Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/794 E. 2019/485 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/794
KARAR NO : 2019/485

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ: 30/09/2011
KARAR TARİHİ: 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı icra dosyasındaki alacağı, takip alacaklısı … A.Ş.’den …Noterliğince düzenlenen 28/07/2011 tarihli temlikname ile temlik aldığını, temlikten sonra icra dosyasındaki takip yolunun değiştirilerek 12/08/2011 tarihinde davalı borçlu şirkete iflas ödeme emrinin gönderildiğini ve borç ödenmediği gibi herhangi bir itirazında yapılmaması nedeniyle iflas takibinin kesinleştiğini, 12/07/2011 tarihi itibariyle dosya borcunun 92.663,00 TL olduğunu, davalının borcunu ödemek için bugüne kadar herhangi bir girişiminin de olmadığını, yapılan araştırmada borca batık olduğu, hak ve alacakları üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu ve sicildeki adresini de terk ettiğinin tespit edilerek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
MÜDAHİLLER
Müdahil … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin Beyoğlu … ASHM’nin … E. sayılı dosyasında verilen kararın 10/03/2005 tarihinde kesinleştiğini ve bu ilam uyarınca davalı şirketten 183.988,00 USD ve 30.939,00 TL alacaklı olunduğunu, borçlu şirketin ilamın icrasına ilişkin alacakların tahsilini önlemek için mal varlığını muvazalı işlemlerle üçüncü kişilere kaçırıp, gerçek dışı borçlar yaratmak suretiyle pasifini arttırarak aleyhinde danışıklı yapılan takiplere itiraz etmediğini, bu maksatla aynı şekilde daha önce Beyoğlu …ATM’nin … E sayılı dosyasında iflas davası ikame ettiğini, ancak mahkeme tarafından davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı tarihlerde müvekkilinin, şirketin o tarihteki müdürleri …ve … aleyhinde İstanbul …ATM’nin …E. sayılı dosyasında açtığı sorumluluk davasında, şirketin mal varlığını tasfiye ve muvazaalı işlemlerle üçüncü şahıslara devrettiği ve borçlarını ödeyemez hale getirildiğinin tespit edildiğini, anılan bu kararında Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, huzurdaki bu davada gerçekte mal varlığı bulunan borçlu şirketin gerçek dışı olan ve kolaylıkla ödeyebileceği bir alacak nedeniyle başlatılan danışıklı bir icra takibine bilerek itiraz etmediğini ve bu şekilde kesinleşen takipteki alacağını davacıyla anlaşarak iflas takibine çevirttiğini, alacaklı şirketin yönetim kurulu başkanı ve yetkilisi …’in sahte belgelerle genel kurulda seçilen yönetim kurulunun aldığı kararla davalı şirketin müdürü olarak tayin edildiğini, bu suretle hem alacaklı şirketin paydaşı ve yönetim kurulu başkanı, hem de borçlu şirketin genel müdürü olan …’in cüzi bu alacağı ödeyerek şirketin iflasına engel olmak yerine mal varlığını yetkilisi olmadığı halde düşük bedellerle huzurdaki bu davada davacı olan şirkete devrettiğini, takip konusu alacağın da muvazaalı olduğunu, iflas davasının da muvazaalı açıldığını, yenilenen icra dosyasında 29/07/2011 tarihinde alacağın temlik alınarak 08/08/2011 tarihinde iflas tarihine çevrilerek ödeme emri gönderildiğini ve ödeme emrinin gönderildiği adreste borçluyu temsil eden bir yetkili bulunmadığından ödeme emrine itiraz edilmeyeceği ve borcun ödenmeyeceğinden emin olduğunu ve sonrasında 30/09/2011 tarihinde bu davanın açıldığını ve dava açılmasından kısa bir süre sonra 17/11/2011 tarihinde davalı şirketin genel kurulunun yapıldığını ve bu genel kurulun davacı şirketin merkezinde gerçekleştirildiğini ve bu genel kurulda davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’in genel müdür tayin edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava borçlu şirketin B tipi imtiyazlı pay sahibi olduğunu, şirketin yurtdışında mukim, hakim ortağı …’nin şirketin tamamını ele geçirmek maksadıyla müvekkillerine ait payların gerçekte kendisine ait olduğunu ileri sürerek Beyoğlu … ATM’nin …E sayılı dosyasında dava açtığını ve mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, takip konusu alacağın ve huzurdaki bu davanın muvazaalı olduğunu, davacının, davalı borçlu şirketin hakim ortağıyla birlikte hareket ettiği ve iflas ödeme emrinin gönderildiği adreste davalı şirketi temsil eden bir yetkilinin olmadığını ve borcun ödenmeyeceğini ve borca itiraz edilmeyeceğini bildiğini, 17/11/2011 tarihinde davalı şirketin genel kurulu yapıldığını ve TTK 370.maddesine göre sahte belgelerle yapılan bu genel kurulda müvekkili dahil hiçbir gerçek pay sahibinin çağrılmadığını ve toplantıya katılmadığını, sahte pay cetveli ve hazerun cetveline göre paydaş gösterilen kişilerin davacı şirketin yönetim kurulu başkanı … tarafından vekaleten temsil edilerek kararlar alındığını ve …’in genel müdür tayin edildiğini, adı geçen genel müdür tarafından davalı şirketin Eser İşletme belgelerin 5.000,00 TL gibi düşük bedelle kendisinin sahibi olduğu davacı şirkete devrettiğini, borçlu şirket aleyhine açılan bu davada borçlu şirketi temsil ederek menfaatlerini savunmadığını, davanın muvazaalı olduğunu belirterek reddine karar verilmesin savunmuştur.
Müdahil … Bankası A.Ş. vekili 19/12/2011 tarihli dilekçesiyle, müvekkili bankanın … Şubesi tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden davalı şirket yararına açılıp kullandırılan kredi hesabı nedeniyle alacaklı olduklarını belirtmiştir.
Müdahil vekilleri duruşmadaki beyan dilekçelerinde, davalı şirketin 17/11/2011 tarihinde yapılan genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin İstanbul … ATM’nin … E. sayılı dosyasının neticesinin beklenmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyası, alacağın temliği sözleşmesi, davalı şirketin sicil kaydı, Kapatılan İstanbul … ATM’nin…E sayılı dosyası ve müdahillerin dilekçelerinde belirttikleri muhtelif mahkeme kararları celp edilip incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, adi iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi üzerine İİK 158.maddesine dayalı olarak açılan iflas davasıdır.
Adi iflas yoluyla takip ve iflas davası, İİK 155.maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK 156.maddesinde, iflas yoluyla yapılan takipte ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmemesi halinde alacaklının takip borçlusunun iflasını isteyebileceği belirtilmiştir ve İİK 158.maddesinde de, iflas takibinin kesinleşmesi halinde açılan iflas davasında İİK 166/2. maddesindeki usulle ilanların yapılacağı açıklanmıştır.
Anılan madde doğrultusunda yazılı basında ve sicil gazetesinde ilanlar yaptırılmıştır.
Davalı şirketin sicilde kayıtlı olduğu adresin mahkememizin yargı çevresinde bulunduğu, bu nedenle bu davaya bakma konusunda kesin yetkili olduğu tespit edilmiştir.
İİK 156/4. maddesi uyarınca, iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılan bu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı şirketin TTK geçici 7.maddesi uyarınca ticaret Sicil Müdürlüğünce resen terkin edilmesi nedeniyle davacı şirkete ihya davası açması bakımından yetki ve süre verilmiş, davacı tarafça bu gerek yerine getirilmek suretiyle İstanbul … ATM’nin … Esasına kayıtlı ihya davası açılmıştır. Anılan mahkemece yapılan yargılama sonucunda … K sayılı 25/01/2018 tarihli kararla davanın kabulüne ve davalı şirketin ihyasına karar verilmiştir. Karara karşı yapılan istinaf başvurusu ve bu başvuru sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince verilen karara karşı gidilen temyiz yoluna gidilmiş ve neticede Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/11/2018 tarihinde kesin olarak verdiği karar neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince, ” davalı şirketin ihyasına ancak tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına ” ilişkin 28/06/2018 tarihli kararının kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı şirketin ihyası üzerine yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya esas İstanbul … İcra Dairesinin … E (ilk esası…0 E) sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı …A.Ş. tarafından davalı borçlu şirkete karşı 20.735,30 TL alacağın faiziyle birlikte tahsili amacıyla 20/09/2004 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, dosyanın takipsiz bırakılması üzerine işlemden kaldırıldığı, alacaklının talebi üzerine 28/03/2008 tarihli kararla yenilendiği ve… Esası aldığı ve yenileme dilekçesinin borçlu şirketin sicil adresine gönderildiği, tebligatın ikmalsiz iade edildiği, ödeme emrinin TK 35.maddeye göre tebliğe çıkarıldığı ve 28/04/2008 tarihinde tebliğinin sağlandığı, yenilenen dosyanın ikinci kez işlemden kaldırıldığı ve bu kez 26/06/2011 tarihli kararla yenileme işleminin yapıldığı ve dosyanın … Esasını aldığı, yenileme dilekçesinin yine TK 35.maddeye göre 29/06/2011 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Yenilenen takip dosyasındaki alacağın, takip alacaklısı tarafından huzurdaki bu davada davacı … A.Ş.’ye …Noterliğinin 28/07/2011 tarihli temliknamesiyle temlik edildiği ve temlik alan takip alacaklısı davacı tarafından İİK 43.maddesine dayalı olarak adi haciz yoluyla yapılan ilamsız takibin 08/08/2011 tarihinde adi iflas yoluyla yapılan takibe çevrildiği ve iflas ödeme emrinin davalı şirkete TK 35.maddesine göre 16/08/2011 tarihinde tebliğinin sağlandığı tespit edilmiştir.
Dava 30/09/2011 tarihinde açılmıştır.
İcra dosyasındaki alacağın temliği işlemine dayanak vekaletnamenin davacı şirketi münferit imzayla yetkili kılınan … tarafından verildiği, ayrıca huzurdaki bu davada davacı vekiline verilen vekaletnameye göre, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olanın … olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, 11/05/2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan içeriğinden davanın açıldığı 30/09/2011 tarihi itibariyle davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olan yönetim kurulu başkanının … olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, 27/06/2003 tarihinde yapılan genel kurulda alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespiti istemiyle Beyoğlu … ATM’nin … E. sayılı dosyasında şirket ortaklarından … ve …tarafından dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mahkemece 28/04/2004 tarihli 2004/150 K sayılı kararla davanın kabulü ile davalı şirketin 27/06/2003 tarihli genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu tarihten sonra şirketin 17/11/2011 tarihininde genel kurulunun yapıldığı ve aynı tarihli yönetim kurulu kararıyla, aynı zamanda davacı şirketin yönetim kurulu başkanı olan …’in, 6 ay süreyle davalı şirketin genel müdürü olarak görevlendirildiği ve münferit imzayla şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bu genel kurulda alınan kararların ve yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemiyle İstanbul ( Kapatılan) … ATM’nin … E. sayılı dosyasında huzurdaki bu davada müdahil olan ve davalı şirket ortağı olan … tarafından dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 2014/119 K sayılı 14/05/2014 tarihli kararla davanın kabulü ile davalı şirketin 17/11/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların ve 2011/04 sayılı ve aynı tarihli yönetim kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın gerekçesinde, genel kurul toplantısının TTK 370.maddesine göre yapıldığı ve toplantının … tarafından açıldığı, hazurun cetvelinde genel kurula katıldığı belirtilen paydaşların vekaleten … tarafından temsil edildiği, ancak vekaletnamelerin sahte olduğunun belirlendiği, başka bir deyişle hazurun cetvelinde yer alan hissedarlar tarafından kendilerini vekaleten temsil ettiği belirtilen …’e verdikleri bir vekaletnamenin bulunmadığı, zira vekaletnamelerdeki imzaların hissedarların eli ürünü olmadığının belirlendiği, ayrıca şirket ortaklarından …’un genel kurula katılmadığı, buna göre TTK 370. maddesi kapsasımında tüm paydaşların katıldığı çağrısız bir genel kurul toplantısından bahsedilemeyeceği, kararların yok hükmünde olduğu, aynı tarihli yönetim kurulu kararının da aynı gerekçeyle yoklukla malul olduğuna işaret edildiği anlaşılmıştır. Mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/12/2014 tarihli kararıyla onandığı ve bu şekilde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Dava, adi iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi üzerine açılan iflas davası olup, iflas ödeme emrine itiraz edilmemesi sebebiyle takibin kesinleşmesi halinde artık takibe konu edilen alacağın varlığının araştırılamayacağı, yapılacak incelemenin şekli bir inceleme olup, davaya esas icra takibinin kesinleşip kesinleşmediğinin tespitinden ibaret bulunduğu ve takibin kesinleştiği ve borcun kesinleşen takibe rağmen ödenmediğinin belirlenmesi durumunda artık davalıya depo kararının tebliği ile borcun ödenmesi için yasal sürenin tanınması ve ödeme yapılmaması halinde iflas kararı verilmesi gerektiği açıktır. Ancak İİK 158.maddesi gereğince kesinleşmiş icra takibine dayalı iflas davalarında İİK 166.maddesi gereğince ilanların yapılması üzerine davaya müdahale ederek borçlunun iflasını gerektiren bir hal bulunmadığı, davanın ya da takibin muvazaalı olduğunun ileri sürülmesi halinde bu durumun araştırılması zorunlu hale gelmektedir.
Somut olayda, bir kısım müdahiller tarafından bu iddialar ileri sürülmüş ve davanın ayrıca takibin danışıklı olduğu ifade edilmiştir.
Müdahillerin beyanları ve delilleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin takip alacağını 28/07/2011 tarihinde temlik aldığı, 08/08/2011 tarihinde iflas takibine çevrildiği ve iflas ödeme emri 16/08/2011 tarihinde TK 35. maddeye göre tebliğ edildiği, temlik sözleşmesinde, temlik alan sıfatıyla davacı şirketin temsilcisinin … olduğu, iflas davasının 30/09/2011 tarihinde açıldığı ve davanın açıldığı tarih itibariyle de davacı şirketin temsil ve ilzama yetkili olan kişinin yine … olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasından yaklaşık 1,5 ay sonra 17/11/2011 tarihinde davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmıştır. Bu toplantıya ilişkin hazurun cetveli ve genel toplantı tutanağı incelendiğinde; TTK 370.maddesi uyarınca yapılan çağrısız genel kurul toplantısı niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Genel kurul toplantısında davalı şirket yönetim kurulu üyeleri seçilmiş ve aynı tarihli yönetim kurulu kararıyla da , …’in davalı şirketi münferit imzayla yetkili genel müdür olarak tayin edildiği görülmektedir. Davacı şirketin yönetim kurulu başkanı ve temsilcisi ile 17/11/2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısıyla davalı şirketi münferit imzayla temsil ve ilzama yetkili kılınanın aynı kişi olması nedeniyle taraflar arasında menfaat çatışmasının ortaya çıktığı ve davalı şirketin huzurdaki bu davada temsilinin sağlanması bakımından kayyum tayin edilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığı anlaşılsa da, 17/11/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlar ile aynı tarihli yönetim kurulu kararının (17/11/2011 tarihli …’in davalı şirketi münferit imzayla yetkili genel müdür tayin edilmesine ilişkin yönetim kurulu kararı) İstanbul … ATM’nin … E -… K sayılı kesinleşmiş kararıyla yoklukla malul olduğu anlaşıldığından artık davalı şirketin temsil sorununun ortadan kalktığı ve temsil kayyumu tayinine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak burada önemli olan hususun İstanbul … ATM’nin vermiş olduğu karar içeriği ve gerekçesinde belirtildiği gibi davalı şirketin 17/11/2011 tarihinde yapılan genel kuruluna şirket ortaklarından …’un katılmadığı, hazurun cetvelinde isimleri yer alan paydaşların vekaleten … tarafından temsil edildiği, ancak bu vekaletnamelerdeki imzaların adı geçen paydaşların eli ürünü olmadığı, dolayısıyla TTK 370.maddesi anlamında geçerli bir çağrısız genel kurulun bulunmadığı ve tüm bu işlemlerin … tarafından gerçekleştirildiği, ayrıca aynı tarihli yönetim kurulu kararının da yoklukla malul olduğu, nitekim yönetim kurulu toplantısının da yoklukla malul olan genel kurulda seçilen üyeler tarafından yapıldığı ve bu karar ile …’in davalı şirketin genel müdürü olarak tayin edilmiş olduğu, buna göre bu yönetim kurulu toplantısının da … tarafından yapılarak kendisini genel müdür olarak tayin etmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Depo kararının tebliğ edildiği tarih itibariyle davalı şirketin genel müdürünün … olup, daha sonra mahkeme kararıyla adı geçenin genel müdür tayin edilmesine ilişkin kararın geçersiz olduğu tespit edilmiş ise de, davalı şirketin iflasının sağlanarak davalıdan olan alacağın tahsilinin amaçlandığı takipli iflas davasında, iflas talebinde bulunan şirketin ve iflası istenen şirketin temsilcilerinin aynı kişiler olması ve depo kararının gereğinin yerine getirilmemesi dikkate alındığında müdahillerin bu davanın muvazaalı olduğu yönündeki iddialarını kanıtlar nitelikte bulunduğu kabul edilmiştir. Bunun dışında bir taraftan alacağın tahsili amacıyla şirketin iflasının talep edildiği, diğer taraftan genel müdür olarak tayin edilmesinden sonra davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak noterden yapılan 01/12/2011 tarihli ve 17/02/2012 tarihli sözleşmelerle davalı şirkete ait Müzik Eserleri İşletme Belgesi ve Fonogram İşletme haklarının davacı şirkete devredildiği, alacağını tahsil etmek için iflas talebinde bulunanın, iflasını istediği şirketin mal varlığının korunmasını yahut azaltılmamasını arzu edeceği, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ancak her iki şirketin temsilcisinin aynı olduğu dönemde yapılan bu işlemler ve depo kararının tebliğ alındığı tarihte yine şirketin aynı kişi tarafından temsil edildiği ve günün ekonomik koşulları ve paranın alım gücü dikkate alındığında iflasın önüne geçmek için ödenebilecek miktarda bulunan depo kararına konu miktarın ödenmediği de gözönüne alındığında huzurdaki bu iflas davasının muvazaalı olarak açılan bir dava olduğu kanaatine varılmakla artık davalı şirkete yeniden depo kararı çıkarılmasına gerek görülmemiş ve davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 18,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 26,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının ve iflas avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 18,40 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç: 26,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 510,00 TL
İflas Avansı : 7.500,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 300,00 TL
Posta Giderleri: 299,00 TL