Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1374 E. 2020/329 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1374 Esas
KARAR NO : 2020/329 Karar

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2014
KARAR TARİHİ : 09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan esas Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) ve birleşen Tazminat (Ticari Nitelikteki Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin … markası ile faaliyet gösteren kurumsal bir firma olduğunu, bu kapsamda davalı … ile iki farklı istasyon için 20/09/2010 tarihli iki ayrı bayilik sözleşmesi ve 20/09/2010 tarihli iki ayrı satış taahhütnamesi imzalandığını, davalının taahhütname ile “…” adresinde bulunan istasyonda yıllık 1250 m3, “… Yolu 13. Km – …” adresinde bulunan istasyonda yıllık 750 m3 akaryakıt satma taahhüdünde bulunduğunu ancak davalının bayilik sözleşmesi ve protokollerden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle davalıya … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı uyarı yazıları gönderildiğin, ancak davalının buna rağmen uyarıların gereğini yerine getirmediğini ve akabinde … 17. Noterliği’nin … tarih ve … – … yevmiye nolu evrakı üzerinden keşide ettiği ihtarname ile sözleşmeleri tek yanlı olarak “Bayilik Sözleşmesi ve protokol uyarınca mutabık kaldığımız ve tarafıma uygulamanız gereken iskontoları uygulamadığınız” şeklinde gerekçe ile süresinden önce hukuka aykırı bir şekilde feshettiğini, oysa bu gerekçenin sözleşme ve protokol içeriklerine aykırı olduğunu, akdedilen sözleşme ve protokoller kapsamında davacının ana ve yan edim borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna mukabil davalını sözleşmeleri feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davalının taahhütnamelerdeki kotanın altında satış yapmış olması nedeniyle Karskapı istasyonundan dolayı 19.500,00 USD, … Yolu … istasyonu nedeniyle 100.260,00 USD cezai şart alacakları oluştuğunun hesaplandığını, bu miktarın yargılama aşamasında bilirkişi tarafından da hesaplanacak olduğunu, keza bayilik sözleşmelerinin 4. Maddesi kapsamında da davalının bu sözleşmelerin haksız olarak feshedilmesi halinde her bir sözleşme için 100.000,00 USD tutarındaki cezai şartı ödeme taahhüdünde bulunduğunu ayrıca sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle sözleşme kapsamında satılması muhtemel malın satılamaması nedeniyle bayilik sözleşmelerinin 46. Maddesi kapsamında kar yoksunluğuna uğradıklarını ve ayrıca cari hesap kapsamında bakiye alacakları olduğu nedeniyle davalıdan yıllık asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle her bir asgari alım taahhütnamesi nedeniyle 10.000,00 USD olmak üzere toplam 20.000,00 USD cezai şartın, bayilik sözleşmelerinin haksız feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 4. Maddesi kapsamında olmak kaydıyla her bir bayilik sözleşmesi nedeniyle 5.000,00 USD olmak kaydıyla toplam 10.000,00 USD cezai şartın ve bayilik sözleşmelerinin 46. Maddesi kapsamında sözleşmelerin süresinden öne haksız olarak feshi nedeniyle maruz kaldıkları kar yoksunluğu nedeniyle her bir sözleşme için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’nin ve cari hesaptan kaynaklanan 3.858,25 TL alacağın sözleşmenin 42. Maddesi kapsamında avans faizine 20 puan eklenmek suretiyle tespit edilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının akdedilen protokole aykırı davrandığını ve müvekkili aleyhine iskonto ve kar oranlarının protokolün 3.2.4 hükmüne aykırı olarak değiştirildiğini, bu konuda … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, iskonto ve kar oranları ile vadenin düzeltilmesinin ihtar edildiğini, akabinde vade düzeltilmiş ise de iskonto ve kar oranlarının düzeltilmediğini, daha sonra … 3. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve mevcut durumun tekrar ihtar edildiğini fakat düzeltilmediğini, bu nedenle … 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, protokoldeki şartların tek taraflı olarak değiştirilmesinin mümkün olmadığını, kötü niyetli olarak teminat mektuplarının nakde çevrildiğini, davacıya borçları olmadığı gibi alacaklı olduklarını, sözleşmedeki ticari şartlara göre satış hedefinin tutturulduğunu fakat diğer hallerde satış hedefinin tutturulmadığı ve durumun kendi kusurundan faydalanmaması ve çelişkili davranışı nedeniyle hukuk düzenince korunmasının mümkün olmadığını, davalının fesihte haksız olması nedeniyle bayilik sözleşmesinin 46. maddesi uyarınca cezai şart istenemeyeceğini, aynı hususun mahrum kalınan kar talebi için de geçerli olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA/
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 20/09/2010 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, buna ilişkin aralarında bayilik protokolü imzalandığını, davalı tarafın protokole aykırı olarak hareket ederek müvekkilinin kar payını ve iskonto payını düşürdüğünü, müvekkiline teslim edilen mal ile faturaya yansıtılan mah da her farklı olduğunu, davalı tarafından kötü niyetli tutumlarla teminat mektuplarını nakde çevirdiğini, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davalı taraf bayilik sözleşmesinin feshinden dolayı tazminat davası açtığını, konusu ve tarafları aynı olan bu dosya ile … 1. ATM’ nin … Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından yapılan değişikliklerin davacı ile yapılan sözleşmenin protokollerine uygun olduğunu, davacı tarafça kabul edilmesi ve çekincesiz olarak mal alımına devam edilmiş olmasın nedini ile yapılan fesih açıkça kötü niyetli olduğunu, davacının tüm taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Esas dava, taraflar arasında akdedilmiş olan iki ayrı bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız olarak feshi nedeniyle kar mahrumiyeti, satış taahhüdüne aykırılıktan kaynaklanan cezai şart alacağı, sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağı ile cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili, birleşen dava ise feshedilen bayilik sözleşmesi kapsamında yanlış uygulanan iskonto ve kar oranlarından kaynaklanan zarar, eksik teslimden kaynaklanan zarar, mahrum kalınan kar nedeniyle ve teminat mektuplarının nakde çevrilmesinden kaynaklanan zararın tahsili davasıdır.
Esas davada davacı vekili, davacı müvekkilinin … markası ile faaliyet gösteren kurumsal bir firma olduğunu, bu kapsamda davalı … ile iki farklı istasyon için 20/09/2010 tarihli iki ayrı bayilik sözleşmesi ve 20/09/2010 tarihli iki ayrı satış taahhütnamesi imzalandığını, davalının taahhütname ile “…” adresinde bulunan istasyonda yıllık 1250 m3, “… Yolu 13. Km – …” adresinde bulunan istasyonda yıllık 750 m3 akaryakıt satma taahhüdünde bulunduğunu ancak davalının bayilik sözleşmesi ve protokollerden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle davalıya … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı uyarı yazıları gönderildiğin, ancak davalının buna rağmen uyarıların gereğini yerine getirmediğini ve akabinde … 17. Noterliği’nin … tarih ve … – … yevmiye nolu evrakı üzerinden keşide ettiği ihtarname ile sözleşmeleri tek yanlı olarak “Bayilik Sözleşmesi ve protokol uyarınca mutabık kaldığımız ve tarafıma uygulamanız gereken iskontoları uygulamadığınız” şeklinde gerekçe ile süresinden önce hukuka aykırı bir şekilde feshettiğini, oysa bu gerekçenin sözleşme ve protokol içeriklerine aykırı olduğunu, akdedilen sözleşme ve protokoller kapsamında davacının ana ve yan edim borçlarını eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna mukabil davalını sözleşmeleri feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davalının taahhütnamelerdeki kotanın altında satış yapmış olması nedeniyle … istasyonundan dolayı 19.500,00 USD, … Yolu … istasyonu nedeniyle 100.260,00 USD cezai şart alacakları oluştuğunun hesaplandığını, bu miktarın yargılama aşamasında bilirkişi tarafından da hesaplanacak olduğunu, keza bayilik sözleşmelerinin 4. Maddesi kapsamında da davalının bu sözleşmelerin haksız olarak feshedilmesi halinde her bir sözleşme için 100.000,00 USD tutarındaki cezai şartı ödeme taahhüdünde bulunduğunu ayrıca sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle sözleşme kapsamında satılması muhtemel malın satılamaması nedeniyle bayilik sözleşmelerinin 46. Maddesi kapsamında kar yoksunluğuna uğradıklarını ve ayrıca cari hesap kapsamında bakiye alacakları olduğu nedeniyle davalıdan yıllık asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle her bir asgari alım taahhütnamesi nedeniyle 10.000,00 USD olmak üzere toplam 20.000,00 USD cezai şartın, bayilik sözleşmelerinin haksız feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 4. Maddesi kapsamında olmak kaydıyla her bir bayilik sözleşmesi nedeniyle 5.000,00 USD olmak kaydıyla toplam 10.000,00 USD cezai şartın ve bayilik sözleşmelerinin 46. Maddesi kapsamında sözleşmelerin süresinden öne haksız olarak feshi nedeniyle maruz kaldıkları kar yoksunluğu nedeniyle her bir sözleşme için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’nin ve cari hesaptan kaynaklanan 3.858,25 TL alacağın sözleşmenin 42. Maddesi kapsamında avans faizine 20 puan eklenmek suretiyle tespit edilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davacı ile davalı arasında 20/09/2010 tarihinde iki ayrı bayilik sözleşmesi akdedildiğini, protokolün 3.2.4 maddesi ile davacı bayinin …’ten yapacağı benzin alımları için Tüpraş beyaz ürün depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan pompa satış fiyatı arasında kalan toplam karın %60’nın bayi, %40’nın ise …’e (davalıya), kırsal motorin ve motorin alımlarından kaynaklanan karın ise %88’in bayi, %12’nin …’e (davalıya) ait olacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, protokoller ile belirlenen kar payı ve iskonto oranlarının iş bu protokolün yapıldığı tarihteki piyasa şartlarına göre belirlenmiş olduğunun ve ancak piyasa şartları ve ülke ekonomisinde değişiklikler meydana gelmesi halinde tarafların bir araya gelerek karşılıklı mutabakat ile yeni kar payı dağıtımı ve iskonto oranları konusunda anlaşmaya varacakları konusunda sözleşmede hüküm bulunduğunu, ancak davalı sağlayıcının sözleşme hükümlerine aykırı olarak iskonto ve kar payı oranlarında değişikliğe gittiğini, noter vasıtasıyla uyarıda bulunulmasına rağmen yanlışlığın düzeltilmediğini, bu nedenle bayilik sözleşmelerinin davacı tarafından … 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu evrak üzerinden keşide edilen ihtarname ile feshedildiğini, ancak sözleşme aykırı olarak uygulanan iskonto ve kar payı uygulaması nedeniyle zarara uğradığını ve bu nedenle uğranılan zarar kadar davalıdan alacaklı olduğunu, sözleşmenin bu şekilde ihlali karşısında taahhüt edilen satış miktarına ulaşmasının kendisinden beklenemeyeceğini, tüm bu nedenlerden HMK m.107 kapsamında olmak üzere sözlemeye aykırı olarak uygulanan iskonto ve kar yoksunluğu nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL, eksik teslim edilen ürünler nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL, mahrum kalınan kar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL ve teminat mektuplarının nakde çevrilmesi nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi ve ticari itibarlarının sarsılması nedeniyle de 50.000,00 TL manevi zararın doğum tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile iş bu davanın … 1. ATM’nin … Esas sayılı davası ile birleştirilmesi talep ve dava edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi bayilik sözleşmesi netiliğindedir. Bayilik sözleşmesi, üretici veya toptancının (sağlayıcının) mallarının tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede satmak üzere bayiye (dağıtıcıya) göndermeyi, buna karşılık bayinin de üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme konusu mal ve hizmeti kendi adına ve hesabına satmayı ve bu mal ile hizmetin sürümünü arttıracak faaliyetlerde bulunmayı üstlendiği sözleşmedir. (Dr. Nilay Şenol, 2011, Bayilik Sözleşmesi Sona Ermesi Ve Sonuçları, …, …, sayfa 11) Bayilik Sözleşmesi 6098 sayılı TBK. m.126 kapsamında iki tarafa sürekli olarak borç yükleyen, acentelik ve vekalet sözleşmesine benzer özelikler taşısa da tam anlamı ile bu sözleşmelerin hiç birisine girmediği için karma sözleşme olarak dahi nitelendirilemeyecek isimsiz (sui generis) bir çerçeve sözleşmedir. (Şenol, s. 34) Sürekli borç ilişkisinde, borçlu, sözleşme süresi ve eğer sözleşme belirsiz süreli ise sözleşme ayakta kaldığı sürece ifa yükümlülüğü altındadır. Bu kapsamda sözleşme süresince sağlayıcı mal verme, dağıtıcı (bayii) ise malın sürümünü artırma borcu altındadır. Bu nedenle bayilik sözleşmesinde her iki taraf da sözleşme ilişkisinin aniden ortadan kalkmayacağı konusunda karşılıklı bir güven duygusu içerisindedir. Esasen sürekli edim borcu, borcun niteliğinden ve bu güven duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bayilik sözleşmesi ister belirli ister belirsiz süreli olusun ancak haklı nedenle ve ileriye etkili olarak (ex nunuc) olarak sona erdirilebilir. (Şenol, s. 14-16)
Bu kapsamda, sözleşmede öngörülen olağan fesih hakkının, keyfi olarak kullanması dürüstlük kurallarına aykırı olacağından olağan yolla fesih hakkını kullanan taraf bu hakkını haklı bir nedenle kullandığını ispat yükü altındadır.(bkz. Yargıtay 11. HD. 22/10/2014 tarih – 2014/7542 Esas ve 2014/16209 Karar ve 11. HD. 27/04/2016 tarih – 2015/15216 Esas ve 2016/4748 Karar) Keza, taraflardan biri sözleşmeyi olağanüstü yolla ve haklı nedenle feshetmiş ise haklı nedeni ispat yükü altındadır. (bkz. Bilge Umar – Ejder Yılmaz (1980) İspat Yükü, Yeniden Yazılmış, Genişletilmiş 2. Bası Ankara: Kazancı Matbaacılık, s. 108-109/ Yargıtay 19. HD. 29.01.2018 tarih – 2016/12515 E. ve 2018/188 K.)
Uygulamada, bayilik sözleşmesi ve eki niteliğindeki sözleşmeler ile bayiye asgari bir alım yükümü de yüklenmektedir. Doktrinde, asgari alım yükümlülüğünün yüklenebileceği esasen böyle bir yükümlülüğün genel alım yükümlülüğünün somutlaşması niteliğinde olduğu ve asgari alım taahhüdünün, bayiyi sürümü artırmaya ve sağlayıcıyı da sağlanacak mal konusunda planlama yapmaya ittiği kabul edilmektedir. (Şenol, s. 85)
Bu kapsamda taraflardan biri sözleşmeyi haksız olarak sona erdirdiği (fesh ettiği) takdirde diğer taraf 6098 sayılı TBK. m. 126’nın “İfasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” şeklindeki hükmü kapsamında diğer taraftan sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini isteme hakkına sahiptir. (Şenol, s. 50 ve 289) Nitekim Yargıtay 11. HD. 17/11/2016 tarih 2015/12027 E. ve 2016/8889 K. sayılı kararında belirtildiği üzere “… Davacı ifasına başlamış sürekli edimli sözleşmelerde borçlunun temerrütünü düzenleyen 6098 sayılı BK.’nın 126. maddesine dayanarak davalının haksız fesih tarihinden itibaren tazminat isteyebilir…” şeklindeki uygulaması ile TBK. m. 126 hükmünü, sürekli edimli sözleşmelerde borçlunun temerrütüne bağlanan sonuçların düzenlenmesinden öte sürekli edimli sözleşmelerin haklı neden ile feshinin sonuçlarını öngören temel hukuki dayanak olarak kabul etmektedir. (Dr. Murat Tümerdem (2018) Sürekli Borç İlişkilerinde Borçlunun Temerrüdü ve Sonuçları (TBK md. 126), Ankara: Seçkin Yayınları, s. 83) Ancak sözleşmenin sona erdirilmesine yönelik fesih iradesinin karşı tarafa ulaşması ile birlikte karşı taraf sözleşmeye dayalı olarak aynen ifayı ve sözleşmeden kaynaklanan başka bir hakkın ifasını sözleşme ayaktaymış gibi talep edemez. (Yargıtay 11. HD. 15.02.2017 tarih 2015/12426 E. ve 2017/843 K.) Ancak sözleşmenin sona ermesi nedeni ile zararı var ise talep edebilir. (Yargıtay 11. HD. 17.07.2018 tarih 2016/9219 E. ve 2018/5071 K.) Tüm zararlar talep edilebilmekle birlikte talep edilecek zarar kural olarak müspet zarardır.
Ancak 6098 sayılı TBK’nın genel hükümlerinde haklı sebep tanımlanmış değildir. Fakat TBK. özel hükümlerdeki haklı sebebe ilişkin hükümlere bakıldığında kanun koyucunun, sözleşme ilişkisinin devamını çekilmez hale getiren halleri haklı sebep olarak kabul ettiği söylenebilir. (Tümerdem, s. 79)
İhtilaf, sözleşmenin davalı (bayi) tarafından haksız yere feshedilip edilmediği, haksız yere feshedildi ise davacının iki ayrı bayilik sözleşmesi ve iki ayrı protokol ile ayrı ayrı öngörülmüş olan cezai şart alacağı ile sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kar yoksunluğu nedeniyle oluştuğu iddia olunan zarar ile bakiye alacağı talep etme hakkı olup olmadığı, varsa bu alacak kalemlerinin miktarının tespiti ve birleşen dava kapsamında ise birleşen davanın davacısının bayilik sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği, haklı neden ile feshetmiş ise davalının sözleşmeye aykırı olarak iskonto ve kar payı uygulaması yapıp yapmadığı, yaptı ise bu nedenle, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle kar yoksunluğu ve eksik mal gönderilmesi nedeniyle bir zararı olup olmadığı, varsa miktarının tespiti ile sözleşmenin ihlalinin birleşen davacının kişilik haklarını ihlal edip etmediği, etti ise bu nedenle davalının manevi zarara mahkumiyetine gerek olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bu kapsamda sözleşmeyi fesheden davalı/birleşen davanın davacısı, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ve tarafalar sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğrayıp uğramadıklarını ve miktarını ispat yükü altındadırlar. Ancak tarafların akdedilen sözleşme kapsamında iskonto ve kar payı oranlarının yanlış uygulanıp uygulanmadığı, sözleşme ve sektör itibariyle piyasa koşulları nazara alınmak suretiyle ve tarafların defter ve belgeleri incelenmek suretiyle tespiti gereken bir husus olduğundan ve bu husus hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir hal olduğundan 6100 sayılı HMK m. 266 gereği mahkeme tarafların talebi yahut kendiliğinden bilirkişi incelemesine başvurması mümkündür.
Taraflar arasında 20/09/2010 tarihinde … İstasyonu ve … Yolu 13. Km’de bulunan iki ayrı istasyonun … markası ile 5 yıl süreyle işletilmek üzere iki ayrı bayilik sözleşmesi akdedildiği görülmektedir.
Taraflar arasında Karskapı İstasyonuna yönelik olarak düzenlenen 20/09/2010 tarihli ve 7 sayfadan ibaret Bayilik Protokolü’nün incelenmesinde; davalının yıllık 1250 m3 beyaz ürünü satın alma vaadinde bulunduğu (m.3.1.8) ve sözleşmenin m.3.2.4 ile de bayiinin …’ten yapacağı benzin alımları için … beyaz ürün depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan pompa fiyatı arasında kalan toplam karın %60 bayii %40 … arasında paylaşılacağı, keza kırsal motorin ve motorin alımları için ise %88 bayii %12 … arasında paylaşılacağının öngörülmüş olduğu ve ileride piyasa şartlarında ve ülke ekonomisinde değişiklikler meydana geldiği takdirde tarafların yeni piyasa şartlarına ve ülkenin genel ekonomi şartlarına göre yeniden iskonto ve kar payları konusunda karşılıklı olarak mutabakata varacak oldukları konusunda sözleşmede hüküm olduğu, sözleşmenin 4. maddesi ile de sözleşmenin haksız olarak feshi halinde bayiinin 100.000,00 USD cezai şart ödeme yükümü altına girdiği görülmektedir.
Satış Taahhütnamesi başlıklı 20/09/2010 tarihli protokol ile Karskapı’da yer alan istasyon bakımından davalının yıllık 1250 m3 beyaz ürünü satma taahhüdünde bulunduğu, bu taahhüdün ihlali halinde m3 beyaz ürün için 60,00 USD cezai şart ödemeyi kabul etmiş olduğu görülmektedir.
Taraflar arasında … Yolu 13 km İstasyonuna yönelik olarak düzenlenen 20/09/2010 tarihli ve 7 sayfadan ibaret Bayilik Protokolü’nün incelenmesinde; davalının yıllık 750 m3 beyaz ürünü satın alma vaadinde bulunduğu (m.3.1.8) ve sözleşmenin m.3.2.4 ile de bayiinin …’ten yapacağı benzin alımları için Tüpraş beyaz ürün depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan pompa fiyatı arasında kalan toplam karın %60 bayii %40 … arasında paylaşılacağı, keza kırsal motorin ve motorin alımları için ise %88 bayii %12 … arasında paylaşılacağının öngörülmüş olduğu ve ileride piyasa şartlarında ve ülke ekonomisinde değişiklikler meydana geldiği takdirde tarafların yeni piyasa şartlarına ve ülkenin genel ekonomi şartlarına göre yeniden iskonto ve kar payları konusunda karşılıklı olarak mutabakata varacak oldukları konusunda sözleşmede hüküm olduğu, sözleşmenin 4. maddesi ile de sözleşmenin haksız olarak feshi halinde bayiinin 100.000,00 USD cezai şart ödeme yükümü altına girdiği görülmektedir.
Satış Taahhütnamesi başlıklı 20/09/2010 tarihli protokol ile … Yolu 13. Km’de yer alan istasyon bakımından davalının yıllık 750 m3 beyaz ürünü satma taahhüdünde bulunduğu, bu taahhüdün ihlali halinde m3 beyaz ürün için 60,00 USD cezai şart ödemeyi kabul etmiş olduğu görülmektedir.
… 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu evrakı üzerinden keşide edilen ihtarnamenin incelenmesinde; bayiinin sözleşme ve protokoller ile mutabık kalınan iskontolara uyulmaması ve bunun kendisi nezdinde telafisi imkansız maddi kayıplara neden olması, defalarca ihtarda bulunulmasına rağmen yanlışın düzeltilmediği bu nedenle sözleşmenin kendisi bakımından çekilmez hale geldiğini ve bu nedenle sözleşmeyi feshettiği görülmektedir.
Dosya üzerinden mali müşavir bilirkişi … ve hukukçu bilirkişi …’den alınan 14/10/2015 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasındaki bayilik sözleşmelerinin protokolün 3.2.4 maddesine aykırılık nedeniyle feshedilmiş olduğu, protokolün 3.2.4 maddesinde öngörülen kar dağıtım oranlarının ve yeni oran belirlemesi konusundaki mutabakatın uyuşmazlığın çözümünde belirleyici olduğu, ancak davacının 01/01/2012 tarihinden itibaren kendi lehine ve davalı aleyhine olmak kaydıyla davalı bayinin payına benzinde %50’ye, motorinde %60’a indirmekle sözleşme şartlarına aykırı hareket ettiği, sözleşmeye konu faaliyeti kar sağlama amacı yürüten davalının, davacının sözleşmeye aykırı şekilde icra edilen bu uygulaması nedeniyle sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, bu nedenle feshin haklı nitelikte olduğu ve davacının 3.858,23 TL cari hesap alacağı dışındaki taleplerinde haklı olmadığı, bakiye cari hesap alacağı nedeniyle dava tarihinden itibaren sözleşmede öngörülen oranda olmak kaydıyla yıllık %31.75 nispetinde faiz uygulanması gerektiği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının bakiye cari hesap alacağı dışında satış taahhüdü ve protokol kapsamında cezai şart alacağına hakkı olduğu, bu kapsamda olmak üzere satış taahhütnamesi nedeniyle davacının Karskapı istasyonundan dolayı 19.560,00 USD, Pasinler istasyonu nedeniyle 100.260,00 USD olmak üzere toplam 119.820,00 USD cezai şart talep etme hakkına sahip olduğu ve ancak 20.000,00 USD’nin talep edilmiş olması karşısında taleple bağlılık ilkesi gereği bu miktarın tahsil edilmesi gerektiği, keza protokolün 4. maddesi kapsamında talebi mümkün cezai şart miktarının her bir protokol için 50.000,00 USD olmak kaydıyla toplam 100.000,00 USD olduğu ve ancak davacının 10.000,00 USD talep etmiş olması nedeniyle bu miktarın tahsili gerektiği, yine sözleşmenin 46. Maddesi kapsamında sözleşmenin erken sona erdirilmesi nedeniyle davacının davalı bayiiden talebi mümkün kar yoksunluğu zararının … istasyonu için 100.680,00 USD, … istasyonu için 81.240,00 USD olmak üzere toplam 181.920,00 USD olduğu ve ancak 20.000,00 USD’nin talep edilmiş olması nedeniyle bu miktarın tahsili gerektiği, sözleşmenin 42. maddesi gereği avans faizine 20 puan eklenmesi halinde bu alacakları yıllık %31.75 faiz eklenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafın bu rapora itiraz etmesi ve bir sektör uzmanı ile akademisyen bir hukukçunun dahil edilmesi suretiyle rapor alınması yönünde rapora itirazda bulunması karşısında mahkememizce bilirkişi heyetine sektör bilirkişisi …’in eklenmesi suretiyle bilirkişi heyetinden alınan 07/10/2016 tarihli bilirkişi raporu ile; davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve ancak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde kök rapordaki tespitlerin aynen yinelenmiş olduğu görülmektedir.
Davacı tarafın bu rapora da itirazı üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınmış olan 18/09/2017 tarihli bilirkişi ek raporu ile; 17/10/2016 tarihli bilirkişi raporundaki hususlar yinelenmek suretiyle tespit yapılmış olduğu görülmektedir.
… 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın mahkemenin … tarih ve … Karar sayılı kararı ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş olması nedeniyle birleşen dava bakımından da rapor alınması zarureti nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden alınan 21/09/2018 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile; kök rapordaki görüşler yinelenmek kaydıyla birleşen davanın davacısı bayiinin 2011 – 2014 yılları itibariyle 244.201,74 TL kar kaybına uğradığı tespit edilmiştir.
Taraf itirazları ve mevcut raporların hüküm kurma bakımından yeterli görülmemesi nedeniyle bu kez sektör temsilcisi …, mali müşavir … ve İKÜ Hukuk Fakültesi Öğr. Gör. Dr. …’dan alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının sözleşmeye aykırı olarak kendi lehine olacak şekilde yeni kar dağıtım oranları belirlemiş olması nedeniyle davalının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacı tarafın 6 ay süre ile yoksun kalacağı miktarının 61.754,35 TL olduğu, tonaj taahhüde nedeniyle talep edilen cezai şart miktarının 240.380,00 USD olduğu, keza sözleşmenin 4. maddesi kapsamında davacının davalı bayiiden talep edebileceği azami cezai şart miktarının 100.000,00 TL olduğu ve ancak taleple bağlılık ilkesi gereği talep edilen miktarların nazara alınması gerektiği, birleşen dava kapsamında 50.000,00 TL manevi zarar talep edilmiş ise de zararın ispat edilememiş olduğu, tarafların incelenen defter ve belgeleri itibariyle davacının davalıya 26.141,70 TL avans borcu bulunduğu, 2014 sonu itibariyle davacının davalıya 46.141,75 TL avans borcu olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan cari hesap alacağı olmadığı, birleşen dava kapsamında eksik ürün verildiği iddiası ile ilgili olarak sözleşme hükümleri ile ilgili değerlendirme yapıldığında daha önce teslim alınan ürünlerin eksik olduğunun bu aşamada tespitinin mümkün olmadığı, kaldı ki birleşen davanın davacısının bu konuda herhangi bir ihtirazı kaydının olmadığı, bu nedenle birleşen dava bakımından da herhangi bir zararın tespit edilemediği görülmektedir.
Dosya kapsamı ve alınmış olan son bilirkişi raporu ile önceki bilirkişi raporları arasında çelişki olmayacak şekilde sözleşmenin davalı/birleşen davanın davacısı tarafından haklı nedenle feshedildiği tespit edilmiş olduğundan ve de mahkememizce de taraflar arasında akdedilmiş bulunan Bayilik Protokolü’nün 3.2.4. maddesi ile bayiinin …’ten yapacağı benzin alımları için Tüpraş beyaz ürün depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan pompa fiyatı arasında kalan toplam karın %60 bayii %40 … arasında paylaşılacağı, keza kırsal motorin ve motorin alımları için ise %88 bayii %12 … arasında paylaşılacağının öngörülmüş olduğu ve ileride piyasa şartlarında ve ülke ekonomisinde değişiklikler meydana geldiği takdirde tarafların yeni piyasa şartlarına ve ülkenin genel ekonomi şartlarına göre yeniden iskonto ve kar payları konusunda karşılıklı olarak mutabakata varacak oldukları konusunda sözleşmede hüküm olduğu halde davacının sözleşmeye aykırı olarak tek yanlı olarak 01/01/2012 tarihinden itibaren kendi lehine ve davalı aleyhine olmak kaydıyla davalı bayinin payına benzinde %50’ye, motorinde %60’a indirmek şeklinde uygulama yapması, sözleşmenin haklı sebeple feshine sebep teşkil edecek nitelikte olması nedeniyle davacının cezai şart ve müspet kar yoksunluğundan kaynaklanan zararlarının reddi gerektiği, keza alınmış olan son bilirkişi raporu ile de avanslar nedeniyle davacının davalıya borçlu olduğu ve bu nedenle davacının esas dava kapsamında bakiye hesap alacağı olmadığı nedeniyle bu yönüyle de esas davanın reddedilmesi gerektiği, yine alınmış olan son rapor kapsamında birleşen davanın davacısı her ne kadar sözleşmenin süresinden önce sona ermesi ve sözleşmenin yürürlükte bulunduğu dönemde eksik mal teslimi nedeniyle oluşan zararının tespiti ve tahsilini talep etmiş ise de eksik teslim edilen mallar nedeniyle ilgili dönem sonunda herhangi bir çekince ileri sürmeksizin yeni mal teslim almaya başlamakla bu yönde talepte bulunma hakkının olmaması ve sözleşme kapsamında geriye kalan süre bakımından yoksun kalınan kar itibariyle de zarar miktarını ispat bakımından dosya kapsamıyla ispat yükünü ifa etmemiş olması nedeniyle birleşen dava kapsamı ile davacının maddi zarar taleplerinin reddine ve de birleşen davanın davalısı dağıtıcının sözleşmeye aykırı eylemi davacı bayii bakımından herhangi bir kişilik hakkına yani birleşen davanın davacısı bakımından herhangi bir kişilik hakkının ihlaline neden olacak olmadığından manevi tazminat yönüyle de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Esas davanın REDDİNE,
Birleşen davanın REDDİNE,
Esas dava yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 1.575,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.521,15 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.714,53 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 2.400,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Birleşen dava yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maddi tazminatı yönünden alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının 922,20 TL peşin harç ve 4.956,00 TL ıslah harcı toplamı 5.878,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.769,40 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 20.044,12 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 5.098,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

ESAS DAVA
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.575,55 TL
Karar Harcı : 54,40 TL
Bakiye Harç : 1.521,15 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 5.240,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 7.200,00 TL
Posta Giderleri : 298,50 TL

BİRLEŞEN DAVA
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 922,20 TL
Karar Harcı : 108,80 TL
Islah Harcı : 4.956,00
Bakiye Harç : 5.769,40 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.500,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL