Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/34 E. 2023/207 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/34
KARAR NO : 2023/207

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : . … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2022
NUMARASI : 2022/816 E., 2022/872 K.
DAVACILAR : 1-… – … –
2-… – …-
3-… – …-
4-… – …-
5-… – … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1 -… -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2 –
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 3 -…..
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ :26/01/2023
YAZIM TARİHİ :04/02/2023
Davacı ve davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti ile davalı … vekilleri süresinde verdiği dilekçe ile Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2022 tarih ve 2022/816 E., 2022/872 K. sayılı kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması talep edilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in eşi, diğer davacıların babası …, davalı … in kullandığı, davalı … Mak. Ve Aletleri Tic. Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu, davalı … şirketinde ZMMS poliçesi bulunan ……. plakalı traktörün çarpması sonucunda ……vefaat ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, … için ……. TL, diğer davacılar için ……’er TL toplam …….TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için ….. TL, diğer davacılar için….. er TL olmak üzere toplam …….TL manevi tazminatın davalı … ve ……. Ticaret Ltd. Şti.’den tahsiline karar verilmesini dava etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince …… TL olarak arttırmıştır.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu tazminat talebinin poliçe teminat kapsamında yer almadığını, kazanın fıstık hasadı yapılan tarlada meydana geldiğini, karayolunda meydana gelmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin …… Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, traktörün tüm sorumluluğunun …… ait olduğunu, sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenlerler davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen karar taraf vekillerinin istinaf itirazı üzerine dairemizin 2021/1462E., 2022/1503 K. sayılı ilamıyla; “….her ne kadar dairemize sunulan makbuz ve ibraname başlıklı belgede yapılacak ödeme karşılığında davadan feragat edileceği ifade olunmuş ise de, ibraz edilen belgelerden davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacı tarafından sözlü veyahut yazılı olarak yapılmış bir feragat bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. HMK’nın 309/1. maddesine göre feragatın, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılması gerekir. Bu durumda, davalı tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı üzerinde durulup, hükümden sonra meydana gelen bu durum nedeniyle mahkemece, tarafların hukuki durumlarının (sulh, feragat veya hükümden sonra ödeme mi olduğu hususlarının) yeniden değerlendirilmesi gereği ortaya çıktığından, sair hususlar incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddesi gereğince kaldırılmasına…” karar verilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonununda; maddi tazminat talebi yönünden, davacı … için, …… TL maddi tazminatın davalılar … …’ten olay tarihi olan ……. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, …… TL maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı … için, …… TL maddi tazminatın davalılar ve …’ten olay tarihi olan ……. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, …… TL maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı … için, ……. TL maddi tazminatın davalılar ……….’ten olay tarihi olan ……. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, ……… TL maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı … için, ……. TL maddi tazminatın davalılar …’ten olay tarihi olan …… tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, …… TL maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı … için,……… TL maddi tazminatın davalılar …’ten olay tarihi olan …… tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, ……. TL maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, manevi tazminat talebi yönünden, davacı … için ……. TL, davacılar …, …, … ve … için ……….’er TL olmak üzere toplam ……. TL manevi tazminatın davalılar … ve ………. Tic. Ltd. Şti. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile olay tarihi olan ……tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf başvurusunda bulunan davacılar vekili dilekçesinde özetle; maddi ve manevi tazminat bedellerinin avans faizi ile ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosu 1,8 teknik faize göre yapılan hesap doğrultusunda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hüküm tarihindeki asgari ücret verilerine göre hesaplama yapılması gerekirken yeni bir aktüerya raporu alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, tazminat bedellerinin düşük olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan ……. Tic. Ltd. Şti. vekili dilekçesinde özetle; yetkisiz mahkemede dava açıldığını, dava dışı vefat eden ……. asli kusurlu olduğunu, davalı …’in tali kusurlu olduğunu, manevi tazminat isteminin yasal şartlarının oluşmadığını, hükmolunan manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkili şirketin işleten sıfatı bulunmadığını, şirket yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, kusur tespitinin ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapılması gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan … vekili dilekçesinde özetle; kusur raporunun eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, maddi tazminat yönünden bakiye yaşam sürelerinin PMF 1931 tablosuna göre hesaplanması gerektiğini, manevi tazminat isteminin yasal şartlarının oluşmadığını, maddi tazminat yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Üye hakimin inceleme raporu okunup, açıklamaları dinlendikten sonra, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Kazanın oluşumunda …….plakalı araç sürücüsü davalı …’in % 100 kusurlu, müteveffa yaya …… kusursuz olduğuna ilişkin oluşa uygun, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli …… tarihli kusur raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir.
2- Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre; ” Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesine göre ise; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” hükmüne göre davacı …’in eşi, diğer davacılar …, …, …, …’in babası …….’in vefaatından dolayı eşi ve çocuklarına manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Somut olayda, davacıların murisi…… vefaat etmesi nedeniyle, mahkemece davacılar … için …… TL, … için …… TL, … için ……. TL, … için …… TL, … için :…… TL manevi tazminat takdir etmiş olup, kazanın meydana geliş şekli, murisin ölümü nedeniyle davacılarda meydana gelen ızdırap ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacılar için takdir edilen manevi tazminat tutarının hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmış ve davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekilinin bu husustaki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3- HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Kanunun 16. maddesinde, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup, HMK nın 57. maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığı düzenlemiştir. Söz konusu madde uyarınca davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması halinde birden çok kişi birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine birlikte dava açılabilir. Yine aynı yasanın 58. maddesinde; “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacıların ……. ilinde ikamet ettikleri ve mernis adresleri …… ili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4-Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faiz isteme hakkına sahip olduğundan, mahkemece davalılar …….. Tic. Ltd. Şti. ve davalı … yönünden olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur.
5- Kazaya sebep olan …….. plakalı aracın traktör olduğu ve ticari amaçla kullanılan araç olmadığı dikkate alındığında, temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6-Tazminat hesabı aktüer bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablolarına göre yapılmış olup, yargı kurumları ile SGK gibi diğer kurumlar arasında uygulama birliğinin sağlanması açısından, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe, Marmara ve Başkent Üniversitelerinin ortak çalışmasıyla belirlenmiş olan ve ülkemize özgü güncel verileri içeren “Ulusal Mortalite Tablosu” TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömrün belirlendiği hesabın hükme esas alınmasında da bir yanlışlık bulunmamaktadır.
7-Yargıtayın çeşitli kararlarında da vurgulandığı üzere; İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda, aracın kayden maliki olan davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti. aracını dava dışı ……. kiraladığını savunmuş ve buna ilişkin olarak adi yazılı kira sözleşmesinin fotokopisini ibraz etmiştir. Mahkemece, 8 nolu celse 2 nolu ara kararı uyarınca davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti.’nin iddia ettiği kiralama sözleşmesinin 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinde yer alıp almadığı hususununun tespiti amacı ile inceleme yapılarak rapor hazırlanılması ve bilirkişi ücretinin davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti. tarafından iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılması istenilmiş, bilirkişi ücret yatırılmadığı taktirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususu da ihtar edilmiş, ancak davalı tarafça kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından, davalı tarafça kira sözleşmenin varlığı ispat edilememiş olup, mahkemece ….. Ltd.Şti’nin işleten olarak kubulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
8- Mahkemece, kaldırma ilamından önce TRH 2010 Yaşam Tablosu baz alınarak prograsif rant yöntemine göre ek hesap raporu alınmış, davacı tarafça yeni alınan rapora göre ıslah için süre talep edilmemiş, davacı vekili duruşmadaki beyanında, değer arttırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talep ettiğinden mahkemece daha önce alınan TRH 2010 Yaşam Tablosu 1.8 teknik faize göre yapılan hesap doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra davacı tarafça ıslah için süre istenmemiş, davacı vekili duruşmadaki beyanında,davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğinden mahkemece TRH 2010 Yaşam Tablosu 1.8 teknik faize göre yapılan ……. tarihli aktüerya raporunu hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
9- Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda mal varlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Bu anlamda gerçek zararın belirlenmesi ve giderilmesi önem arz etmektedir. TBK’nın 75.maddesi gereğince gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekir. Mahkemece ilk hükme esas alınan raporda karar tarihine en yakın asgari ücrete göre hesaplama yapılmıştır. Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması halinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usuli kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekecektir. (Yargıtay 4.HD., 2021/20414 E., 2022/3521K.). Bu duruma göre, davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazı yerinde görülmemiş ve taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin, davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti. Vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gerekli ……. TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf yoluna başvurulurken peşin alınan ….. TL harcın mahsubu ile bakiye kalan …… TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Alınması gerekli ……. TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından istinaf yoluna başvurulurken peşin alınan …… TL harcın mahsubu ile bakiye kalan …… TL harcın davalı …’ten alınarak hazineye irad kaydına,
4-Alınması gerekli …… TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından istinaf yoluna başvurulurken peşin alınan …….. TL harcın mahsubu ile bakiye kalan ……. TL harcın davalı … Mak. ve Aletleri Tic. Ltd. Şti’den alınarak hazineye irad kaydına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından varsa artan kısmın yatırana iadesine dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

İ.P.