Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/995 E. 2022/1979 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/995
KARAR NO : 2022/1979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2022
NUMARASI : 2019/295 Esas- 2022/185 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/07/2018 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı, davalı ….’ın işleteni olduğu, davalı …..’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana geldiği yerin mesire alanı olması nedeniyle görüş alanının azaldığını, piknik yapan kişilerin çok olduğu ve büyük çoğunluğun ise yaya olarak gezdiğini, sürücünün ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası psikolojik olarak çöktüğünü ve birçok işi yapamaz hale geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte, 70.000,00 TL manevi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin trafik kazasına karıştığını belirttiği …. Plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davacının müvekkili şirkete başvuruda bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan başvurudaki eksik evraklar nedeniyle davacıya cevap verildiğini ve eksik evrakların gönderilmesinin istenildiğini, davacı vekili tarafınca eksik evrak dilekçesine cevap verilmeden dava açıldığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile; 8.265,97 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 178.296,95 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.141,59 TL bakıcı gideri tazminatının davalılar ….. ve …..’ dan kaza tarihi olan 22/07/2018 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 26/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ….. ve ….’ dan kaza tarihi 27/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı sigorta şirketi vekili dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacının maluliyetinin %48 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, davacının gerçek maluliyetinin %40 olması gerekirken %48 olarak hesaplanmasının hatalı olup bu sebeple Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunun da hatalı tanzim edildiğini, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatından sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, davalı sürücü …..’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı ….. plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.

Davalı vekilince, müvekkili şirketin Geçici İş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu olmadığı belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuş ise de: 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …..ının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı …..’na geçmiştir. Ancak geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam edeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/5372 E. 2021/8669 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3468 E. 2021/6538 K.)

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun ve denetime imkan verir şekilde düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu itibarla işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunundaki düzenlemelerinin esas alınmasıyla hesaplamada 1,8 teknik faiz yönteminin değil progresif rant yönteminin dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yönteminin uygulanmasının yerinde olduğu anlaşıldığından davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …..Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 12.822,09 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.718,5 TL nin mahsubu ile bakiye 9.103,59‬ TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı sigorta üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip