduğu, davaya konu 5.250.000,00 TL’nin ödenme 26.10.2011 tarih sonrası ve kat 19.12.2014 tarihinden öncesi de … tarafından bir çok ödemeler yapılmış olması karşısında, takibe ve davaya konu yapılmış 5.250,000,00 TL’den dolayı takip 22.06.2015 tarihi itibariyle davalılardan istenebilir alacak bulunmadığı, davacının KAT ihtarnamesindeki alacak tutarlarının takibe ve davaya konu yapılmamış olduğu ve ancak KAT ihtarnamesinin; … Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi kapsamındaki … Adi Ortaklığı ile … Bankası A.Ş. arasında … tarih … yevmiye numarası ile 67,000,000,00- TL (Ek-1) tutarlı temlikname” içeriği ile ilgili olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişler; Bilirkişi heyeti 14.05.2018 tarihli 2. ek raporda ise ; mahkeme ara kararı doğrultusunda davacı … A.Ş’ye gönderilmiş olan ekte e-mail yazışmaları suretleri sunulu 26 Şubat 2018, 2 Nisan 2018, 01.05.2018 tarihli “Konu dava dosyası ile ilgili olarak yerinde inceleme yapılması gerektiği” talebimize olumlu bir cevap alınamadığı, buna karşılık davacı … A.Ş. tarafından bu incelememize yalnızca davacı banka ile dava dışı borçlu …TİC. A.Ş. arasında imzalanmış 23.08.2010 tarih ve 110.000.000,00 TL. limitli genel kredi sözleşmesi sunulmuş olup, 23.08.2010 tarih ve 110.000.000,00 TL. limitli genel kredi sözleşmesi (Ki bu sözleşmede davalının kefalet imzasının bulunmadığı.) 26.10.2011 tarihli olup, limitinin 5.250.000,00 TL. limitli Genel Kredi Sözleşmesi (ki bu sözleşmede davalının kefalet imzasının bulunduğu.) sözleşmenin imzalanmış olduğu, yerinde inceleme yapılması talebimize olumlu yanıt alınamaması ve dosyanın daha fazla uhdemizde kalmaması adına dosya içeriği belge ve kayıtlar üzerinde yeniden yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmelerimiz neticesi; kullanım tarih ve tutarları açık bir şekilde listelenmiş olan kredilerin tamamının da davalının imzasının bulunmadığı 23.08.2010 tarih ve 110.000.000,00 TL. limitli ve davalının da kefalet imzası bulunan 26.10.2011 tarih ve 5.250.000,00 TL. limitli genel kredi sözleşmeleri imzalanma tarihleri sonrası 2012 ve 2013 yıllarında kullandırılmış olduğunu, dolayısı ile tüm kredi borçlarının davalının kefaletinin bulunduğu sözleşme ile ilişkili bulunduğunu, “Davacı dayanağı Genel Kredi Sözleşmesi 26.10.2011 tarihli olup, limitinin 5.250.000,00 TL. olduğu, bu bedelin de 26.10.2011 tarihinde temlikle birlikte ödendiği ek raporla tespit edildiğinden ” ara kararı doğrultusunda dosya üzerinde yeniden yapılan incelememiz sırasında ek raporumuzda belirtilen 5.250.000,00 TL’lik temliknamenin “… Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi kapsamındaki … yüklenicisi … Adi Ortakalığı ile … Bankası A.Ş. arasında şirketimizin de sonradan onay verdiği … tarih … yevmiye numarası ile 5.250.000,00 TL tutarlı temlikname ” olduğu ve bu temlikname bedelinin ödenmiş olduğu ek raporumuzda belirtilmiş ise de, konu temlikname ve tutarının konu dava ile ilişkisinin bulunmadığı, takibe ve davaya konu kredi alacaklarının iş bu temlikname ve ödeme 26.10.2011 tarihi sonrası 2012 ve 2013 yıllarında kullandırılmış taksitli kredilerden oluştuğunu, 26.10.2011 tarihi itibariyle de hesaplanacak herhangi bir kredi alacağının takibe ve davaya konu yapılmamış olduğunu, davacı … Yönetim A.Ş.’nin dava dışı … TİC. A.Ş.den kat 19.12.2014 tarihi itibariyle; 19.12.2014 tarihi itibariyle 73.644.730,00 TL. gecikmiş taksit tutarı ve 7.374.804, TL. vade farkı/gecikme zammı olmak üzere toplam 81.019.534,00 TL. geçmiş dönem ödenmemiş kurumsal finansman desteği kredisi borcunuz bulunduğunu, gayrinakdi kredilerden kaynaklanan 92.167,00 TL. Komisyon borcunuz, Kredi Teminatları için ödenen 132.637,00 TL. Sigorta Poliçesi Prim Borcunuz 646.293,00 TL. Bankamızca borca mahsuben alınan gayrimenkuller için ödenmiş harç bedelleri ve 1.429,00 TL. Kredi Operasyon masrafı olmak üzere toplamda 872.526,00 TL, 19.12.2014 tarihi itibariyle hesabın kat edilmiş olması neticesi (Genel Kredi Sözleşmesinin 17. Maddesine göre ) muaccel hale getirilmiş olan toplam 14.063.569,00 TL. ile birlikte genel toplamda (81.019.534,00 TL. + 872.526,00 TL. + 14.063.569,00 TL.=) 95.955.629,00 TL. nakit alacaklı olduğu KÖK raporumuzda da tespit edildiğini, (EK. Ödeme planları ve Hesap ekstreleri) dava dışı … A.Ş.nin 01.02.2017 tarih ve … sayılı sayın mahkemenize muhatap yazıları tarihi 01.02.2017 tarihi itibariyle dahi davacı … A.Ş.’nin bakiye temlikname alacağının 51.217.082,58 TL. olduğu açıkça kabul ve ikrar edilmiş olduğunu, dolayısı ile davacı firmanın davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil … TİC. LTD. ŞTİ.nden takip 22.06.2015 tarihi itibariyle 5.250.000,00 TL. asıl alacaklı olduğu. Türk Borçlar Kanunu 598. Son fıkrası gereğince davalı müşterek borçlu müteselsil kefilin kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumluluğu yönündeki hukuki taktir mahkemeye ait olmak üzere, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil …Ltd. Şti. takip 22.06.2015 tarihinden itibaren 5.250.000,00 TL. asıl alacak üzerinden yıllık %21,70 oranında gecikme/temerrüt faizi uygulanması gerektiği, tarafların masraf, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Mahkemenin takdirleri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada kök rapor ve iki ayrı ek rapor olmasına rağmen mahkememizce oluşturulan ara kararlarında takibe dayanak alacağın temlikname ile 2011 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığının icra takip talebinde açıkça gösterildiğini, bu doğrultuda takibe konu alacağın ve davacı ile temlik eden dava dışı banka arasındaki temliknameye konu alacakların temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında akdedilen 26.10.2011 tarihli 5.250.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinden mi yoksa 23.08.2010 tarihli 110.000.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesinden mi kaynaklandığı, başka bir deyişle banka tarafından davacıya temlik edilmiş olan alacağın 26.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredi alacağının olup olmadığının öncelikle tespiti ve bu tespitten sonra davalının savunmasında belirttiği şekilde alacağın temliki suretiyle borcun ödendiği hususunun dikkate alınarak davacının 26.10.2011 tarihli sözleşmede müteselsil kefil olan davalı şirketten istenebilir bir alacağının olup olmadığı varsa miktarının ne olduğu konusunda banka kayıtlarının (… kayıtlarının bulunduğu mahalde ) yerinde incelemek suretiyle 3. Kez ek rapor düzenlenmesi istenilmiş bilirkişiler 20.05.2019 tarihli 3. ek raporda ise 2. ek rapordan farklı bir sonuca ulaşılmadığı yönünde tespitte bulunmuşlardır.
Dosyada mevcut bulunan kök rapor ve daha sonra alınan 1. ve 2. ek rapor arasında açık çelişki bulunduğundan bu çelişkinin giderilmesini teminen tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, banka kayıtları birlikte incelenmek suretiyle davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespiti bakımından mahkemece resen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş bankacılık konusunda uzman bilirkişiler …, … ile nitelikli hesaplamalar konusunda ehil bilirkişi …tarafından sunulan 12.06.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ayrık görüşe yer verilerek ; banka ile davalı asıl borçlu …Tic. A Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri ( GKS ) düzenlendiği, 23.08.2010 tarihli 110.000.000- TL’lİk sözleşmede davalı … Ticaret Ltd. Şti’nin kefalet imzasının bulunmadığı, 26.10.2011 tarihli 5.250.000,- TL’lik genel kredi sözleşmesinde ise müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğunun görüldüğünü, davacının, dava dilekçesi ve ekinde davaya dayanak olarak; 26.20.2011 tarihli 5.250.000,- TL tutarındaki asıl borçlu …. A Ş. ile … Bankası A.Ş. arasında düzenlenmiş ve davalı … Ltd. Şti’nin müteselsil kefil olarak 5.250.000,- TL tutar üzerinden imzaladığı Sözleşme, … 25. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası, … 26. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve hesap özetini, bankanın defter, kayıt ve sair tüm belge ve kayıtları ile bilirkişi incelemesini göstermek suretiyle takibe yapılan itirazın iptali iddiasında bulunmuş, dava konusu olayda kredilerin kullandırım tarihleri -tablolarda bölümde gösterildiği üzere, her iki genel kredi sözleşmesinin düzenleme tarihlerini kapsamakta olup, davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı 26.10.2011 tarihli 5.250.000,- TL tutarındaki genel kredi sözleşmesinin, dava dışı … Bankası A.Ş. ile … Adi Ortaklığı arasında, kredili müşteri … Tic. A.Ş.’nin kredi borçlarının geri ödenmesi için düzenlenen 5.250.000,- TL Tutarındaki temlikname ile ilişkilendirildiğine dair bir delil bulunmadığını, diğer bir ifade ile davaya konu 5.250.000,- TL tutarındaki temliknamenin ve bu temlikname kapsamında temlik borçlusu tarafından ödenen 5.250.000 TL ‘nin davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı 5.250.000,- TL’lik sözleşme ile ilişkisinin kurulmasını gerektirecek bir düzenleme bulunmadığı, rakam yada düzenleme tarihlerinin aynı olmasından yola çıkarak ilişki kurulmasının anlamlı olmayacağını, dava dışı şirkete kullandırılan ve geri ödenmemiş olan kredilerin toplam tutarı 5.250.000,- TL’lik tutarın çok üzerinde bir tutar -95.955.629,00 TL nakit alacak olmakla birlikte davalı müteselsil kefilin kefalet tutarı 5.250.000,- TL olduğundan kullanılan kredilerin 5.250.000,- TL’lik asıl alacak kısmından sorumlu tutulabileceğinin açık olduğu, bu tutarın talep edilebileceğinin açık olduğu, krediler, birbirinin devamı niteliğinde olan, her iki genel kredi kapsamında da kullandırılmış olduğundan ve genel kredi sözleşmeleri ile Temliknameler irtibatlı olmadığından, temlikname kapsamında gelen temlik alacaklarının kredi borcunun toplamından düşülmesi gerekmekte olup, 5.250.000,-TL tutarındaki temlik ödemesinin davalının Kefalet Sözleşmesi ile irtibatlandırılamayacağı, takibe Konu kredi alacaklarının davaya Konu 26.10.2011 tarihli temlikname ve yine aynı tarihli davalının kefalet imzasını havi 5.250.000,- TL’lik genel kredi sözleşmesi ile 06.12.2011 tarihli 5.250.000,- TL’lik ödeme tarihlerinden sonraki tarihler olan 2012 ve 2013 yıllarında her iki GKS kapsamında (5.250.000,- TL ve davalının imzası bulunmayan 110.000.000,- TL GKS) kullandırılmış taksitli kredilerden oluştuğu, 26.10.2011 tarihi itibariyle dava dışı banka tarafından hesaplanarak talep edilebilecek herhangi bir kredi alacağının bulunmadığı, temliknamenin 26.10.2011 tarihli davalının kefalet imzası bulunan GKS ile irtibatlandırılmamış olması ve kredi borcunun sonraki tarihlerde kullandırılan kredilerden oluşması karşısında davalının ” 5.250.000,- TL’lik temlik ödemesi ile borcun ödendiği ” savının ve diğer savlarının yerinde olmadığı, bütün bu niteleme ve açıklamaların ışığında; ortada 5.250.000,- TL’lik geçerli bir kefalet bulunduğuna ve kredi borcunun önceki bölümlerde açıklandığı üzere kefalet tutarının çok üzerinde bir rakamda olmak üzere devam ettiğine göre, kefalet tutarı kadar borç ( Asıl Alacak) için davalı aleyhine icra takibi yapabileceği, daha önceki bilirkişi kurulunun davalıdan talep edilebilir alacak bulunmadığı yönündeki birinci ek raporu dışındaki kök ve diğer ek raporlarındaki davalının borçlu olduğu yönündeki görüşlerine katıldığımızı, temerrüt faiz oranı yönündeki görüşlerine katılmadığımızı, sözleşme, kefalet, kullandırılan krediler, bunların dayanakları ve toplam borç tutarı konularında bir uyuşmazlık bulunmadığı, kredilerin kullandırım tutarlarının ve rakamların hem önceki bilirkişilerce hemde heyetimiz bankacı bilirkişilerince yerinde inceleme neticesi ile elde edilen hesap ekstresi vb. belgeler ve dosya içeriğindeki belgelerle gösterildiği, takip tarihi itibariyle kredi hesaplarından dolayı davacı temlik alan şirketin, davalıdan olan alacağının, 5.250.000,- TL asıl alacak, talepte bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan 443.193,49 TL işlemiş temerrüt faizi, olmak üzere toplam 5.693.193,49 TL olduğu, takip tarihinden itibaren tahsiline kadar 5.250.000,- TL asıl alacak üzerinden % 25 oranında temerrüt faizi talep edebileceği belirtilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan 12.06.2020 tarihli ayrık görüşte ise ; dava konusu itirazın iptali davasının 26.10.2011 tarihli 5.250.000 TL limitli GKS’ve dayandığı, daha sonra akdedilmiş bir sözleşmede kefil olarak bulunan davalının önceki GKS kapsamındaki kredi borçlarından sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağı, bu noktada 26.10.2011 tarihli GKS uyarınca sırası ile hangi miktarlarda kredi kullandırıldığının, bu kredilerin ne kadarının ödendiğinin, ne kadarının ödenmediğinin, 5.250.000 TL’nin hangi borçtan düşüldüğünün net tespiti gerektiği, davacının sunmuş olduğu evraklarda ve göndermiş olduğu ihtarnamede bu hususların somutlaştırılmadığı yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Her iki bilirkişi heyeti raporlarındaki çelişkinin giderilmesi ve denetime elverişli şekilde rapor tanzim edilmesi amacıyla dosyanın önceki bilirkişilerden farklı olmak üzere bankacılık konusunda uzman bilirkişiler (…, … ve …) tevdi ille … 21. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı temlik sözleşmesinde yer alan alacağın hangi genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, temlik konusu alacağın dayanağı olan genel kredi sözleşmesinde davalının kefil sıfatıyla yer alıp almadığı, davalının ilgili genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatı var ise asıl borçlu tarafından farklı bir temlik suretiyle yapılan borç ödeme işleminin, ödeme tarihi itibariyle asıl borçlunun vadesi gelen ilk borcuna mahsup edildikten sonra davalının hala borçlu olup olmadığı, davalının kefaletinin bulunduğu genel kredi sözleşmesinde asıl borçlunun önceki borçlarına atıfta bulunup bulunulmadığı hususlarında ve 6102 Sayılı TTK m. 7. Hükmü de dikkate alınarak davalının varsa takip tarihi itibariyle borçlu olduğu miktar ve yürütülecek temerrüt faizi oranı konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş; Bilirkişiler …, …, … tarafından sunulan 16.10.2020 tarihli raporda ” … Davalı firmanın kefaletinin olduğu 26.06.2011 tarih ve 5.250.000,-TL genel kredi sözleşmesine karşılık, dava dışı asıl borçlu tarafından davacıya 26.10.2011 tarihînde 5.250.000,-TL tutarlı temlikin 06.12.2011 tarihinde davacıya dava dışı firma hesabına ödenmesi ile temlikin ödendiği tarihten sonra 2012 ve 2013 yıllarında açılan ve takip tarihi itibarıyla 98.394.509,39 TL’ye ulaşan borçtan davalının kurtulmasının mümkün olup olmadığı hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, ancak sözleşme hükümleri ve sözleşmenin çerçeve sözleşmesi olarak belirli bir krediye hasredilmiş olmaması nedeniyle heyetimiz kanaatinin, yapılan ödeme ile kefalet borcunun sona ermediği yönünde oluştuğu, Davacının ise 22.06.2015 takip tarihi itibarıyla davalının kefalet sözleşmesi limiti olan 5.250.000,-TL’yi aşan taleplerinin de yerinde olmadığı, zira davalının takiple temerrüde düştüğü bu sebepte de kendisinden takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 5.250.000,-TL üzerinden temerrüt faizi istenebileceği, davacının fon kullandırım ödeme planlarında kayıtlı en yüksek gecikme faiz oranı olan yıllık % 21,70’in iki katı yıllık % 43,40 olmasına karşın takip talebinde kayıtlı yıllık % 25 gecikme faizi talebi ile bağlı olduğu…” yönünde görüş ve kanaat belirttikleri anlaşılmıştır.
Tarafların rapora itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden son bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler …, …, … tarafından sunulan 31.05.2021 tarihli ek raporda; Davalı kefilin sözleşmesinde bulunan bu sözleşmeden önce ve sonraki krediler için de kefaletinin geçerli olduğu hükmü ve düzenlenen sözleşmelerin de GKS şeklinde çerçeve sözleşmeleri olup, belli bir krediye hasredilmiş sözleşme ve dolayısıyla da kefalet söz konusu olmadığından, yapılan ödeme ile davalı sorumluluğunun sona erdiği iddiasının hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu, davalı firmanın kefaletinin olduğu 26.10.2011 tarih ve 5.250.000,-TL genel kredi sözleşmesine karşılık, dava dışı asıl borçlu tarafından davacıya 26.10.2011 tarihinde 5.250.000,-TL tutarlı temlikin 06.12.2011 tarihinde davacıya dava dışı firma hesabına ödenmesi ile temlikin ödendiği tarihten sonra 2012 ve 2013 yıllarında açılan ve takip tarihi itibarıyla 98.394.509,39 TL’ne ulaşan borçtan davalının kurtulmasının mümkün olup olmadığı hukuki değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu, ancak sözleşme hükümleri ve sözleşmenin çerçeve sözleşmesi olarak belirli bir krediye hasredilmiş olmaması nedeniyle; heyetimiz kanaatinin, yapılan ödeme ile kefalet borcunun sona ermediği yönünde oluştuğu, davalının kefaletini içeren 26.10.2011 tarih ve 5.250,000 TL tutarlı GKS’nin imzalanmasından sonra ve 06.12.2011 tarihli borcun (Temlikle) kapatılmasından sonra davacı banka (Alacağı temlik eden) ile dava dışı asıl borçlu … firması arasında dava dosyasına ibraz edilen başkaca bir GKS olmadığı, dava dışı asıl borçlu … tarafından davacı bankaya en son 18.03.2014 tarihinde ödeme yapıldığı, 22.06.2015 takip tarihinden sonra herhangi bir tahsilat kaydı da olmadığı, davalı kefil … firmasının itiraz dilekçesinin 4. sayfasında “Müvekkili … firmasının bilirkişi raporunda “Davalı Firmaya Kullandırılan Krediler” denilerek bir döküm yapıldığı, ancak dökümde kayıtlı kredileri müvekkilinin kullanmadığı, rapor genelindeki izahatlardan anlaşıldığı kadarı ile söz konusu kredilerin … tarafından kullanıldığı ve ödemelerini de dava dışı bankaya yapmadığı” yönündeki beyanının tarafımızca anlaşılamadığı, kök raporun 2. sayfasındaki başlıkta asıl borçlu yerine davalı firma yazılı olmasının bir kayıt hatası olup, 22.06.2015 takip tarihi itibarıyla hesaplanan borç tutarının dava dışı asıl borçlu … tarafından kullanıldığı hususunun rapordan kolaylıkla anlaşılabileceği, davalı kefil … firmasının borcunun ise dava dışı …firmasına 2013, 2014 ve 2015 yıllarında kullandırılan söz konusu kredilerin temelini oluşturan 26.10.2011 tarih ve 5.250.000 TL tutarlı sözleşmeye verdiği kefaletten kaynaklandığı, davacının ise 22.06.2015 takip tarihi itibarıyla davalının kefalet sözleşmesi limiti olan 5.250.000,-TL’yi aşan taleplerinin de yerinde olmadığı, zira davalının takiple temerrüde düştüğü bu sebeple de kendisinden takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 5.250.000,-TL üzerinden temerrüt faizi istenebileceği, davacının fon kullandırım ödeme planlarında kayıtlı en yüksek gecikme faiz oranı olan yıllık % 21,70’in iki katı yıllık % 43,40 olmasına karşın takip talebinde kayıtlı yıllık % 25 gecikme faizi talebi ile bağlı olduğu..” şeklinde görüşlere yer verildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve temlik alınan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık , davalının kefil sıfatının bulunduğu genel kredi sözleşmesinin akdedildiği tarihte bankaya başka bir borcu bulunmayan asıl borçluya tahsis edilen kredi borcunun ödenmesinden sonra; asıl borçluyla daha önce imzalanmış olan kredi sözleşmesi çerçevesinde fakat kefilin kefalet limitinden daha yüksek tutarda tahsis edilen kredi sebebiyle oluşan borçtan davalı kefilin sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Davalının 26.10.2011 tarih ve 5.250,000 TL tutarlı genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, bu kredi borcunun ise 06.12.2011 tarihinde temlik yoluyla ödendiği , kredi borcunun tamamen ödenmesinden sonra asıl borçluya davalının kefil olarak yer almadığı 23.08.2010 tarihli 110.000.000- TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında 2012 ve 2013 yıllarında takip tarihi itibariyle 98.394.509,39 TL’ne ulaşan borç tutarında ve davalının kefalet limitinin üzerinde kredi tahsisi yapıldığı, anılan kredi tahsislerinin davalının kefalet tarihi itibariyle mevcut olmadığı bu sebeple davalının kefalet tarihi itibariyle doğmuş bir alacaktan söz edilemeyeceği, davalının kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmesinin limitinin üzerinde kredi tahsisi yapılabilmesi için gereken şekil şartlarının ise yerine getirilmemiş olduğu, 2012 – 2013 yıllarında olmak üzere farklı tarihlerde tahsis edilen kredi miktarlarının 5.250,000 TL nin üzerinde olması sebebiyle TBK 583/3 maddesi gereği kefil yönünden hüküm doğurmayacağı bu borç nedeni ile emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/19-118 E 2015/2357 K sayılı ilamında “… Görüldüğü üzere, davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu arasında, süresiz ve borçlu cari hesabı şeklinde işleyen bir kredi ilişkisi kurulmuştur. Davacı bu ilişkinin kurulduğu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer almaktadır. Bilirkişi incelemesinin banka kayıt ve defterleri üzerinde yapılması ve dava konusu borcun hangi sözleşme kapsamında kullandırılan krediden kaynaklandığının açıkça belirlenmesi uyuşmazlığın çözümü açısından büyük önem taşımaktadır. Zira dava konusu borcu doğuran kredinin davacının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 19.04.2005 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığının saptanması halinde davacının kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarıyla sınırlı olarak sorumlu olacağının kabulü gerekir. Aksi takdirde ise, yani dava konusu borcu doğuran kredinin davacının imzasının bulunmadığı sonraki genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırıldığının belirlenmesi durumunda davacının sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece bankaca talep edilen alacağın hangi tarihte verildiği ve hangi sözleşmeye dayalı olduğunun belirlenmesi, davacının kefil olduğu sözleşme ile kullandırılan kredinin ödenmiş ve borç doğuran kredi yeni sözleşmeler kapsamında verilmiş ise davacının bu yeni borçtan sorumluluğunun bulunmadığının dikkate alınarak konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetince anılan ilkeler çerçevesinde davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ..” belirtildiği gibi davalı kefilin sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Tahsili gereken 59,30 TL harcın davacıdan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 145.556,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/07/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …