Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1462 E. 2023/344 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1462 – 2023/344
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. Hukuk Dairesi

DOSYA NO : 2023/1462
KARAR NO : 2023/344

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

BAŞKAN : ………..
ÜYE : …………
ÜYE : ……….
KATİP : ………

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : 2021/744 E., 2022/650 K.
DAVACILAR : 1…………
VEKİLİ : Av. ………..
DAVALI : 1 -…………
VEKİLİ : Av………….
DAVALI : 2 -……………
VEKİLİ : Av. ……………
DAVALI : 3 -………….
VEKİLİ : Av………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 23/11/2023
YAZIM TARİHİ : 26/11/2023

Davacılar ile davalılar ……. Sigorta A.Ş. ve …………. Dış Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından süresinde verilen dilekçeler ile yukarıda tarih ve sayısı gösterilen mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edildiğinden, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, gereği düşünüldü;

I. YARGILAMA SÜRECİ :
A.Dava
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ……….. tarihinde davalı …’in kullandığı ……….. plakalı araç ile davacı …’un eşi ve diğer davacıların babası …’un yolcu olarak bulunduğu ……….. plakalı aracın çarpışması sonucunda muris …’un vefat ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eş … için ……… TL, çocuklar ………… için ayrı ayrı …………..’er TL olmak üzere toplam ………… TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, davacı eş … için ………. TL, çocukları ………… için ayrı ayrı ………..’er TL, müteveffanın annesi … için ……….. TL, kardeşleri Halaf, …, …, … için ayrı ayrı ……….’er TL olmak üzere toplam ………. TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Gıd. San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti ile …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini dava etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince ………. TL olarak arttırmıştır.
B.Cevap
1. Davalı … Gıd. San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, kazada ne işleten ne de mali sorumluluklarının bulunmadığını, kusur tespitinin ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapılması gerektiğini, davacıların manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, talep edilen tazminat bedelini müvekkilinin ödeyecek maddi durumunun olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
C.İlk Derece Mahkemesi Kararı
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile, ………… TL maddi tazminatın dava tarihi olan ………… tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılar ………..’a ödenmesine, …………. TL maddi tazminatın olay tarihi olan ……….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Ltd. Şti. İle …’ten müştereken müteselsilen alınarak davacılar ………….’a ödenmesine, davacı ……… için ……….. TL , davacılar ……………’er TL, …………’er TL manevi tazminatın olay tarihi olan ………. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …………. ve … Ltd. Şti’den müştereken müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
D.BAM Kaldırma Kararı
Mahkemece kararın istinaf edilmesi üzerine ………….. K. sayılı ilamı ile;”…davacı vekilince ibraz edilen ıslah dilekçesinde her bir davacı için talep edilen tazminat miktarı ayrı ayrı belirtilmeksizin toplam ……….. TL tazminat talep edildiği, mahkemece davacı vekilinden her bir davacı için talep edilen maddi tazminat miktarı açıklattırılarak, her bir davacı için kazanılmış haklarda dikkate alınmak suretiyle hüküm tesis edilmemesi..” isabetsizliğinden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
E. Kaldırma Kararı Sonrası Verilen Karar
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile, … yönünden …………. TL, … yönünden ……… TL, … yönünden ……….. TL, … yönünden ……… TL, destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan ………… tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta Şirketinden tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine, … yönünden ………. TL ( davalı … Gıda Sanayi yönünden ……….. TL ile sorumlu olmak üzere), … yönünden ……… TL ( davalı … Gıda Sanayi Yönünden ………. TL ile sorumlu olmak üzere), … yönünden ………. TL ( davalı … Gıda Sanayi Yönünden ………. TL ile sorumlu olmak üzere) destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan …….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Gıda Sanayi pazarlama Dış Ticaret Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ve …’a ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, … yönünden ……….. TL, … yönünden ……….. TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan ………. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Gıda Sanayi pazarlama Dış Ticaret Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, davacı … yönünden usulüne uygun açılan ve harcı yatırılan bir destekten yoksun kalma tazminatı davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

II. İSTİNAF SEBEPLERİ:
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar ile davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Gıd. San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. vekilleri süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar ayrılarak geriye kalan zarar miktarı için diğer iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkil …’in davada taraf olduğunu, ilk dava dilekçesinde lehine manevi tazminat talebi istenildiğini, gerekli harçların yatırıldığını, hükmedilen tazminat bedelinin düşük olduğunu, müvekkiller aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, … lehine ıslah dilekçesine uygun olarak … ve … Gıda Şirketi aleyhine hükmedilmesi gereken tazminatın eksik olarak hükmedildiğini, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, müteveffanın annesinin manevi tazminat talebinin olmadığını, tarafların kararı maddi tazminat yönünden istinaf etmemesine rağmen müvekkil şirket aleyhine maddi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde bir istinaf talebi bulunmamasına rağmen BAM kaldırma kararı sonrasında her bir davacı için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, hesaplama yapılırken anne ve babasının talebi olmamasına rağmen hesaplamada anne ve babasına pay ayrılmasının doğru olmadığını, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı … Gıd. San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; 08/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, aleyhe hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, toplam manevi tazminat bedeli üzerinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kazanın davalı …’in müvekkil şirketin iş faaliyetini yürüttüğü sırada değil kendi kişisel iradesinde iken meydana geldiğini, dolayısıyla sorumluluklarının olmadığını, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

III. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
1. Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” ve 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı” hükümlerine yer verilmiştir.
3. Somut olayda, davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki ……….. plakalı araçla, davacıların murisi … ‘un yolcu olarak bulunduğu ……….. plakalı aracın çarpışması sonucunda davacıların murisi vefat etmiştir. ………… plakalı araç işleteni davalı … Gıda San. Pazarlama Dış Tic. Ltd. Şti.’dir. Bu durumda davalı işletenin, Karayolları Trafik Kanunu’nun bir tehlike sorumluluğu türü olan 85/1-3.maddesi kapsamında sorumlu olduğunun kabulü gerekeceğinden, davalı … Gıda San. Pazarlama Dış Tic. Ltd. Şti vekilinin sorumlu olmadıklarına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
4. Mahkemece, davaya konu kazanın oluşumunda, ……….. plakalı araç sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğuna dair, kaza tespit tutanağı, ……….. soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporlarıyla da uyumlu, oluşa uygun ve yeterli gerekçeyi içeren ……….. tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesinde düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Yine usul hukukumuza göre ıslahın yapılabilmesi için dava dilekçesinde bir talebin olması ve dava dilekçesindeki talebin artırılması gerekmektedir. Yani olmayan bir talebin arttırılması söz konusu olmayacağı gibi ıslah yoluyla yeni taleplerde bulunulamaz.
6. HMK’nın 176 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava için ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
7. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde davacı anne … için sadece manevi tazminat talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesinde herhangi bir talepte bulunulmayarak, bilirkişi raporunda davacı anne … için hesaplanan maddi tazminatında bulunduğu toplam tazminat miktarından harcı tamamlamıştır. Davacının dava dilekçesinde davacı … için maddi tazminat talebi olmadığından ıslah dilekçesi ile dava konusu olmayan bir talebin dava kapsamına alınması mümkün olmadığından, mahkemece bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
8. Anne …’in destek payı düşülerek her bir davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı garameten hesaplanarak davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun ve diğer davalıların sorumlu olduğu tutarların ayrı ayrı belirlenmiş olduğu 08/04/2023 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
9. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacılara davadan önce ödeme yapılmış, ancak taraflar arasında imzalanan bir ibraname olduğu taraflarca ileri sürülüp mahkemeye sunulmamıştır. KTK’nın 111. maddesi uyarınca ortada anlaşma olmadığından, dava tarihinden önce yapılan ödeme ile ödeme tarihi itibariyle yapılması gereken ödeme arasında orantısızlık bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Bakiye alacak yönünden usulünce verilmiş ibraname bulunmadığı için önceden yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilip, dava tarihinden önceki ödemenin rapor tarihine kadar güncellenerek tazminattan mahsup edilmesinde de bir hata bulunmadığından davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu husustaki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Ancak;
10. Davalı … Gıda San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti.vekili Av……… tarihli dilekçesinde vekillikten çekildiğini bildirmiş olmasına rağmen, mahkemece, ………. tarihli rapor Av………..’e tebliğ edilmiştir.
11. Anayasanın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adli yargılanma hakkına sahiptir.” hükmü düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 27. maddesinde; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür. Bu husus usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemelerdir. HMK’nın 280/1 maddesi; “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” hükmünü amirdir. Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür. Somut olayda, bilirkişi raporu davalı tarafa usulüne uygun biçimde tebliğ edilmeden ve davalıya bilirkişi raporuna karşı itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden, Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhinde hüküm kurulmuştur.
12. Bu durumda mahkemece; bilirkişi ek raporunun davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süresi beklenerek, davalının itiraz ve cevap verme hakkını kullanması sağlanmak suretiyle sonucuna göre inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakları kısıtlanarak, yargılamaya devamla hüküm kurulması hatalı olmuştur.
13. Manevi tazminat isteyebilmek için, hukuka aykırı bir şekilde bedensel zarara ya da ölüme neden olunmalı, zarar ile eylem arasında nedensellik bağı kurulabilmeli, zarar verenin az çok kusuru ya da kusuru olmasa bile sorumluluğa ilişkin koşullar oluşmalı ve zarar görende olay nedeniyle ruhsal sarsıntı meydana gelmiş olmalıdır. Manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinin kendisine verdiği takdir hakkını hukuka ve hakkaniyete göre kullanıp, ona etkili olan nedenleri objektif bir şekilde değerlendirmeli ve hak sahibine vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Aslolanın insan yaşamı olduğu gözetilerek, bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı zararın telafi edilmesinin olanaksızlığı nedeniyle yakınlarında oluşan derin ızdırabı bir nebze olsun dindiren miktarda olmalı, elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar ve eski kalıplardan çıkılarak zarar vereni de dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek miktarda caydırıcı olmalıdır. (HGK 2004/13-291E.-370K) Bundan ayrı, manevi tazminatın, maddi tazminatın olmadığı ya da yetersiz kaldığı hallerde tamamlayıcı denkleştirici yönüyle bir sosyal ihtiyacı karşılama işlevi de göz önüne alınmalıdır.( Manevi Tazminata Ölçü Arayışı , Serozan, agm.,sf.86)
14. Somut olayda, davacı …’un eşini, davacılar ………….. ve …’un babalarını, davacı …’in oğlunu, davacılar ……….., … ve …’in kardeşlerini kaybetmeleri, meydana gelen üzüntünün niteliği, kazanın oluşumunda kusurunun bulunmaması ve TBK’nın 56. maddesine göre olayın özel hal ve şartları değerlendirilmek suretiyle manevi tazminatın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı görülmüştür.
15. HMK’nın 298/2. maddesine göre; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki olması ………… karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de usul ve yasaya aykırıdır.
16. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekir. Hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm ve gerekçenin bulunması gerekir.
17. Mahkemece, hükmün gerekçesinde “Her ne kadar kararda (e) fıkrasında …………….. TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan ……….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta Şirketinden tahsili ile davacı …’a ödenmesine şeklinde hüküm kurulmuş ise de davacı vekilinin ıslah dilekçesinde “davacı …………… için dava dilekçesinde talep edilen ……….. TL maddi tazminat talebi ………. TL arttırılarak … için ………… TL maddi tazminatın (Davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğu …………. TL ile sınırlı olarak))olay tarihi olan …………. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili,(fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla )” talep edildiği, davacı vekili tarafından sigorta şirketi yönünden ……………. TL talep edilmesine rağmen davacı … için talep edilen ………….. TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı … içinde hükmedilmiş olduğu anlaşılmıştır. Hüküm fıkraları ile gerekçeli karar arasında çelişkiye meydan vermemek için hüküm fıkralarının özüne dokunulmadan aynen korunmuştur’ olduğu belirtilerek, çelişkili hüküm tesis edilmiştir. Davalının sorumluluk esasları gerekçede belirtilmeyerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasına sebebiyet verilmesi doğru değildir.
18. TBK’nın 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” denilmekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Somut olayda, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğine göre mahkemece, her bir davacı için ayrı ayrı talep edebileceği tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarı belirterek, hükmedilecek toplam tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, davalı sigorta şirketi ve diğer davalılar yönünden ayrı ayrı maddi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
19. Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi’nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise, diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır.
20. Somut uyuşmazlıkta; davacılar vekilinin, mahkemece verilen …………. tarihli karara karşı sunduğu istinaf dilekçesinde, vekalet ücretinin her bir davacı yönünden ayrı ayrı hükmedilmesi gerektiğine ilişkin itirazı bulunmadığından, bu husus istinaf kanun yoluna başvurmayan davacılar bakımından kesinleşmiştir.
21. Her nekadar davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeni ile her bir davacı için hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarları bakımından taraflar lehine vekalet ücretinin ayrı ayrı tesisi gerekmekte ise de, ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatların toplam tazminat miktarları bakımından davacılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi, bu hususta davacıların istinaf itirazında bulunmaması nedeni ile kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeksizin mahkemece, davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
22. Aynı şekilde, ………… tarihli kararda maddi ve manevi tazminat tutarları yönünden ayrı ayrı harca hükmedilmiş ve yargılama giderlerinde davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar belirtilmiştir. Taraflarca bu hususlarda istinaf itirazında bulunulmadığından kesinleşen hususlarda mahkemece, maddi manevi ayrımı yapmaksızın tek bir harca; davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığından ve maddi tazminatla sorumlu olduğu miktar da belirtilmeden, yargılama giderlerinden davalı sigorta şirketinin tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
23. HMK’nın 27. maddesinde düzenlenmiş olan “Taleple bağlılık ilkesi” gereğince mahkeme talepten fazlasına hükmedemez. Taleple bağlılık ilkesi kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca re’sen dikkate alınır.
24. Somut olayda; davacı vekili, ……….. tarihli açıklama dilekçesinde, davacı … için ………… TL, davacı … için ………… TL talep etmiş olmasına rağmen mahkemece talep aşılarak, davacı … için ……….., davacı … için ………. TL’ye hükmedilerek, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık ilkesi” ne aykırı hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
25. Kabule göre ise; harcın kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle, maddi ve manevi tazminat için ayrı ayrı harca hükmedilmeyerek, toplam tazminat miktarı üzerinden eksik harca hükmedilmiş olması da hatalı olmuş ve davalı … Gıda San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti.,davalı … Sigorta A.Ş. ve davacılar vekilinin yukarıda açıklanan yönlerden yaptıkları istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

IV. KARAR:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1. Davalılar … Gıda San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı … Sigorta A.Ş. ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile …………….. K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2. Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
3. Taraflardan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4. İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5. Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6. Davalı … Gıda San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından tehiri icra talebi kapsamında …………. Esas sayılı icra dosyasına mehil vesikası için ibraz edilen ………… Şb. ………….. TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a,6 maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.23/11/2023

Başkan Üye Üye Katip

İ.P.