Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1454 E. 2018/48 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1454 Esas
KARAR NO : 2018/48

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2014
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, spor, kültür ve eğlence hizmetleri sektörlerinde birden fazla şubesi ve yaklaşık 15.000 kayıtlı üye sayısı ile uzun yıllardır hizmet verdiğini ve halen basiretli bir tacir gibi kendisinden beklenen menfaatleri profesyonel olarak karşılayacak … markası adı altında en kaliteli şekilde de hizmet vermeye devam etmekte olduğunu, Müvekkili firma davalı arasında müvekkilinin bünyesinde bulunan çeşitli ilçelerde ve kurulu tesislerinde temizlik hizmetini yapabilecek uygun kişilerin çalıştırılması şartlarını düzenleyen bir nevi asıl-alt işveren ve/veya hizmet sözleşmesinin akdedildiğini, Mezkur sözleşmede tarafların hak ve yükümlülükleri belirlendikten sonra yapılacak işin niteliği, müvekkiline sunulacak hizmet ve karşılığında yapılacak ödeme ve ödeme şekillerinin düzenleme altına alındığını, Buna göre ise; sözleşmede yüklenici firma olarak adı geçen davalının ay içinde yapacağı temizlik hizmetlerine mukabil fatura tanzim edeceğini ve müvekkili şirketçe bu hizmetin karşılığının çek olarak ödeneceğini, Ancak sözleşmede yazılan ve temizlik ile ilgili verilecek hizmetin davalı tarafça tam ve gereği gibi ifa edilmediğini, müvekkilinin şubelerinde davalı firmaca konuşlandırılan çalışan işçilerin niteliği ve niceliği bakımından da, davalı firmanın edimlerini ve yükümlülüklerini ifa etmediğini, spor, kültür ve eğlence sektörlerinde birinci sınıf düzeyde hizmet veren müvekkilinin kalitesinin düşmesine, müşteri ve üye portföyünün azalmasına, genel olarak maddi ve manevi zararlara duçar olmasına sebebiyet verdiğini, Davalı firma tarafından kesilen faturaların alınmış olunan hizmetin karşılığı olmasına rağmen, bu hizmetin alınmadığını ve bu hizmetin tam ve gereği gibi davalı firmadan alınacağı inancı ile davalı firmaya henüz vadesi gelmemiş ileri tarihli ve tedbir talep edilen dava dilekçesinde ayrıntıları bulunan çeklerin keşide edilerek verildiğini, davalı firma ile akdedilen sözleşmenin akabinde müvekkili firmanın almış olduğu geçmiş dönemlere ait hizmet bedellerini fatura karşılığı ve keşideci olarak tanzim edilen çeklerle ödediğini ve her iki firmanın tüm kayıtlarına da bu durumun işlendiğini, ancak dava dilekçesinde ayrıntıları belirtilen çeklerin bedellerin karşılığı olması gereken hizmetin alınamadığını, buna rağmen davalı firmanın fatura tanzim ettiğini ve karşılığında dava dilekçesinde ayrıntıları bulunan çeklerin davalı şirket uhdesine geçtiğini, söz konusu çeklerin vadelerinin henüz gelmediğini ve icra takibine de konu edilmemiş olduğundan, ödeme yasağı kararı verilerek, dava sonuçlanıncaya kadar takibe konu edilmemesi, ciro edilmemesi, takibe konu edilecek olanların ise durdurulması yönünde, sayın mahkemece İİK 71 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız ya da uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, 11.10.2014 tarih ve 92.970,45 TL çekin vade tarihinin 11.10.2014 gününe denk gelmesi ve çekin tahsil için takasa verilerek tahsil imkanı da bulunduğundan ivedi olarak tedbir kararı verilmesine, müvekkili şirketin çek bedelleri karşılığı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, tedbir kararı verilinceye kadar bu çek bedelinin davalı firmaya ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır, profesyonel firmalara, alışveriş merkezleri ve fabrikalara endüstriyel temizlik hizmetleri sağlayan sektörde önemli bir yere gelmiş bir aile işletmesi olduğunu, müvekkilinin alanında uzmanlığından faydalanmak isteyen davacı ile yapılan 18/06/2013 tarihli mübrez sözleşme gereği müvekkilinin davacının tesislerinde temizlik hizmeti vermesinin kararlaştırılmış olduğunu, hizmetin ücretinin, sözleşmenin 6. maddesinde çalışan kişi başına 1.530 TL + KDV olarak belirlendiğini, kararlaştırılan ücret sisteminin doğası gereği, tarafların her ay sonunda, geçmiş ayda çalışan personel sayısı üzerinde mutabık kalmakta olduklarını, hizmet faturasının da bu mutabakata göre tanzim edilerek,davacıya ulaştırılmakta olduğunu, yine sözleşmenin 7. maddesi gereğince, müvekkilince keşide edilen faturaların 120 gün “vadeli” çek ile ödenmekte olduğunu, ancak davacının fatura ödemelerinde sürekli gecikme yaşaması, çeklerin sürekli ertelenmeye çalışılması nedeniyle sorunların baş gösterdiğini, müvekkilinin önemli bir finansman zorluğu içine girdiğini, davacının Nisan/2014 döneminde verilen hizmetlerin faturasına ilişkin kesilen çekin ödemesini de ertelemek istediğini, bu talebin müvekkili tarafından kabul edilmeyince eldeki davanın ikame edildiğini, davacı vekilinin de kabulünde olduğu üzere, menfi tespit davasına konu edilen çeklerin tümünün müvekkilinin Mayıs, Haziran, Ağustos, Eylül/2014 dönemlerinde verdiği hizmet neticesinde varılan mutabakat ve düzenlenen faturaların ifası amacıyla düzenlenen çeklere ilişkin olduğunu, düzenlenen her bir faturanın bizzat Davacıdan gelen puantaj kayıtlarına göre varılan mutabakata istinaden düzenlendiğini, zira müvekkilinin işçilerinin, esasen davacı iş yerlerinde çalıştıklarından, onların işe giriş-çıkışları, fazla mesaileri v.s. kontrollerinin bizzat davacı tarafından yapılmakta olduğunu, aylık olarak müvekkiline e-posta ile fatura düzenlenmesi amacıyla bildirildiğini, taraflar arasında kurulan bu düzenin doğal sonucu olarak, verilen hizmetin gereği gibi ifa edilmemesinin mümkün olmadığını, asla böyle bir durum olmadığını, mayıs çalışmaları üzerinde mutabık kalındığını, faturasının ve çekin tanzim edildiğini, aynı şekilde Haziran, Ağustos ve Eylül aylarında verilen hizmet bedeli üzerinde de mutabık kalındığını, faturasının ve çeklerin tanzim edildiğini, peşinen veya avans olarak verilmiş herhangi bir çekin de olmadığını, davacının aldığı hizmetten aylar sonra, soyut şekilde bu hizmetin “gereği gibi” ifa edilmediğini ortaya atarak menfi tespit davasını ikame ettiğini, dosyada bu iddiayı kanıtlar tek bir delilin dahi olmadığını, davacının tek amacının, daha önceki çek erteleme taleplerini kabul etmeyen müvekkilini mahkemeniz vasıtasıyla adeta cezalandırmak olduğunu, oysa ki, müvekkilinin davacı nezdinde yaklaşık 54 çalışanının istihdam edildiğini, bu çalışanların maaşlarının, sosyal haklarının, SGK primlerinin davacıdan tahsil edilecek tutardan tahsil edilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacı nezdinde çalışan işçilerin aylık salt işçilik maliyetlerinin dahi en az 100.000 TL’yi bulmakta olduğunu, davacının zaten bu işçilerin çalışmış olduğuna dair bir itirazının bulunmadığını, orta ölçekteki bir aile işletmesi olan müvekkilinin şirketinin, bu tutarı kendi kaynaklarından finanse etmesinin mümkün olmadığını, davacının amacının ise, borcunu tamamen haksız olarak ötelemek ve mal kaçırma için kendisine fırsat yaratmak olduğunu, davacı ile yapılan yazışmalarda da verilen hizmetin kabul edilmekte olduğunu, …banka … Şubesinin … çek numaralı 11/10/2014 tarihli çek üzerine konulan tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, sayın mahkemece vaaz edilen tedbir kararının dosya üzerinde inceleme yapılarak ve teminatsız olarak kaldırılmasını, aksi halde müvekkilinin telafisi imkânsız şeküde kıdem, ihbar ve işçilik alacakları yüzünden zarara uğrayacağını, bu yüzden Sayın Mahkemenin teminata hükmetmesi halinde yatırmaya amade olduklarını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
… 34. İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyası, taraflar arasındaki sözleşme, çek suretleri, SGK kayıtları, faturalar ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile davacının ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış, deliller toplanmıştır.
Davacının ticari defterlerinin incelendiği ve tüm dosya kapsamında konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 16/08/2016 tarihli raporda özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının hesabında açılış bilançosunda envanterde 89.852,46 TL borç ve 43.889,03 USD tutarların mevcut olduğu, davalıya ilişkin 2014 yılında en son Temmuz ayında davalı faturası, Ağustos ayında davacının çek verdiği ve daha sonra havale kaydı neticesinde 5.960,01 TL davalının alacak bakiyesi ile 2015 yılına devrettiği, davalının düzenlediği Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına ait 8 adet toplam 663.395,72 TL tutarındaki faturanın davacı defterinde kayda alındığı, bu faturalara karşılık davacının davalıya 657.435,72 TL tutarındaki çek – nakit ödeme mevcut olduğu, davacının davalıya 5.960,00 TL borçlu kaldığı, ödenen tutar içerisinde davaya konu 3 adet çek ile davacı tarafından 16/07/2014 tarihinde düzenlenen 7.080,00 TL’lik faturanın da bulunduğu, söz konusu faturanın vade farklı açılmalı olduğu, davalının düzenlediği faturaları davacının defterine kaydetmesinin hizmetin verildiği anlamına geldiği, hizmetin gereği gibi verilmediği iddiasının ispat edilemediği, taraflar arasındaki sözleşmenin sürekli sözleşme niteliğinde olduğundan fesih halinde ileriye etkili olarak akdi ilişki sonlandırıldığı, davacının menfi tespit ve istirdat taleplerinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen dosya kapsamıyla uyumlu, gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının davalıya verdiği 3 adet çek ile 16/07/2014 tarihli 7.080,00 TL bedelli fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile bu bedeller ödenmiş ise istirdat talepli menfi tespit davasıdır.
Davacı, davalı ile sözleşme akdettiğini, bu sözleşmeye bağlı 3 adet çek keşide ettiğini, çeklerin vadesinin henüz gelmediğini, davalının sözleşmedeki hizmeti gereği gibi ifa etmediğini, zarara neden olduğunu, bu nedenle 3 adet çek ve fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı ise davacıya sözleşme gereği hizmet verildiğini, davacının fatura ödemelerinde gecikme yaşadığını, kendisinden nisan 2014 faturasına ilişkin kesilen çekin ödemesini ertelemek istediğini, kabul edilmeyince işbu davayı açtığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Tüm dosya kapsamında; tarafların tacir olduğu, aralarında temizlik hizmeti verilmesi için sözleşme akdedildiği ve bu kapsamda ticari ilişki bulunduğu, davalının bu sözleşme ile davacının tesislerinde temizlik hizmeti vermeyi üstlendiği, davacının da her bir personel için aylık 1.530,00 TL + KDV tutarında ücret ödemeyi üstlendiği, davalının düzenlediği ve gönderdiği 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına ait 8 adet toplam 663.395,72 TL tutarındaki faturanın davacı tarafından ticari defterlerine işlendiği, davacının bu fatura karşılığı davalıya dava konusu çekler de dahil olmak üzere çek – nakit olarak ödeme yaptığı, bu durumda davalının sözleşme ile üstlendiği temizlik hizmetini verdiğinin kabulü gerektiği, her ne kadar davacı hizmetin gereği gibi ifa edilmediğini iddia etmiş ise de dosya kapsamında bu hususa ilişkin bir delil bulunmadığı, bu iddianın ispat edilemediği, yine davalı davacı ile olan sözleşmeyi feshetmiş ise de düzenlenen faturaların akdi ilişki devam ederken verildiği ve ödemenin yapıldığı, tüm bu nedenlerle davacının dava konusu 3 adet çek ve 7.080,00 TL bedelli fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ispat edemediğine mahkememizce kanaat getirilmiş olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 4.965,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.930,00 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 23.397,09 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 546,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansı ve teminatın kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 4.965,90 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 4.930,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 475,00 TL
Teminat : 36.470,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.050,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 500,00 TL
Posta Giderleri : 238,00 TL