Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1127 E. 2019/1044 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1127 Esas
KARAR NO : 2019/1044 Karar

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/04/2014
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı … AŞ arasında Eylül 2012’de Acentelik Sözleşmesi yapıldığını, davalının bu sözleşmenin teminat olarak davacı …’ın keşideci ve …’ın annesi diğer davacı …’dan 2 adet boş teminat senedi aldığını ve bu senetlerden bir tanesini anlaşmaya aykırı olarak doldurmak suretiyle 06/12/2013 düzenleme, 06/01/2014 ödeme tarihli ve 180.000,00 TL miktarlı olarak … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine koyduğunu, taraflar arasındaki Acentelik Sözleşmesi’nden dolayı ve dolayısıyla teminat senetlerinden dolayı borcu olmadığının tespiti ile senetlerin iptali ile Acentelik Sözleşmesi’nden dolayı devralmış olduğu şubede yaptığı iyileştirme faaliyetleri nedeniyle 77.093,00 TL alacağının davalıdan iş akdinin fesih tarihi olan 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan … ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle bu kişi bakımından aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca konusu işbu dava ile aynı olmak kaydıyla … 39. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yine … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden iki dava açıldığını, öncelikle derdestlik dava şartı nedeniyle davanın reddini, davacı … ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında 10/06/2013 tarihinde .. Şubesi’nde yapılan denetimde ve kasa sayımında bazı faturaların karşılığının davalı adına davacı … tarafından tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmemiş gibi gösterilerek zimmete geçirildiğini, bu nedenle davacı …’ın 04/07/2013 tarihinde uyarıldığını, yine davacı …’ın şubesi nezdinde 04/07/2013 tarih ve … ve … fatura nolu … Şubesi varışlı ve göndericisi … AŞ olan ve alıcıları …n olan 30 adet … ve 2 adet … marka cep telefonları ile 250 adet … faturalı hattın 4 ayrı alıcıya ulaştırılmadan kaybolduğunu ve bu nedenle davalının ilgililere 68.703,48 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, ayrıca 25/11/2013 tarihinde … Şubesi’nde yapılan kontroller neticesinde yine davalının 14.736,74 TL’yi tahsil etmiş olmasına rağmen davalı şirkete ödemeyerek zimmetine geçirmiş olması nedeniyle sözleşmeyi ihlal etmiş olması nedeniyle Acentelik Sözleşmesi’nin … 41. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile feshedildiğini, davacının sorumluluğunda olan 70.000,00 TL alacağın ödenmemesi nedeniyle daha önce davacı tarafından keşide edilerek kendilerine verilen 06/12/2013 tanzim, 06/01/2014 vade ve 180.000,00 TL miktarlı senetten tahsili cihetine gidildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.72/3 kapsamında icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
İhtilaf, davacıların davalı şirkete teminat senedi olarak verdiği ve … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icraya konulan takip bakımından davacıların davalıya borcu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraf beyanları kül halinde değerlendirildiğinde takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği davalı tarafından dolaylı olarak kabul edilmiş olduğundan davalı taraf alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır. Ancak borcun olup olmadığının tespiti için tarafların defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğinden ve bu husus hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Dava dosyasına celp edilen … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının, davacı/borçlular aleyhine 02/04/2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla bonoya dayalı olarak, 70.000,00 TL asıl alacak, 1.937,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.937,95 TL’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %11.75 faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği ve takibin derdest olduğu görülmektedir.
Takip dayanağı bononun incelenmesinde; bononun 06/12/2013 tanzim, 06/01/2014 tediye, keşidecisinin …, avalin …, lehtarın … … AŞ ve miktarın 180.000,00 TL olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda iş hukuku Öğr. Gör. …, taşımacılık sektör uzmanı Dr. …’dan alınan 08/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davalının fesih bildiriminin haklı olduğu, dosya kapsamıyla davacıların davalıya borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Daha önceki bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi … eklenmek suretiyle alınan 12/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davacıdan haksız olarak tahsil edilmiş bir alacağa rastlanmadığı, davacı tarafından şubenin iyileştirilmesi amacıyla harcandığı iddia olunan 77.093,00 TL tutarındaki harcamaların davalı tarafından karşılanacağına ilişkin bir kayda rastlanmadığı, davacının hak edişlerinden bahse konu mahsuplar yapılırken davacının herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmediği, takip dayanağı senedin davacının davalı yanın zarar ziyan ve sayım noksanları ile kasa açıklarının teminatı olarak davalıya ödediği, davacı tarafından 2 adet bono verildiği beyan edilmesine rağmen sadece takip dayanağı bononun tespit edilebildiği ve senedi tamamı bakımından değil 70.000,00 TL’si bakımından tahsil talebinde bulunduğu, davalı defterleri itibariyle davalının detayları kök raporun sonuç kısmında belirtildiği üzere davacılardan 65.583,00 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın bu rapora yönelik itirazları üzerine davacı itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 31/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; davalının davacıdan sözleşmeye aykırı ve usulsüz bir tahsilatının bulunmadığı, davacının yaptığını iddia ettiği 77.093,00 TL masrafı davalıdan tahsilini gerektirir bir durum olmadığı, davacının dava konusu bonoyu davacının acentelik faaliyetinden kaynaklanan zarar ziyan ve kasa açıklarının teminatı olarak davalıya verildiği, 17/04/2014 tarihi itibariyle davalının davacıdan 63.583,30 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Ancak alınmış olan bu raporların denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle bu kez Dr. Öğr. Gör. … ve muhasebe-finans uzmanı …’ndan alınan 24/09/2019 tarihli raporu ile, taraflar arasında 20/09/2012 tarihli Acentelik Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin davalı şirket tarafından … 41. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedilmiş olduğu, davacı ve davalının imzasına havi 10/06/2013 tarihli kasa sayım ve tespit tutanağı ile davacının kasa açığının tespit edilmiş olduğunu, yine davacı ve davalının imzasını havi 04/11/2013 ve 25/11/2013 tarihli tutanaklar ile kasa açığının tespit edilmiş olduğu, tutanağa konu bu hususlar ile davacının sözleşmeyi ihlal etmiş olduğu tespit edildiğinden Acentelik Sözleşmesi’nin sözleşmenin 5. ve 20. maddeleri kapsamında haklı olarak feshedildiği, 06/12/2013 tanzim, 06/01/2014 tediye, keşidecisinin …, avalin …, lehtarın … … AŞ ve 180.000,00 TL miktarlı senedin özellikle tanzim tarihi dikkate alındığında davacıların senedi sözleşmenin yapılmasından çok sonra davalı tarafa verdiği ve bu nedenle senedin teminat senedi olmadığının değerlendirildiği, davacının masraf olarak yaptığını iddia ettiği miktarın davalının sorumluluğunda kaldığına dair bir sözleşme hükmüne rastlanmadığı, taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının tanzim ettiği hakedişlerin ve bu hak edişlerden kaynaklanan kesintilerin tam olarak davacı ve davalı şirket defterinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin usulüne uygun tutulan ve davalı lehine delil olma özelliğine haiz defterleri ile davalının davacıdan 63.583,30 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamı ile son bilirkişi heyetinden alınan 24/09/2019 tarihli bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan ve davacının davalıya borçlu olduğu tespit edildiğinden menfi tespit davasının ve davacının davalıdan yaptığını iddia ettiği masraflar bakımından davalının sorumlu olduğunu usulüne uygun yazılı delille ispat edemediğinden alacak davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Menfi tespit ve alacak davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 1.316,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.272,20 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan 8.830,23 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen menfi tespit miktarı üzerinden hesaplanan 1.6750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/12/2019
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.316,60 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 1.272,20 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.609,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 4.100,00 TL
Posta Giderleri : 358,60 TL