Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/52 E. 2021/39 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/52
KARAR NO : 2021/39

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2012
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1998 yılından beri yabancı sermayeli bir Türk Şirketi olarak donatılı zemin teknolojisi adı altında özel istimlak duvarı imalatını gerçekleştirmekte olup ülkede bu teknolojinin öncülüğünü yaptığı, davalı şahısların müvekkili şirkette hizmet akdi çerçevesinde mühendis olarak çalıştıkları, gelişimleri için yurt dışına eğitim amacıyla gönderildiği, davalılardan … için …’da yaptırılan eğitimde 748,17 TL uçak gidiş dönüş bileti, 432,50 Euro konaklama bedeli, davalı … için…’da yaptırılan eğitimde 385,86 TL vize bedeli, 270 Eyro konaklama bedeli, Fransada eğitim amaçlı 1.161,04 TL uçak gidiş dönüş bileti, 473,00 Euro konaklama bedeli ödenmiş olup davalılar için yapılan eğitim gideri için …’dan 1.508,10 TL, …’dan 2.900,88 TL’nin tahsilinin talep edildiği, ayrıca davalıların birleşerek … Ltd. Şti.ni kurdukları, bu durumun iş akdinin 17. Maddesindeki rekabet ve çalışma yasağına aykırı bulunduğu, bu şirketin müvekkili şirketle aynı faaliyeti sürdürdüğü ve müvekkili şirkete ait sistemin kopyalandığı ve şirketin faaliyetinin haksız rekabet teşkil ettiği, müvekkili şirketin bu durumdan zarara uğradığı iddia edilerek BK 348 ve TTK 56 maddesi gereğince müvekkili şirketin uğramış olduğu zarara karşılık şimdilik 276.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı şahıslar yönünden BK 351, şirket yönünden TTK 358 maddesi gereğince haksız rekabetin men-ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve davalı …’dan 1.508,18 TL, …’dan 2.900,88 TL eğitim giderinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dilekçesinin eklerinde mevcut olmayan ve imzalandığı iddia edilen iş sözleşmelerinin altında herhangi bir imzalarının bulunmadığını, her biri inşaat mühendisi olan müvekkillerinin başka bir iş yapmalarının da mümkün olmayacağını, müvekkillerinden talep edilen eğitim ve konaklama giderleri olarak belirtilen masraflar için davacı şirketin hiçbir talep hakkının bulunmadığını, müvekkili davalıların davacı şirketten ayrıldıktan sonra hayatlarını ve mesleklerini idame ettirebilmek için … Şti. Yi kurduklarını ve firmayı kurduktan sonra 13 adet tamamen kendilerince dizayn edildiğini, piyasada hiçbir benzeri olmayan farklı ölçü ve ebatlarda patenti davalı şirket adına alınmış çelik kalıpları yaptırarak çalışmalarına başladıklarını, hiçbir şekilde davacı tarafa ait çelik kalıp ve aksesuarları taklit etmediklerini tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, gerçek kişilere karşı 818 sayılı Borçlar Kanunu 348. Madde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 444 ve devamı) ve de davalı şirkete karşı da 6102 sayılı TTK 56. Madde kapsamında, 276.000.TL zararın davalılardan tahsili ile ayrıca …’ nun eğitim gideri için 1.508,18.TL eğitim giderinin, … eğitim gideri için 2.988,00.TL nin bu davalılardan tahsili ve BK 351, TTK 55 mad. gereğince haksız rekabetin menine ve maddi durumun ortadan kaldırılması taleplerine ilişkindir.
… 40. Noterliği …tarih, …, … ve … yevmiye nolu ihtarnameleri, bir kısım davalılara ilişkin belirsiz süreli iş sözleşme suretleri, bir kısım ödeme belgeleri ile fatura suretleri, toprakarme duvar profili, projeleri içerir belgeler, protokol suretleri, … Organize Sanayi Bölgesi müzekkere cevabı, ticaret sicil müzekkere cevapları dosya içerisine alınmış, sunulu belgeler ve diğer talep edilen belgeler celp edilerek incelenmiş, tüm deliller toplanmış, imzaya itiraz eden davalılar yönünden imza örnekleri toplanmak suretiyle iş sözleşmelerine ilişkin imza incelemesi yaptırılmış ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin konusunda uzman bilirkişilerden rapor ve ek raporlar düzenlenilmiş ve de davacı ve davalı tanıkları dinlenilmiştir.
Dava, ilk olarak mahkememiz 2012/314 esasına kaydedilerek açılmış olmakla, mahkememiz 2012/314 esas sırasında tüm davalılar hakkında B.K. 351 ve TTK 58. Md gereğince açılan davanın tefrikine karar verilmiş ve mahkememiz iş bu esas numarasına kayıt olmuştur.
Mahkememiz 2012/314 esas, 2013/289 karar sayılı 17/12/2013 tarihli kararıyla davalılar … ve … hakkında açılan eğitim giderlerinin tahsili konusundaki davanın “…. davalılardan … ve … ile ilgili eğitim giderlerinin tahsiline ilişkin olanının davacı şirket ile bu davalılar arasında önceden mevcut olan hizmet akdine dayanması nedeniyle mahkememizin görevli bulunmadığı anlaşıldığından, haksız rekabete ilişkin açılan dava bu dosyadan tefrik edilerek davalılar … ve … hakkında eğitim giderlerinin tahsili konusunda açılan davanın iş mahkemelerinde görülmesinin gerekmesi…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz 2012/314 esas, 2013/289 karar sayılı 17/12/2013 tarihli kararı, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/9946 esas, 2014/13735 karar sayılı kararı ile ve ” Davacı şirket ile davalılar … ve … arasında hizmet akdi devam ederken anılan davalılar için davacı şirket tarafından eğitim gideri yapılmış ise de, dava dilekçesinden de anlaşıldığı üzere, eğitim gören davalı gerçek kişilerin hizmet akdini feshettikten ve işten ayrıldıktan sonra davalı şirketi kurdukları ve haksız rekabet iddiasının davalı şirket kurulduktan sonraki olaylara ilişkin olduğu anlaşıldığından… ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı sonrası davalılar … ve … yönünden bozulan karar, mahkememiz 2015/829 esas sayılı dosyasına kaydedilmiş ve de yine mahkememiz 2015/829 esas, 2015/610 karar sayılı 19/10/2015 tarihli kararı ile iş bu dava dosyamız üzerinde birleştirilmesine karar verilmiş olmakla, yargılamaya talepler bakımından ve de tüm davalılar yönünden iş bu dosyamız üzerinden devam olunmuştur.
Davalılar, …, … ve …’nun belirsiz süreli iş sözleşmelerindeki imzaya ilişkin itirazları üzerine Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı … 26/05/2016 tarihli raporunda, inceleme konusu belgelerin fotokopi olduğunu, fotokopi belgelerde saptanabilen yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak, lup, stereomikroskop, ve bilgisayarlar kullanılarak yapılan incelemelerde, inceleme konusu sözleşmelerdeki, kişilere atfen atılmış imzaların …, … ve …’nun eli ürünü olduğunun kabulünün gerektiği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı tanığı … talimat mahkemesince alınan beyanında; İşkaya şirketinde şantiye şefi olarak çalıştığını, Ankara sanayi odasının devam eden projesinden kendilerinden, toprakarme firması istendiğini, kendilerinin de birkaç firma ile görüştükten sonra … firması ile anlaştığını, görüştükleri firmalar içerisinde … firmasının olmadığını, sözleşmenin sonrasında … firması işe başladığını, ellerinde yeterince kalıp olmadığını, kendilerine sözleşme gereğince imalat süresi içerisinde bu şartlarda işi yetiştiremeyeceklerini söyleyince, onlarda daha önceden … firması ile çalışmış olduklarını ve onlardan kalıp alabileceklerini söylediğini, bildiği kadarıyla Stech firmasının ortakları olan … bey ve diğerlerinin bu firmada daha önceden eleman olarak çalıştıklarını, bu çalışmalarına istinaden … firmasından kalıp temin edebileceklerini söylediklerini ve kendi aralarında anlaştıklarını, kendilerinin … firması ile görüşmediğini, … firmasının kendilerine bu firma ile anlaştıklarını söyleyerek işe devam ettiklerini, diğer firmanın kalıplarıyla birlikte işi tamamladıklarını, … firması ile ne başta ne sonra bir görüşme yapılmadığını, kendilerinin sadece … ile … ile arasında yapılan anlaşma sonucunda … firmasından imalatta kullanılan şeritleri aldıklarını, yine aracı firmanın … firması olduğunu, ödemelerde kendilerine kolaylık sağlanmadığı için bir süre sonra … firmasının … firmasından ayrılmasını söylediklerini, sonuçta … firması olmadan tamamlandığını, … ile çalışmak istememelerinin sebebinin, … firması olmadığını ve … firmasının kendilerinden böyle bir talepte de bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … talimat mahkemesince alınan beyanında; kendisinin … firmasında muhasebeci olarak çalıştığını, … dan aldıkları iş nedeniyle piyasadan fiyat toplamaya başladıklarını, en uygun fiyatı … firmasının verdiğini, bunun üzerine sözleşme imzaladıklarını, bu firmadan gerekli olan kalıpları istediklerini, ellerinde yeterli kalıp olmadığı için … firmasından yardım istediklerini, bunun üzerine … firması aracığılıyla … firması ile de sözleşme yapıldığını, … firması yetkililerinin görüşmek için 1-2 kere geldiklerini, daha çok … firması yetkilileri ile görüştüklerini, zaten her gün şantiyede olduklarını, … firması yetkililerinin sözleşme imzalarken geldiklerini ve sözleşmeden sonra da 6 ay aralıklarla 1-2 defa geldiklerini, … firmasının, almış oldukları malzemenin bedelini nakit istediği için ve kendilerinin de hak edişlerini zamanında alamadıkları için ödeme yapamadıklarını ve sorunların ortaya çıktığını, bu nedenle … firmasına … firması ile çalışamayacaklarını söylediklerini, … firması ile çalışamayacaklarını söyleyerek sözleşmeyi uzatmadıklarını ve … devam ettiklerini, malzemeleri … firmasının sağladığını, kendilerinin … firmasına herhangi bir iş tekliflerinin olmadığını, … firmasının aracılığıyla malzeme temin edildiğini, kendilerinin asıl markalarının her zaman … olduğunu, sözleşmenin uzatılmamasında … in bir rolü olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı … mahkememizce alınan beyanında, “Ben davacı firmada 7 yıldır. Mühendis olarak çalışırım. Davalıları tanırım. Firmamızda çalışırlardı. Tam süreyi bilmiyorum, … bey Şantiye şefi … ve … beyler proje mühendisi idi. Daha sonra işten ayrıldılar. Ayrılma süresince davalılar kendi istekleri ile işi bıraktılar. Davalı firmanın ana iştigal konusunda tam olarak haberdar değilim. Ancak davalılar ayrıldıktan sonra bir konuda şirketimizle ortak çalıştıklarını biliyorum ne kadar sürdüğü hakkında bilgim yok. Soruna ilişkin ayrıntı bilmiyorum, bu tür konular çalışanlarla pek paylaşılmaz. ( Davacı vekilinin isteği üzerine ) şirketimiz dava dışı İşkaya firması toprak arme işi yapmıştır. Bunun dışında bilgim yoktur. Bu işte kalıplara dair ayrıntı bilmiyorum. Bilgilerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Hukukçu Hesap uzmanı …, Mali Müşavir … ve Grafiker Tasarımcı …’in 22/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda, hizmet sözleşmesinin ve bu sözleşmenin bir parçası olan rekabet yasağı şartının kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin olduğunun kabulü gerektiği üzere, davaya konu uyuşmazlık hakkında uygulanacak olan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanununun 7. Maddesi gereğince somut olayda TBK’nın 420/1 madde hükmünün uygulama alanı bulacağı, buna göre hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olacağı, bu durumun aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 48. Madde hükmünün haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sınırlandırılması anlamına geleceği değerlendirildiğinden, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan 17. Madde ve devamı maddelerinin geçersiz olacağı böylelikle davacı yanın bu yöndeki taleplerinin usul ve yasaya aykırı olacağı, davacı yanın bir kısım davalı şahıslar bakımından hizmet sözleşmeleri devam etmekte iken yapmış olduğu eğitim bedel ve masraflarının tahsili talebi yönünden ise, ilgili davalıların, davacı şirketle olan hizmet sözleşmelerini istifa etmek suretiyle sona erdirdikleri, sözleşmede ” işverenin haklı olarak feshettiği durumlarda….eğitim masraflarını isteme hakkı….” düzenlemesinin bulunduğu anlaşıldığı üzere, davacı şirketin haklı nedenle feshinden bahsedilemeyeceği bu nedenle de davaya konu eğitim bedellerinin tahsili yönündeki taleplerinin de yerinde olmadığı yönünde, takdir ve nihai kararın mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı vekili itirazları üzerine, Hukukçu Hesap uzmanı …, Mali Müşavir … ve Grafiker Tasarımcı …’in 28/06/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, her iki şirketin ana sözleşmesi ve ticaret sicil müdürlüğündeki kayıtları ve dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda, her iki şirketin nace kodlarının farklı olduğunu, her iki şirket açısından meslek grubu bilgisinin “46 – İNŞAAT TAAHHÜT” olduğu, davalı şirketin ana sözleşmesinde yer alan konuların, davacı şirketin ana sözleşmesinde yer alan konuları kapsayıcı nitelikte olduğu, …, … ve …’ın istinat duvarı inşa ettiği, bu bakımdan davacı şirketin faaliyet konusu olan işler ile benzer işlerin yapıldığı ve bu bakımdan taraflar arasında haksız rekabete ilişkin yasakların ihlal edildiği yönünde, takdir ve nihai kararın mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememiz 27/03/2019 tarihli ara kararı ile dosyada mevcut kök ve ek raporlardaki tespitlerde varılan sonuç çelişkili olduğundan bu haliyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması yönünde ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi Geoteknik Bilirkişisi … 17/02/2020 tarihli raporunda, dosyaya sunulan projeler ile bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, … Ltd. Şti. tarafından inşa edilen donatılı toprakarme duvarlarda davacıya ait olan ve ticari sır niteliği taşıyan kalıp, aksesuar, proje teknik hesapları, tasarım geliştirme, yazılım ve çizim detaylarının kullanılıp kullanılmadığı, dosyada patent belgesi bulunmadığı için sistemin hangi bileşen ve tasarım detayının davalı … firması ve çalışanları …, …, … tarafından kopyalandığı konusunda Geoteknik alanında uzman bilirkişi olarak bir kanaat getirilmesinin mümkün olmadığını bildirmiştir.
Mali Müşavir…, Hukukçu …, Geoteknik Uzmanı … 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şahısların, davacı şirketin üretim sırlarını bildikleri ve işin sırrına nüfuz ettiklerine dair teknik inceleme kapsamında bir tespit yapılamadığından davacı işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin bulunmadığı dolayısıyla rekabet yasağının koşullarının oluşmadığı, taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin 17.2.3 maddesinin uygulanabilirlik şartlarının oluştuğu bu kapsamda davacı tarafın davalı gerçek kişiler olan … için 1.508,17 TL ve … için 2.988 TL olarak yaptığı mesleki eğitim vs. masrafların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğini bildirmişlerdir.
17/02/2020 tarihli bilirkişi raporuna ve de 06/07/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna (bilirkişi heyet raporuna aşağıda izah edileceği üzere eğitim masraflarına dair görüş dışında) gerekçeli, denetime açık ve dosyamız kapsamı ile uyumlu olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Davalı gerçek kişilerin davacı şirkette mühendis olarak çalıştıkları ardından istifa ettikleri anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 54. ve devamındaki maddeler haksız rekabete ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup haksız rekabet; aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir şeklinde tanımlanmıştır. 818 sayılı BK’nın 348. ve devamındaki maddelerde ise haksız rekabetin özel bir şekli olarak işçi ve işveren arasındaki hizmet akitlerinin devamı ve hitamında rekabet yasağına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlığı altında düzenlenen 48. ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. 818 sayılı BK’nın 19. maddesinde bir akdin mevzunun, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunabilir denilmekle birlikte 20. maddesinde ise akdin mevzunun gayrimümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) aykırı olması halinde o akdin batıl olacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin tarafları, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemede özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez. 818 sayılı BK’nın 19, 20, 349. maddelerinde bu özgürlüğün sınırları çizmiştir. Sözleşmede öngörülen rekabet yasağı; ancak işçinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, yer ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise geçerlidir. (T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5641 esas, 2017/1255 karar sayılı kararı)
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı itibariyle; davacı yan davalılardan, gerçek kişilere karşı 818 sayılı Borçlar Kanunu 348. Madde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 444 ve devamı) ve de davalı şirkete karşı da 6102 sayılı TTK 56. Madde kapsamında, 276.000.TL zararın davalılardan müteselsilen tahsili ile ayrıca …’ nun eğitim gideri için 1.508,18.TL eğitim giderinin, … eğitim gideri için 2.988,00.TL nin bu davalılardan tahsili ve BK 351, TTK 55 mad. gereğince haksız rekabetin menine ve maddi durumun ortadan kaldırılmasını talep etmiş ise de; bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere … Ltd. Şti. tarafından inşa edilen donatılı toprakarme duvarlarda davacıya ait olan ve ticari sır niteliği taşıyan kalıp, aksesuar, proje teknik hesapları, tasarım geliştirme, yazılım ve çizim detaylarının kullanılıp kullanılmadığı, dosyada patent belgesi bulunmadığı için sistemin hangi bileşen ve tasarım detayının davalı … firması ve çalışanları …, …, … tarafından kopyalandığının belirlenemediği ve de davalı şahısların, davacı şirketin üretim sırlarını bildikleri ve işin sırrına nüfuz ettiklerine dair teknik inceleme kapsamında bir tespit yapılamadığından davacı işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin bulunmadığı dolayısıyla rekabet yasağının koşullarının davalı gerçek ve tüzel kişiler bakımından oluşmadığı değerlendirilmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı gerçek kişilerin davalı şirket ortak ve müdürleri olmakla birlikte, davalı şirket tarafından üstlenilen İşkaya projesinde, davacı ve davalı şirketin protokol kapsamında birlikte çalıştıkları ve bu kapsamda da davacının davalıların çalışma ve faaliyetlerinden haberdar olmakla kalmayıp, davalı şirket çalışmalarına hiçbir çekince dahi belirtmeden katılmış olması ve ayrıca davalıların, davacı şirket müşterileri ile çalıştıklarının da belirlenememesi karşısında davacının davaya konu talepleri yerinde görülmemiştir.
06/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda, rekabet yasağının koşullarının oluşmadığı ancak taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin 17.2.3 maddesinin uygulanabilirlik şartlarının oluştuğu bu kapsamda davacı tarafın davalı gerçek kişiler olan … için 1.508,17 TL ve … için 2.988 TL olarak yaptığı mesleki eğitim vs. masrafların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği belirtilmiş ise de davalılar … ve …’ ın istifa ederek davacı şirketten ayrıldıkları, ki haksız rekabet talebinin belirtildiği üzere mahkememizce yerinde görülmediği ve de bu davalılara hizmet sözleşmeleri devam etmekte iken yapılan eğitim bedel ve masraflarının tahsili talebi de, sözleşmelerdeki (21.1 maddesi) ” işverenin haklı olarak feshettiği durumlarda….eğitim masraflarını isteme hakkı….” düzenlemesinin bulunduğu anlaşıldığından bu talepte yerinde görülmeyerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının, davalılara karşı açtığı davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 4.165,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.106,10 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.084,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı …. tarafından yapılan toplam 36,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ….ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)