Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1707
KARAR NO : 2022/1202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2018/298 Esas 2020/512 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -.
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
.
İHBAR OLUNAN : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
ESASA ALINMA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve ilgili dosya dairemize gelmiş olup, dosyanın inceleme aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olduğu anlaşılmış olmakla, dosya heyetçe incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafça verilen dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı tarafından düzenlenen abonelik sözleşmesi ile söz konusu adresteki iş yerine elektrik bağlattığı, davalı tarafından sağlanan elektrik enerjisinde 22/01/2018 tarihinde birçok kez elektrik voltajının düştüğünü, yükseldiğini ve zaman zaman da kesintiye uğradığını, bu adresin 300 metre ilerisinde elektrik direği veya trafoda patlama meydana geldiğini, mahalle halkı tarafından….haber verildiğini, ……. şirketi teknik ekibinin tamir ve bakım hizmeti için geldiklerini, müvekkili şirketin ise söz konusu patlama ile aşırı voltaj yüksekliği nedeni ile işyerinde bulunan elektronik aletlerin bir kısmı kullanılmayacak halde zarar gördüğünü, müvekkili şirketin bu olay nedeniyle toplam 18.753,00-TL zararı olduğunu, davalı kuruma zarara ilişkin başvuru yapıldığını, ancak olumlu sonuç alınamadığını belirterek, davalının kusuru nedeniyle oluşan toplam 18.753-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde, kullanıcıların maruz kalacağı bu türden zararların tazmini için 21 Aralık 2012 Tarihli ve 28504 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Dağıtım ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği yürürlüğe girdiğini, söz konusu yönetmeliğin 26. Maddesinin 1 Numaralı fıkrasında ;‘’Kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 (on) iş günü içerisinde talepte bulunulabilir. ‘’ denildiği, davacının müvekkili şirkete başvurduğunu, ancak yasal olarak cevap verme süresi dolmadan davayı açtığını, ayrıca davacının tesisatında yapılan incelemelerde işletme ve koruma topraklamalarının yanlış bağlandığının tespit edildiği, bu durumda kendi iç tesisat problemleri dolayısı ile cihazların hasar görebileceğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 10.227,96 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı şirkete başvurduğunu, ancak yasal olarak cevap verme süresi dolmadan eldeki bu davayı açtığını, ancak hasar süreci sonlandırılmadan dava açılmasının mevzuata aykırı olduğunu, ayrıca davacının iç tesisatındaki sorunlar nedeniyle davaya konu cihazların hasar gördüğünü, davacının tesisatında yapılan incelenmelerde işletme ve korumu topraklamalarının yanlış bağlandığının tespit edildiğini, bu durumda herhangi bir kısa devre arızasında cihazların zarar göreceğinin açık olduğunu, davacının tüketici olarak hat arızalarına karşı cihazlarını koruma önlemleri alma yükümlülüğü altında olduğunu, olaydan aylar sonra yapılan keşfin sağlıklı olmadığını, tanığın olay günü ekiplerin onarım için geldiklerini beyan ettiğini, davacının iddia ettiği zararın müvekkili şirketten kaynaklandığına dair beyan bulunmadığını, bilirkişi raporuna yönelik itirazları üzerine alınan ek raporun da kök raporun tekrarı mahiyetinde ve yetersiz olduğunu, olaya neden olabilecek başka nedenler bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içinde mevcut bilgi ve belgelerden 22/01/2018 tarihinde elektrik enerjisindeki voltaj düşüklüğü ve değişiminden kaynaklı sorun nedeniyle davacının iş yerinde bulunan elektronik aletlerinin zarar gördüğünden bahisle iş bu davanın açıldığı, mahkemece mahallinde iki kez keşif yapıldığı, ikinci keşifte uzman bilirkişi tarafından teknik aletle ölçüm yapıldığı, akabinde dosyaya sağlanan bilirkişi kök ve ek raporu ile, tesise ait trafoda işletme ve koruma topraklarının şöntlü olmadığı, toprak ölçüm değerlerinin normal ve izin verilen sınırlar içerisinde olduğu, tesisin idari kısmında yapılan ölçüm sonucu kaçak akım koruma rölesinin aktif olarak çalıştığı, dolayısıyla işletme içerisinde herhangi bir iç tesisat arızasının bulunmadığı, olay tarihinde davacının tesisinde meydana gelen hasara davalı kurumun enerji nakil hattında meydana gelen arızanın sebep olduğu, kurum kayıtlarında arıza kaydının mevcut olduğunun tespit edildiği, tanık ….ın yeminli beyanında, olay günü, 5 dakika ara ile 2 kez patlama olduğu, elektriklerin kesildiği, davalı şirketin olay akşamı gelerek arıza için onarım yaptıklarını beyan ettiği, mahkemece tüm bu hususlar göz önüne alınarak keşif tarihinde incelemesi yapılan cihazlar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespitler göz önüne alındığında davalı tarafın olayın davacının işletmesindeki iç tesisatındaki sorunlardan kaynaklanmadığı, bilirkişi kök ve ek raporun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, bu oluş ve tespitler karşısında davalı tarafın davacının tüketici olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği yönündeki itirazları ile sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğrudur.
Tüm bu nedenlerle HMK. 355. Maddesi ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması, kamu düzenine aykırı bir durumun da tespit edilememesi karşısında davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 698,67 TL istinaf karar harcına peşin yatırılan 175,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile eksik kalan 523,67 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesin olması nedeniyle tehir-i icra talebi yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 89,60 TL tehir-i icra karar harcının talep halinde yatırana ilk derece mahkemesince iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan teminatın/teminat mektubunun talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK. 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/06/2022
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır