Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1656 E. 2018/931 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1656
KARAR NO : 2018/931

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptaline ilişkin esas ve birleşen itirazın iptali davalarda yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12/12/2011 tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede müvekkilinin danışman, davalının ise iş veren olarak tanımlandığını, … ili, … ilçesi, 1545 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde yer alacak 2 katlı 1400 m2 olarak projelendirilecek olan …-… Ek Depo bloğu ile 700 m2 çelik depo inşaatı ile mevcut 180m2 lik imha deposu için tüm projelendirme ve ruhsat işleri için müvekkilinin danışmanlık hizmete vermesinin kabul edildiğini, işveren adına yapılacak tüm harcamaların şeffaf ve denetlenebilir olması ve belgelendirilmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından işin başlangıcında mevcut inşaatların tarım arazisi üzerinde bulunduğunun müvekkilinden gizlendiğini, en azından sözleşme akdedilirken bu husustan bahsedilmediğini, sanki taşınmazın sanayi arsası üzerinde inşa edilmiş izlenimi yaratıldığını, oysa daha sonra yapılan araştırmalarla taşınmazın tarım arazisi olup, imar mevzuatının öngördüğü ifraz işlemlerinin yapılmasının zorunlu hale geldiğinin anlaşıldığını ve çözüme yönelik olarak 07/05/2012 tarihinde aynı parsel içinde hali hazırda planlı olmayan 104.280 m2’lik kısmın hukuki ayıplardan ari olarak imar çalışmalarının yapılması ve yasal izinlerin alınması için ikinci bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin sözlü olarak kurulduğunu, yazılı hale getirilmesinin sonraya bırakıldığını, müvekkilince bu sözleşmeye konu işlerinde yerine getirildiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafından 08/11/2012 tarihinde çalışmaların şimdilik durdurulduğunun bildirilmesi nedeniyle işin sonuçlandırılamadığını, taraflardan birinin üzerine düşen edimleri tamamen yerine getirmiş olmasına karşın, karşı taraftan beklenen bir işlemin yapılmaması nedeniyle işin sürüncemede kalmış olması durumunda sözleşmede belirlenen bedelin tamamına hak kazanılacağını, müvekkilince … 23. Noterliğinden gönderilen … tarihli ihtarla 135.000 USD ve KDV’sinin talep edildiğini, davalı tarafından verilen 19/03/2014 tarihli cevabi ihtarname ile bu alacak talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalıya karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirtilerek, anılan icra dosyasındaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda davacının taşınmazın ruhsat işlemleri ile ilgili belediyeye yaptığı başvuru esnasında taşınmazın imar durumunda sorun olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilince taşınmazın imar durumunun başlangıçta bilinebilecek durumda olmadığını, zira bu taşınmazın üzerinde kurulu binalar ile satın alındığını, aynı parsel içinde imar edilmiş binalar olmasına duyduğu güvenden dolayı haklı olarak taşınmazın imara açık olduğunu düşünmekte objektif olarak haklı olunduğunu, sözleşme kurulmadan önce taraflarca önceden bilinemeyen ifa imkansızlığının söz konusu olduğunu, bu sözleşmenin geçersiz hale gelmesinden sonra aynı parsel içinde imar planı olmayan alanın imar planlama çalışması için yeni bir sözleşme kurulması bakımından müzakere hazırlıklarına başlandığını, ancak sözleşme kurulmadığını, zira davacı tarafça verilen teklifin müvekkilince kabul edilmediğini, dolayısıyla sözleşmenin kurulduğunun kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın sözleşme olarak nitelendirdiği 07/05/2012 tarihli belgenin müvekkilince imzalanmamış olan ve taraflarca esaslı unsurlarında anlaşılamayan icap niteliğinde kalmış bir belge olduğunu, kurulmamış olan bir sözleşmeye dayalı olarak bedel talep edilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu belirterek haksız olan davanın reddine karar verilmesini suvunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12/12/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin danışmanlık hizmeti edimini yerine getirdiğini, ancak başlangıçta belirtilmeyen sonradan ortaya çıkan olumsuz hukuki durumun gerektirdiği ve imar mevzuatının öngördüğü ifraz işlemlerinin yapılmasının zorunlu hale geldiğini, bu nedenle yasal izinlerin alınması nedeniyle 07/02/2012 tarihinde ikinci bir sözleşme yapıldığını ve davalı tarafından 08/11/2012 tarihinde çalışmaların durdurulduğu yönünde bildirimde bulunulduğunu, bu nedenle müvekkilinin 12/12/2011 tarihli sözleşmedeki bedelin tamamına hak kazandığını, zira bu sözleşmesel edimini yerine getirdiğini, davalı tarafından bir kısım borcun ödendiğini, ödenmeyen 57.125,00 TL’nin KDV’si ile birlikte ihtarname ile davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle bu alacağın tahsili nedeniyle … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayıl dosyası ile davalıya karşı takip yapıldığını, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasındaki itirazın iptaline ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 12/12/2011 tarihli sözleşmeye konu taşınmazın imar durumu ile ilgili sorun olduğunu ve bu hususun başlangıçta bilinemeyeceğini, sözleşmenin kurulmasından önceki ifa imkansızlığı nedeniyle geçersiz hale geldiğini, davacının iddiası doğrultusunda imar planlamasının yapılması bakımından ikinci bir sözleşmenin imzalanmadığını, sadece teklif aşamasında kaldığını, sözleşme müzakereleri ile ilgilisi bulunmayan faturaların dosyaya sunularak bedelinin istendiğini, ilk sözleşmeye göre davacının ifa ettiği edimin ödendiğini, davanın haksız olduğunu savunup reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Taraflar arasında imzalanan 12/12/2011 tarihli danışmanlık sözleşmesi, 07/05/2012 tarihli davalının imzasını taşımayan sözleşme, esas ve birleşen davaya dayanak icra dosyaları, ihtarnameler, taraflar arasındaki eposta yazışmaları, sözleşme konusu taşınmazla ilgili imar işlem dosyası ve bu konuda … ili, … Belediye Başkanlığının cevabi yazısı ve dayanılan tüm deliller incelenip celp edilmiş ve konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla dosya kapsamı ve taraf defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak rapor ve ek rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Esas davaya dayanak … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 07/05/2012 tarihli sözleşmeden kaynaklanan hizmet ve danışmanlık bedeli ile bu sözleşmeye istinaden yapılan harcamalardan kaynaklanan 135.000 USD asıl, işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte toplam alacağın karşılığı 383.892,62 TL’nin tahsili amacıyla, birleşen davaya dayanak aynı icra müdürlüğünün 2014/26140 Esas sayılı dosyasında da; davacının 12/12/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanan ödenmeyen bakiye alacağı 57.125,00 TL’nin işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte toplam 71.877,63 TL olarak tahsilini teminen davalıya karşı ilamsız icra takiplerinin yapıldığı, süresi içinde yapılan itiraz nedeniyle takiplerin durdurulduğu ve alacaklı olan davacının takiplerin devamını sağlamak amacıyla İİK 67.maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu davaları açtığı anlaşılmaktadır.
Esas dava 07/05/2012 tarihli sözleşmeden, birleşen dava ise 12/12/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali davalarıdır.
Dosyada mevcut bulunan ve uzman bilirkişilerce düzenlenen 11/12/2017 tarihli kök raporda özetle; Esas davada, davacının dayandığı 07/05/2012 tarihli sözleşmeye dayalı olarak ileri sürülen talebin yerinde bulunmadığı, zira davalının imzasını taşımadığı, davacı şirketin imzasız sözleşmede bahsi geçen iş kapsamında yapacağını taahhüt ettiği işlerin ancak ve ancak resmi kuruluşlarca hazırlanabileceğini, bu kurumlarca hazırlanabilecek 1/5000 ve üzeri tüm planların onaylanması sonrasında ilgili resmi kurumca 1/1000 planların hazırlanıp askı süresinin tamamlanması sonucu yapılabileceği ve uygulamanını da bu aşamadan sonra taşınmazın taraflarını ilgilendireceği, başka bir deyişle davacı danışmanlık firmasının ancak bu aşamadan sonra devreye girebileceği, dolasıyla imzasız sözleşmede bahsi geçen işin, davacı şirketin yetki ve sorumluluğunu aşan bir iş olması nedeniyle dosyaya sunduğu bilgi ve belgelere göre bu sözleşmeden kaynaklı bir alacağından söz edilemeyeceği, davacı defterlerinde bu sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafı borçlandırıcı herhangi bir faturanın ya da bir belgenin ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, davacı adına … firması tarafından tanzim edilen bir kısım faturalar ibraz edilmiş ise de, bu faturalarında kendi defterlerinde yer almadığı, sözleşmenin kurulabilmesi için her iki tarafında aynı hukuki sonucun gerçekleşmesine yönelik olarak iradelerinin uyuşması gerektiği, ancak davalının bu yönde bir iradesinin olmadığı, sözleşmeyi imzalamadığı, buna göre davacının esas davaya dayanak icra takibinde isteyebileceği bir alacağının bulunmadığı, birleşen davada ise davacının ticari defterlerini eksik olarak ibraz ettiği, 12/12/2011 tarihli sözleşmeye göre, 134.815,00 TL ve 67.407,50 TL bedelli iki faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı, bu faturalar karşılığında 202.222,50 TL miktarında tahsilat yaparak alacak kaydını kapattığı ve dönem sonunda cari hesabın kapalı olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde iş konusu kapsamında belirtilen mimari, sitatik, elektrik, mekanik tesisat vb hizmetleri içeren danışmanlık hizmetinin verildiğine ilişkin herhangi bir somut belgenin olmadığı, ancak bu konuda taraflar arasında bir ihtilafın bulunmadığı göz önüne alınarak davacı tarafça bu sözleşme kapsamında toplam 228.500,00 TL tutarlı iş bedelinin 57.125,00 TL’lik kısmının talep edilmiş olup, bu bedelin toplam sözleşme bedelinin %25’ine tekabül ettiği, %75’lik kısmının ise davalı tarafından ödendiği, talep edilen kısmında davacı tarafa ödenmesinin mümkün bulunabileceği açıklanmıştır. Tarafların itirazlarının karşılanması amacıyla alınan aynı bilirkişilerden alınan 30/05/2018 tarihli ek raporda ise; esas dava yönünden yapılan açıklanmaların tekrar edildiği, birleşen dava yönünden yapılan açıklamalarda da; sözleşme kapsamında belirtilen hizmetlerden olan proje ve ruhsatlara ilişkin somut bir belge ve dökümanın davacı tarafça dosyaya ibraz edilmemesine rağmen davalı tarafından davacıya ödenmiş olan 202.222,50 TL’lik bedel hususunda, davalının 12/12/2011 tarihli sözleşmenin ödeme başlıklı bölümünde yalnızca avans olarak 60.000,00 TL ödeme yapması gerekirken davacıya yapılmış olan 202.222,50 TL’lik ödemenin davalıya iadesi yönündeki davalı taraf itirazının yerinde olmadığı, ancak bu sözleşmedeki bedelin %25’i olan ve birleşen davaya dayanak icraya konu edilen bakiye bedelin davacıya ödenmesini gerektirecek bir neden olmadığı, nitekim 12/12/2011 tarihli sözleşme kapsamında davacının tüm edimini ifa ettiği yönünde somut bir delilin ibraz edilmediği açıklanmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen ve esas dava yönünden birbirini teyit eden kök ve ek rapordaki açıklamalara, birleşen dava yönünde ise ek rapordaki tespitlere itibar edilmiştir. Her ne kadar birleşen dava yönünden kök ve ek rapordaki açıklamalar çelişkili gibi görülse de, teknik tespitler anlamında herhangi bir çelişkinin bulunmadığı, sadece delillerin değerlendirilmesi ve hukuki nitelendirme bakımından farklılığın olduğu, bu hususun ise mahkememizce değerlendirilebilecek nitelikte olduğu dikkate alınarak yeniden bir rapor alınması yoluna gidilmemiş ve birleşen dava bakımından ek rapordaki açıklamalara ve tespitlere itibar edilmiştir.
Davacı taraf esas davada, 07/05/2012 tarihli sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunmaktadır.
Anılan sözleşme incelendiğinde, konusunun, … ili, …. ilçesi, … Köyünden bulunan 13 pafta 1545 parsel numaralı taşınmazın tüm hukuki ayıplardan ari olarak hali hazırda planlı olmayan 104.280 m2lik kısmına dahil danışman (davacı) tarafından imar planlama çalışmalarının yapılması ve yasal imar izni alınmasında teknik destek ve danışmanlık hizmeti olarak belirtildiği, 5. maddesinde, hizmet bedeli ve ödeme tablosunun yer aldığı ve bu maddede ruhsatların alınması ve madde 3’te belirtilen imar planlaması ve kurul ve kuruluş görüşlerinin alınması, imar planlaması için 1/5000 ve 1/1000 planlı hazır haritaların sayısal ortamda üretilmesi ve belediye başkanlığı onayının yaptırılmasıyla birlikte 1/5000 mevzi nazım imar planının ve 1/1000 ölçekli mevzi uygulama imar planın şehircilik ilkelerine göre onaylı hali hazır haritalar üzerine çiziminin tamamlanması, 1/1000 ölçekli imar planına göre taşınmazların imar uygulama işlemlerinin yapılması için danışmanlık hizmetine ilişkin bu sözleşmede davalı tarafın imzasının bulunmadığı, anılan sözleşmenin niteliği itibariyle yazılı olarak akdedilmesinin geçerlilik koşulu olmadığı, başka bir deyişle bu nitelikteki bir sözleşmenin taraflar arasında sözlü olarak akdedilebileceği, ancak bir sözleşmenin kurulabilmesi için her iki tarafın bu yöndeki iradelerinin uyuşması gerektiği, davalının anılan sözleşmenin kurulduğunu kabul etmemesi ve sözleşmede imzasının bulunmaması karşısında artık anılan sözleşmenin varlığının davacı tarafından ispatlanmasının zorunlu olduğu , buna göre sözleşmenin geçerliliği yazılı koşula bağlı olmasa da ispat için yazılılık koşulunun gerekli bulunduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar sözleşmenin geçerli olması için yazılı olarak yapılması zorunlu olmasa da davacının iddiasını ispat zımmında yazılı bir belge sunulamadığı gibi davalı tarafından bu sözleşmenin benimsendiğinin, anılan sözleşmeye onay verildiğinin ve davacının sözleşmesel edimlerinin yerine getirdiğinin kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır. Sözleşmenin kurulamadığı durumlarda, sözleşmenin kurulması için yapılan hazırlık aşamasında gerçekleştirilen masrafların istenmesinin mümkün bulunduğu, ancak somut olayda davacının bu yönde de iddiasını ispata yarar herhangi bir belge sunamadığı, her ne kadar … firması tarafından davacı adına kesilen bir kısım faturalar ibraz edilmiş ise de, anılan fatura içeriklerine bakıldığında ihtilafa konu sözleşmenin kurulması için yapılan masraf olarak kabul edilemeyeceği, yapıldığı iddia edilen harcamalar ile sözleşmenin kurulmasından önce yapılan masraflar bakımından bir illiyet bağının kurulamadığı, kaldı ki davacının ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafı borçlandırıcı herhangi bir faturaya rastlanmadığı, dolayısıyla bu yöndeki iddiaya da itibar edilemeyeceği, 07/05/2012 tarihli olan ve davalının imzasını taşımayan belgeye dayalı olarak alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibinin haklı olmadığı kanaatine varılmış ve esas davanın reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Birleşen davada ise davacı taraf, 12/12/2011 tarihli sözleşmeye dayanmış ve bu sözleşmeye göre ödenmeyen bakiye alacağın tahsilini istemiştir.
Anılan sözleşme konusunun 1545 parsel üzerinde yer alacak iki katlı 1400 m2 olarak projelendirilecek olan ek depo bloğu, çelik depo inşaatı ve mevcut imha deposu için tüm projelendirme ve ruhsat işleriyle ilgili danışmanlık işi olduğu ve mimari, statik, elektrik … projelendirme ve ruhsat işlemlerini içeren sözleşmede yapı programının, işveren tarafından onaylanması ve gerekli tüm projelerin tamamlanmasıyla birlikte danışman olan davacının, bahse konu yapı bloğuna gerekli ruhsat için resmi kuruluşlarla olan çalışmaları yürüteceği ve inşaat ruhsatının alınmasını sağlayacağı ve bu hizmet kapsamı dahilinde belediye başkanlığı, tapu ve diğer kurumlarla olan işlemleri davalı adına tek elden koordine edeceği ve bu işlemler için davacıya yetki belgesinin verileceği, ihale süreci çalışmalarında ise davacının inşaatın fiili olarak yapılmasına yönelik ihale sürecini koordine ederek tüm evrak ve dökümanları hazırlayarak ihalenin sonuçlandırmasını sağlayacağının kararlaştırıldığı, ayrıca sözleşmede belirlenen hizmet ve çalışmaların tamamlanması ve fiili olarak inşaatın başlaması için öngörülen sürenin 01/03/2012 olup, bu tarih itibariyle tüm hizmetlerin tamamlanacağının taahhüt edildiği, toplam iş bedelinin 228.500,00 TL ve KDV olduğu, 60.000,00 TL avansın ödeneceği, geri kalan kısmın ise işin durumuna göre karşılıklı olarak belirleneceğinin ifade edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı taraf bu sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirdiğini belirtilmiş ise de, mahkememizce itibar edilen kök ve ek rapordaki teknik tespitlere, ayrıca taraflar arasındaki eposta yazışmalarına göre davacının 12/12/2011 tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimini yerine getirdiği sonucuna varılamayacağı, taşınmazların imar durumu, projeler ve ruhsatlarla ilgili herhangi bir uygulama çalışması yapıldığına dair somut bir belgenin sunulamadığı, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından kesilen 2 ayrı faturanın defterlerinde yer aldığı ve karşılığında 202.222,50 TL’nin davalı tarafından ödendiği, bu 2 fatura dışında davacı tarafından anılan sözleşme kapsamında kesilen başkaca bir faturanın olmadığı, dolayısıyla davacının tam olarak edimlerini ifa etmediği bir sözleşmeye dayalı olarak bakiye alacağını isteyemeyeceği, esasında davacının iddiasına bakıldığında 12/12/2011 tarihli sözleşmenin ifasının daha başlangıçta imkansız olduğu ve bu hususun davalı tarafından bilinmesine rağmen kendisine bilgi verilmediği, 12/12/2011 tarihli sözleşmenin ifasının imkansız olması nedeniyle 07/05/2012 tarihli ikinci bir sözleşmenin akdedildiği yönünde bulunduğu, ancak davacı tarafından, üzerinde bir kısım bina bulunan taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğunun sözleşme kurulmadan önce davalı tarafından bilindiğinin veya bilinmesi gerektiğinin kanıtlanamadığı, bu yönde herhangi bir delilin ibraz edilemediği, sözleşmenin ifası sırasında tarım arazisi olduğunun öğrenildiğinin kabulü gerektiği ve bu durumda da, sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesinde davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, başka bir deyişle davalının kusurlu olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı sonucuna varılmakla, sözleşmedeki bakiye bedelin istenebilir olmadığı, anılan bu sözleşmeye göre davacının gerçekleştirdiği bir kısım edimlerin bedelinin davalı tarafından ödendiği, bu hususun davacının kendi ticari defterleri içeriği ile sabit olduğu, takip konusu yapılan bakiye kısmın talep edilmesi mümkün görülmediğinden esas davaya dayanak icra takibinin de haklı olmadığı kabul edilmiş, esas ve birleşen davanın reddine ve icra takibi yapılmasında davacının kötü niyetli olduğu hususu davalı tarafından ayrıca ve açıkça kanıtlanamamış olduğundan davalının icra inkar tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ESAS DAVADA;
Davanın REDDİNE,
Davalının istediği icra inkar tazminat talebinin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 4.614,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.578,25 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.983,56 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 700,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2014/1657 ESAS SAYILI DAVADA;
Davanın REDDİNE,
Davalının istediği icra inkar tazminat talebinin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 868,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 832,30 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.256,54 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ün yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/09/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

ESAS DAVADA :
Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 4.614,15 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 4.578,25 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.362,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 700,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.670,00 TL
Posta Giderleri : 392,00 TL
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2014/1657 E. DAVADA:
Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 868,20 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 832,30 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 562,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 150,00 TL
Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 76,00 TL