Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/373 E. 2018/247 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/373
KARAR NO : 2018/247

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/12/2013
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde … 3. Noterliğinde düzenlenen 31.10.2007 tarihli ve 28.12.2007 tarihli 2 ayrı Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini ve sözleşmeye konu emtiaların bu şekilde kiralandığını, davalı şirket ile müvekkili arasında 28.12.2007 ve Ekim 2007 tarihli Geri Alım Sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmelere göre dava dışı kiracı …’ün …ile akdettiği Finansal Kİralama Sözleşmesinin feshedilmesi halinde davalı şirketin sorumluluğunun doğacağını, dava dışı kiracı ile kurulan finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan ve kiracının temerrüde düşerek ödemediği alacaklar yönünden Beyoğlu 37. Noterliğinde düzenlenen 06.03.2008 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ve yasadan kaynaklı 60 günlük ödeme süresi tanınarak bu süre içinde ödeme yapılmazsa sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, davacı …’e ihtarın tebliğ edilmesine rağmen 60 günlük süre içinde ödeme yapılmadığından sözleşmenin feshedildiğini, bunun üzerine davalı şirkete Beşiktaş 3. Noterliğinin 10.06.2008 tarihli ihtarın gönderilerek borcun ödenmesinin istendiğini, ancak davalı tarafça bu gereğin yerine getirilmediğini, dava dışı kiracıya karşı alacağın tahsili amacıyla rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip sonucu taşınmaz satılsa da alacak karşılanmadığından anılan dosyada 04.12.2013 tarihli rehin açığı belgesinin alındığını, ayrıca davalı tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul 35. İcra Dairesinin 2013/15417 E. sayılı dosyasıyla davalı aleyhine takip yapıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek anılan icra dosyasındaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı finansal kiracı …’ün kira bedellerini ödeme borcuna bağlı olarak verdiği teminatları davacının gereği gibi değerlendirmediğini, yasa gereği finansal kiralama konusu malın mülkiyetinin teminat amaçlı olarak davacı şirkette olduğu ve davacının dava dışı kiracı …’ün borcunu teminen verdiği ipoteği ve Ömer Öztürk’ün kefaleti ve kambiyo senediyle birlikte bu davanın dayanağı olan geri alım sözleşmesinin akdedildiğini, taraflar arasında imzalanan geri alım sözleşmesinin kefalet niteliğinde bulunduğunu ve bu kefaletin Türk Borçlar Kanununda tanımlanan şekil şartlarını içermediği, bu sebeple geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki geri alma sözleşmesinde finansal kiralama sözleşmesinin feshiyle birlikte kiraya konu malların dava dışı kiracı …’ten müvekkili şirketin iade alacağının kararlaştırıldığını, sözleşme konusu emtiaların davacı tarafından teslim alındığını, dolayısıyla sözleşmenin ihlal edildiğini ve kira konusu bu emtiaları teslim alan davacı tarafından satıldığının bilindiğini, bu durumda davacı şirketin geri alım sözleşmesi kapsamında ifa etmekle yükümlü olduğu edimi kendi kusuru sonucunda imkansız hale getirdiğini, olayda 6361 Sayılı Kanunun 33. maddesinin uygulanması gerektiğini, kira konusu emtialar müvekkiline verilmeyip davacı tarafından piyasada satılarak değerlendirildiğinden ve davacının geri alım sözleşmesini ihlal edip kendi kusuruyla edimini imkansız hale getirdiğinden haksız davanın reddi ile alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas İstanbul 35. İcra Dairesinin 2013/15717 E. sayılı dosyası, İstanbul 10. İcra Dairesinin 2012/346 E. sayılı dosyası, dava dışı … ile davacı arasında akdedilen Finansal kiralama sözleşmeleri, sözleşmenin feshine ilişkin ihtarname, taraflar arasında akdedilen Ekim 2007 ve 28.12.2007 tarihli geri alım sözleşmeleri, kira konusu emtianın iadesine ilişkin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/438 E. – 727 K. sayılı ilamı ve dayanılan tüm deliller celp edilip incelenmiş, dosya kapsamı ile davacı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor ve üç ayrı ek rapor alınmış, deliller toplanmıştır.
Davaya esas İstanbul 35. İcra Dairesinin 2013/15717 E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesine dayalı olarak 95.244,00 EURO asıl, işlemiş faiz sigorta ve ferileriyle birlikte 244.124,50 EURO alacağını, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %30 faiziyle birlikte tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, bu nedenle takibin durdurulduğu ve davacının takibin devamını sağlamak amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hakdüşürücü süre içinde bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasında varlığı konusunda ihtilaf bulunmayan iki ayrı geri alım sözleşmesine dayalı olarak alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de; taraflar arasındaki geri alım sözleşmesinde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki bu yetki şartı nedeniyle davalının icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde görülmemiş ve davanın esasına geçilmiştir.

Dosyada mevcut bulunan 25.01.2016 tarihli kök raporda özetle; …ile dava dışı … arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tespit edildiği ve bu alacağın teminatı olarak verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde tahsil edilen 65.759,34 TL olduğunun bildirildiği ve davacının takip tarihi itibariyle finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağının 205.228,09 EURO asıl, 216.856,41 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 422.084,50 EURO olduğu açıklanmış, taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesine göre finansal kiralama sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle davacının vadesi geçmiş kira bedellerinden kaynaklanan alacağının 86.427,18 EURO, vadesi gelmemiş olan kira bedellerinin ana paranın 118.800,91 EURO, fesih tarihine kadar işlemiş olan temerrüt faizinin de 2.849,12 EURO, sigorta ücretinin ise 2.193,22 EURO olup toplam alacağının 210.270,43 EURO olduğu davalıdan bu miktarın istenebilir bulunduğu, ancak davacının icra takibinde daha düşük miktarda asıl alacak talebinde bulunduğu dikkate alındığında takip tarihi itibariyle talebiyle bağlı kalınarak 95.244,00 EURO asıl, 143.179,13 EURO işlemiş faiz, 5.701,37 EURO sigorta alacağı olmak üzere toplam 244.124,50 EURO’nun tahsilini isteyebileceği, takipte talep edilen yıllık %30 faizin uygun olmayıp yıllık %22 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği, ayrıca ipotekli takip dosyasında tahsil edilen bedelin ve finansal kiralama konusu emtiaların davacı tarafından iade alınmış olması nedeniyle bu emtiaları satması veya yeni bir finansal kiralama işlemine tabi tutması halinde 6361 Sayılı Yasanın 33. maddesi kapsamında bu bedellerin dava dışı kiracı …’ün borcundan mahsubu gerektiği açıklanmış, tarafların rapora itirazları ve dava dışı kiracı …’ten iade alınan emtiaların bir kısmının satıldığı belirlendiğinden bu bedelin borçtan tenzili bakımından değerlendirme yapılması için ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve 15.06.2016 tarihli 1. ek raporda, taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesinin kefalet sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı, dava dışı … ile akdedilen finansal kiralama sözleşmesine konu emtiaların bir kısmın satıldığı bir kısmının yeniden finansal kiralamaya konu edildiği buna göre davacının, finansal kiralama sözleşmesine konu malların mülkiyetini davalıya devretme borcunu kendi kusuruyla imkansız hale getirdiği, bu durumun geri alım sözleşmesinin akdedilmesinden sonra ortaya çıkan bir imkansızlık olup TBK’nın 112. maddesi gereğince davalı tarafın uğradığı bu zararın davacı tarafından tazmini gerektiği, fark teorisi gereğince davacının talep edebileceği tutardan davalının talep edebileceği tazminat miktarı mahsup edilerek neticeye varılabileceği, geri alım sözleşmesi gereğince davacının davalı şirketten toplam 210.270,43 EURO alacaklı olup davalının finansal kiralama sözleşmesine konu olan ve geri alım sözleşmesi kapsamında iade alamadığı emtiaların değerinin borcundan düşülmesi gerektiği, bu değerin ise malların satım zamanındaki veya finansal kiralama yapıldığı tarihteki değeri olup bu değerlerin uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği ifade edilmiş, mahkememizce davacı şirket tarafından satılan veya yeni bir leasing sözleşmesine konu edilen emtiaların rayiç değerinin belirlenmesi için aynı bilirkişi heyetine makine mühendisi dahil edilerek ikinci kez ek rapor alınmış ve 20.04.2017 tarihli bu raporda da, finansal kiralama sözleşmesi ile başkalarına kiraya verilen iki ayrı emtianın rayiç değerinin 85.000,00 EURO, satıma konu edilen emtiaların rayiç değerinin ise 50.000,00 EURO olup, finansal kiralama sözleşmeleri kapsamındaki iki makine grubunun toplam rayiç değerinin 135.000,00 EURO olduğu, davalı tarafından 33.600,50 EURO ödemenin yapıldığı buna göre davacının toplam tahsilatının 168.600,50 EURO olduğu, davacının fesih tarihi itibariyle 210.270,43 EURO alacağından 168.600,50 EURO’nun tenzil edildiğinde davacının isteyebileceği alacağının 41.669,93 EURO olduğu açıklanmıştır.
Tarafların bu rapora karşı itirazlarının irdelenmesi ve özellikle taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesinin 2.2. maddesi uyarınca davacının alacağının belirlenmesi ve finansal kiralama sözleşmesine konu emtiaların satıldığı veya leasinge konu edildiği tarih itibariyle tespit edilen rayiç bedelinin ve ipotekli takipten elde edilen tahsilatın tenzilinin sağlanması bakımından 3. kez ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve 22.01.2018 tarihli 3. ek raporda ise, davaya esas icra takip tarihi itibarile davacının davalıdan 95.244,00 EURO asıl, 75.958,18 EURO işlemiş faiz, 5.701,37 EURO sigorta alacağı olmak üzere toplam 176.903,55 EURO alacaklı olduğu, sözleşmeye göre uygulanması gereken temerrüt faizinin yıllık %22 oranında bulunduğu, dava tarihinden sonra davalı tarafından 20.05.2014 tarihinde yapılan 7.000,00 EURO’luk ödeme olup bu ödemenin infazda nazara alınması gerektiği açıklanmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı ve ticari defterlerin incelenmesi sonucu düzenlenen birbirini tamamlayıcı nitelikte bulunan kök ve ek raporlardaki açıklamalara itibar edilmiş ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde temerrüt faizinin ne şekilde belirleneceğinin açıklandığı, rapordaki açıklamalar doğrultusunda bu faizin yılık %30 oranında olması gerektiğinin belirlendiği, her ne kadar raporda uygulanması gereken temerrüt faizinin yıllık %22 olduğu ifade edilmiş ise de, bunun taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesine uygun olmadığı kabul edilmiş ve temerrüt faizi yıllık %30 oranında mahkememizce belirlenerek neticeye ulaşılmış, bu noktada rapordaki açıklamaya itibar edilmesi mümkün görülmemiştir.
Taraflar arasında iki ayrı geri alım sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşmelerden Ekim 2007 tarihli olanın konusunun 26.10.2007 tarihli 196.950,04 EURO bedelli proforma fatura içeriğinde belirtilen emtia ile ilgili olup, bu malın davacı ile dava dışı … arasında akdedilen 31.10.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin konusu olduğu, 28.12.2007 tarihli geri alım sözleşmesinin ise davacı ile dava dışı … arasında akdedilen 28.12.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesine konu 27.12.2007 tarihli 100.404,10 EURO bedelli proforma fatura içeriği ekipmanlarla ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her iki geri alım sözleşmesinde de, sözleşmesinin amacının davacı … şirketi ile dava dışı kiracı … arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin feshini gerektiren herhangi bir maddenin dava dışı kiracı tarafından ihlal edilmesi halinde finansal kiralama şirketinin sözleşmeyi feshetmesi koşuluna bağlı olarak taraflara bir kısım edimlerin yüklenmesi olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır. Anılan sözleşmelerde davalının, finansal kiralama sözleşmesine taraf olan kiracı …’ün borçlarını ödemede temerrüde düşmesi veya finansal kiralama sözleşmesindeki yükümlülüklerinden herhangi birini ihlal etmesi nedeniyle finansal kiralama şirketinin, sözleşmeyi feshetmesi halinde kira konusu malları geri satım almayı ve geri satın alma bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, finansal kiralama sözleşmesinin feshi halinde sözleşmenin feshedildiği tarihi itibariyle kiracının vadesi geçmiş bulunan kira bedellerini, vadesi gelmemiş bulunan kira bedellerinin ana parasını, fesih tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ve sigorta borçlarının tamamını geri alım bedeli olarak davalı tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiği ve finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğinin kendisine finansal kiralama şirketi tarafından bildirilmesine ilişkin ihbarın tebliğini takip eden tarihten itibaren 10 gün içinde bu ödemeyi yapmakla yükümlendiğinin, geri alınacak kiralamaya konu malların satış faturasının tanziminin finansal kiralama şirketine ait olduğunun kararlaştırıldığı görülmektedir. Sözleşmelerin 2.4. maddesinde, finansal kiralama sözleşmesinin feshini müteakip kira konusu ekipmanların yerlerinin tespiti, bulunması ve kiracıdan geri alınması sorumluluğunun davalıya ait olup, davalının, davacı … şirketinin gerekli belge ve vekaletnameleri vermesi halinde kiralamaya konu malları masraf ve harçları kendisine ait olmak kaydıyla bulmayı ve kiracıdan rızaen veya tedbiren garanti adına almayı kabul ve taahhüt ettiği, malların bulunmadığı, teslim alınamadığı veya telef veya ayıplı olduğu ileri sürülerek davalı tarafından davacı … şirketinden hiçbir talepte bulunulamayacağı ve geri satım alım bedelinin ödenmesinden kaçınılamayacağı ifade edilmiştir.
…ile iki ayrı finansal kiralama sözleşmesi akdeden dava dışı …’ün finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlarını ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle kiralayan davacı tarafından … 37. Noterliğinden 06.03.2008 tarihli ihtarnamenin gönderilerek ödemesi yapılmayan alacakların talep edildiği ve finansal kiralama kanunu gereğince 60 günlük ödeme süresinin tanındığı, yine yasadaki düzenleme doğrultusunda verilen süre içinde ödeme yapılmadığından sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının ve kira konusu emtiaların iadesi gerektiğinin bildirildiği, anılan ihtarın dava dışı kiracıya 07.03.2008 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 60 günlük sürenin sonu olan 07.05.2008 tarihi itibariyle yasa gereğince sözleşmelerin feshedildiğinin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Zira dava dışı kiracı tarafından verilen 60 günlük süre içinde herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Finansal kiralama sözleşmelerinin 07.05.2008 tarihi itibariyle fesholduğu açık olduğundan, taraflar arasındaki geri alım sözleşmeleri kapsamında finansal kiralama şirketi olan davacı tarafından … 3. Noterliğinin 10.06.2008 tarihli ihtarname ile finansal kiralama sözleşmelerinin feshedildiğinin davalıya bildirildiği ve geri alım sözleşmesi kapsamında 210.614,01 EURO kira, 3.383,97 EURO gecikme bedeli, 2.193,22 EURO sigorta ve 110,51 TL’nin ödenmesi için 10 günlük süre tanındığı anlaşılmaktadır.
Geri alım sözleşmelerinin 2.2. maddesinin davalı tarafın geri alım sözleşmesinden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünün muacceliyetiyle ilgili olduğu ve anılan maddede, finansal kiralama şirketinin, finansal kiralama sözleşmesini feshettiğine dair ihbarnamesinin tebliğini takip eden 10 gün içinde davalının geri alım bedelini ödemek durumunda olduğu ifade edilmiştir. Davacı taraf sözleşmenin 2.2. maddesi çerçevesinde üzerine düşen edimini yerine getirmiş ve finansal kiralama sözleşmelerinin feshinden sonra 10.06.2008 tarihli ihtarı davalıya göndererek borcunu ödemesi için sözleşmeye uygun bir şekilde 10 günlük süre tanımıştır. Sözleşmenin 2.4. maddesinde ise finansal kiralama sözleşmelerinin feshinden sonra kira konusu ekipmanların yerlerinin tespiti, bulunması ve kiracıdan geri alınması sorumluluğunun davalıya ait olduğu ve davalının malların bulunamadığı veya teslim alınamadığı telef veya ayıplı olduğunu ileri sürerek finansal kiralama şirketi lan davacıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı ve geri satım bedelini ödemekten kaçınamayacağı ifade edilmiştir.
Dosyada mevcut bulunan 22.01.2018 tarihli 3. ek raporda, taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesinin 2.2. maddesinde davalının ödemekle yükümlü bulunduğu geri alım bedelinin ne şekilde belirleneceğine ilişkin düzenlemesine uygun olarak hesap yapıldığı ve anılan maddede, dava dışı kiracı ile akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin feshi halinde, sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle, kiracının vadesi geçmiş bulunan kira bedelleri, vadesi gelmemiş bulunan kira bedellerinin ana parası ve fesih tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ve sigorta borçlarının tamamından oluştuğunun belirtildiği, buna göre finansal kiralama sözleşmelerinin 07.05.2008 tarihinde feshedildiği dikkate alınarak bu tarih itibariyle iki ayrı finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan vadesi gelmemiş ana para alacağının toplam 118.800,91 EURO olduğu, ödenmeyen bu kira bedellerine kira vade tarihinden, sözleşmenin feshedildiği 07.05.2008 tarihine kadar yıllık %20 temerrüt faizi ve vadesi gelmemiş ana para borcuna da ödeme tarihi olan 02.05.2008 ve 05.05.2008 tarihinden itibaren fesih tarihi 07.05.2008 tarihine kadar yıllık %12 oranında akdi faiz uygulanmak suretiyle davacı … şirketinin fesih tarihi itibariyle asıl alacak miktarının 205.228,09 EURO, işlemiş faizin 2.849,12 EURO olup toplam alacağının 208.077,21 EURO olduğu belirlenmiştir.
Fesih tarihi 07.05.2008 tarihinden icra takip tarihi olan 27.06.2013 tarihine kadar işlemiş faizin 98.255,01 EURO olduğu buna göre takip tarihi itibariyle toplam alacağın 303.484,00 EURO olduğu tespit edilmiştir. Davaya esas icra takibi 27.06.2013 tarihinde yapılmıştır. Geri alım sözleşmesine konu emtiaların bir kısmının icra takibi yapılmadan önce 02.12.2010 tarihinde davacı tarafından satıldığı ve bu tarih itibariyle emtiaların rayiç değerinin 85.000,00 EURO olduğunun dosyada mevcut bulunan ikinci ek rapordaki açıklamalarla sabit bulunduğu, buna göre davacının 205.228,09 EURO alacağına bu emtiaların satıldığı 02.12.2010 tarihine kadar temerrüt faizi işletilerek emtiaların satış bedeli olan 85.000,00 EURO’nun tenzilinin sağlandığı daha sonra 01.11.2012 tarihinde davalıdan 33.600,50 EURO tahsilatın elde edildiği ve bu tahsilat yapılana kadar geçen süre için yine temerrüt faizi işletildiği ve tahsilatın önce mahsubunun sağlandığı, bu ödemenin ve satılan emtiaların rayiç bedelinin tenzili sonucu takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının 98.255,91 EURO olarak belirlendiği, asıl alacak 205.228,09 EURO ile birlikte takip tarihindeki toplam alacağın 303.484,00 EURO olarak hesaplandığı görülmektedir. Ancak davacı taraf iş bu davaya esas icra takibinde asıl alacak olarak 95.244,00 EURO, işlemiş faiz 143.179,13 EURO ve 5.701,37 EURO sigorta alacağı olmak üzere toplam 244.124,50 EURO talep etmiş olduğundan buna göre taleple bağlı kalınarak asıl alacağın 95.244,00 EURO olarak, toplam alacağında talep gibi 244.124,50 EURO miktarında bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Dava 03.12.2013 tarihinde açılmış olup icra takibi olan 27.06.2013 ile dava tarihi 03.12.2013 arasında 12.08.2013 tarihi itibariyle dava dışı …’e karşı … 10. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasından yapılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte 25.634,17 EURO tahsilatın yapıldığı, bunun dışında 02.11.2013 tarihinde finansal kiralama sözleşmesine konu bir kısım emtiaların davacı tarafından başka firmalara finansal kiralama yoluyla kiraya verildiği ve bu emtiaların kiraya verildiği 02.11.2013 tarihi itibariyle rayiç değerlinin 50.000,00 EURO olarak belirlendiği, yine bu hususun dosyada mevcut bulunan 2. ek rapordaki açıklamalar ile sabit bulunduğu, dolayısıyla davacının toplam 244.124,50 EURO alacağından takipten sonra yapılan bu tahsilatın ve leasinge konu edilen emtiaların rayiç değerinin tenzili gerektiği ve bu şekilde dava tarihi itibariyle davacı alacağının belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Dosyada mevcut bulunan 3. ek raporda, icra takip tarihinden sonra uygulanması gereken temerrüt faizinin %20 olduğu belirlenmiş ise de, taraflar arasındaki geri alım sözleşmesinin 3. maddesinde temerrüt faizinin açıklandığı ve finansal kiralama sözleşmesine uygulanan faiz oranı üzerine 10 puan eklenmek suretiyle temerrüt faizinin belirleneceğinin ifade edildiği, bu durumda finansal kiralama sözleşmesindeki temerrüt faizinin yıllık %20 olup 10 puan eklendiğinde geri alım sözleşmesi çerçevesinde uygulanacak temerrüt faizinin %30 olduğu kabul edilmiş ve raporda aksi yöndeki açıklamaya itibar edilmemiş ve takipten sonra işlemiş temerrüt faizi yıllık %30 oranından mahkememizce hesaplanarak yapılan tahsilatlar öncelikle faizden mahsup edilmiş ve dava tarihi itibariyle alacak miktarı tespit edilmiştir.
Buna göre; icra takip tarihi 27.06.2013 olup finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verilen ipoteğin satışından elde edilen 25.634,17 EURO’nun tahsilatının sağlandığı 12.08.2013 arasında 46 gün olup, 95.244,00 EURO asıl alacağa 46 gün için yıllık %30 oranından hesaplanan işlemiş faizin 3.651,02 EURO olduğu, (95.244,00 X 30 X 46 / 36000 =3.651,02 EURO)
Bu tarihten (12.08.2013) davacı tarafından finansal kiralama sözleşmesine konu malların satışının yapıldığı 02.11.2013 tarihi arasında geçen 82 günlük süre için yıllık %30 oranında hesaplanan temerrüt faizinin 6.508,34 EURO,
02.11.2013 ile dava tarihi olan 03.12.2013 arasındaki 31 günlük süre için belirlenen temerrüt faizinin de 2.460,47 EURO olup toplam faizin 12.619,83 EURO olduğu, takipten önce işlemiş faizin de 143.179,13 EURO olup, davacının dava tarihi itibariyle toplam faizi alacağının 155.798,96 EURO olduğu, 02.11.2013 tarihinde satışı yapılan emtiaların rayiç değerinin 50.000,00 EURO ayrıca ipotekli gayrimenkulün satışından elde edilen tahsilatın da 25.634,17 EURO olup bu iki tahsilatın işlemiş faizden tenzil edilmesi sonucu kalan faiz alacağının 80.164,79 EURO olduğu hesaplanmıştır. Asıl alacak 95.244,00 EURO, işlemiş faiz 80.164,79 EURO ve sigorta alacağı da 5.701,37 EURO olup, davacının dava tarihi olan 03.12.2013 tarihi itibariyle toplam alacağı 181.110,16 EURO olduğu tespit edilmiştir. Davadan sonra davalı tarafından 20.05.2014 tarihinde yapılan 7.000,00 EURO’luk ödemenin ise infazda nazara alınması gerektiği kabul edilmiştir. İtirazın iptali davalardan takip ile dava arasında yapılan ödemelerin tenzili ile dava tarihi itibariyle alacağın belirlenmesi gerekmekte olup yukarıda belirtildiği şekilde davacının dava tarihi itibariyle alacağı tespit edilmiş olup, yine dava tarihi itibariyle belirlen 95.244,00 EURO asıl alacağına dava tarihinden itibaren taraflar arasında akdedilen geri alım sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca belirlenen yıllık %30 oranındaki temerrüt faizinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı taraf, davacının geri alım sözleşmesine konu emtiaların bir kısmını takip tarihinden önce bir kısmını ise takipten sonra sattığı veya başka firmalara yeniden finansal kiralama yoluyla kiraya verdiğini, buna göre finansal kiralama sözleşmesine konu emtiaları teslim etme borcunu kendi kusuruyla imkansız hale getirildiğini, bu durumda davalının da geri alım sözleşmesi kapsamında ödeme borcunun ortadan kalktığını ve geri alım sözleşmesinin kefalet niteliğinde olup, Türk Borçlar Kanunundaki hükümler çerçevesinde bu sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasındaki geri alım sözleşmesinin 2. maddesinde tarafların yükümlülüklerinin açıklandığı ve davacının dava dışı kiracıyla arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğinin, davalı tarafa bildirdiği tarihten itibaren 10 gün içinde davalının geri alım sözleşmesine konu ödeme borcunu yerine getirmesi gerektiği ifade edilmiştir. Davacı şirket bu gereği yerine getirerek finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini davalı tarafa 10.06.2008 tarihi ihtarıyla bildirmiştir. Ancak davalının emtiaları temin etmek için hiçbir girişimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmiş değildir. Sözleşmenin 2.4. maddesinde finansal kiralama sözleşmesinin feshini müteakip kira konusu ekipmanlarını yerlerinin tespiti, bulunması ve kiracıdan geri alınması sorumluluğu davalıya yüklenmiştir. Davalının emtiaların bulunması ya da geri alınmasıyla ilgili bir eyleminin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının zararını daha aza indirmek amacıyla finansal kiralama konusu malların elde edilmesi amacıyla eylemde bulunulduğu görülmektedir. Nitekim davacı şirket tarafından 24.07.2008 tarihinde … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında 2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesine konu emtiaların iadesi amacıyla kiracı …’e karşı dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda mahkemece 2008/727 K. sayılı 25.12.2008 tarihli kararla bu sözleşmeye konu emtiaların davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf davalının temerrüde düşmesinden sonra iki ayrı finansal kiralama sözleşmesine konu emtiaların bir kısmını satmış, bir kısmını da finansal kiralama yoluyla başkasına kiralamıştır. Geri alım sözleşmesinde, davalının malların bulunmadığı, teslim alınamadığı ya da telef olduğunu ileri sürerek davacından hiçbir talepte bulanamayacağı ve geri satım alım bedelini ödemekten kaçınamayacağı şeklinde hüküm bulunmaktadır. Her ne kadar sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunsa da somut olayda davacı … şirketi tarafından söz konusu emtiaların teslim alındığı ve kendi iradesiyle başkalarına satıldığı veya kiraya verildiği görülmektedir. Bu durumda davacının bu malların mülkiyetini davalıya devretme borcunu imkansız hale getirdiği ve bu imkansızlığın geri alım sözleşmesinin akdedilmesinden sonra ortaya çıktığı, bu durumda davalının bu zararının karşılanması gerektiği, anılan zararda geri alım sözleşmesine konu edilen emtiaların rayiç bedeli olduğu, dolayısıyla davacının geri alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağının satılan ve kiralaya verilen malların rayiç değerinin tenzili gerektiği kabul edilmiş ve mahkememizce bu doğrultuda hesaplama yapılmıştır. Her ne kadar davalı taraf, davacının sözleşme konusu emtiaları satmak ya da başkasına kiraya vermek suretiyle edimini imkansız hale getirmiş olması nedeniyle ödeme borcunun tamamen ortadan kalktığını savunmuş ise de, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının da geri alım bedelini ödemede temerrüde düştüğü ve davalının temerrüde düşmesinden sonra davacı tarafından zararın daha aza indirilmesi amacıyla emtiaların satıldığı veya kiraya verildiğinin kabulü gerektiğini, bu hususun dosya içeriğiyle sabit olduğu, bu nedenle satılan veya kiraya verilen emtiaların rayiç bedelinin davacı alacağından mahsubu suretiyle sonuca ulaşılması gerektiği kabul edilmiş ve davalının ödeme borcunun tamamen ortadan kalktığı yönündeki savunmasına itibar edilememiştir. Ayrıca davalı taraf, geri alım sözleşmesindeki ödeme taahhüdünün kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğunu ileri sürmüş ise de; anılan sözleşme incelendiğinde içeriği itibariyle kefalet olarak kabul edilemeyeceği, davalının ödeme ediminin esasında Borçlar Kanununda ifade edilen üçüncü kişinin edimini garanti taahhüdü olarak kabulü gerektiği, buna göre TBK’da kefalete ilişkin şekil koşullarının anılan sözleşmede olmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, zira üçüncü kişinin fiilini taahhüt sözleşmesinde önemli olan ödeme ediminini sınırlarının belirlenebilir olmasının yeterli olduğu, sözleşmede davalının ne miktarda ödeme yapacağının ve bu ödemenin ne şekilde açıklanacağını açık bir şekilde ifade edildiği anlaşılmış olmakla davalının bu yöndeki savunması da yerinde görülmemiştir.
Yukarıda izah edildiği şekilde taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde davacının takip tarihi itibariyle alacağı belirlenmiş, takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan tahsilatlar ve satılan mal ve emtiaların değeri öncelikle işlemiş faizden mahsup edilip ve davacının dava tarihi itibariyle 95.244,00 EURO asıl, 80.164,79 EURO işlemiş faiz, 5.701.37 EURO sigorta alacağı ki toplam 181.110,16 EURO alacaklı olduğu saptanmış olmakla davalının icra dosyasındaki itirazının bu miktar için haksız olup iptali gerektiği kabul edilmiş ve asıl alacağı dava tarihinden itibaren yıllık %30 oranında temerrüt faizi uygulanması yönünde davanın kısmen kabulü gerekmiştir
Dava konusu alacak likit olmayıp yargılama neticesinde belirlendiğinden davacının icra inkar tazminat istemi yerinde görülmemiş, ayrıca reddedilen kısım yönünden davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafından kanıtlanamadığından davalının da icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 35. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasındaki itirazının 95.244,00 EURO asıl, 80.164,79 EURO işlemiş faiz, 5.701,37 EURO sigorta borcu ki toplam 181.110,16 EURO için İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 95.244,00 EURO’ya dava tarihinden itibaren yıllık %30 oranında temerrüt faizinin uygulanmasına,
Davadan sonra 20.05.2014 tarihinde yapılan 7.000,00 EURO’luk ödemenin infazda nazara alınmasına,
Davacının istediği icra inkar tazminat isteminin REDDİNE,
Reddedilen kısım yönünden davalının istediği icra inkar tazminat isteminin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hükmolunan miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 34.494,59 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 7.529,65 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 26.964,94 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 34.148,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden16.491,79 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 3.933,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2.917,80 TL yargılama gideri ile 7.529,65 TL peşin harç, 24,30 TL başvuru harcı toplamı 10.471,75 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 14,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 10,07 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, temlik alan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nun yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 7.529,65 TL
Karar Harcı : 34.494,59 TL
Noksan Harç : 26.964,94 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.375,80 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.600,00 TL
Posta Giderleri : 347,00 TL