Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/690 E. 2023/1569 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/690
KARAR NO : 2023/1569
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2023
NUMARASI : 2023/6 Esas 2023/2 Karar
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4-… – … –
VEKİLLERİ : Av. …-
Av. …-
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve ilgili dosya dairemize gelmiş olup, dosyanın inceleme aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olduğu anlaşılmış olmakla, dosya heyetçe incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, davacıların……… Sitesi’nde oto alım ve satımına ilişkin iş yerleri bulunduğunu,davacılara ait işletmelerin bulunduğu taşınmazların mülkiyetinin davalı ………’ne ait olduğunu,davacı …’nin bahse konu taşınmazda……. numaralı dükkanda keza … ise ………. numaralı dükkanda hak sahibi olduğunu, ………. tarihinde gündüz saatlerinde kar yağışı sonucunda davacıların iş yerinin çatısı çöktüğünü yapılan tespit ile işyerlerinde bulunan araçlara ilişkin toplam ……… TL zarar ile sundurmaların eski hale getirilmesi ve sundurmaların montajının yapıldığı yapıda meydana gelen hasarın onarım bedelinin ……. TL olarak tespit edildiğini, davaya konu zararların iş yerinin yapımındaki bozukluktan kaynaklandığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, olay tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte şimdilik …….. TL araç hasar bedeli, ……. TL yapıda meydana gelen zarar nedeniyle toplam ……. TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından tarafların tacir olduğu, davanın iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğduğu, dolayısıyla ticari nitelikteki iş bu davaya bakmakla görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi olduğundan kararının hatalı olduğu sebepleri istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava haksız fiil, bina ve inşa eseri sahibinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir. Bu anlamda davanın özel mahkemenin (ticaret mahkemesi) görevine girip girmediğinin bu kanun düzenlemesine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın “haksız fiil” ve “bina ve inşa eseri sahibinin sorumluluğu” kapsamında olduğu; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre mutlak ticari dava kapsamında olmadığı gibi dosya içinde mevcut belgeler dikkate alındığında davanın nispi ticari davada olmadığı, bu halde uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.

Bu nedenle davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle HMK. 355. maddesi ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması, kamu düzenine aykırı bir durumun da tespit edilememesi karşısında davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken ……. TL istinaf karar harcından peşin alınan …… TL istinaf karar harcının mahsubu ile eksik …….. TL istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK. 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır